Habip Hamza Erdem
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (21)
Pascal Engel’in ‘Büyük ve Küçük Cumhuriyetçilik’ başlıklı makalesinde (1), yeni Cumhuriyetçilerden Philip Pettit kadar Quentin Skinner’i anlatan Fransız filozof Jean-Fabien Spitz’e de eleştiriler yönelttiğini anımsatalım. Şöyle ki, Spitz’in (2) Locke ve Rousseau’nun görüşlerine dayandırdığı Cumhuriyetçilik anlayışını, Philip Pettit’in sadece sistemleştirdiği bile söylenebilir diyor. İşte bu yeni-Cumhuriyetçiler, özgürlüğün ‘pozitif’ anlayışını geliştirirken, genelde özgürlük anlayışlarına…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (20)
Son yıllarda ‘yeni’ bir Cumhuriyetçilik anlayışı geliştirmek isteyen İrlandalı filozof Philip Pettit’nin özellikle Fransız filozoflarca eleştirilmesinin nedeni, Pettit’in salt politika alanıyla kendisini sınırlandırmadığı ve ‘sosyal metafizik’ alanı dahil olmak üzere, genel olarak ‘düşünce tarihi’ ve ‘etik kuramları’nı birlikte ele almaya çalışmasıdır denilebilir. Gerçekten de, Pettit, Edmund Husserl’in ‘fenomenoloji’ geleneğinden Lévi-Strauss’un ‘yapısalcı’ yöntemine ve…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (19)
Philip Pettit’nin yeni bir cumhuriyetçilik anlayışı geliştirmeye çalıştığından söz ediyorduk. Öyle ki, bu girişim, ‘sosyal ontoloji’ ile ‘politik kurumsallık’ı belli bir kavşakta buluşturma çabasına dayanmakta idi. Bir başka deyişle, sosyal düzenlemenin (régulation) ve o arada ekonomik mücadele ve cumhuriyetçi özgürlüğe demokratik bir meşruiyet kazandırma çabasıydı söz konusu olan. Türkçesiyle, bir tür…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (18)
Cumhuriyet ve Demokrasi alanında yeni çalışmalar yapılıp yeni ‘görüş’ ve ‘tez’ler ileri sürülmektedir diyorduk. Bu tezlerin bir de ‘ekonomi’ ile bağlantısı yapılmaya çalışılınca, konuyu sınırlandırmak neredeyse olanaksızlaşmaktadır denilebilir. NitekimMichel Bellet ve Philippe Solal yönetiminde, “Ekonomi, Cumhuriyetçilik ve Cumhuriyet” başlıklı ortak çalışma (1), ekonomistler olduğu kadar tarihçi ve filozofların da katkılarıyla, antik dönemden…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (17)
Geçen yazıda John Rawls’ın bu ‘ilkel’ diyebileceğimiz ‘hakkaniyet’ anlayışı yerine, tarafsız ve adil bir ‘kamu yönetimi’nin yönlendireceği bir ‘hakkaniyet’ anlayışı önerecektir, demiştik. Ancak Rima Hawi, her ne kadar Rawls’ın Locke, Kant ve Rousseau’cu ‘Toplumsal Sözleşme’ geleneğinden gelse de, özde bizim ‘kamu yönetimi’ dediğimiz bir ‘otorite’den çok, ‘sosyal adalet’in ilkelerini belirlemeye çalıştığını ve kendinden önceki yorumları…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (16)
Philippe Raynaud’nun işaret ettiği üzere, anglo-sakson filozoflardan İngiliz Quentin Skinner ve İrlandalı Philip Pettit’nin başını çektiği yeni bir Cumhuriyetçi politika felsefesi (philosophie politique républicaine) geliştirilmeye çalışılmaktadır (1). Böylece Cumhuriyet’in ilkelerinden ‘özgürlük’ konusunda yeni bir ‘özgürlükçülük’ yani yeni bir liberalizm anlayışı geliştirilmeye çalışılmaktadır denilebilir. Philip Pettit’in, sosyal ontoloji alanında heterodoks da diyebileceğimiz (oecuménique) bir yöntem izleyerek, özgürlüğe anlayışsal (compréhensive) bir yaklaşım…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (15)
