Etiket: Hıdırellez

hıdrellez

Hıdırellez geleneği nedir?

  • Hızır ve Kasım olarak bir yıl ikiye ayrılır.
  • Yaz dönemi: Mayısın 6’ında Hızır ile başlar;186 gün sürer.
  • Kış dönemi : Kasımın 8’inde de başlar;179 gün sürer. Şubat’ın 29 çektiği artık yıllarda Kasım 180 gündür.

Söylenceye göre:

  • Ölmezlik suyundan (ab-ı hayat) içen İlyas’ın bastığı her yerden sular fışkırır, yeşilliğe bürünür; cennet gibi olur.
  • O nedenle ” Hızır “diye ad takılır.Hızır da  İlyas olur. Zamanla Hıdırellez’e dönüşür.
  • Yazın ilk günü olan 6 Mayıs’ı kutlayanlara Hızır İlyas Baba’nın sağlık, uğur dağıtacağına inanılır.
  • Bunun için doğaya, kırlara çıkılır.Yiyip içme eşliğinde çeşitli eğlenceler yapılır.
  • Doğanın temiz havası, güneşi, güzelliklerinin  etkisi ile insan tin, zihin, bedenen  yenilenir.
  • HIDRELLEZ BAYRAMI

    HIDRELLEZ BAYRAMI

    Hıdırellez Bayramı her yıl olduğu gibi 5-6 Mayıs’ta geleneksel bayram olarak kutlanacak mı?

    Haydi iki günlüğüne gerçek gündeme gözlerimizi kapayalım ve bu ritüellerin yapabildiklerimizi yapıp,kendimizi mutlu etmeye çalışalım.Buna çok ihtiyacımız yok mu?

    Tabiki salgın yüzünden istenildiği kutlanamasa da halkın bazı ritüelleri yapmaktan vazgeçmeyeceğini hepimiz biliyoruz…

    Aslında bunca sıkıntılı gündem arasında insanların böyle güzel şeyler yaşamaya ihtiyacı var.

    Hıdrellez,dünyada darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır ile denizlerin hakimi olduğuna inanılan İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olarak düşünülerek çeşitli ritüellerle kutlanır.

    Bazı yazılı eserler bu ritüellerin MÖ Mezopotamya ovasını sulayan Fırat ve Dicle nehirlerinin uyaran gücünü temsil eder.

    Bazı yerlerde Hızır’ın gezdiği kabul edilen yeşil yerlerde dolaşıp çiçek toplanır, oyunlar oynanır, baharın ilk kuzusu kesilerek yenilir.Toplanan çiçekler kaynatılıp içilirse hastalıklara iyi geleceğin;bu su ile kırk gün yıkanan kişinin gençleşip güzelleşeceğine inanılır.

    Bazı yörelerde kuzu kesilir ve baharın bu taze kuzusunu yemekle bedenlerin sağlık ve canlılık kazanacağı inanışı vardır.

    Bazı yerlerde ise Hızır günü arifesinde yiyecek kaplarının,ambarların ve para keselerinin ağzı açık bırakılır.

    Hangimiz yapmadık güneş doğmadan deniz kıyısına ya da su kenarına inip,bağ,bahçe,ev,araba küçük birer modelini ya da resmini yaparak;ya da gül fidanının dibine kese içine para altın koyarak isteklerimize kavuşacağımıza inanarak…

    Hangimiz meydanlarda ateşler yakarak,dilek dileyerek üstünden atlamadık…

    Bazı yerlerde Hıdrellez Günü duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verilir,oruç tutulur,kurbanlar kesilir ki Hızır onlara uğrasın…

    Bazı yerlerde yoğurt mayalanır.Bu maya Hıdırellez ve bu günü takip eden 2 gün süresince sabah ezanı ile tan ağarması arasındaki sürede doğadaki bitkilerin üzerinden toplanan çiy tanelerinden sağlanır.Ya da mayasız ılık süte tahta kaşık konularak yoğurt mayalanır ve bu şekilde elde edilen maya bir yıl kullanılır.

    Bazı yerlerde Hızır Sopası geleneği vardır.Bu sopa ağrı-sızı olan yerlere vurulursa ağrıların geçeceğine inanılır.

