Etiket: Truva hazineleri

  • Truva’nın altınları Türkiye’ye iade edildi

    Truva’nın altınları Türkiye’ye iade edildi

    Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Troya antik kentinden çıkarılarak yurt dışına götürüldüğü belirlenen 24 parça altın takının, ABD’deki Penn Müzesi ile işbirliği kapsamında Türkiye’ye iade edildiğini açıkladı.

    Bakan Günay, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye topraklarının altında ve üstünde ne varsa, hepsine kıskançlıkla, ayrımsız sahip çıkmaya çalışırken, bazılarının milletin içine ayrılık tohumları serpmeye, ülkenin barışçı geleceğini bozmaya çalıştığını söyledi. - 63558Bakan Günay, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye topraklarının altında ve üstünde ne varsa, hepsine kıskançlıkla, ayrımsız sahip çıkmaya çalışırken, bazılarının milletin içine ayrılık tohumları serpmeye, ülkenin barışçı geleceğini bozmaya çalıştığını söyledi.

    Hiçbir tuzak yüzünden rotalarını, birlik, bütünlük, kardeşlik ortamını değiştirmediklerini ifade eden Günay, işlerini iyi yapmaya, insanlığa hizmet etmeye büyük aşkla devam ettiklerini bildirdi.

    Türkiye’den yasa dışı yollarla çıkarılan tarihi eserlerin tekrar ülkeye döndürülmesi konusunda güzel sonuçlar elde ettiklerini vurgulayan Günay, 1993- 2003 arasında 869, 2003-2007 arasında bin, 2007 Eylül ayından bu tarihe kadar da 3 bin 336 eserin Türkiye’ye iadesini sağladıklarını kaydetti.

    Günay, son 5 yılda getirilen eserlerin ABD, İngiltere, Avusturya, Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, İsviçre, Hırvatistan ve Sırbistan’dan alındığını, yakında Bulgaristan’dan getirecekleri eserlerle sayının 4 binin üzerine çıkacağını dile getirdi.

    Türkiye’nin bu gayretini UNESCO’nun da dikkate aldığını belirten Günay, bu çerçevede kasımda Gaziantep’te, yasa dışı yollarla çıkarılan eserlerin ait oldukları ülkelere gelmesi konusunda sempozyum düzenleyeceklerini bildirdi.

    Günay, haziran ayından bu yana UNESCO’nun bu konudaki bir komitesinin de başkan yardımcılığı görevini yaptıklarını belirtti.

    ”TROYA, ANTİK ÇAĞLARIN İSTANBUL’U”

    Türkiye’ye getirdikleri eserler arasında çok değerli olanların bulunduğunu ifade eden Günay, şöyle konuştu:

    ”Bu getirdiğimiz eserler de çok önemli. Bunlar Troya kökenli. Troya, Homeros’un İlyada’sında geçen, bir anlamda ‘antik çağların İstanbul’u’ diyebileceğimiz bir şehir. 9 kez yıkılıp yeniden yapılmış. Bunlar, Troya’nın 2. dönemine ait olduğu söylenen eserler. Eserler, Alman arkeolog Schliemann tarafından yapılan kazılarda ortaya çıkarılmış. O sırada hafirler (ilk kazıcılar) tarafından birçok eser yağmalanmış ve dünyaya çıkarılmış. Bunların bir kısmı Almanya’daydı, savaş sırasında da Rusya’ya gitmiş. Troya kazılarından çıkanların bazıları şu anda Puşkin Müzesi’nde sergileniyor. Biz onları da almak için yoğun çaba gösteriyoruz.”

    Kültür Varlıkları Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Şubesi çalışanlarının, 2009’da yaptıkları incelemeler sırasında Penn Müzesi’nin yayınlarında Troya kökenli olması ihtimali bulunan eserlerle karşılaştıklarını anlatan Günay, müzenin, bunları 1966’da yasal yollarla aldığını ancak eserlerin çıkışının yasa dışı olduğunu belirtti.

    Arkeoloji etiğine çok önem veren Penn Müzesi’nin, müzakereler sonucunda herhangi bedel talep etmeden, sadece işbirliği isteğiyle eserleri Türkiye’ye iade ettiğini bildiren Günay, müze, kültür, arkeoloji etiğine sahip tüm müze ve kurumlarla işbirliği yapabileceklerini, bu eserlerin insanlığın ortak mirası olduğunu vurguladı.

