Türkiye’nin önde gelen gazetecilerinden ve de Avrupa Birliği uzmanlarından M. Ali Birand’ı geçen hafta kaybettik.
Bir Pazar Hikayesi, Diyet: Türkiye ve Kıbrıs Üzerine Uluslararası Pazarlıklar, Türkiye’nin Büyük Avrupa Kavgası ve Türkiye’nin Avrupa Macerası 1959-1999.
Tüm bu eserleri ile Birand, Türkiye-AB ve Türkiye- Batı ilişkilerini çok iyi bir gözlemci olarak analiz etmiştir.
Türkiye’de Avrupa Birliği ile ilişkileri yakından izleyen ve AB uzmanlarının yazdıkları Kriter dergisinde 2008 yılında Birand şu uyarıda bulunmuştur:
“Bu açıklamanın veya uyarı veya bildirinin tek amacı var. O da, AK Parti hükümetine Avrupa Birliği ile unutulan ilişkileri hatırlatmaktır. Cumhurbaşkanı Gül olsun, Dışişleri Bakanı ve Baş müzakereci Babacan olsun, sürekli şekilde ‘ 2008 AB yılı olacaktır’ diyorlar. Nasıl olacak, bilinmiyor.
Avrupa Birliği, AK Parti açısından da son derece önemli. Zira, AKP’nin Türkiye’yi nereye götürdüğü veya nereye götürmek istemediği, Türkiye’nin AB ile ilişkilerindeki gelişmelere göre şekillenecektir.
Hele AKP’nin niyetleri konusunda bazı kuşku ve kaygıların dillendirildiği şu sıralarda, Türkiye’nin AB çıpası her zamankinden daha da önem kazanmaktadır. Umarım, iktidar yetkilileri ‘siz kendi işinize bakın’ demez ve bu uyarıyı ciddiye alırlar.”
Aynı Kriter’de benim de imzamın bulunduğu bir bildiri yayınlanmıştır. Bildiri özetle şöyledir:
Genel seçimler geçti. Cumhurbaşkanlığı seçimi bitti.
Son üç yıldır ihmal edilen AB projesine, dört elle sarılmamak için artık hiç bir bahane kalmadı.
2008 AB yılı olacaksa eğer,
Sizden söz değil, somut adımlar atmanızı,
AB sürecine layıkıyla sahip çıkarak, kaybedilen zamanı telafi etmenizi bekliyoruz.
Ve hatırlatıyoruz!
İçeride ve dışarıda, Türkiye’nin Batı’dan ve dünyadan uzaklaştığı izlenimini silecek,
Kaygıları giderecek tek yol AB çıpasıdır.
AB üyeliği, Türkiye’de laik demokrasinin, ekonomik ve siyasî istikrarın, sosyal refahın güvencesidir.
AB, toplumsal yaşamın tüm alanlarını düzenleyen bir yeniden yapılanma sürecidir. Başlı başına bir iç politika meselesidir.
Eğer AB üyeliği hedefini gerçekten benimsiyorsanız, bunu kanıtlamanın tam zamanıdır.
Sözünüzü tutun, 2008’i ve takibeden yılları birer AB yılı yapın.
Ankara’daki AB Büyükelçisi Jean-Maurice Ripert tarafından gazeteci Mehmet Ali Birand’ın vefatı üzerine yapılan açıklamada; “Kendisi AB’nin büyük bir dostuydu ve bu Delegasyon geçtiğimiz on yıllar içerisinde kendisi ile çeşitli münasebetlerle çalışma şerefine nail oldu. Kendisinin AB-Türkiye ilişkilerine yaptığı katkı kesinlikle unutulmayacaktır” denmiştir.
M. Ali Birand 16 Haziran 2007 tarihinde köşesinde benim 10. Baskı yapan “Avrupa Birliği ve Türkiye” kitabım için şunları yazmıştır:
“Bu Eseri Mutlaka Okuyun. Anadolu Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin en değerli ismi Prof. Dr. S. Rıdvan Karluk, Türkiye’nin AB ilişkilerine inanılmaz bir katkıda bulundu. AB’nin nasıl işlediğine ve politikalarına açıklık getiren dev bir eser çıkardı. Eğer, bu ilişkilerle ilgileniyor veya AB’nin ne olduğunu ve ne olmadığını merak ediyor ve öğrenmek istiyorsanız… Eğer bütün bu bilgileri elinizin alında tutmak arzusunda iseniz, Karluk’un eserini (Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş. 0212 511 54 32, betakitap@betakitap.com ) bulun ve yanınızda tutun. Prof. Karluk’un ellerine sağlık…”
Erken vefatı, Türkiye için büyük bir kayıptır.