Etiket: Odise’nin şafağı

  • Ankara Feribotu İngiliz Basınında…

    Ankara Feribotu İngiliz Basınında…

    İngiliz Times gazetesi, Türkiye’nin Libya’ya gönderdiği Ankara feribotunun, Misrata ve Bingazi’den aldığı yaralılarla yola çıkışını ilk sayfasından duyurdu.

    İngiliz Times gazetesi, Türkiye'nin Libya'ya gönderdiği Ankara feribotunun, Misrata ve Bingazi'den aldığı yaralılarla yola çıkışını ilk sayfasından duyurdu. - 040411 ha rreejim1234

    Gazetenin deneyimli muhabiri Martin Fletcher’ın Bingazi’den kaleme aldığı haber, Fletcher’ın “Bir zamanların arabalı feribotu Ankara, şimdi korkular gemisi. Muammer Kaddafi rejiminin yaralı ve sakat kurbanlarıyla dolu” ifadesiyle başlıyor.

    Ankara feribotu, Bingazi Limanı’na yanaşırken yaşanan coşkuyu anlatan Fletcher, “Ankara yaklaşırken Libyalılar ‘Allahu Ekber’ diye bağırdı” derken, feribotun içinde karşılaştığı görüntüleri de aktardı. Kadın, erkek, genç, yaşlı birçok kişinin battaniyelerle, şiltelerin üzerinde yattığını belirten Fletcher, bazı kişilerin ağır yaralı olduğunu anlattı.

    Gemideki görüntülere ilişkin olarak Fletcher, “Gördüklerimiz, şubat ayının ortasında isyanın başlamasından bu yana dış dünyaya neredeyse tamamen kapalı olan kentteki rejimin barbarlığını gözler önüne seren yüzer bir kanıttı” ifadesini kullandı.

    Ankara feribotundaki doktorlardan Selman Karadayı’nın görüşlerine de haberinde yer veren Fletcher, Karadayı’nın, “Yıkıldım, böyle olacağını düşünmemiştim. 100-150 yaralı için hazırlanmıştık, ama insanlık namına kapasitemizden fazlasını aldık” dediğini aktardı.

    Yolcularla da konuşan Martin Fletcher, bacağından yaralı olan 25 yaşındaki Muad Şetvan’ın, “Misrata’da her yerde nişancılar var. Kadın, erkek, çocuk, hatta hayvan demeden vuruyorlar. Herşeyi öldürüyorlar” sözlerine yer verdi.

    AA

  • ‘Libya’da Tüm Operasyon NATO Komutası Altında Olacak’

    ‘Libya’da Tüm Operasyon NATO Komutası Altında Olacak’

    Amerikan yönetiminden üst düzey bir yetkili, ‘Bu andan itibaren Libya’da askeri güç kullanımı konusundaki tüm operasyonun NATO komutası altında olacağını’ belirterek, ”Bu, Türkiye’nin pozisyonu ve şimdi NATO’nun 28 üyesinin tamamının pozisyonu” dedi.

    Amerikan yönetiminden üst düzey bir yetkili, 'Bu andan itibaren Libya'da askeri güç kullanımı konusundaki tüm operasyonun NATO komutası altında olacağını' belirterek, ''Bu, Türkiye'nin pozisyonu ve şimdi NATO'nun 28 üyesinin tamamının pozisyonu'' dedi. - ucak nato

    NATO’nun Libya operasyonunu tüm unsurlarıyla devralması yönünde mutabakata varılan Kuzey Atlantik Konseyi toplantısına dair gazetecilerin sorularını yanıtlayan yetkili, ”Türkiye’nin, Libya lideri Muammer Kaddafi’ye bağlı güçlerin havadan bombalanmasına güçlü itirazları vardı. Bu itirazları nasıl aştınız?” şeklindeki bir soru üzerine, ”Türkiye ya da başka bir müttefikten herhangi bir itiraz duymadıklarını” belirtti.

    İsminin açıklanmasını istemeyen yetkili, ”Duyduğumuz, uçuşa yasak bölge ve sivillerin korunmasının yanısıra silah ambargosu ve insani yardımı da içeren şekilde, operasyonun tüm unsurlarının NATO tarafından yürütülmesi yönündeki güçlü tercihti. Bu tercih, Türkiye tarafından da paylaşıldı. Bu, Türkiye’nin de birçok ülkenin de pozisyonuydu. Nitekim, Kuzey Atlantik Konseyi’nin bugün (dün) aldığı poziyon da bu” diye konuştu.