    Eserlerin 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Türkiye’ye getirildiğini bildiren Günay, yurt dışına kaçırılan eserlerin iadesi konusunda kendilerine yardımcı olan Dışişleri, İçişleri ve Adalet bakanlıkları ile TİKA Başkanlığı’na teşekkür etti.

    Bakan Günay, ”Sayın Başbakan da bir antik heykeli aldı, uçağında getirdi. Bütün bu işbirliği bizim işimizi ve dünyanın kültürel gelişmesini kolaylaştırıyor. Emek veren, tarihini, toprağını seven herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    TAKILAR, TROYA MÜZESİ’NDE SERGİLENECEK

    Troya Müzesi’nin projelerinin tamamlandığını, uygulama ihalesini de bu yıl dolmadan yapacaklarını dile getiren Günay, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenecek takıların, tamamlandıktan sonra Troya Müzesi’nde teşhir edileceğini bildirdi.

    Bakan Günay, ”Osmanlı Devleti, o zaman kaçırılan eserleri istemek için bir mahkeme açmış. İlk olarak da Troya eserlerini istemiş” şeklindeki hatırlatma üzerine de şunları kaydetti:

    ”Biraz dokunaklı olmaya başladı. Osmanlı’nın da iade için ilk yargı konusu yaptığı objeler bunlar. Biz böylece tarihsel bir davayı bugün bir bölümüyle, daha dışarıda Troya eserleri var… Bize bu vatanı emanet eden herkesin, dün ve bugün toprağa verdiğimiz çocuklarımızın da umuyorum ki ruhu şad oluyordur. Çünkü biz toprağın altına ve üstüne sahip çıkmaya çalışıyoruz.”

    Öte yandan, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Penn Müzesi arasında yapılan protokol kapsamında başlayan işbirliğinin, 2016’da Gordion kökenli eserlerin sergilenmek amacıyla bu müzeye gönderilmesiyle devam edeceği bildirildi.

    HİPODROM’DA TÜRKİYE UYGARLIKLARI MÜZESİ

    Bakanlık görevinde beşinci yılını dolduran Günay, bu süreci de değerlendirdi. Türkiye’nin ”müzeler şantiyesi” haline geldiğini ifade eden Günay, ören yerlerinin ayağa kaldırılmasında seferberlik başlatıldığını anlattı.

    Günay, Türkiye’de 19 müzenin yenilenmesi ya da kurulmasını sağladıklarını, ayrıca 29 müze projesi üzerinde çalıştıklarını belirtti.

    Türkiye’nin çeşitli yerlerinde birçok müze açılışını yaptıklarını ya da temelini attıklarını dile getiren Günay, Topkapı Müzesi’nin imkanlarının genişleyeceğini, Yıldız Sarayı’nın müze olarak Türkiye’nin gündemine girmeye hazırlandığı ve İstanbul Türk İslam Eserleri Müzesi’nin de bir misli daha büyütüleceğini bildirdi.

    Ankara’da Türkiye Uygarlıkları Müzesi ile ilgili proje çalışmalarına başladıklarına işaret eden Günay, ”Cumhuriyetin 90. yılında, 2013’te temelini atmak ve Cumhuriyetin 100. yılında da başkente ve Türkiye’ye böyle bir uygarlık eseri armağan etmek, büyük rüyalarımızdan biridir” diye konuştu.

    Ankara’da Türkiye Uygarlıkları Müzesi kurulmasını çok önemsediğini vurgulayan Bakan Günay, Türkiye’nin uygarlık tarihinin en önemli yaşam mekanlarından birisi olduğunu kaydetti.

    Ankara’da müzenin temelinin henüz atılmadığını ancak araziyle ilgili mutabakatın olduğunu bildiren Günay, ”Hipodrom’da tarihi tören alanına dokunmaksızın, belki bugünkü Atatürk Kültür Merkezi’nin de yerini kapsayacak şekilde Türkiye Uygarlıkları Müzesi kurma projemiz, önümüzdeki önemli projelerden biri olarak duruyor” dedi.

