İngiltere’deki toplumumuzun değerli mensupları, sevgili vatandaşlarım,
Sizlerle ikinci kez yeni yılı kutlama mutluğunu yaşıyorum. Bu vesileyle, 2016 yılının size, ailelerinize ve yakınlarınıza sağlık, mutluluk ve başarı getirmesini diliyorum.
Türk toplumunun, İngiltere’de sosyal, ekonomik ve kültürel yaşama sağladığı, giderek derinleşen ve zenginleşen katkılarını memnuniyetle takip ediyoruz. Vatandaşlarımızın ve Kıbrıslı soydaşlarımızın, bankacılıktan modaya, danışmanlıktan siyasete kadar uzanan geniş bir yelpazede, sayısı artmakta olan başarı hikayelerine büyük bir gururla tanık oluyoruz.
Sizlerin de hak vereceği üzere, toplumumuzun bu aşamaya gelmesi ve daha ileriye taşınmasında eğitim, yabancı dil bilgisi ve yaşanılan topluma entegrasyonun büyük rolü bulunmaktadır.
Gerek İngiltere’yle ikili ilişkilerimizin ulaştığı aşama gerek yürütülen başarılı kamu diplomasisi ışığında, Türk ve İngiliz halkları birbirlerini giderek daha iyi tanımaktadır.
Ülkemiz, İngiltere açısından en cazip turizm merkezlerinden biri konumunda olup, yıllık bazda 2,6 milyon İngiliz turist Türkiye’yi ziyaret etmektedir. Öğrencilerimizin yüksek öğrenim açısından seçtiği en popüler yerlerden biri İngiltere’dir. Dolayısıyla, ikili ilişkilerin beşeri boyutunun çok güçlü olduğunu söylemek mümkündür. Bu boyut temelinde, İngiltere’yle ikili ilişkilerimiz olumlu bir mecrada birçok alanda gelişerek sürmektedir. İkili ilişkilerde bir sorun bulunmaması ve pozitif bir işbirliği gündemine sahip olunması, bu bağlamda büyük avantaj teşkil etmektedir.
Birinci Dünya Savaşı’nın 100.yıldönümüne denk gelen 2015 yılı içinde Türkİngiliz ilişkilerinin tarihsel derinliği de görünürlük kazanmıştır. Bu vesileyle, Türkiye ve İngiltere’de Türk toplumumuzun da değerli katkılarıyla kapsamlı etkinlikler düzenlenmiş ve bu etkinliklerde tarihe ‘‘Centilmenler Savaşı’’ olarak geçen, dünya tarihinin ezberini bozan Çanakkale Kara Savaşlarından doğan dostluk bağına vurgu yapılmıştır. Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu ile İngiltere arasında Büyükelçi değişiminin 16. yüzyıla kadar giden tarihine bakıldığında, ikili ilişkilerin ne kadar köklü olduğunu anlamak mümkündür.
Gücünü tarihten alan ilişkiler sayesinde, Türkiye ve İngiltere, bugün ilişkilerini daha da sağlamlaştırma amacına dönük emin adımlar atmakta, özellikle ekonomik ve ticari alanda birbirinin vazgeçilmez ortağı haline gelmektedir.
İngiltere’yle ilişkilerin geliştirilmesi amacına yönelik olarak çok yönlü politikalar izliyoruz.
Bu çerçevede, iki taraf da karşılıklı üst düzey ziyaretlerin sürdürülmesine önem atfetmektedir.
Sayın Başbakanımızın 1921 Ocak 2015 tarihlerinde Birleşik Krallık’ı ziyaretinin ardından,
Galler Prensi Charles ile Prens Harry, Nisan ayında Çanakkale Savaşları’nın 100.yıldönümü münasebetiyle ülkemize ziyarette bulunmuş; Başbakan Cameron da G20 Zirvesi’ne katılmak üzere 1516 Kasım 2015 tarihlerinde ülkemizi ziyaret etmiştir.
Karşılıklı ziyaretlerin yanısıra ikili ticaret mekanizmaları kanalıyla ticari ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesine dönük ortak projeler hayata geçirilmekte; ticaret heyetlerinin karşılıklı ziyaretleri teşvik edilmektedir. İki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkiler, hiç şüphesiz iş çevrelerinin birbirlerini daha yakından tanıması ve karşılıklı yatırım fırsatlarının keşfedilmesiyle daha da gelişecektir. İkili işbirliğine yönelik tüm ticari ve ekonomik konuların ele alındığı, Ekonomi Bakanlarının eşbaşkanlığında her sene toplanan Ortak Ekonomi ve Ticaret Ortaklık Komitesi (JETCO) toplantıları devam etmektedir. Komitenin bir sonraki toplantısının 2016 yılının başında Londra’da yapılması öngörülmektedir.