    Yetkili, bu andan itibaren askeri güç kullanımı konusundaki tüm operasyonun NATO komutası altında olacağını belirterek, ”Bu, Türkiye’nin pozisyonu ve şimdi NATO’nun 28 üyesinin tamamının pozisyonu” ifadesini kullandı.

    Bunun, NATO komutanlarının Kaddafi güçlerine ait bir unsuru hedef almayı kararlaştırdıklarında, NATO’nun tüm üyelerinin, herhangi bir saldırı üzerinde mutabakata varmaları gerektiği anlamına gelip gelmediği şeklindeki bir soru üzerine de yetkili şunları söyledi:

    ”Hayır o anlama gelmiyor. NATO’nun, sivillerin korunması misyonunu üstlenmeyi kabul ettiği anlamına geliyor ve bu misyon, mümkün gördükleri en iyi biçimde komutanlar tarafından icra edilecek. Pratikte bu NATO’nun askeri operasyonu, koalisyonun bugüne kadar yürüttüğü şekle çok benzer, ne fazla, ne eksik şekilde yürüteceği anlamına geliyor.

    NATO’nun 28 üyesinin her biri, bunun böyle olması gerektiği üzerinde görüş birliğine vardı. Ve eğer komutanlar tarafından, Libya rejimine ait güçlerin bombalanmasına gerek olduğu değerlendirmesi yapılırsa, o zaman Libya rejiminin güçleri bombalanacak ve hiç kimse buna karşı çıkabilecek pozisyonda olmayacak. Bu, askeri yetkililer tarafından yapılacak askeri bir değerlendirme ve biz İttifak olarak, bugün NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığına bu yetkiyi verme hususunda anlaştık.”

    Yetkili, NATO’nun operasyonun tüm unsurlarını devralmasının, NATO komutası altına girene kadar operasyona katılım konusunda isteksiz görünen bazı ülkelerin de operasyona katılımını teşvik edeceğini belirtti.

    Komşu Arap ülkelerin de operasyona katılmasının arayışı içinde olacaklarını ifade eden yetkili, ”Daha fazla ülkenin operasyona katılacağını göreceğiz ve bu durum, ABD’ye, öncülüğü üstlenmek zorunda kalması yerine, çok daha büyük bir çabanın parçası olması imkanını sağlayacak. İşte bu nedenle, günlerle ifade edilecek bir zaman diliminde komutayı devretmek istedik ve şimdi de bunu yaptık” dedi.

    AA

     

  • Bağış: Libya’da Oldu Bittiyi Engelledik

    Bağış: Libya’da Oldu Bittiyi Engelledik

    Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin Libya konusunda "U dönüşü" yapmadığını belirterek, "Biz Libya'da oldubittiyi engelledik. Başbakan 'NATO'nun Libya'da ne işi var' demeseydi, Birleşmiş Milletler kararı beklenmeden NATO'yu haftalar önce Libya'ya sokacaklardı" dedi. Makedonya'yı ziyaret eden Bağış, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada Türkiye'nin Libya politikasını ve Libya'ya düzenlenen askeri operasyonu değerlendirdi. - bagisDevlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin Libya konusunda “U dönüşü” yapmadığını belirterek, “Biz Libya’da oldubittiyi engelledik. Başbakan ‘NATO’nun Libya’da ne işi var’ demeseydi, Birleşmiş Milletler kararı beklenmeden NATO’yu haftalar önce Libya’ya sokacaklardı” dedi. Makedonya’yı ziyaret eden Bağış, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada Türkiye’nin Libya politikasını ve Libya’ya düzenlenen askeri operasyonu değerlendirdi.

    Türkiye’nin Libya’daki gelişmeleri başından beri çok yakından takip ettiğini belirten Egemen Bağış, bu konuda istikrarlı ve akılcı bir politika izlendiğini bildirdi. Bağış, Türkiye’nin Libya konusunda “U dönüşü” yapmadığını kaydederek şunları söyledi:

    “Biz Libya’da oldubittiyi engelledik. Eğer Başbakanımız ‘NATO’nun Libya’da ne işi var’ demeseydi, Birleşmiş Milletler kararı beklenmeden NATO’yu haftalar önce Libya’ya sokacaklardı ya da kendileri yine öne atlayacaktı ve ‘Biz NATO’yuz’ diyeceklerdi. NATO’nun Libya’ya tek taraflı ve plansız-programsız biçimde müdahalesinin önüne geçtik. Bu zaten bir NATO operasyonu değil, çok uluslu koalisyon operasyonu. Böyle bir harekata komuta edecek başka bir organ yok. Bilgi ve birikim NATO’da. O yüzden NATO koordine ediyor. NATO’nun komuta kontrolü olmazsa Batı Avrupalı müttefiklerimiz birbirini bombalar, uçaklar üsse inip kalkarken çarpışır. Çünkü bazı müttefikler çok telaşlılar.”