    Bazı yerlerde  baht açma törenleri yapılır.Talih ve kısmet açtırmak isteyen genç kız ve kadınlardan yüzük, küpe gibi eşyalarını çömleğe atmaları istenir ve çömleğin üzerine su eklenerek ağzı kapatılır. Kapalı çömlek bir gece boyunca bir gül ağacının dibinde bekletilir. Ertesi günü bir araya toplanan kadınlar, çömleği ortaya koyarak maniler eşliğinde eşyaları çıkarmaya başlarlar.

    Dünyayı kasıp kavuran,sokakta korku filmi gibi dolaşan,insanların aşı olmayı ve maske takmayı reddederek,Corona belasını nasıl yaydığını ve ülkemizdeki yönetimin aşıyı iyi yönetemeyip savsaklayarak sahte gündemler yarattığını unutmaya çalışalım.

    Dünyayı bu salgından kurtarmak için canını dişine takıp,sevdiklerinin hayatını tehlikeye atan,canından olan sağlık çalışanları ve doktorlarımızın maddi manevi korunmadığını,bu yolda ölenlerin şehit saylıp geride kalanlarına sahip çıkılmadığını da unutmaya çalışalım.

    Köylünün mazot,gübre,tohum ve tarım ilaçlarının pahalılığından üretim yapamadığını,bu zor koşullarda kredi çekerek üretenlerin de ürünlerini satamayıp bozulduğunu,sokaklara döktüğünü ve kredi borcunu ödeyemediği için neler yaşadığını  unutmaya çalışalım.

    Üniversite bitirmiş gençlerimizin sırf taraftar değil diye tayinlerinin yapılmayıp,işsizlik ve bunalımı itiltiğini de unutmaya çalışalım.

    Emeklinin,işçinin,memurun her geçen yıl enflasyon canavarında eriyip giden maaşları karşısında açlığa ve yoksulluğa mahkum edildiğini de unutmaya çalışalım.

    Kadınların insandan sayılmadığını,mal gibi başlık parası adı altında dedesi yaşındaki adamlara satıldığını,namus belası adı altında işlenen kadın cinayetlerini de unutmaya çalışalım.

    Ülkenin talan edildiğini,peşkeş çekildiğini,unutup sadece inadına inadına yapılmak istenen “Kanal İstanbul”u hatırlayalım…

    Gerçeklerin saklanıp halkın uyutulduğunu unutup,bir türlü hazmedilemeyen büyük şehir belediyeleri ellerinden kaçırdıkları için Büyük Şehir Belediye Başkanlarına nasıl çamur atabiliriz,kumpaslarına kulak kabartalım…En son soruşturma konusunu  biliyor musunuz!Ekrem İmamoğlu elleri arkasında dolaşmış bir türbeyi gezerken…

    Ülkenin değerleri olan Emekli Amirallerimizin bir gecede derdest edip gözaltına alındığını,serbest bırakılırken utanmadan elektronik kelepçe takıldığını unutmaya çalışalım.

    Farkında olmadıkları bir şey var.Yaratmaya çalıştıkları sahte gündemlerle kendi ayaklarına sıkıyorlar.

    BBB ı çok iyi çalışıyor ve toplum geleceğin cumhurbaşkanı “Mansur Yavaş”mı”Ekrem İmamoğlu”mu diye anketler yapmaya başladı bile….

    Hay dilimi eşek arısı soksun,yine tutamadım…

    Sadece iki günlüğüne her şeyi unutup biz Hıdrelezi kutlayalım…Yakılsın ateşler,söylensin maniler,tutulan dilekler su dibine mi gül fidanına mı koyulsun…Tek derdimiz bu olsun…Sevgi ve umut dağıttığımız, herkesin  dileklerinin gerçekleştiği bir gün olsun..

  • Hıdrellez Bayramı

    Hıdrellez Bayramı

    Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanmaktadır. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında hıdrellez şeklini almıştır. Hıdrellez günü, Gregoryen takvimine göre 6 Mayıs eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Julyen takvimine göre 23 Nisan günü olmaktadır.

    Halk arasında kullanılan takvime göre eskiden yıl ikiye ayrılmaktadır: 6 Mayıs’tan 8 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 6 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 6 Mayıs Günü kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelir ki, bu da kutlanıp bayram yapılacak bir olaydır.