Yıl içinde sağlık turizminden finans sektörü ve savunma sanayine kadar uzanan geniş bir yelpazede ikili ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine yönelik önemli projelere imza attık. Bu projeleri, önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz.
Bilim ve teknoloji alanında da ortak olarak görmeyi arzu ettiğimiz İngiltere’yle, Mart 2015Mart 2016 dönemini Türkiye İngiltere Bilim ve Teknoloji Yılı olarak ilan ettik. Bu kapsamda, TÜBİTAK ile İngiliz İş Yenilik ve Yetenekler Bakanlığı, bilimsel ve teknolojik işbirliğini geliştirmeye yönelik çalışmalarını sürdürmektedirler.
Ülkemizin 2015 yılında yürüttüğü G20 Dönem Başkanlığı, G20 bünyesinde birçok çalışmaya öncülük eden İngiltere’yle ikili işbirliğinin derinleştirilmesine vesile teşkil etmiştir.
Türkiye ile İngiltere arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkıda bulunmak üzere son beş yıldır sürdürmekte olduğumuz bir etkinlik de “Türkİngiliz
Tatlıdil Forumu”dur. Bu oluşum, işadamı, siyasetçi, akademisyen ve basın mensuplarını biraraya getirmek amacıyla kurulmuş sosyal bir forumdur. Tatlıdil Forumu’nun beşinci toplantısı, önümüzdeki ilkbaharda Bath’da düzenlenecektir.
Varolan ortak siyasi irade ve iki ülke halklarının beklentileri doğrultusunda, Türkiye ve İngiltere arasındaki ikili ilişkilerin gelişmek ve çeşitlenmek suretiyle ileriye taşınmasını bekliyor; bu süreçte Türkiye’nin fahri diplomatları olarak siz değerli vatandaşlarımıza da önemli görevler düştüğünü düşünüyorum.
Bu düşüncelerle İngiltere’deki toplumumuzun ve Kıbrıslı soydaşlarımızın 2016 yılını içtenlikle yeniden kutluyor, mutluluk sağlık ve esenlik dolu günler diliyorum.
Etiket: Dış Politika
-
T. C. Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç’in Yeni Yıl Mesajı
-
Esad sizi savundu / Hüsnü MAHALLİ
‘Arap Baharı’ denilen o rezil oyun ile birlikte Tunus ve Mısır’da Müslüman Kardeşler iktidara taşındı. İktidar değişimi ile Müslüman Kardeşlerin gücü Yemen’de artırdı. Libya’da Kaddafi’nin devrilmesi ile Müslüman Kardeşler ve her türlü İslamcı grup ülkeyi darmadağın etti.Sıra Suriye’ye gelmişti.
Suudi Arabistan ve Katar başta olmak üzere Körfez ülkeleri, AKP yönetiminde Türkiye ve ‘Suriye Dostu Grubu’ adı altında toplaşan yüz kadar emperyalist, sömürgeci ve işbirlikçisi ülke Suriye halkının üzerine çullandı.
2008-2009’da Kerry’nin iki kez ‘Bölgenin en çağdaş, laik ve umut veren lideri’ dediği Esad aniden ‘zalim, diktatör ve halk düşmanı’ ilan edilmişti.
İlan edenler arasında en ilginç olanları ise dünyanın en geri kalmış, çağ dışı, ilkel, bağnaz, rezil, ahlaksız ve demokrasi ve özgürlüklerle zerre kadar ilişkisi olmayan Arap Kral, Emir ve Şeyhler var.
Bu kral, emir ve şeyhlerin milyarlarca doları Türkiye üzerinden Suriye’ye akmaya başladı.
Bu dolarlarla dünyanın dört bir yanından binlerce ruh hastası, sapık ve katil Suriye’ye taşındı.
Türkiye üzerinden.
Herkes için tek bir slogan ve amaç vardı:
‘Biz Sünniler el ele verip kafir Alevi Esad ve Suriye’deki tüm Alevi ve Şii yandaşlarını yok etmeliyiz’.
