Etiket: radikal islam

  • KUR’AN’ın uyarısı; radikal dincilerin yaşattığı azap mı?

    KUR’AN’ın uyarısı; radikal dincilerin yaşattığı azap mı?

    KUR’AN’ın uyarısı;
    radikal dincilerin yaşattığı azap mı?

    (Âli İmran,105)”Sakın, kendilerine Kur’an-açık-seçik-apaçık deliller gelmesine rağmen parçalanıp birbirine düşman olan-mezheplere bölünüp anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın! Ayetler geldikten sonra fırkalar-mezheplere bölünüp ayrılığa düşenler için BÜYÜK AZAP* vardır!”

    KUR’AN’ın
    Âli İmran sûresi, 105. ayetinde
    bildirilen bu *BÜYÜK AZAP;
    KUR’AN’ı paravan yapıp,
    peygamber sünneti, hadisi(?!)
    ve kutsallar! ordusunu kullanarak
    doymak bilmez çıkarları için
    ‘din’ satanların ve sınırsız bölenlerin oluşturduğu ve sonuçta da
    radikal dincilerin yaşattığı
    ilkellik ve vahşet olmasın?!

    (A’raf,3)”Rabbinizden size indirilen bu Kur’an’ın bildirdiklerine uyun!”

    (Âli İmran,103)”Hep birlikte Kur’an’a bağlanın ve gruplara ayrılmayın!”

    (Şûra,13)”Dini dosdoğru uygulayın; çıkarlarınız doğrultusunda-rivayetler uydurarak bölünüp sakın grup grup-fırkalara ayrılmayın!”

    (Enfal,25)”Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının!”

    Tarikatların, cemaatlerin de
    radikal dincilerden korktuklarını
    medyatik, lüks yaşamı ile meşhur,
    bir cemaatin hocasının
    basına yaptığı açıklamalardan öğrendik-anladık.

    Cemaat, tasavvuf tekke ve tarikat mürşit ve müritleri
    radikal dincilerden
    tabii ki korksunlar.
    Çünkü, veda ettirirler;
    pahalı, marka ve süslü giysilerine, abartılı ziynetlerine,
    ülkede kaos yaratmak bedeli;
    “başörtüsüne özgürlük(!)” sloganlarıyla yeri göğü inlettikleri
    renkli, parlak, markalı başörtülerine,
    ‘din’ ile kılıflanmış her şeylerine;
    dinî? müziklerine!,
    dinî? sanatlarına!,
    dinî? eğlencelerine, ve
    mevlütlü kutlamalarına!…

    Ve en önemlisi veda ederler;
    düşmanı oldukları Atatürk’ün, dehasının ürünü devrimleriyle
    kendilerine kazandırdığı
    eğitime, yasal haklarına,
    özgürce yaşadıkları
    aşırı gösterişli, lüks yaşamlarına!

    Sonra da mecburen yasaklarla dolu;
    dışarıda burka, kara çarşaf
    takke, şalvar ve evde hapis hayatı!

    Örnek arıyorlarsa da baksınlar;
    tüm bunların GERÇEK
    olarak yaşandığı ve
    iki tel saçı göründü diye
    öldürülen genç kızlar ülkesine!

    (En’am,55)”Mücrimlerin¹(gerçeği yalanlayan nankör, müşrik, sapkın) yolu besbelli olsun-açığa çıksın diye diye ayetleri ayrıntılı biçimde açıklıyor-açıkça ortaya koyuyoruz.”

    KUR’AN’ın da teminatı
    TANRI yasası Laiklik
    titizlikle korunmalı ki,
    inanç özgürlüğü ile,
    İNSAN kendi hayatını yaşayabilsin!

    (Enbiya,10)”Yemin olsun, size bir Kitap-Kuran indirdik-gönderdik ki, uyarınız yalnız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?”