    Türkiye’nin karar mekanizmalarının tam ortasında olduğunu ifade eden Egemen Bağış, “Ne olacaksa NATO üyesi olarak bizim onayımızla oluyor. NATO’da oybirliği olmadan hareket edilemez. Edilirse kanunsuz olur. Sorumluluk ve vebal o hareketi yapanların olur” diye konuştu.

    AA – Metin Akın

     

  • Türkiye’nin Libya politikasına eleştiri

    Türkiye’nin Libya politikasına eleştiri

    Libya’ya müdahale konusunda NATO üyeleri sonunda uzlaşmaya vardı. Uzmanlar, Türkiye’nin Libya konusunda çelişkili bir tutum izlediği ve Türkiye – Fransa gerginliğinin de iyice belirginleştiği değerlendirmesini yapıyor.

    Libya'da başlatılan hava operasyonu devam ediyor
    Libya'da başlatılan hava operasyonu devam ediyor

    Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, mart ayının başında NATO’nun Libya’ya müdahale etmesine sert tepki göstererek, ”NATO’nun Libya’da ne işi var?” demişti. Koalisyon güçlerinin Libya’ya yönelik hava operasyonuna başlamasının ardından ise Erdoğan tutumunu yumuşatarak, Türkiye’nin bazı şartları olduğunu, NATO’nun, ”Libya’nın Libyalılara ait olduğunu tespit ve tescil için oraya girmesi” gerektiğini söyledi.Bu açıklamanın ardından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise Libya’ya düzenlenen operasyonun komuta ve kontrol sisteminin tamamıyla NATO’ya devredilmesi gerektiğini söyledi. Koalisyon güçlerinin Libya’ya yönelik müdahalesini eleştiren Türkiye, taleplerinin kabul edildiği gerekçesiyle, komutanın NATO’ya devredilmesine onay verdi. Böylelikle, perşembe akşamı günlerdir devam eden toplantıların ardından NATO üyeleri arasında uzlaşma sağlanmış oldu.

    “Türkiye’nin tutumu çelişkili”Berlin merkezli Alman Bilim ve Siyaset Vakfı’ndan Günter Seufert, Deutsche Welle Türkçe Servisi’ne yaptığı açıklamada, Türk hükümetinden birbiriyle çelişen açıklamalar gelmesinin bir yandan anlaşılabileceğini belirtti. Seufert, “iç politika açısından ve Türkiye’nin izlediği politika çerçevesinde Arap ülkeleri arasında yumuşak güç olarak kendini göstermeye çalıştığı düşünülürse bu anlaşılabilir” dedi.

    Türkiye uzmanı Seufert, bir yandan da “Dün tamemen reddedilen bir şey bugün savunuluyor” sözleriyle, bu tutumun çelişkili olduğunu da belirtti. Seufert, Türkiye’nin Libya konusunda düşünmek için çok fazla vakti olmadığını hatırlatarak, bu çelişkili tutumu şöyle açıkladı:

    “Libya’da beklenmeyen bir değişim yaşanıyor. Bu tamamen yeni bir durum. Bunun yanı sıra Batı’da da farklı görüşler mevcut. Kanımca bunlar neden biraz bocalandığını ve kuşkuyla yaklaşıldığını açıklıyor.”

    Türk dış politikasındaki tutarsızlık

    Carnegie Europe adlı düşünce kuruluşunda misafir araştırmacı Sinan Ülgen de Türkiye’nin Libya konusundaki tutumunun ”muğlak” olmasını eleştirdi. Türkiye’nin izlediği dış politikada genelde tutarsızlıklar bulunduğunu dile getiren Ülgen, buna örnek olarak Erdoğan’ın “İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile el sıkışırken, Mısır lideri Mübarek’e koltuğunu bırak demesini” gösterdi.