Herkes bu amaca yönelik hareket etmeye başladı.
Alevi ve Şii köy, kasaba ve şehirler hedef seçildi.
Haziran 2011’deki ilk terörist saldırılardan bu yana her Alevi ve Şii ailede en az iki şehit var.
O günden bu yana ordu, güvenlik güçleri ve halk savunma gruplarından on binlerce şehit düştü.
Bir çoğu da hunharca ve vahşice şehit edildi.
Ama Esad, Suriye devleti, ordusu ve halkı direndi.
Dünya tarihinde böyle bir mücadele görülmemiştir.
Suriye dünyanın en gaddar, kanlı, aşağılık ve insanlık dışı evrensel bir saldırıya karşı koydu.
Bu direniş ve karşı koyma bölgemizi ve dünyayı büyük bir beladan kurtardı.
Suriye direndi diye Mısır halkı ve ordusu Müslüman Kardeşleri devirdi.
Suriye direndi diye Tunus halkı Müslüman Kardeşlerden kurtuldu.
Suriye direndi diye Lübnan İslamcıların eline geçmedi.
Suriye direndi diye Erdoğan’ın halifelik ve sultanlık hayalleri çöktü.
Çöktüğü için de Erdoğan bu kadar kızdı Esad ve Sisi’ye.
Çöktüğü için de hep mezhepsel söylemlerini ön planda tuttu.
Kılıçdaroğlu’na bile ‘Alevi olduğun için Alevi Esad’a destekliyorsun’ dedi.
Peki liberallerimiz, sözde solcu aydınlarımız, garip demokratlarımız ne yaptı.
‘Arap Baharı’nı destekledi ve utanmadan ‘Diktatör Esad da devrilmeli’ dedi.
Geldikleri nokta ortada.
Çok net, açık ve keskin ifadelerle söylüyorum:
Suriye ordusu, halkı, güvenlik güçleri ve Esad direnmeseydi bugün başta Türkiye olmak üzere tüm coğrafyamız kapkara olacaktı.
Ana şemsiye Müslüman Kardeşler altında tüm ruh hastası, sapık ve mezhepçi öldürmeye programlanmış katil sürüleri her tarafı yönetecekti.
Bir düşünün görüntüleri bile ürpertici olan IŞİD, Nusra, ÖSO ve benzeri yüzlerce çetenin yüzbinlerce ruh hastası elemanları etrafımızda dolaşacak ve hepimize çağ dışı bir yaşam biçimini zorla kabul ettirecekti.
İnanın bana böyle olacaktı.
Şimdi onların işgali altındaki Suriye ve Irak bölgelerinde bunlar oluyor.
İnanın bana böyle bir yaşama bir hafta bile dayanamazsanız.
Esad direnmeseydi Türkiye şimdi yaşadığı karanlığın bin katını yaşayacaktı.
Siyasal, sosyal, kültürel, dinsel ve mezhepsel olarak.
Suriye halkı direndi hepimiz kazandık.
Kazandığımız için birileri çıldırıyor.
Kazandığımız için Suriye’yi dağıtmak için her türlü ihanetin içine giriyorlar.
Allah’ın kutsadığı Şam’a dokunanlar bir gün gelir Allah tarafından cezalandırılacaktır.
Ben buna inanıyorum ve Suriye direnişinden onur duyuyorum.
Barış, dostluk, kardeşlik, sevgi ve insanlıktan yana herkes adına.
Ne olur bu yazıyı 2-3 kez okuyun ve neden doğru söylediğimi anlayın.
Çünkü Suriye, Türkiye ve tüm coğrafyamızın sizin sağ duyu, dayanışma ve desteğinize ihtiyacı var.
Suriye kurtulursa size de birilerinden ve onların karanlık dünyalarından kurtulacaksınız.
Hüsnü MAHALLİ, 29 Temmuz 2015
hmahalli@hotmail.comGüncel Meydan
-
Türkiye Vehhabi ittifakına mı girdi?
Arslan BULUT
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.trÇrş Ara 16, 2015
Muharrem Sarıkaya, Habertürk’teki 4 Ekim 2015 tarihli ve “Suudi ve İsrail’in Kürdistan anlaşması” başlıklı yazısında Suudi Arabistan ve İsrail’in, 2014’ün başından bu yana aralarındaki sorunları çözmek üzere 5 kez bir araya geldiklerini, birlikte hareketin ve “ortak düşman” diye tanımladıkları İran’a karşı alacakları tutumu belirlemenin yollarını aradıklarını, son görüşmelerinden birinin de Washington merkezli Dış İlişkiler Konseyi’nde 4 Haziran 2015’te yapıldığını yazmıştı..