Bu konuyu, bu yazı dizisi boyunca uzattığımız sanılabilir. Oysa Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılı gibi tarihsel bir dönüm noktasında, ne Cumhuriyet ve ne de kurucu iradesi olan Mustafa Kemal gereği gibi işlenmiştir diyoruz. O nedenle, sıradan yurttaşlarımız olduğu kadar ve onlardan daha fazla, Cumhuriyet’i anlatmak konumunda olan akademisyen, aydın, entelektüel vb kesimlere de Cumhuriyet’i…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (14)
Liberalizm konusunda Cumhuriyetçi ile Demokrat arasındaki farklılığa değinmiştik. Yineleyecek olursak, demokrat, liberalizmi ‘her istediğini yapma özgürlüğü’ olarak görmek istemektedir. Öyle ki, bu ‘her istediğini yapma’ arzusu, eğer yapacaklarına ‘yasa’lar engelse, yasaları değiştirme özgürlüğüne kadar ileri gidebilmektedir. Türkiye’nin son yirmi yılına damga vuran ‘liberallik’ ve ‘liberal demokratlık’ işte bu anlayışla uygulanmış olup, bu…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (13)
ABD’nin dördüncü başkanı James Madison (1809-1817) “Demokraside halk birleşip kendi kendisini yönetir, Cumhuriyet’te ise halk yine birleşir ama seçtikleri temsilciler ve kamu yöneticilerince yönetilir” diyordu. Madison’un başında olduğu Parti ise, 1801-1825 aralığında var olan Cumhuriyetçi-Demokrat Parti’dir. (Parti républicain-démocrate/Democratic-republican party) Ki bugünkü Demokrat Parti’nin anası olup, hem Başkanı ve hem de Kongre’yi denetlemekte idi. İşte bu Parti’nin Amerikan federal…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (12)
Cumhuriyetçi ya da Demokrat olmak konusunda, yine bir parantez açarak, Fransız sosyalistleri arasında nasıl bir farklılık olduğu konusuna değinebiliriz. Régis Debray, Sosyalist Parti milletvekilleri olarak, İçişleri Bakanı Pierre Joxe ve Savunma Bakanı Jean-Pierre Chevenement’ın Cumhuriyetçi, aynı partinin Kültür Bakanı Jacques Lang ile Başbakanı olan Lionel Jospin’in ise Demokrat oldukları ileri sürülebilir mi diye…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (11)
Cumhuriyet ve Demokrasi arasındaki ayırım ‘hak’ ve ‘ödev’ler konusunda da kendisini göstermektedir. Her ne kadar bu iki terim birlikte kullanılıyor ise de, genelde dillendirilen ‘demokratik haklar’ olmaktadır. Öyle ki, ‘demokrat’ olmanın en beliğin özelliği ‘demokratik hakları’ savunuyor olmaktır. Peki ama, demokratik bir rejimde diyelim, eğer demokrasinin bizzat kendisi tehlikede ise, demokratımız ne yapacaktır? …
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (9)
Cumhuriyet ve Demokrasiyi istek/gereksinme diyalektiği boyutuyla ele alacağımızı söylemiştik. Ancak, kuramsal çözümlemelerimizi yer yer ‘somut’a dönerek pekiştirmenin yararlı olacağı da açıktır. O nedenle, son günlerde gerçekleştirilen CHP kurultayını, açıklamalarımız ışığında değerlendirebiliriz. Neresinden bakılırsa bakılsın, bu kurultayın Demokratik olduğu söylenebilir. Böylece Demokrasi’nin özünde bir ‘teknik’ olduğu bu örnekle de kanıtlanmış olmaktadır. Ya…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (8)
Buraya kadar açıklananlardan hareketle, Cumhuriyet’in ideal bir kavram Demokrasi’nin ise teknik bir kavram olduğu izlenimi edinilebilir. Ki, bu tür bir yaklaşımın yabana atılmayacağını düşünenlerdeniz. Ancak Brezilya eski Eğitim Bakanlarından Renato Janine Riberio ile Demokrasi’nin yeniden keşfinden yana olup bu konuda makale ve kitapları bulunan Daniel Arpagu’nun, “Demokrasi mi Cumhuriyet mi?” (1) başlıklı makalelerinde, cumhuriyet geleneğine oranla…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (7)