    Hızır ve Hıdrellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdrellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Oysaki Hıdrellez Bayramı’nı ve Hızır inancını tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Yunanistan ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle ilgili bazı tanrılar adına çeşitli tören ve ayinlerin düzenlendiği görülmektedir.

    Hızır, yaygın bir inanca göre, hayat suyu (ab-ı hayat) içerek ölmezliğe ulaşmış; zaman zaman özellikle baharda insanlar arasında dolaşarak zor durumda olanlara yardım eden, bolluk-bereket ve sağlık dağıtan, Allah katında ermiş bir ulu kişidir. Hızır’ın hüviyeti, yaşadığı yer ve zaman belli değildir. Hızır, baharın, baharla vücut bulan taze hayatın sembolüdür.

    Ülkemizde Hıdrellez Bayramı 6 Mayıs tarihinde kutlanır. Bugün Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler St.Georges Günü olarak kutlamaktadırlar.

    Mevsimlik bayramlarımızdan biri olan Hıdrellez, ülkemizde etkin bir biçimde kutlanmaktadır. Büyük şehirlerde daha az olmak üzere, kasaba ve köylerde hıdrellez için önceden hazırlıklar yapılır. Bu hazırlıklar, evin temizliği, üst-baş temizliği, yiyecek-içeceklerle ilgili hazırlıklardır. Hıdrellez gününden önce evler baştanbaşa temizlenir. Çünkü temiz olmayan evlere Hızır’ın uğramayacağı düşünülür. Hıdrellez günü giyilmek üzere yeni elbiseler, ayakkabılar alınır.

    Anadolu’nun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme adeti vardır. Kurban ve adaklar “Hızır hakkı” için olmalıdır. Zira tüm bu hazırlıklar Hızır’a rastlamak amacına yöneliktir.

    Hıdrellez kutlamaları daima yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiğinde sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır.

    Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi herhangi bir yere istedikleri şeyin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar.

    Hıdrellezde baht açma törenleri de oldukça yaygın olarak uygulanan geleneklerimizdendir. Bu törene İstanbul ve çevresinde “baht açma”, Denizli ve çevresinde “bahtiyar”,Yörük ve Türkmenlerde “mantıfar”, Balıkesir ve çevresinde “dağara yüzük atma”, Edirne ve çevresinde “niyet çıkarma”, Erzurum’da “mani çekme” adı verilir.

    Törenler baharda doğanın ve tüm canlıların uyanmasıyla eş anlamlı olarak insanların da talihlerinin açılacağı inancıyla, şanslarını denemek için yapılır. Hıdrellezden bir gece önce bahtını denemek ve kısmetlerinin açılmasını sağlamak isteyen genç kızlar yeşillik bir yerde veya bir su kenarında toplanırlar. İçinde su bulunan bir çömleğe kendilerine ait yüzük, küpe, bilezik gibi şeyler koyarak ağzını tülbentle bağladıktan sonra bir gül ağacının dibine bırakırlar. Sabah erkenden çömleğin yanına giderek sütlü kahve içip ağızlarının tadının bozulmaması için dua ederler. Ardından niyet çömleğinin açılmasına geçilir. Çömlekten içindekiler çıkarılırken bir yandan da maniler söylenir. Buna göre eşyanın sahibi hakkında yorumlar yapılır. Hıdrelleze özgü bu uygulama temelde bu şekilde yapılmakla birlikte, yörelere göre bazı farklılıklar da gösterebilmektedir.

    Sonuç olarak, Anadolu’da hala görkemli törenlerle kutlanan Hıdrellez Bayramı insanlık tarihinde çok eski zamanlardan beri kutlanmaktadır. Farklı zamanlarda, farklı isimler altında kutlansa da Hıdrellez motiflerine pek çok yerde rastlamak mümkün olmaktadır. Baharın gelişi ve doğanın canlanması insanlar tarafından bayramlarla kutlanması gereken bir durum olarak algılanmıştır. Böylece bir bahar bayramı olan Hıdrellez evrensel bir nitelik kazanmıştır.