Sarıkaya, haberi CFR denilen kuruluşun İnternet sitesinden almıştı. Görüşmede Suudi tarafını temsil eden eski Washington Büyükelçisi general Enver Macid Eşki, İsrail’i temsil eden Büyükelçi Dore Gold’a “Türkiye’nin Osmanlı ihtişamını geri getirmek için kendi rüyasından uyandığını” vurgulamış; Araplar ve İsrail arasında barış sağlanması, İran’da siyasi sistemin değiştirilmesi, Arap ülkelerini korumak için bir Arap Gücü oluşturulması, Arap dünyasında İslami ilkelere dayalı demokrasinin temellerinin hızla kurulması ve “Büyük Kürdistan’ın yaratılması için barışçıl yollarla İran, Türkiye ve Irak’ın emellerini zayıflatıp Kürdistan lehine bu 3 ülkenin parçalanması” önerisinde bulunmuştu.
* * *
Hüseyin Vodinalı da Oda TV’de, 2003 yılında, “Suriye’nin ateşe verilmesinin mimarlarından” olan Suudi İstihbarat Şefi Bender Bin Sultan’ın MOSSAD Başkanı Tamir Pardo ile görüştüğünü yazmıştı. Yine Amerika’nın CBS haber kanalının eski yöneticilerinden Bary Londo, Mossad başkanının defalarca Arabistan’ı ziyaret edip, Mossad’ın İran’ın nükleer bilginlerine karşı suikastlarının parasını aldığını iddia etmişti. O Suudi Arabistan ki, El Kaide’nin de IŞİD’in de finansörüydü!
Ergün Diler de Takvim gazetesindeki 15 Ekim 2015 tarihli yazısında, 2012’de Suudi Arabistan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Bin Abdullah Al Kabil’in Ankara ziyaretini ve Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel’in, Suudi Arabistan ziyaretini hatırlatarak, “askeri ittifak masaya yatırıldı” diye yazmıştı.
Ve 22 Ekim 2015’te Suudi Arabistan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Abdul Rahman Bin Saleh Albanyan Ankara’ya geldi, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile görüştü.
Derken önceki gün bomba haberi, Suudi Arabistan devlet televizyon kanalı Arabiya patlattı! Suudi Arabistan, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 33 İslam ülkesinin, merkezi Suudi Arabistan’da bulunacak, “Teröre karşı İslam ittifakı” oluşturduğunu açıkladı.
Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Muhammed bin Selman da “merkezi Suudi Arabistan’da bulunacak olan askeri ittifak”ın uluslararası örgütler ve küresel ittifaklarla koordinasyon içerisinde hareket edeceğini, yeni ittifakın sadece IŞİD’e karşı değil, karşılaşılan bütün “terörist” gruplarla mücadele edeceğini söyledi!
İttifaka Suudi Arabistan, Türkiye, Mısır ve Pakistan’ın dışında Somali, Maldivler, Bangladeş, Sierra Leone, Gine, Benin, Sudan, Filistin, Lübnan, Komor Adaları, Çad, Kuveyt, Ürdün, Moritanya, Togo, Tunus, Nijer, Cibuti, Katar, Nijerya, Senegal, Libya, Yemen, Malezya, Mali, Gabon, Birleşik Arap Emirlikleri, Fas ve Bahreyn’in katıldığı bildirildi!
* * *
Böylece, Suudi Arabistan’ın CFR’de tezgâhladığı ve Türkiye, İran ve Irak’ın parçalanmasına dayalı Büyük Kürdistan projesi, Türkiye’nin de desteğiyle hayata geçirilmiş olacak! İnanılır gibi değil ama BBC’nin dünyaya duyurduğu “Teröre karşı İslam ittifakı”nın arkasında bu kadar aleni bir proje var!
TBMM, böyle bir ittifaka onay verir mi? AKP iktidarı, Türkiye’yi parçalamak için İsrail’e öneride bulunan bir ülkenin peşine takılacak ve herkes bunu sineye mi çekecek? İslam İşbirliği Teşkilatı ne güne duruyordu? Orada İran ve Suriye var diye mi, sözde Sünni gerçekte Vehhabi ittifakı kuruldu?