    Not:Bu yazıdan önceki;
    ‘İnanç özgürlüğü, laiklik’
    ‘Radikal dincilik, şirksiz inanç’ başlıklı yazılar,
    içerikleri genel olarak aynı yazılar!
    Yazı başlığını değiştirip
    radikal dincilik tehlikesini*** AYETLERLE anlatayım ve
    konuyu kısaltayım derken iki ayrı yazı oldu! Özür!

  • BM: Mısır’ın uygulamaları radikalizmi körüklüyor

    BM: Mısır’ın uygulamaları radikalizmi körüklüyor

    BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeid Raad Hüseyin, Mısır’ın uyguladığı sıkı güvenlik önlemlerinin radikalizmi körüklediğini söyledi. Mısır geçen ay, iki kiliseye yönelik bombalı saldırılarla sarsılmıştı. IŞİD’in üstlendiği saldırılarda 45 kişi öldü. Olaylardan sonra Mısır’ın darbeci Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 3 ay süreyle olağanüstü hâl ilan etmişti.

    Cenevre’de düzenlediği basın açıklamasında kiliseye yönelik saldırıları kınayan Hüseyin, Mısır’ın IŞİD ile mücadele tutumunu eleştirdi. Yapılanların sorunu daha da kötüleştirdiğini söyledi.

    “Olağanüstü hâlin, yüksek sayıdaki tutuklamaların, işkencelerin ve keyfi tutuklamaların hapishanelerde radikalizmi kolaylaştırdığını düşünüyoruz” ifadelerini kullanan Hüseyin, “Sivil toplum örgütlerine darbe indirmek terörle mücadele için iyi bir yöntem değil” diye konuştu ve  “Ulusal güvenlik tabii ki her ülke için bir öncelik. Ancak bu insan hakları pahasına olmamalı” dedi.

    Mısır: Sorumsuzca ve adil olmayan bir yorum

    Mısır, BM’nin açıklamasına tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Ebu Zeid, BM’nin söz konusu açıklamalarını Mısır’daki durumun “sorumsuzca ve adil olmayan bir yorumu” olarak niteledi. Ebu Zeyd, Mısır’da toplumun, terör saldırılarının hedefi haline geldiğini söyledi.

    Olağanüstü hâl uygulamasını savunan sözcü, bunun seçilmiş bir parlamentodan geçtiğini ve anayasa ile uyumlu olduğunu söyledi.

    Ebu Zeyd, “Yüksek Komiser’in, olağanüstü hâl uygulayan benzer durumdaki diğer ülkeleri eleştirdiğini görmedik” çıkışını yaptı.

    Mısır’daki askeri darbeden sonra 2014’te Cumhurbaşkanı koltuğuna gelen Sisi, ülkeye istikrâr getireceği sözünü vermişti.

    Kaynak: Reuters

  • Ilımlısını radikalinden ayırma…

    Ilımlısını radikalinden ayırma…

    Ilımlısını radikalinden ayırma…

    Amerika sömürgeleştireceği Müslüman ülke halklarını beş guruba ayırır.

    Halkları dönüştürme, bu ana strateji üzerinde yürür.

    Radikal İslam

    Ilımlı İslam

    Laikler

    Solcular

    Radikal solcular

    Barış zamanında, toplum mühendisliği aracılığıyla, radikal guruplar mümkün olduğu kadar ortaya ılımlı kesime doğru yaklaştırılır.

    Guruplar arası geçirgenlik ve hareketlilik bu esasa göre şekillendirilir.

    Batı radikal İslam’dan nefret eder ve korkar. İlk elimine etmek istedikleri radikal İslam ve Amerikan karşıtı soldur.

    Onların Radikal İslam dedikleri; İslam’ın gerçeğine inanan ve uygulayanlardır. Ve bunlar BATI karşıtıdırlar.

    Ilımlı İslam ise; Bizim Amerikancı İslam dediğimiz, Amerika’nın emir ve komutasından çıkmayan İslam’dır.

    Amerikancı İslam’a örnek; Katar, Suudi Krallığı ve AKP iktidarıdır.

    Radikal İslam’a örnek, Afganistan’da Taliban, Suriye’de al-Nusra Lübnan’da Hizbullah ve bunun gibi guruplardır.