    T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI / TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER

  • Hıdırellez’in Paylaşım ve İyi Dilek Temennilerine Katılmamak Mümkün mü

    Hıdırellez’in Paylaşım ve İyi Dilek Temennilerine Katılmamak Mümkün mü

    Paylaşımı ve İyi Dilek Temennilerini Hıdırellez’de duydum

    Dün akşam 5 Mayıs akşamı başlayan Hıdırellez anma, kutlama ve dilet tutma günü. Geleneği çocukluğumda köy yerinde yaşadık. Köy yerinde gece gençlerin buluşarak hoş kostümleri içinde maskeledikleri nur yüzleri ile kapıları çaldıkları gecede annemin gelen gençleri selamlayarak torbalarına yiyecek ve hediye koyduğunu hatırlıyorum. Ancak Hıdırellez anlamını ve önemini çok sonraları öğrendim. Gençler sonra toplanan yiyecekleri yanan ateş etrafında sabaha kadar yer-içer sohbet ederlerdi. Tarım ve hayvancılık ile uğraşan inşaların tek eğlenceleri ve sosyal ilişkileri bu tür bayramlar ve etkinlikler oluğu için hemen herkesin önemsediği ve katıldığı etkinliklerdi. Sabah herkes Hıdırellez kostümü giyeni ve akşamın güzelliğini ve eğlencesini konuşurdu. Sonradan öğrendiğim o paylaşımı ve insan ilişkilerini anne-baba ve komşularımdan hep gördüm. Pazarlıksız ve ön yargısız ilişkileri ve paylaşımı tattım. Darda olan yarım elinin uzatıldığı, imece ile hasat harmanın kaldırıldığı günleri gördüm. Hepsinden önemlisi sevgi karşılıksızdı. 

    Keşke Empati Yapsak ve İyi Düşünebilsek

    Bugün insanlığın geldiği adaletsiz, paylaşımsız ve empatiden yoksun gelir dağılımı bozukluğu, insan ilişkilerindeki kopukluk ve sevgisiz ilişkiler geçmişi çok daha artır ve özletir oldu. Hıdırellez duasına bir kez daha bakınca evet geleneğin önemsediği iyilik dilemek, paylaşımı önemsemek ne kadar önemli. Çevre, ekonomi ve sosyal yönde dengesi bozulmuş, kirlenmiş  ve birbirinden kopuk dünyanın işleyişi artık sorun haline gelmiş gözüküyor. Dakikada milyon dolarlar kazanan az sayıda insanın gelirlerinin dünyanın toplam gelirinin yarısına sahip olması yanında dünya ve atmosfer en çok bu inşaların yaşadığı ülkelerin kirletmesi, inşaların çöplüklerde gıda aradığı dünya artık zor bir dünya. 

    İnsan ve Doğadan Yana Olmak veya Olmamak Yaşama Bakış Penceremizi Belirliyor

    Mesele dönüp dolaşıp insanın diğer bir insanla birlikte nasıl yaşamak istediğine bakıyor. Tercihin doğanın yasalarından yana kuranların çoğunluğu doğaya bakarak paylaşımı önemsiyor. Tercihini “ben merkezi” eksenine oturtanlar bugün geldiğimiz yaşanılamaz dünyayı yaratanlar olarak gözleri doymuyor. Keşke gözü doymaz, halden anlamaz, empati bilmez, insanı insan göremezler Hıdrellez duasını bir kez okusa fena olmaz. 

    Hıdırellez Duası ve DileğiÇok sayıda dua edilir Hıdırellez’de.

    Bugün ve bundan sonra her kim varsa sevdiğim, sevebileceğim hep sevdikleriyle olsun. Kimin neyi eksik hep bir yetişeni, getireni olsun. Her neyimiz varsa bir olsun, bölüşecek birileri olsun! Bu zor zamanlarda hepimizin sağlığı iyi, yüzü güleç olsun. Evinizden neşe, işimizden bereket, kalbimizden aşk eksik olmasın! Birbirimize saygımız, hürmetimiz olsun… Muhabbetimiz sevgiden, gönül dilinden olsun. Bir elin verdiğini öbürü bilmesin, yaptığımız iyilik göstermelik olmasın! Soframızdan bolluk eksik olmasın, kahkahamız içten olsun. Karnımız da gözümüzde tok olsun. Elimiz dar’ a düşmesin, düşerse de kapımız çalınır olsun! Bu Hıdırellez her kim iyilik, güzellik diler hepsi gerçek olsun… Bu bahar hepimize kutlu olsun! Bu dileği her kim paylaşır ise tuttuğu altın olsun.Duanız ve diğeriniz kabul olsun. Bende sizin dualarınıza candan katılacağım. 6 Mayıs 2022 Adana