    Ülgen, Türk dış politikasında bu tutarsızlığı şöyle açıklıyor: ”Türkiye, bu halde dış politikayı yürütebilme imkanı olduğunu düşünüyor. Yani hem İran’la iyi ilişkiler yürütüp, hem Washington’la iyi ilişkiler yürütmek. Bir taraftan Kaddafi’ye sahip çıkıp, diğer taraftan Batı içerisindeki yerini sağlamlaştırmak… Ama bunlar artık önümüzdeki dönemde sürdürülebilir tercihler olmaktan çıkacak. Ve Türkiye istemediği, belki de kendisi açısından maliyetli olabilecek tercihlerle karşı karşıya kalacak diye düşünüyorum.”

    Türkiye-Fransa ilişkileri

    Türkiye’nin Libya sorununa ilişkin tutumu Türkiye ile Fransa arasındaki görüş ayrılıklarını ortaya çıkardı. Özellikle Fransa’nın geçtiğimiz cumartesi günü Paris’te yapılan toplantıya Türkiye’yi davet etmemesi, Ankara’da tepkiyle karşılandı.

    Türkiye’nin bu tepkisinin haklı olduğunu belirten dış politika uzmanı Ülgen, NATO’nun geleceği açısından yeni bir döneme girildiğini söyleyerek “Çünkü Türkiye ile Fransa arasındaki bu rekabet su üstüne çıktı. Fransa, Türkiye’yi bölgede kendisine stratejik bir rakip olarak görüyor. Bunun altını çizmek lazım. Oysa bu iki ülke de, NATO’nun üyesi. Fransa Avrupa Birliği’nin tam üyesi, Türkiye Avrupa Birliği ile müzakere ediyor. O yüzden bu durum önümüzdeki dönemde NATO’nun geleceği bakımından, NATO içindeki birlik ve beraberliğin sağlanması açısından sorun yaratıyor” şeklinde konuştu.

    Günter Seufert ise Türkiye ile Fransa arasındaki bu gerginliğin, Fransa’nın, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine açıkça karşı çıkmasıyla bağlantısı olduğuna dikkat çekti. Ancak bu gergin dönemin geçici olduğunu belirten Seufert, sonunda ”aklın galip geleceğini” dile getirdi.

    Seufert, “Türkiye belki Avrupa Birliği’ne eskisi kadar muhtaç değil ama hâlâ ihtiyacı var. Avrupa hem ekonomik açıdan Türkiye’nin en önemli ticarî ortağı, yatırımcısı hem de siyasi partneri. Türkiye’de Batı etkisi çok önemli, çünkü bu, ekonomi politikasının güvenilir olduğunu, demokratik açılımlara devam edileceğini, bir hukuk devleti olduğunu gösteriyor. Bütün bunlar da Türkiye’yi bölgede ilginç kılıyor” dedi.

    © Deutsche Welle Türkçe

    Jülide Danışman / Berlin

    Editör: Beklan Kulaksızoğlu

  • Analiz: Fransa bloke etti, Türkiye kazandı

    Analiz: Fransa bloke etti, Türkiye kazandı

    Alman kamu yayın kuruluşu ARD’nin İstanbul muhabirlerinden Steffen Wurzel kaleme aldığı analizinde, Türkiye’nin Libya operasyonunda takındığı tavırla uluslararası arenada prestij kazandığını belirtiyor.

    Alman kamu yayın kuruluşu ARD'nin İstanbul muhabirlerinden Steffen Wurzel kaleme aldığı analizinde, Türkiye'nin Libya operasyonunda takındığı tavırla uluslararası arenada prestij kazandığını belirtiyor. - zirve

    Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, AB, ABD ve Arap Birliği’nden üst düzey yetkililerle yaptığı görüşmenin ardından geçen cumartesi günü Libya’ya hava operasyonunun başladığını açıklamıştı. ABD’nin ardından NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip olan Türkiye ise görüşme masasında yoktu.

    Durumdan hiç de hoşnut olmadığını bariz bir şekilde gösteren Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta başında TBMM’de yaptığı açıklamada, “Paris’teki bu konferansı elbette ki sorgulayacağız” dedi ve Türkiye’nin konferansa çağrılmamasını eleştirel bir şekilde analiz edeceklerini kaydetti.

    Türkiye’ye atılmış diplomatik bir tokat!