Cumhuriyetin ‘evrensel’ Demokrasinin ise ‘yerel’ olduğunu söylemiştik. Böylece Cumhuriyet’in ‘soyut’ ve Demokrasi’nin de ‘somut’ olduğu düşünülebilecektir. Ve eğer ‘Akıl’ başvurulacak en yüce makam olarak kabul edilecek olursa, Cumhuriyet’te Devletin ‘üniter’ ve ‘merkezî’ olması da kaçınılmaz olacaktır. Çünkü, bu iki özellik, doğası gereği, hemşericilik (yerdeşlik), dar çevrecilik, yerel alışkanlık ve gelenekçilik ve gerekse…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (6)
Laiklik bakımından Cumhuriyet ve Demokrasi arasındaki farka gelince; Cumhuriyet’te Devlet Dinin tüm etkilerinden bağımsız, Demokrasi’de ise Din Devletin tüm etkilerinden bağımsızdır. Türkiye Cumhuriyeti’nde, Cumhuriyet, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurarak Devlet’in din işlerine müdahalesinden çok, ‘Dinin özgürleşmesi’, onun bağnaz kişi ve kurumlar elinde yozlaştırılmaması ve Devlet işlerinden bağımsızlaşmasını amaçlamıştır denilebilir. Müftü, imam gibi din görevlilerinin…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (5)
Cumhuriyet’in ‘eğitilmiş insan’larla yaşayabileceğini söylemiştik. Cumhuriyet okulu sever (ve onurlandırır –l’honore); Demokrasi ise ona kuşkuyla bakar (ve savsaklar-néglige) diyor Régis Debray. Ancak her ikisi de okulda ‘felsefe’den kaçınır diye ekliyor. Çünkü, Montesquieu, “Cumhuriyet hükûmeti, eğitimin tüm gücüne gereksinme duymaktadır” diyerek bir yandan ‘eğitimin gücü’ ve ondan kendince ‘yararlanmak’ isteğinin hem Cumhuriyet ve…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (4)
Demokratik hükûmet, temelde ‘insan’a, üretmek ve alış-veriş yapmak üzere yaratılmış üretken bir varlık (animal) olarak bakar, diyor Régis Debray. Ki, doğrudur. Her ne kadar, sözde ‘gerçek demokrasi’ taraftarlarının sık sık ‘insan merkezli’, nesnesi ‘insan’ olan diyerek söze başlamalarına karşın, bu savlarını temellendirecek herhangi bir kanıtları yoktur. Örnekse, ‘ekonomi’ anlayışları ‘homo economicus’la başlar…
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (3)
Cumhuriyet ve Demokrasinin tarih öncesinin Eski Roma ve Eski Yunan’a kadar gidebileceğini söylemiştik. Ancak bu sadece ‘köken’lerine bir göz atış olabilirdi. Nitekim Modern Zamanlarla birlikte; kural ve uygulamalarına göre İngiliz (ya da Anglo-sakson) Demokrasisi ile Fransız Cumhuriyet’inin, dünyanın geri kalanına şu ya da bu biçimde örnek olduğunu görüyoruz. Bu değişik ve çeşitli (genre et espèce– tarz ve tür) uygulamalara bakarak…
KONU HAKKINDA YAZILAR
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (21)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (20)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (19)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (18)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (17)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (16)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (15)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (14)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (13)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (12)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (11)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (9)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (8)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (7)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (6)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (5)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (4)
-
CUMHURİYET ve DEMOKRASİ (3)