Güncel Meydan
-
Flaş! Türkiye İslam Ordusu’nda!
Haydi bakalım!..
15 Aralık 2015 Salı 19:34
Suudi Arabistan’ın öncülüğünde aralarında Türkiye, Mısır, Pakistan ve Malezya’nın da bulunduğu 34 Müslüman devletin katılımıyla kurulmasına karar verilen İslam Ordu Gücü’ne İran dahil edilmedi.
Suudi Arabistan öncülüğünde geçen Mart ayında Arap Birliği bünyesinde “Ortak Arap Gücü” kurulması kararı faaliyete geçirilemeyince Suud Kralı Selman Bin Abdülaziz El-Suud’un “İslam Ordu Gücü” fikrini devreye soktuğu ileri sürüldü.Riyad’dan dün gece sürpriz bir şekilde açıklanan İslam Ordu Birliği’nin oluşturulmasına 34 devletin onay verdiği açıklandı.İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT) üye ülkelerden oluşan birlikte başta Suudi Arabistan olmak üzere Türkiye, Mısır, Pakistan, Malezya, Bengladeş, Katar, Tunus, Ürdün ve Fas askeri güce katılmayı ilk onaylayan ülkeler arasında gösterildi.“İran ve Suriye alınmadı”Riyad merkezli oluşturulan İslam Ordu Gücü’ne İslam devletleri arasında Şii bloku olarak bilinen İran, Irak ve Suriye’nin dahil edilmemesi ise dikkat çekti.Ayrıca Orta Asya ve Avrupa’da bulunan Müslüman devletlerden de şimdilik bir katılımın olmadığı bildirildi.İslam ülkeleri arasında önemli konuma sahip Endonezya’nın ise 35’inci üye ülke olarak birliğe katılmak için hazırlık yaptığı açıklandı.“Filistin de dahil edildi”Yeni oluşturulan askeri birliğe, İsrail ile yaklaşık 50 yıldır problem yaşayan Filistin’in de dahil edildiği vurgulandı. Halen savaşın devam ettiği ve fiili olarak toprakları üçe-dörde bölünen Yemen ve Libya’nın da eklendiği görüldü.Önümüzdeki günlerde yaklaşık 10 devletin birliğe üye olacağı belirtildi. Arap devletleri arasında Irak ve Suriye’nin yanında Cezayir ve Umman’ın da birlikte olmadığı yapılan açıklamadan sonra anlaşıldı.Suudi Arabistan Savunma Bakanı ve İkinci Veliahtı Prens Muhammed bin Selman, “İslam ülkeleri terörle ferdi olarak savaşıyor, bu gücü birleştirerek tüm terör örgütleriyle daha etkili mücadele edeceğimize inanıyoruz” açıklamasını yaptı.Mücadelenin sadece IŞİD ile değil, bütün terör örgütleri ile olacağına dikkat çeken Selman, tüm terör örgütleriyle ‘ama’ ve ‘istisnai durum’ diyerek ayrım yapmayacaklarını ve eşit şekilde mücadele edeceklerini” vurguladı.“Uluslararası koalisyon yerine İslami koalisyon”Rûdaw’a konşan Askeri Uzman Vehbe Katişa, “Bu İslami koalisyon olumlu sonuçlar doğuracaktır. Bu sonuçların, uluslararası koalisyonunkinden daha iyi olacağını söyleyebiliriz. ABD öncülüğündeki koalisyon sadece hava operasyonları düzenliyordu, bu da Suriye yanlısı güçlerin ilerlemesine neden oldu” değerlendirmesinde bulundu.Katişa, IŞİD ve diğer silahlı gruplarla mücadele için Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar ordularının Irak ile Suriye’ye girebileceğini ifade etti.Öte yandan yeni kurulan İslam Ordu Birliği’yle ilgili asker sayısı ve hangi ülkeden ne kadar katılımın olacağına dair detaylı bilgilerin ileriki günlerde verileceği aktarıldı.Bu birliğin Birleşmiş Milletler’in (BM) tüzüğüne uygun bir şekilde oluşturulacağı da özellikle vurgulandı. Kurulacak yeni ordunun merkezinin ise Riyad olacağı açıklandı(Dış Basın).