    Erdoğan, bu eleştirel analizin sonuçlarının ne olacağını ise söylemedi. Ama kesin olan şu ki, Türkiye’nin Paris’e davet edilmemiş olması, Türkiye Başbakanı için diplomatik bir tokat niteliğinde. Zaten kötü olan Erdoğan ile Sarkozy arasındaki ilişkiler iyiden iyiye dibe vurmuş durumda.

    Ama Erdoğan bu durumdan herhangi bir hasar görmedi. Tersine, Türkiye’de gerek kamuoyu, gerekse yorumcular Başbakan’ın arkasında. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı SETA’nın dış politika uzmanlarından Taha Özhan konuyu şöyle değerlendiriyor: “Fransa, kriz durumlarında izlenmesi gereken yola dair teamülleri devre dışı bırakıp, doğrudan askerî güç kullanımında ısrar ederek, Libya operasyonunu resmen provake etti. Sayın Sarkozy belki NATO müttefiki Türkiye’yi Paris’e davet etmemenin çok akıllıca bir davranış olduğuna inanıyor olabilir. Ancak görünen o ki, Fransa Cumhurbaşkanı, NATO’nun yeniden önemli bir konuma gelebileceğini hesaba katmadı.”

    Eleştiri okları Fransa’ya yöneldi

    Hafta başındaki genel kanı, Türkiye’nin NATO’yu bloke ettiği şeklindeydi. Ancak bu yargı şimdi Türkiye lehine değişmiş durumda. Kanadalı NATO generali Pierre St. Amand, “Türkiye’nin, Libya’ya karşı uygulanan deniz ablukasının ayrılmaz bir parçası olduğunu” söyledi ve Ankara’ya övgüler yağdırdı. Birden bire rüzgâr tersine döndü ve eleştiri okları Fransa’ya yöneldi. Çünkü Paris yönetimi, Libya operasyonunun komutasının NATO tarafından üstlenilmesini istemiyor.

    Uluslararası toplumun algısındaki bu değişiklik, Türkiye tarafından memnuniyetle karşılandı. Öyle ki, Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül daha da ileri giderek, isim vermeden Sarkozy’i samimiyetsizlikle suçladı. Gül, “Askerî operasyon, Libya halkını baskıdan kurtarmayı gaye edinmelidir. Ancak öyle görünüyor ki, bazı ülkelerin farklı emelleri var. Oportünist davranıyorlar. Daha düne kadar Kuzey Afrika’daki diktatörlerle iş yapıyorlardı. Hatta kendi halkları bile bu ilişkileri, ahlaken kınanması gereken davranışlar olarak nitelendiriyordu” diye konuştu.

    Türkiye ‘gizli emellerden’ şüphe ediyor

    Gül, “gizli emeller var” sözüyle öncelikle Sarkozy’i kastediyor. Fransa Cumhurbaşkanı’nın, kendi seçmenlerine şirin görünmek için Libya macerasına giriştiği öne sürülüyor. Zira Nicolas Sarkozy’nin son haftalarda Fransız halkının gözünden düştüğü Türkiye’nin de malumu.

    Erdoğan ile Sarkozy’nin kadim dostlar olmadıkları aşikâr. Ama Fransa Cumhurbaşkanı ile yaşanılan gerginliğin Erdoğan tarafından da bir seçim kozu olarak kullanılması, kaderin bir cilvesi olsa gerek. Haziran ayında Türkiye’de genel seçimler yapılacağı dikkate alındığında, Fransa ile yaşanan anlaşmazlık Erdoğan’ın da fazlasıyla işine geliyor.

    © Deutsche Welle Türkçe

    Analiz: Steffen Wurzel (ARD İstanbul) / Çeviri: Murat Çelikkafa

    Editör: Çelik Akpınar

    ileAnaliz: Fransa bloke etti, Türkiye kazandı | Dünya | Deutsche Welle | 24.03.2011.

  • Libya’ya Hava Operasyonunun Komuta Merkezi İzmir

    Libya’ya Hava Operasyonunun Komuta Merkezi İzmir

    NATO sözcüleri, Libya’da uçuşa yasak bölgeyi denetleyecek hava harekatın komuta merkezinin İzmir’deki NATO hava üssü olacağını bildirdi.