    Konuşmasının ardından Penn Müzesi’nden getirilen altın takıları basına sunan Günay, daha sonra da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni gezdi. (Sabah)

  • Kaçırılan Truva hazinelerinin sırrı 130 yılın sonra çözüldü

    Kaçırılan Truva hazinelerinin sırrı 130 yılın sonra çözüldü

    Truva Antik Kenti’nden Alman arkeolog Schliemann’ın bulup kaçırdığı hazinelerin gizemi çözüldü.

    Burak Gezen ve Ersan Küçükkuru’nun haberine göre; Çanakkale'ye bağlı Tevfikiye Köyü sınırlarındaki Troia Antik Kenti'nden Alman arkeolog Schliemann'ın bulup kaçırdığı hazinelerin gizemi çözüldü. - 47066Burak Gezen ve Ersan Küçükkuru’nun haberine göre; Çanakkale’ye bağlı Tevfikiye Köyü sınırlarındaki Troia Antik Kenti’nden Alman arkeolog Schliemann’ın bulup kaçırdığı hazinelerin gizemi çözüldü.

    İzzettin Efendi’nin yürüttüğü soruşturma sonunda Dahiliye Nezareti’nce kaleme alınan belge, Schliemann’ın Troia Kralı Priamos’a ait olduğunu söylediği hazineleri Atina’ya ne zaman, kaç kerede, kimlerin yardımıyla ve nasıl kaçırdığı konularındaki şüpheleri ortadan kaldırdı.

    Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi ve Troia Kazı Heyeti Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Rüstem Aslan ile Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Sönmez, arkeolog Schliemann ile ilgili uluslararası arkeolojik araştırma makalesi hazırlamak için iki yıl önce çalışmalara başladı. İki öğretim üyesi, Schliemann’ın ‘Priamos Hazineleri’ olduğunu ileri sürdüğü hazinelerin kaçırılışıyla ilgili arşivlerde ne kadar belge varsa hepsini tek tek taradı. Osmanlı arşivlerinden çıkan bir belge hazinelerin kaçırılışıyla ilgili pek çok bilinmeyene ışık tuttu. Troia hazinelerinin Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından 1873 yılında Yunanistan’ın Atina kentine kaçırılışının ardından olayla ilgili Osmanlı Devleti’nin başlattığı soruşturmanın belgeleri gün ışığına çıktı. Dahiliye Nezareti’nce 24 Temmuz 1874 tarihinde Osmanlıca olarak kaleme alınan belge, olayla ilgili sır perdesini ortadan kaldırdı.

    SCHLIEMANN HAZİNELERİ ÜÇ PARTİDE KAÇIRMIŞ

    ÇOMÜ öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Sönmez, Osmanlı Arşivi’nde ortaya çıkan belgenin Schliemann’ın hazineleri kaçırması ile ilgili olarak Osmanlı Devleti’nin açtığı soruşturmanın detayları hakkında bilgiler verdiğini söyledi. Sönmez, “Osmanlı Devleti, Schliemann hazineleri Atina’ya kaçırdıktan sonra hemen soruşturma başlatmış. İzzettin Efendi’yi de bu soruşturma kapsamında görevlendirmiş. Soruşturma sonunda, Dahiliye Nezareti’nce hazırlanan belgede, Schliemann, “Hükümet tarafından tayin edilen Emin Efendi’nin memuriyeti zamanında çıkarılmış olan eşyaları 1873 senesi Nisan ayı başında ve aynı senenin Mayıs ayı sonunda olmak üzere iki kez, Kumkale nahiyesinde bulunan Karanlık Liman isimli yerde, kereste yüklemek üzere gelmiş olan Yunanlı kaptan Andreya’nın gemisine koyarak kaçırmıştır. Üçüncü kez ise, hafif olup da koyun ve koltuğa sığabilen altın mücevherleri ise bir kasa içerisinde ve kendisi ile yanındakiler ceplerinde olarak Kumkale İskelesi?nden Abdullah reisin kayığıyla Kale-i Sultaniye gümrük idaresine getirip oradan Atina’ya götürmüştür’ denmekte. Bu ifade, Schilimann’ın Troia’da bulduğu hazineleri tek değil, üç seferde kaçırdığını gözler önüne seriyorö dedi.

