Rahmetli Nenem; “diyordu ki bir insanın kendine yaptığı kötülüğü bütün dünya gelse yapamaz.” Kadrolu hâinlerimizden Rüstem İbrahimbeyov gibi.
Türkiye’den olan okuyucularıma hatırlatayım ki Azerbaycan’da da Türkiye’de olduğu gibi kadrolu vatan hainleri var. Bunlar genellikle Rusya’nın koltuğuna sığınıp Ermenilerin sesi olmayı tercih ederler. Çünkü paraları oradan gelir. Hemen kadrolu hainlerden biri Rüstem İbrahimbeyov’un çektiği “Kafkasya’nın üçlemesi” adlı filmi buna örnektir. Filmde Ermenilerin 1918 yılında aynı zamanda 1992 yılı Hocalı’da yaptıkları unutulur. Ermenilerin Türklere karşı yaptığı vahşeti Azerbaycanlıların Ermenilere karşı yapmış gibi gösterir. Ermeniler mazlum, Azerbaycanlılarsa zalim olarak takdim edilir. Bir sözle Ermenilerin bugüne kadar yaptıklarının hepsi birer birer bizim önümüze konur.
Bütün bunlara göre İbrahimbekov’a asla kızmadım, aksine aksini yapsaydı şaşırırdım. Vatana millete sahip çıkmak namus meselesidir. Namus da her benim diyen de olmaz. Bu öyle bir değerdir ki onun hiçbir yüksek eğitimle ya da bütün dünyayı gezmekle elde edilmesi mümkün değildir. O değer; “annenin sütünden babanın damarındaki kanından” gelir.
Bu bir karakter meselesidir!
Rüstem İbrahimbeyov gibiler bu hisleri anlamaz. Her soy isminde “Bey” olan Bey olsaydı, bugün ben bu yazıyı yazmış olmazdım. Aziz ve değerli milletin bugün soy kütüğüne sahip çıkmasını bilmeyen yaşadığı toprağına hainlik yapan, Rus’un Fransız’ın İngiliz’in emri ile başına geçirilen tasma nereye çekilse oraya giden, “Nobel mükâfatı” almak için Ermenilerin karşısında köle olmayı tercih edenlere kızmayın. Unutmayın onlar bu davranışlarıyla sizleri, vatanı, milleti değil her şeyden önce soy kökünü taşıdığı dedelerinin mezardaki kemiklerini sızlatmışlardır. Böyle satılmış kölelerden fayda olmaz.
Yabancıların Türkler üzerinde bir politikası var. Derler ki; “Türklerin hainlerini kahraman yapın kendi hainlerimizi ise idam edin.” Rüstem gibilerde yabancıların sizlere kahraman olarak göstermek istedikleri kişilerdendir.
Benim bu konuda kızdığım taraf Azerbaycan iktidarı ve muhalefetidir. Bildiğim kadarıyla bu hain Ermeni kölesi hala Azerbaycan Devlet Yazarlar Birliği’nin Fahri üyesidir. Aynı zamanda Azerbaycan’ın yüksek ödülü olan Şöhret madalyasını taşımaktadır.
Neyi bekliyorsunuz?
Azerbaycan karşıtı başka filmleriyle cikmasını mı?
Bugüne kadar Azerbaycan için hiçbir iş görmeyip, bir kere olsun Azerbaycan’a geldiğinde “Şehitler hiyabanına” geçmeyen birine bu ödülü neden vermişler, bunu hiç düşünmediniz mi?
Bir kere Putin’le bir kere Fransa’nın herhangi bir memuruyla yemek yedi diye bunları bizim başımıza kahraman olarak geçirmeniz yeter. Kendi dilini bilmeyip Rus dilini biliyor diye bunlara elitler(!) demeyiniz yeter!
Kendi dilinde konuşmayıp, İngilizce, Fransızca konuşuyor diye bunları aydın(!) olarak görmeniz yeter. Kafkaslardan Rusya’ya giden bütün hırsızlar, Rus dilini ana dili gibi konuşur. Geçmiş Sovyetler Birliği’nden Dubai’ye kendini satmaya giden bütün ahlaksız kadınlar İngilizceyi kendi ana dili gibi konuşur. O zaman alın bunların hepsine madalya verin.
Bu vatan haini ile Milli şurada birleşen muhalefetedir sözüm. Hayırdır, sesiniz neden çıkmıyor?
Yoksa ağababalarınızdan emir mi bekliyorsunuz?
O isminin altına sığındığınız Ebulfez Elçibey’den utanın! İktidar olamamanızın kinini Azerbaycan’dan, milletimizden çıkarmaya hakkınız yok! O arkanızda gördüğünüz Batı, sizi hiçbir zaman iktidar yapmayacak. Bugün sesinizi çıkarmadığınız arkadaşımız, dostumuz deyip sahiplendiğiniz Rüstem gibi karaktersizler, size makam vermeyecek…
O yüksek makamı sadece ve sadece halk verir!
Rüstem gibilerle yola çıktığınız için Azerbaycan halkı size oy vermedi ve bundan sonra da oy vermeyecek. Siz Rüstem’e sarılmaya devam edin. Bir şeyi unutmayın ki; “tarih ne Rüstemleri ne de ona sarılan sizleri asla unutmayacak!”
Nasıl ki Ali Haydar Karayev ve onun gibiler unutulmadıysa, bu yaptıklarınızla siz Azerbaycan iktidarına değil Azerbaycan devletine Azerbaycan halkına, 100 yılını kutlamaya hazırlandığımız Azerbaycan demokratik Cumhuriyeti’nin kurucularından, onların devamcılarına, Karabağ uğrunda 1988-1993 yılında verdiğimiz 20 bin şehidimize ihanet etmiş oluyorsunuz.
Hainlere ise Türk töresinde; değil bu dünyada, öbür dünyada bile yer yoktur!
Son olarak da, Ramazan Kurt’un “Hain” isimli şiirinden bir beyiti hatırlatmak istedim.
Üreğinde kin ve nefret sezenler
Dost görünüp düşman gibi gezenler
Ana yurdum bölge bölge çizenler
ZAN arıyor bu vatanı bölmeye