    Prof. Dr. İBRAHİM ORTAŞ

    Çukurova Üniversitesi/ Ziraat Fakültesi / Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü. Adanaior…@cu.edu.tr;ibrahi…@gmail.com 05337692415

  • 6 Mayıs Hızır Günü  geldi çattı

    6 Mayıs Hızır Günü  geldi çattı

    Hızır Günü'ne ait özet bilgi: - hidrellez senligi

    Hızır Günü’ne ait özet bilgi:

    Hıdırellez:

    • Bir yıl,Hızır ve Kasım olarak ikiye ayrılır.

    • Mayısın 6’ında Hızır ile yaz dönemi başlar;186 gün sürer.

    • Kasımın 8’inde de Kasım(kış) başlar;179 gün sürer. Şubat’ın 29 çektiği artık yıllarda Kasım 180 gündür.

    Söylenceye göre, ölmezlik suyundan (ab-ı hayat) içen İlyas’ın bastığı her yerden sular fışkırır, ortalık yeşilliğe bürünür; cennet gibi. O nedenle “hızır”diye ad takılır ve Hızır İlyas olur. Zamanla Hıdırellez’e dönüşür.

    Yazın ilk günü 6 Mayıs’ı kutlayanlara Hızır İlyas Baba’nın sağlık,uğur dağıtacağına inanılır. Bunun için kırlara çıkılır;çeşitli eğlenceler yapılır. Doğanın temiz hava, güneş, doğal güzelliklerle tin,zihin, bedenen kişi yenilenir.

    Hıdırellez her yıl 5-6 Mayıs tarihlerinde kutlanıyor. “Hıdırellez”, Anadolu, Güneybatı Asya, Irak, Suriye, Kırım, Azerbaycan ile Balkan ülkelerinde “bayram” olarak kutlanmaktadır

  • GÜL FİDANINDA HIDRELLEZ

    GÜL FİDANINDA HIDRELLEZ

    Hıdırellez Bayramı her yıl olduğu gibi 5-6 Mayıs’ta geleneksel bayram olarak kutlanacak mı?

    Haydi iki günlüğüne gerçek gündeme gözlerimizi kapayalım ve bu ritüellerin yapabildiklerimizi yapıp,kendimizi mutlu etmeye çalışalım.Buna çok ihtiyacımız yok mu?

    Tabiki salgın yüzünden istenildiği kutlanamasa da halkın bazı ritüelleri yapmaktan vazgeçmeyeceğini hepimiz biliyoruz…

    Aslında bunca sıkıntılı gündem arasında insanların böyle güzel şeyler yaşamaya ihtiyacı var.

    Hıdrellez,dünyada darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır ile denizlerin hakimi olduğuna inanılan İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olarak düşünülerek çeşitli ritüellerle kutlanır.

    Bazı yazılı eserler bu ritüellerin MÖ Mezopotamya ovasını sulayan Fırat ve Dicle nehirlerinin uyaran gücünü temsil eder.

    Bazı yerlerde Hızır’ın gezdiği kabul edilen yeşil yerlerde dolaşıp çiçek toplanır, oyunlar oynanır, baharın ilk kuzusu kesilerek yenilir.Toplanan çiçekler kaynatılıp içilirse hastalıklara iyi geleceğin;bu su ile kırk gün yıkanan kişinin gençleşip güzelleşeceğine inanılır.

    Bazı yörelerde kuzu kesilir ve baharın bu taze kuzusunu yemekle bedenlerin sağlık ve canlılık kazanacağı inanışı vardır.

    Bazı yerlerde ise Hızır günü arifesinde yiyecek kaplarının,ambarların ve para keselerinin ağzı açık bırakılır.