    Suriye genelinde, Suriye devletine karşı savaşan guruplarsa, ABD yanlısı Müslüman Kardeşler, ABD karşıtı al-Nusra guruplarıdır.

    20.4.2013 tarihinde, İstanbul’da, Suriye’nin Dostları (Siz onu düşmanları diye okuyun) Gurubunun Dışişleri bakanları bir araya geldi.

    Yapmaya çalıştıkları iş şu; Suriye devletine karşı savaşan gurupları destekleyelim. Ama al-Nusra Grubunu ayıralım.

    Başta tüm muhalifleri birleştirmeye çalışıyorlardı, şimdi ise ayıralım diyorlar.

    Türkiye’yi temsil edenlerse, bunlar birbirinden ayrılmaz, al-Nusra’yı da desteklemeliyiz. Diyor.

    Zaten Türkiye muhaliflere silah ve araç-gereç desteği verirken ayırım yapmıyor ki…

    Batı’nın Suriye meselesinden ayrıldığı yer burasıdır.

    Amerika, Esad sonrası Batıya bağımlı bir yönetim getirmek istiyor, AKP ise, Esad gitsin de kim gelirse gelsin anlayışındadır.

    Davutoğlu sanıyor ki, al-Nusra da gelse, ileri de Katar, Suudi Arabistan gibi olur.

    Batının endişesi budur.

    Yani al Nusra bertaraf edildiğinde, diğer muhalifler birleşebilirler.

    Suriye’de silahlı savaşın önderliğini al-Nusra yapmaktadır.

    Al-Nusra’yı çekerseniz savaşçı guruplar öndersiz kalır.

    Al-Nusra’yı çekmezseniz, ileri de yönetime o hükmeder.

    Batı karşıtı bir yönetim olduktan sonra, Batı Esad kalsın daha iyi noktasındadırlar.

    Esad’ın kalması ise, AKP iktidarının gitmesi demektir.

    Onun için AKP al- Nusra’yı da desteklemektedir.

    Savaş içinde, barış zamanında olduğu gibi, ılımlı ve ılımsız savaşçıyı ayırt etmek mümkün değildir.

    Silah yardımını ve terörist ihracatını durduralım diyen yoktur.

    Suudiler, AKP ve Katar silah ve mühimmat desteğine devam edelim diyor.

    Batı da, peki öyleyse şimdilik böyle devam edelim havasındadır.

    İki yılını dolduran terörist saldırılarda, Suriye halkı Batıya ve emperyalizme karşı gerekli direnmeyi gösterdi.

    Suriye devleti, Amerikan İslam-ı, radikal İslam ayırımı yapmadan terörü temizlemeye çalışıyor.

    Suriye’de Batı destekli saldırıların geldiği yer budur..

  • Afişe uluslararası boykut

    Afişe uluslararası boykut

    Afişe uluslararası boykut

    Afişe uluslararası boykut - kolat afis

    ALMANYA Türk Toplumu (TGD), ülkede yaşayan Müslüman gençlerin radikalleşmesini önlemek amacıyla hazırlandığı belirtilen ‘Kayıp’ adlı afiş kampanyasının durdurulması için Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde girişimde bulundu. TGD, önyargıları artıracağını belirttiği kampanyanın durdurulması için AGİT ve BM yetkililerine birer mektup gönderildiğini açıkladı.

    “SALDIRI PLANI VAR”

    Federal Kriminal Dairesi Başkanı Jörg Ziercke, ülkede aşırı İslamcı tehdidin sürdüğünü ve ele geçirilen bir videoda saldırı planı tespit edildiğini söyledi. Ziercke, söz konusu saldırıyı Berlinli Denis Cuspert takma adını kullanan Cuspert alias Deso Dogg isimli eski rap şarkıcısının videosunda nefretin açıkça görüldüğünü belirtti. Cuspert’in Bonn’da Pro NRW ile Selefilerin çatışmasında da bulunduğu kaydedildi.

    BERLİN

    ileAfişe uluslararası boykut « SABAH AVRUPA.