    HAZİNELER 50 BİN FRANK’A GİTTİ

    Yrd. Doç. Dr. Ali Sönmez, Schliemann’ın hazineleri kaçırmasının ardından Osmanlı Devleti’nin hazinelerin peşine düştüğünü, ancak geri almakta başarılı olamadığını söyledi. Sönmez, “Osmanlı Devleti, hazineler için Yunan hükümetine başvurmuş. İşi takip etmek için de o dönemin müze müdürü Dethier’i görevlendirmiş. Bir avukat atanmış. Yunanistan’daki ilk mahkeme Mart ayında başlamış ve Osmanlı Devleti’nin aleyhine sonuçlanmış. Daha sonra Osmanlı Devleti itiraz etmiş. Yüksek mahkemeye giderek bu kararını iptal ettirmiş. Hemen akabinde Schliemann’ın evine bir haciz gelmiş. Ama bu durumu önceden Yunan hükümetinden öğrendiği için hazineleri evinden kaçırdığını tahmin ediliyor. Daha sonra Osmanlı Devleti 9 ay süren süren mahkeme sürecinin ardından bu işi anlaşma ile neticelendirmek zorunda kalmış. Schliemann, Osmanlı Devleti’ne 50 bin Frank ödemiş ve dava kapanmış. Oysa, Osmanlı, başlangıçta 1 milyon Frank’ın üzerinde bir para istemiş. Ama o günün şartlarında bunu elde etmek imkansız olduğundan Osmanlı Devleti 50 bin Frank’ı kabul etmek zorunda kalmış” dedi.

    BELGE TROİA HAZİNELERİNİN SIRRINI ÇÖZÜYOR

    ÇOMÜ öğretim üyesi ve Troia Kazı Heyeti Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Rüstem Aslan ise, hazinelerin ne zaman, nereden, kaç kerede, kimler tarafından ve nasıl kaçırıldığı konularına açıklık getirmesi ve Osmanlı Devleti’nin hazineler kaçırıldıktan hemen sonra konuyu aydınlatmak için takındığı ısrarcı tutumu anlatmasının belgeyi iki açıdan önemli kıldığını belirtti. Troia hazinelerinin kaçırılışıyla ilgili pek çok konunun uzmanlar tarafından halen tartışıldığına dikkat çeken Doç. Dr. Aslan, bu belgenin, bunun tek bir büyük hazine olduğu ve bir kısmının Troia’da bulunmadığı yönündeki iddiayı çürüttüğünü söyledi. Doç. Dr. Rüstem Aslan, “Şimdiye kadar, Schliemann’ın 31 Mayıs’ta Troia’da önemli bir hazine bulduğunu, ve bunu Calvert’in çitliğine yolladığını, ardından da Atina’ya kaçırdığını ve karısı Sophia Schliemann’nın hazineler bulunurken iddia edildiği gibi Troia’da olmadığını biliyorduk. Aradan onca yıl geçmesine rağmen hazinelerin bir kısmının gerçekten Troia’da bulunup bulunmadığı konusunda hala şüpheler vardı. Bir iddiaya göre, buluntular bir tek büyük hazineydi ve 31 Mayıs’ta bulunup kaçırıldı. Bir başka iddiaya göre ise, buluntular küçük küçük hazinelerdi ama Schliemann sansasyon yaratmak için büyük hazine bulduğunu söylüyordu. İşte bu belge, Schliemann’ın Troia’da 1873 yılının Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında küçük küçük hazineler bulup, bunları üç ayrı seferde kaçırdığını ve hazinelerin tek bir büyük hazine olmadığını ortaya koydu. Ayrıca hazinelerin hepsinin Troia’da bulunduğunu gösterdi. Bu da Troia hazinelerinin sırrını çözüyorö dedi.

    Aslan, kesin cevabı veren bu belge doğrultusunda hazırlayacakları daha geniş bilgilerin yer aldığı arkeolojik araştırma makalesini, uluslararası alanda kamuoyunda duyurmak için Almanca ve Türkçe olarak yayınlayıp kamuoyu ile paylaşacaklarını da kaydetti. Bir arkeolog olarak hazinelerin çıktığı yerde sergilenmesi gerektiğini de savunan Aslan, ihale aşamasına gelen Troia Müzesi’nin, hazinelerin geri dönme umudunu güçlendirdiğini de belirtti.