Yalçın Akdoğan
-
Türkiye Teröre Karşı Meşru Müdafaa Hakkına Sahiptir
Ankara’da geçen haftaki terör saldırısında 27’si asker, biri sivil olmak üzere 28 vatandaşımız şehit düşmüştür. Bir gün sonra Diyarbakır-Bingöl karakolunda 6 , İdil’de 2 şehit verilmiştir. Operasyonların başladığı 25 Temmuz’dan bu yana şehit sayısı 300’den fazladır. Terör, Suriye’deki savaşı Türkiye’ye taşırken Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn Türkiye’yi “Rusya’yı askeri bir gerginliğe kışkırtması halinde NATO’nun desteğine…
-
Suriyeli Mülteciler ve Yalçın Akdoğan’ın Çıkışı: “Türkiye enayi mi?”
Geçen hafta Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları toplantısına katılmak üzere Amsterdam’da bulunan AB Komşuluk Politikası ve Genişlemeden Sorumlu Komiseri Avusturyalı siyasetçi Johannes Hahn, Türkiye’nin Halep’teki gelişmeler üzerine Suriye’den kaçan mültecileri alması gerektiğini belirterek şunları söylemiştir: “Bu mültecilerin Türkiye’ye alınması gerekir, çünkü Cenevre Sözleşmesi hala geçerli. Türkiye, Kilis ve Öncüpınar sınır kapılarını kapadı. Bu, doğru değil.” Benzer…
-
BİZ SAVSAKLARA DA KARŞIYIZ YAVŞAKLARA DA…
MİT, isminde “Milli” kelimesi bulunan birkaç kurumumuzdan birisidir. Tıpkı Milli Eğitim Bakanlığı ve Milli Prodükdivite Merkezi gibi. Öte yandan MİT, sadece AKP iktidarı döneminde ve hassaten sadece geçen sene operasyon yapan bir kurum da değildir. Kuruluşundan beri birçok operasyonun altına imza atmış bir kurumdur ve bu operasyonların hiçbirisi toplum tarafından duyulmuş da değildir. Esasen duyulması…
-
Ahmet Şık’tan helallik isteyen kumpasçılar, benden de istemelidirler!
Bu yazımda aslında Diyanet İşleri Başkanı’na Türkiye Diyanet Vakfı hesaplarından 1 milyon TL’ye satın alındığı iddia edilen Mercedes marka S500 model makam aracı etrafında Diyanet’te sebep olunan israfı anlatmayı düşünüyordum. Ancak “Paralel Yapı” adı verilen Gülen Cemaati’ne ait medya organlarına yönelik operasyon kapsamında 30’u aşkın kişinin gözaltına alınmış olması, ister istemez Mercedes konusunu tehir etmeme…
-
“İnnemel mü’minûne ihvetün” illâ Beşar
Geçtiğimiz 29 Eylül’de Akçakale’ye ilk bomba düştü haberini duyunca not defterime (facebookuma) şu notu düşmüşüm: “Hani Türkiye’nin angajman kuralları değişmişti. Hani sınıra yaklaşan her türlü askeri unsur hiç bir uyarıya gerek kalmaksızın imha edilecekti. Madem öyle, neden bu top bataryalarının bulunduğu noktaları yerle bir etmiyoruz. Bırakın gaz almayı da tavır alın tavır…” 3 Ekim günü…