    NATO sözcüleri, Libya'da uçuşa yasak bölgeyi denetleyecek hava harekatın komuta merkezinin İzmir'deki NATO hava üssü olacağını bildirdi. - 250311 oa komuta12

    NATO askeri kanadından Albay Geoffrey Booth, NATO Sözcüsü Oana Lungescu ile basına verdiği brifingde, “Hava harekatının komuta merkezi İzmir olarak kesinleşti. Operasyonu yürütecek komutanın hangi ülkeden olacağını bilmiyorum ama NATO tarafından atanacak. Türk, Amerikalı ya da diğer NATO üyelerinden olabilir” dedi.

    Libya’ya silah ambargosunu icra eden NATO deniz misyonuyla birlikte İzmir komutasındaki hava operasyonunun İtalya’nın Napples kentindeki Müşterek Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı olacağını belirten Booth, İzmir’in görevi devralmasından itibaren sorumluluklarını yerine getirebilmek için muhtemelen 48 saat hazırlık yapması gerektiğini dile getirdi.

    Booth, bu süreçte Libya’daki mevcut koalisyon operasyonunu yürütenlerin şu ana dek yapılanlar ve mevcut durum konusunda İzmir’deki NATO komutanlarını bilgilendirmesi gerektiğini anlattı.

    Albay Booth, Libya üzerinde 7 gün 24 saat uçuşa yasak bölge uygulamasının “yüzlerce değil düzinelerce savaş uçağı” ve minimum 3 AWACS uçağı gerektireceğini ifade etti.

    NATO sözcüsü Lungescu ise salı günü Londra’da düzenlenecek Libya toplantısında, Libya’daki NATO misyonu konusunda ihtiyaç duyulan “siyasi direktifin” verileceğini söyledi.

    Lungescu, Londra toplantısının ardından BM Güvenlik Konseyi’nin Libya konusunda aldığı 1973 sayılı kararında öngörülen, sivillerin korunması dahil tüm unsurların NATO sorumluluğuna geçeceğini kaydetti.

    Sözcü Lungescu, son gelişmelerin ardından NATO Genel Sekreterinin konuştuğu birçok Arap liderin, Libya operasyonunun NATO sorumluluğuna geçecek olmasını memnuniyetle karşıladıklarını aktardı.

    Fransa, NATO’nun Arap dünyasındaki olumsuz çağrışımı nedeniyle Libya operasyonunun NATO’ya devrine Arap ülkelerinin karşı çıktığını savunuyordu.

    Bu arada NATO kaynakları, Londra toplantısının ardından Libya’da koalisyon operasyonunun tamamıyla NATO’ya devredileceğini ve eş zamanlı iki operasyonun söz konusu olmadığını vurguladı.

    AA

     

  • NATO’nu Libya Misyonuna En Büyük Katkı Türkiye’den

    NATO’nu Libya Misyonuna En Büyük Katkı Türkiye’den

    NATO’nun silah ambargosunu uygulamak için Libya açıklarındaki deniz misyonuna en büyük katkıyı Türkiye sağlayacak.

    NATO'nun silah ambargosunu uygulamak için Libya açıklarındaki deniz misyonuna en büyük katkıyı Türkiye sağlayacak. - libya gemi

    NATO askeri kanat sözcüleri, şu ana dek toplam 16 savaş gemisi ve denizaltının katılımının bildirildiği misyonda Türkiye’den 4 firkateyn, 1 denizaltı ve 1 yedek geminin bulunacağını açıkladı.

    Buna göre misyonun komuta ve kontrol gemisini İtalya sağlayacak. Türkiye dahil 10 firkateyn bulunacak misyona Kanada, İspanya, İngiltere, Yunanistan, İtalya ve ABD birer firkateyn verecek. Misyondaki 3 denizaltı ise Türkiye ile İspanya ve İtalya tarafından sağlanacak. Ayrıca Türkiye ile İtalya birer yedek gemi tahsis edecek.

    NATO sözcüsü Oana Lungescu ise Libya’da uçuşa yasak bölge uygulamasında NATO’nun rolü konusunda üye ülkeler arasında müzakerelerin “müspet bir ruhla” sürdüğünü belirtti.

    Lungescu, “BM Güvenlik Konseyi’nin 1973 sayılı kararını uygulamak konusunda (NATO askeri kanadı tarafından hazırlanan) planları eyleme geçirmek için tüm müttefiklerle danışmalar sürüyor. Planın hayata geçirilmesi için 28 üyenin oy birliği gerekiyor” dedi.

    2 gemi Libya’da 2 gemi de yola çıktı

    Deniz Kuvvetleri Komutanı Uğur Yiğit, Libya’daki operasyonla ilgili olarak, Türkiye’den 2 geminin Libya’da olduğunu, diğer 2 gemiyle denizaltının da hazırlıklarını tamamlayarak yola çıktıklarını söyledi.

