1) Her terör saldırısı ve suikastta olayın kendisinden çok olayın hemen arkasından gelen bilgi çarpıtma saldırısı önemlidir çünkü terör saldırılarının esas hedefi saldırı sonrası oluşan korku ve öfke gibi duyguları kendi amaçları doğrultusunda yönlendirmektir. Saldırıyı planlayan odak aynen saldırının kendisini ince ince planladığı gibi saldırı sonrasındaki güdümleme operasyonunu da aynı şekilde planlar. Saldırı öncesi ve sonrası toplumun kafasını karıştıracak ve onları daha gerecek birçok sembolik bilgi sosyal medya kanalları üzerinden servis edilir.
2) Organize terör saldırıları operatif ekiplerin işidir. Yani ortada tek başına insanlara kurşun yağdıran deliler yoktur. Hedefi belirleyen, hedefin içinde-dışında istihbarat yapan, gerekirse her santimetrekareyi videoya çeken, hedefin korunma önlemlerini analiz eden, hedefe giriş-çıkış yollarını planlayan, tetikçiyi hedefe yönlendiren, eğer kaçacaksa kaçmasını planlayan, saldırı öncesi sosyal medya yoluyla belli duyguların tohumunu atan ve saldırı sonrası gene aynı kanallarla müthiş bir dezinformasyon yapan hep farklı ekiplerdir. Bu tip global terör örgütlerinin ardında mutlaka kendilerinden daha global bir veya iki istihbarat örgütü bulunur.Terör örgütleri hiçbir zaman birkaç kişinin bir araya gelip oluşturdukları basit radikal çeteler değildir.
3) Saldırılar fiziksel olmaktan çok psikolojiktir ve hedefleri de o ülkedeki inanç, dünya görüşü ve düşünce tarzındaki farklı grupların aralarındaki hassas psikolojik hatlardır. Önce bu alanlardaki tartışmalar ısıtılır daha sonrasında da saldırı gerçekleşir. Saldırının hemen arkasından saldırıya uğrayan kesimin öfkesinin istenilen hedefe çevrilmesi amaçlanır hatta bu öfke yeterli değilse birkaç kışkırtıcı yorum daha ortama sürülür. Bu şekilde hem genel öfke düzeyi artar hem de insan grupları birbirlerine kinlendirilerek sonraki operasyonların alt yapısı hazırlanır.
4) Bir ülkede yönetimin gerek seçimle gerekse de darbelerle değiştirilmesinin ön şartı ülke insanlarının “ülke yönetilemiyor” algısını kabullenmesidir. Bir ülkeye saldıran güçlerin ilk hedefi gerek terör saldırıları gerekse de ekonomik dengesizleştirme operasyonlarıyla o ülkenin insanlarına “ülkenizi yönetemiyorlar” algısını kabul ettirmek ve yönetim değişikliğine sempati duymalarını sağlamaktır.
5) Farklı insan gruplarının dünya görüşleri, ideolojileri ve inanç sistemleri doğal olarak farklıdır. İdeal olan bu insan gruplarının tek bir ana şemsiye altında birbirlerinin hayatlarına karışmadan yaşayabilmeleridir. Bir devlet sistemi veya rejimin ömrünü belirleyende esas olarak budur. Bir ülkedeki rejimi yok etmek isteyen odağın ilk inceleyeceği konu, insanların arasındaki hoşgörü ve tahammülü nasıl ortadan kaldıracağı konusudur. Sırf bu sebeple o ülkenin içine sızdırılmış “radikal” görüş temsilcileri yıllar boyunca sabırlı propagandalarla o ülkedeki insan gruplarını birbirine düşmanlaştırılma konusunda görev almış olabilirler.
6) Terör saldırılarının esas silahı bomba ve tüfekler değil psikolojik araçlardır. Örgütlerin insanları propagandayla kendine çekip onları militan olarak devşirmesi, militanın zaman içinde robotlaştırılıp bir ölüm makinesine dönüştürülmesi ve terör eylemlerinin uygulanıp sonrasındaki düşmanlaştırma safhalarının yerine getirilmesi hep psikolojik araçlar kullanılarak yapılır. Bu sebeple terörle mücadele eden askeri ve polisiye kuvvetlerin içinde mutlaka Sosyal Psikoloji ve Algı Yönetiminden çok iyi anlayan gerçek uzmanların bulunması bir lüks değil şarttır.
7) Hedef ülkeye önemli miktarda yabancı göçmen girişi olmuşsa bu tür eylemlerle ülke halkının göçmenlere olan tepkisi arttırılarak başka çatışma alanlarının üretilmesi olasılık dahilindedir.
8) Her “başarılı” terör eyleminde “içerden yardım” ihtimali vardır. Bu konuda özellikle başka terör örgütlerinin o ülkenin güvenlik birimleri içerisine sızdırmış olabileceği “uyuyan ”unsurlarının eylemi yapan terör örgütüne yardımcı olabileceği konusu iyi analiz edilmelidir.
9) Ağır saldırı altındaki ülkelerde özellikle iç güvenliği sağlayan polis kuvvetlerinin zamanla yıpranması ve görevlerini yapamaz hale gelmesi mümkündür. Bu sebeple saldırı tehdidi altındaki mekanların korumasını üstlenmiş özel güvenlik birimlerinin eğitim ve kalitelerinin arttırılması polisin üzerindeki yükün alınması konusunda büyük önem taşımaktadır.
10) Saldırının hedeflediği insanların kimlikleri de ayrıca incelenmelidir. Bu insanların gelir durumları, ülke içindeki etkinlikleri, belli bir ortak cemaate veya siyasi görüşe mensup olup olmadıkları konusuna dikkat edilmelidir. Her terör eyleminde eylemin amacının bazen katliam görüntüsü altında tek kişiye suikast olabilme ihtimali de vardır. Özellikle hayatını kaybedenlerin kimlikleri ve bağlantıları çok detaylıca incelenmelidir. Hele kurbanlar dış ülkelerden gelmiş ve oranın etkili ailelerine mensuplarsa bu tür bağlantılara çok daha fazla dikkat edilmelidir.
Erkut Ersoy
İstihbarat Uzmanı