İnanmak zor ama kanla, irfanla ve devrimle, Bağımsızlık Savaşı’nda kazanılan büyük utku ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümeti, PKK’nın tehditlerine boyun eğmiştir.
Korku dağları beklemektedir. Ancak korku sıra dağlarının zirvesi elbette Okyanus ötesindedir.
İktidar olabilmek için, AKP küresel efendilerine CFR’nin memorandumunu tüzükleştirerek söz vermiştir. PKK/ Öcalan/KCK/BDP ve AKP ittifakının uyguladığı plan, İLLÜMİNATİ’nin tepesinde yer alan görünmez efendilerin çizdiği yol haritasıdır.
İktidarın Türkiye’yi içine düşürdüğü zelil durumu irdelemeden önce, PKK ile yapılan pazarlığın, aynanın sırlı tarafında kalan ve asla Türk milletine açıklanmayan maddelerini öğrenmek ve yapılan ihanetin, vahametinin farkında olmak gerekmektedir.
2013 yılının Şubat ayının 28’i. Öcalan ve BDP milletvekilleri İmralı’da görüşmüş ve tutanaklar basına sızmış veya sızdırılmıştır. Tutanaklara göre; Öcalan açılım sürecini üç ayrı ancak birbirinin devamı olan üç bölümde birleştirmiştir.
1)Sürekli ateşkes;
2)Yeni Anayasa;
3)Normalleşme;
Bunun yanı sıra bir bebek katilinden, iktidar tarafından siyasi aktör mevkiine yükseltilen Öcalan, süreci ve istediği maddelerin Anayasa’ya konulup konulmadığını da denetlemek hakkını kendinde görmektedir.
Anadolu’da yerleşmiş bir tabir vardır. “Yüz verirsen deliye, gelir s…. halıya.” Bir haini adam yerine koymanın bedeli elbette çok ağır olacaktır. Öcalan Anayasa’da şu maddelerin olmasını istemektedir. Malum ihanet terazi ile tartılamaz. Ancak Öcalan ve hempalarını, onlara yüz verenlerle aynı terazide tartmak mümkündür.
*Başkanlık sistemi ve federal sistemin icra organları olan senato ve HALKLAR MECLİSİ adlı iki parlamentonun kurulması;
*Anayasa’dan Türk milleti kavramının çıkarılması;
Bebek katilinin istekleri bu kadar değildir. Öcalan, köylere dönüşün gerçekleşmesi, Hakikatler Komisyonu’nun kurulması, Öcalan ve PKK Üst düzey kadrolarının da serbest kalmasının güvence altına alınmasını istemektedir.
“Başbakan Erdoğan ve kurmayları, PKK’nın taleplerinin de içinde yer aldığı paket için toplantı üstüne toplantı yapıyor.
“Demokratikleşme paketi” bir kez daha AKP tarafından masaya yatırıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında düzenlenen toplantı AKP Genel Merkezinde gerçekleştirildi. Toplantıya Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Beşir Atalay, Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve Başbakan Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan katıldı. Paketin son halinin önümüzdeki günlerde Başbakan Erdoğan tarafından açıklanması öngörülüyor.
Ancak, bazı basın yayın organları paketin içeriğine yönelik haberler yaptı. Yalanlanmayan bu haberlere göre, pakette yerel yönetimlere mali ve idari açıdan nispi özerklik imkanı sağlayan Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki şerhlerin kaldırılması yer alıyor. Pakette yer alan diğer maddelerin ise şunlar olduğu iddia ediliyor:
“Suça karışmamış PKK’lılar eve dönecek, yasal düzenleme ile KCK’lılar serbest kalacak, kamuda devletten vatandaşa ana dilde hizmet verilecek, özel okullarda Kürtçe eğitim serbest olacak, yerleşim yerlerine Kürtçe isimler geri verilecek, isteyen dükkanına Kürtçe tabela asabilecek.” Yeniçağ Gazetesi Öcalan “FORMAT ATTI” başlıklı haberden…
Habur rezaleti ile başlayan süreç, artık “rezalet” sözcüğü ile de tanımlanamaz hale gelmiştir. Bu durum artık “gaflet, delalet ve hatta hıyanet” sürecini de geride bırakmıştır.
Çünkü artık diyaloga (!) rıza göstermeyen Öcalan, resmen devletle müzakere etmek niyetindedir. İmralı’da Öcalan’la yapılan tüm görüşmeler Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini “FORMATLAMAK” için yapılmıştır.
