Hıdırellez Bayramı her yıl olduğu gibi 5-6 Mayıs’ta geleneksel bayram olarak kutlanacak mı?
Haydi iki günlüğüne gerçek gündeme gözlerimizi kapayalım ve bu ritüellerin yapabildiklerimizi yapıp,kendimizi mutlu etmeye çalışalım.Buna çok ihtiyacımız yok mu?
Tabiki salgın yüzünden istenildiği kutlanamasa da halkın bazı ritüelleri yapmaktan vazgeçmeyeceğini hepimiz biliyoruz…
Aslında bunca sıkıntılı gündem arasında insanların böyle güzel şeyler yaşamaya ihtiyacı var.
Hıdrellez,dünyada darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır ile denizlerin hakimi olduğuna inanılan İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olarak düşünülerek çeşitli ritüellerle kutlanır.
Bazı yazılı eserler bu ritüellerin MÖ Mezopotamya ovasını sulayan Fırat ve Dicle nehirlerinin uyaran gücünü temsil eder.
Bazı yerlerde Hızır’ın gezdiği kabul edilen yeşil yerlerde dolaşıp çiçek toplanır, oyunlar oynanır, baharın ilk kuzusu kesilerek yenilir.Toplanan çiçekler kaynatılıp içilirse hastalıklara iyi geleceğin;bu su ile kırk gün yıkanan kişinin gençleşip güzelleşeceğine inanılır.
Bazı yörelerde kuzu kesilir ve baharın bu taze kuzusunu yemekle bedenlerin sağlık ve canlılık kazanacağı inanışı vardır.
Bazı yerlerde ise Hızır günü arifesinde yiyecek kaplarının,ambarların ve para keselerinin ağzı açık bırakılır.
Hangimiz yapmadık güneş doğmadan deniz kıyısına ya da su kenarına inip,bağ,bahçe,ev,araba küçük birer modelini ya da resmini yaparak;ya da gül fidanının dibine kese içine para altın koyarak isteklerimize kavuşacağımıza inanarak…
Hangimiz meydanlarda ateşler yakarak,dilek dileyerek üstünden atlamadık…
Bazı yerlerde Hıdrellez Günü duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verilir,oruç tutulur,kurbanlar kesilir ki Hızır onlara uğrasın…
Bazı yerlerde yoğurt mayalanır.Bu maya Hıdırellez ve bu günü takip eden 2 gün süresince sabah ezanı ile tan ağarması arasındaki sürede doğadaki bitkilerin üzerinden toplanan çiy tanelerinden sağlanır.Ya da mayasız ılık süte tahta kaşık konularak yoğurt mayalanır ve bu şekilde elde edilen maya bir yıl kullanılır.
Bazı yerlerde Hızır Sopası geleneği vardır.Bu sopa ağrı-sızı olan yerlere vurulursa ağrıların geçeceğine inanılır.
Bazı yerlerde baht açma törenleri yapılır.Talih ve kısmet açtırmak isteyen genç kız ve kadınlardan yüzük, küpe gibi eşyalarını çömleğe atmaları istenir ve çömleğin üzerine su eklenerek ağzı kapatılır. Kapalı çömlek bir gece boyunca bir gül ağacının dibinde bekletilir. Ertesi günü bir araya toplanan kadınlar, çömleği ortaya koyarak maniler eşliğinde eşyaları çıkarmaya başlarlar.
Dünyayı kasıp kavuran,sokakta korku filmi gibi dolaşan,insanların aşı olmayı ve maske takmayı reddederek,Corona belasını nasıl yaydığını ve ülkemizdeki yönetimin aşıyı iyi yönetemeyip savsaklayarak sahte gündemler yarattığını unutmaya çalışalım.
Dünyayı bu salgından kurtarmak için canını dişine takıp,sevdiklerinin hayatını tehlikeye atan,canından olan sağlık çalışanları ve doktorlarımızın maddi manevi korunmadığını,bu yolda ölenlerin şehit saylıp geride kalanlarına sahip çıkılmadığını da unutmaya çalışalım.
Köylünün mazot,gübre,tohum ve tarım ilaçlarının pahalılığından üretim yapamadığını,bu zor koşullarda kredi çekerek üretenlerin de ürünlerini satamayıp bozulduğunu,sokaklara döktüğünü ve kredi borcunu ödeyemediği için neler yaşadığını unutmaya çalışalım.
Üniversite bitirmiş gençlerimizin sırf taraftar değil diye tayinlerinin yapılmayıp,işsizlik ve bunalımı itiltiğini de unutmaya çalışalım.
Emeklinin,işçinin,memurun her geçen yıl enflasyon canavarında eriyip giden maaşları karşısında açlığa ve yoksulluğa mahkum edildiğini de unutmaya çalışalım.
Kadınların insandan sayılmadığını,mal gibi başlık parası adı altında dedesi yaşındaki adamlara satıldığını,namus belası adı altında işlenen kadın cinayetlerini de unutmaya çalışalım.
Ülkenin talan edildiğini,peşkeş çekildiğini,unutup sadece inadına inadına yapılmak istenen “Kanal İstanbul”u hatırlayalım…
Gerçeklerin saklanıp halkın uyutulduğunu unutup,bir türlü hazmedilemeyen büyük şehir belediyeleri ellerinden kaçırdıkları için Büyük Şehir Belediye Başkanlarına nasıl çamur atabiliriz,kumpaslarına kulak kabartalım…En son soruşturma konusunu biliyor musunuz!Ekrem İmamoğlu elleri arkasında dolaşmış bir türbeyi gezerken…
Ülkenin değerleri olan Emekli Amirallerimizin bir gecede derdest edip gözaltına alındığını,serbest bırakılırken utanmadan elektronik kelepçe takıldığını unutmaya çalışalım.
Farkında olmadıkları bir şey var.Yaratmaya çalıştıkları sahte gündemlerle kendi ayaklarına sıkıyorlar.
BBB ı çok iyi çalışıyor ve toplum geleceğin cumhurbaşkanı “Mansur Yavaş”mı”Ekrem İmamoğlu”mu diye anketler yapmaya başladı bile….
Hay dilimi eşek arısı soksun,yine tutamadım…
Sadece iki günlüğüne her şeyi unutup biz Hıdrelezi kutlayalım…Yakılsın ateşler,söylensin maniler,tutulan dilekler su dibine mi gül fidanına mı koyulsun…Tek derdimiz bu olsun…Sevgi ve umut dağıttığımız, herkesin dileklerinin gerçekleştiği bir gün olsun..