    Yiğit, Pakistan Milli Günü kutlamasının gerçekleştirildiği Swiss Otel’de gazetecilere yaptığı açıklamada, Libya’daki operasyon konusunda, tezkere çıktığında göreve başlamak için gerekli önlemleri aldıklarını kaydetti.

    Deniz Kuvvetleri Komutanı Yiğit, “2 gemimiz zaten Libya’da, diğer 2 gemi ve denizaltı da hazırlıklarını tamamlayarak yola çıktı” dedi.

    AA

     

  • Beyaz Saray: Obama ve Erdoğan Libya Konusunda Hemfikir

    Beyaz Saray: Obama ve Erdoğan Libya Konusunda Hemfikir

    Beyaz Saray, "ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün akşamki telefon görüşmesinde, Libya halkının korunması için BM Güvenlik Konseyi'nin 1970 ve 1973 sayılı kararlarının tam şekilde uygulanmasına olan desteklerini yeniden teyit ettiklerini" bildirdi. Beyaz Saray'dan, Obama-Erdoğan görüşmesine ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Obama ve Erdoğan, Libya halkının korunması için BM Güvenlik Konseyi'nin 1970 ve 1973 sayılı kararlarının tam şekilde uygulanmasına olan desteklerini yeniden teyit ettiler. Liderler, bunun, BM kararlarını hayata geçirmek ve uygulamak için, en üst düzeyde etkinliğin sağlanması amacıyla NATO'nun eşsiz çok uluslu komuta ve kontrol kapasiteleriyle olanak sağlanan ve ulusal katkıları temel alan, Arap ülkeleri de dahil olmak üzere geniş çaplı uluslararası çabayı gerektireceği yönünde görüş birliğine vardılar" ifadelerine yer verildi. - obama erdogan

    Beyaz Saray, “ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün akşamki telefon görüşmesinde, Libya halkının korunması için BM Güvenlik Konseyi’nin 1970 ve 1973 sayılı kararlarının tam şekilde uygulanmasına olan desteklerini yeniden teyit ettiklerini” bildirdi. Beyaz Saray’dan, Obama-Erdoğan görüşmesine ilişkin yapılan yazılı açıklamada, “Obama ve Erdoğan, Libya halkının korunması için BM Güvenlik Konseyi’nin 1970 ve 1973 sayılı kararlarının tam şekilde uygulanmasına olan desteklerini yeniden teyit ettiler. Liderler, bunun, BM kararlarını hayata geçirmek ve uygulamak için, en üst düzeyde etkinliğin sağlanması amacıyla NATO’nun eşsiz çok uluslu komuta ve kontrol kapasiteleriyle olanak sağlanan ve ulusal katkıları temel alan, Arap ülkeleri de dahil olmak üzere geniş çaplı uluslararası çabayı gerektireceği yönünde görüş birliğine vardılar” ifadelerine yer verildi.

    Açıklamada şunlar kaydedildi:

    “Obama dün akşam, Libya’daki durum konusunda iki liderin istişarelerinin devamı çerçevesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Başkan, New York Times muhabirlerinin serbest bırakılmasına ve güvenli bir biçimde Tunus’a geçmelerine olan yardımları da dahil olmak üzere, Türkiye’nin devam eden insani çabalarına takdirlerini ifade etti. Başkan Obama ve Başbakan Erdoğan, Libya halkının korunması için BM Güvenlik Konseyi’nin 1970 ve 1973 sayılı kararlarının tam şekilde uygulanmasına desteklerini yeniden teyit ettiler.

    Liderler, bunun, BM kararlarını hayata geçirmek ve uygulamak için, en üst düzeyde etkinliğin sağlanması amacıyla NATO’nun eşsiz çok uluslu komuta ve kontrol kapasiteleriyle olanak sağlanan ve ulusal katkılara dayanan, Arap ülkeleri de dahil olmak üzere geniş çaplı bir uluslarası çabayı gerektireceği yönünde görüş birliğine vardılar. (Obama ve Erdoğan) Libya halkına, onların iradesine saygı gösteren bir demokratik sistemi tesis ederek, ülkelerini dönüştürme fırsatı verilmesinde yardım etme hedefine olan ortak bağlılıklarının altını çizdiler”.

    AA