Öcalan/PKK/KCK/ BDP ve iktidar arasında yapılan görüşmelerin ortak ve tek amacı29/ Ekim/1923’de, Bağımsızlık Savaşı’nda kazanılan büyük utku ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tasfiye edilmesidir. Aslında bu tasfiye planı ne iktidara ne de Öcalan ve hempalarına aittir. Bu plan küresel çetelerin intikam ve ulus devleti imha planıdır. Plan ustaca her iki tarafın beyni “Format”lanarak uygulamaya konulmuştur.
Tarih 30/Eylül/2012 AKP Olağan Kongresi.. 63 maddelik manifesto…
*Ana dilde savunmanın sorun olmaktan çıkarılması;
*Ana dilde kamu hizmetlerine erişim;
*Ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik komisyonunun kurulması;
*Kamu hizmetlerinde Kürtçe tercümanlık;
*Nüfusunun üçte ikisi, büyükşehir belediyesi sınırları içinde yaşayan bir Türkiye;
Yukarıdaki maddeler ustaca, 63 maddenin içine serpiştirilmiş, özellikle PKK/Kürt açılımı ile ilgili olanlar, Kurultay’da gözden kaçırılmak istenmiştir. Özelikle Büyükşehir sınırlarını genişleten, köy hükmi şahsiyetini ortadan kaldıran ve merkezi idareyi zayıflatan yasa son derece tehlikelidir. Önümüzdeki yerel seçimlerde geçerli olacak bu yasa, üniter devlet yapısını çökertecek bir yasadır. Bu yasa, özerk bölgelerin ve federatif sistemin kilidini açan anahtar olacaktır.
İktidar cini şişeden çıkarmıştır. Cin Öcalan/PKK/BDP/KCK şer ittifakıdır. Görüldüğü gibi iktidar ve bu şer ittifakı aynı telden çalmaktadır.
“Andımız’a karşılar
Bu arada, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, “demokratikleşme paketi” ile ilgili “Bu günlerde bir paket tartışması var. Ana dilini bir hak olarak görmeyen bu zihniyet çözümün de önünü kapatmaya çalışıyor” dedi. kışanak, “Bir halkın en doğal hakkını inkar ederek, gasp ederek çözüm imkanını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Buna da izin vermeyeceğiz. Biz Kürt sorununu Türkiye’de bir demokrasi sorunu olarak görüyoruz. Bu sorunu çözeceğiz, demokratik bir cumhuriyeti inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı. Kışanak, paket konusundaki talepleri arasında “Andımız” ve ana dilde eğitimi sıraladı. Kışınak, “Her sabah bu çocuklara bu ırkçı andı okutmak insanlıkla demokrasiyle hiçbir bağı olmayan yaklaşımdır. Derhal, bu ırkçı and, eğitim sisteminden çıkarılmalıdır” dedi.
Teröristbaşı da İmralı’ya giden BDP’liler aracılığıyla yolladığı mesajında, görüşmelerde yeni format istemişti. Öcalan’ın “Benimle müzakere yürütülmek isteniyorsa
avukatlarımla, başka heyetlerle, basınla ve STK’larla görüşmem gerekiyor” mesajı vemişti.” Yeniçağ gazetesi Gülten Kışanak; Şer ittifakının sözcüsü ve 2013 Manifestosu… Kışanak’ın söyledikleri, iktidarın yayımladığı “Reform Paketi”nde aynen mevcuttur.
İktidarın içinde bocaladığı bu durum bir çaresizliğin, bir yenilginin, bir teslimiyetin işaretidir. Artık Cumhuriyet Hükümeti, Türkler tarafından Türk milleti için yönetilmemektedir. Yenilen ve/veya yenilgiyi kabul eden sadece iktidardır. Türk milleti bu yenilgiyi asla kabul etmeyecektir. Bu millet, bu büyük millet asla vatanının bölünmesine izin vermeyecektir.
“Görüyoruz ki, kendimizi kurtarmak için mücadele etmek demek, bütün dünya ve milletlerin kurtuluşunun milyonlarca cephesi arasında yer almak demektir. Yapılacak iş, henüz başlanmış olan iş, o kadar büyüktür ki, bu manzara karşısında insan ruhunun yüksek bir heyecanla titrememesi mümkün değildir… Çünkü bizim kurtuluşumuz, aynı zamanda dünyanın da kurtuluşu demektir.
Ve bütün dünya şu uğursuz emperyalizm zulmünden kurtulmadıkça bizim için hayat ve rahat ihtimali düşünülemez” Gazi Mustafa Kemal Paşa-Hakimiyet-i Milliye Gazetesi Ve Mustafa Kemal Paşa bu makalenin sonunda “TÜRKLER AYAKLANINIZ!” demektedir.