    Hangimiz yapmadık güneş doğmadan deniz kıyısına ya da su kenarına inip,bağ,bahçe,ev,araba küçük birer modelini ya da resmini yaparak;ya da gül fidanının dibine kese içine para altın koyarak isteklerimize kavuşacağımıza inanarak…

    Hangimiz meydanlarda ateşler yakarak,dilek dileyerek üstünden atlamadık…

    Bazı yerlerde Hıdrellez Günü duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verilir,oruç tutulur,kurbanlar kesilir ki Hızır onlara uğrasın…

    Bazı yerlerde yoğurt mayalanır.Bu maya Hıdırellez ve bu günü takip eden 2 gün süresince sabah ezanı ile tan ağarması arasındaki sürede doğadaki bitkilerin üzerinden toplanan çiy tanelerinden sağlanır.Ya da mayasız ılık süte tahta kaşık konularak yoğurt mayalanır ve bu şekilde elde edilen maya bir yıl kullanılır.

    Bazı yerlerde Hızır Sopası geleneği vardır.Bu sopa ağrı-sızı olan yerlere vurulursa ağrıların geçeceğine inanılır.

    Bazı yerlerde  baht açma törenleri yapılır.Talih ve kısmet açtırmak isteyen genç kız ve kadınlardan yüzük, küpe gibi eşyalarını çömleğe atmaları istenir ve çömleğin üzerine su eklenerek ağzı kapatılır. Kapalı çömlek bir gece boyunca bir gül ağacının dibinde bekletilir. Ertesi günü bir araya toplanan kadınlar, çömleği ortaya koyarak maniler eşliğinde eşyaları çıkarmaya başlarlar.

    Dünyayı kasıp kavuran,sokakta korku filmi gibi dolaşan,insanların aşı olmayı ve maske takmayı reddederek,Corona belasını nasıl yaydığını ve ülkemizdeki yönetimin aşıyı iyi yönetemeyip savsaklayarak sahte gündemler yarattığını unutmaya çalışalım.

    Dünyayı bu salgından kurtarmak için canını dişine takıp,sevdiklerinin hayatını tehlikeye atan,canından olan sağlık çalışanları ve doktorlarımızın maddi manevi korunmadığını,bu yolda ölenlerin şehit saylıp geride kalanlarına sahip çıkılmadığını da unutmaya çalışalım.

    Köylünün mazot,gübre,tohum ve tarım ilaçlarının pahalılığından üretim yapamadığını,bu zor koşullarda kredi çekerek üretenlerin de ürünlerini satamayıp bozulduğunu,sokaklara döktüğünü ve kredi borcunu ödeyemediği için neler yaşadığını  unutmaya çalışalım.

    Üniversite bitirmiş gençlerimizin sırf taraftar değil diye tayinlerinin yapılmayıp,işsizlik ve bunalımı itiltiğini de unutmaya çalışalım.

    Emeklinin,işçinin,memurun her geçen yıl enflasyon canavarında eriyip giden maaşları karşısında açlığa ve yoksulluğa mahkum edildiğini de unutmaya çalışalım.

    Kadınların insandan sayılmadığını,mal gibi başlık parası adı altında dedesi yaşındaki adamlara satıldığını,namus belası adı altında işlenen kadın cinayetlerini de unutmaya çalışalım.

    Ülkenin talan edildiğini,peşkeş çekildiğini,unutup sadece inanadına inadına yapılmak istenen “Kanal İstanbul”u hatırlayalım…

    Gerçeklerin saklanıp halkın uyutulduğunu unutup,bir türlü hazmedilemeyen büyük şehir belediyeleri ellerinden kaçırdıkları için Büyük Şehir Belediye Başkanlarına nasıl çamur atabiliriz,kumpaslarına kulak kabartalım…En son soruşturma konusunu  biliyor musunuz!Ekrem İmamoğlu elleri arkasında dolaşmış bir türbeyi gezerken…

    Ülkenin değerleri olan Emekli Amirallerimizin bir gecede derdest edip göz altına alındığını,serbest bırakılırken utanmadan elektronik kelepçe takıldığını unutmaya çalışalım.

    Farkında olmadıkları bir şey var.Yaratmaya çalıştıkları sahte gündemlerle kendi ayaklarına sıkıyorlar.

    BBB ı çok iyi çalışıyor ve toplum geleceğin cumhurbaşkanı “Mansur Yavaş”mı”Ekrem İmamoğlu”mu diye anketler yapmaya başladı bile….

    Hay dilimi eşek arısı soksun,yine tutamadım…

    Sadece iki günlüğüne herşeyi unutup biz Hıdrelezi kutlayalım.. Yakılsın ateşler,söylensin maniler,tutulan dilekler su dibine mi gül fidanına mı koyulsun…

    Tek derdimiz bu olsun…Sevgi ve umut dağıttığımız, herkesin  dileklerinin gerçekleştiği bir gün olsun…

    Ülkemize ve dünyaya sağlık ,huzur getirsin…

  • HUZUR VE HIZIR BİZİMLE OLSUN…

    HUZUR VE HIZIR BİZİMLE OLSUN…

    ‘’İnanışa  göre   iyileri  mükafatlandırıp,  kötüleri cezalandıran, zorluklarda  yardımcı  olan ve bolluğa kavuşturan Hızır’ın İlyas peygamberle buluştuğu 6 Mayıs, bir bayram olarak binlerce yıldır kutlanıyor.  Hıdırellez   “Hızır” ve “İlyas” kelimelerinin halk arasındaki telaffuzundan aldığı bilinen isimdir.

    Türk dünyasının mevsimlik bayramı olarak “kış mevsiminin bitip, sıcak yaz günlerinin başladığını” müjdeliyor. Doğanın canlanmasının habercisi olarak görülen bu günde, Hızır ve İlyas’ın her türlü dileği yerine getireceği inanışı yaygın olarak kabul görüyor.

    Onların su kaynaklarında, kırlarda buluştuğunun düşünülmesi nedeniyle kutlamalar genellikle yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılıyor. Bu gibi yerlere bu nedenle “Hıdırlık” da deniliyor. Hızır ve İlyas’ın kavuştuklarında Allah yolunda olmanın ve birlikteliklerinin verdiği sevinçle kuvvet bulduğuna inanılıyor.’’

    Anadolu’da  heyecanla kutlanan Hıdırellez’in kısaca tanımı böyle.

    Hıdırellez’de bu inanışlara göre, bolluk, bereket, kısmet, için yapılan dualar, günümüzde hala geçerliliğini sürdürmekte, ülkemizin her bölgesinde farklı şekillerde kutlanmaktadır.

    Çocukluğumuzda, mahallede yakılan ateşlerden atlayarak dilek tutulması, gül ağacına dileklerin asılması, sabahın erken saatinde yazılan dileklerin akarsu ve denizlere bırakılması,  bugün de benzer şekillerde devam etmektedir.

    Kış mevsiminin sona ermesi ve baharın gelmesiyle, Mayıs ayında canlanan doğa, bereketli topraklar, inanışlar, farklı kültürlerin paylaşılması ile birlikte, bir Hıdırellez gününe daha kavuştuk.

    Ülkemizin huzura ve Hızır’a en çok ihtiyacı olan günlerdeyiz.

    Bugün aynı zamanda bir şafak vakti, ülkenin bağrından  zamansız koparılan evlatlarının darağacına götürüldükleri gündür…

    Bugün dilekler kişisel olmasın, hepimiz için olsun, birlik için, beraberlik için, ülkemiz için  olsun.

    Dostlukların, komşulukların, yardımlaşmanın, paylaşmanın yaşandığı  o  güzel günlere kavuşmak için olsun.

    Çocuklarımızın aydınlık geleceği, Ülkemizin tam bağımsızlığı için olsun.

    Toprağımızın bereketi, köylümüzün emeği, işçimizin alın teri için olsun.

    Üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi, yaşanılan her türlü olumsuzluğu kabullenen milletimin uyanması için olsun..

    Yeniden üretelim, milli duygularımıza, ilkelerimize, devrimlerimize  sahip çıkmamız  için olsun.

    Kendi ekmeğimiz, aşımız için değil,  ülkemizin  varlığı, toprağımızın bütünlüğü  için olsun.

    Hak, hukuk ve  adalet’in yerini bulması için olsun.

    Kirlenmiş siyasetin içinde, temiz kalanların Milli uyanışı  için olsun.

    Bu Hıdırellez’de;  HUZUR VE HIZIR  bizimle olsun…