Sarızeybek Haber
-
Boğazlar Türkiye-Rusya Geriliminin Odağında
Rus helikopter gemisi Korolev İstanbul Boğazı’ndan geçerken12.12.2015 18:21
İSTANBUL—Türkiye’nin bir Rus savaş uçağını düşürmesinden sonra bir aydır Ankara ve Moskova arasında artan gerilim, iki ülke arasında tarihi Boğazlar meselesini tekrar gündeme getirdi. Boğazlar Rusya’nın ticareti için olduğu kadar, donanmasının Suriye’deki üslere destek verebilmesi için de çok hayati.
30 kilometrelik İstanbul Boğazı, Karadeniz’in uluslararası sulara açılış noktası.
Rus petrolünün büyük bir kısmının yanı sıra Suriye’deki güçlerine destek veren donanması da Boğazlar’dan geçiyor. Bu nedenle Boğazlar, Ankara ve Moskova arasındaki artan gerilimin odak noktasına dönüştü.
Emekli büyükelçi Murat Bilhan, Boğazlar’dan geçişin kısıtlanmasının bir seçenek haline gelebileceğini söylüyor.
Bilhan, Rusya ile çatışma yaşanırsa, Türkiye’nin bu seçeneği kullanabileceğini söylüyor. Çünkü Montrö Anlaşması’na göre, Türkiye bir savaşı tarafı olması durumunda karşı tarafın geçişini engelleyebiliyor. Ancak emekli diplomat “Tabii bu çok tehlikeli bir seçenek” diyor.
İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nın kullanımı 1936 Montrö Anlaşması’yla garanti altında. Türkiye bugüne kadar geçişlere yasak getirmedi. Ancak Rusya’da medya, Türk yetkililerin bazı gemilerin geçişini kasten yavaşlattığını iddia ediyor. Ankara ise bu suçlamaları reddediyor.
Süleyman Şah Üniversitesi’nden siyaset bilimci Cengiz Aktar, Türkiye’nin Boğazlar’ı Moskova’ya karşı kullanmasının büyük risk taşıdığı uyarısında bulunuyor.
Aktar, böyle bir kararın büyük uluslararası gerilime yol açacağını söylüyor ancak Ankara’nın şu anda nasıl tavır alacağının belli olmadığını da ekliyor.
Uzmanlar, herhangi bir müdahalenin, Montrö Anlaşması’nın tekrar yazılmasına neden olabileceğini belirtiyor. Bu, Ankara’nın istemeyeceği bir durum. Ancak, Boğaz’dan geçen bir Rus gemisinin güvertesinde elinde hava savunma füzesi tutan bir askerin görüntülenmesi gerilimi tekrar arttırdı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu olayı provokasyon olarak nitelendirdi ve ne olacaklarını söylemese de karşılık verileceği uyarısında bulundu.
Murat Bilhan, Ankara’nın çevre faktörlerini öne sürerek Boğazlar’ı kapatabileceğini düşünüyor. Emekli diplomat, büyük tankerlerin geçişinin nüfusu 18 milyona ulaşan İstanbul için bir tehdit oluşturduğuna dikkati çekiyor.
Moskova ve Ankara’nın Suriye’de karşıt taraflara artan desteğinin yanı sıra Rus desteğinin bu yolla Suriye’ye ulaşması, Boğazlar’ın ikili ilişkilerde gerilimin merkezinde olmayı sürdürmesi anlamına gelebilir.
-
İslâm dünyasına sokulan Truva atı!
Arslan BULUT
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr09.12.2015
İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye 56 ülke, Ekim ayında yapılan toplantıda İstanbul’u “İslâm Dünyası Gençlik Başkenti” seçti.
Konuyla ilgili hazırlanan programın tanıtımı ise İslâm İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Dr. İyad Medeni‘nin Cidde’deki resmi konutunda yapıldı.
Bir yıl sürecek program birçok gençlik faaliyetini kapsıyor.İİT Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Salih Mutlu Şen, çalışmanın İİT ülkeleri arasında geliştirilecek gençlik değişim programlarıyla desteklenmesi gerektiğini söyledi.
***
Cidde denilince benim aklıma, Tayyip Erdoğan‘ın, 2004 yılında, bu şehirde “İslâm Ortak Pazarı doğru değildir” diye konuşması geliyor.
Bugün Doğu Akdeniz’deki küresel güç gösterisinden anlaşılıyor ki dünyadaki büyük savaş, Türk ve İslâm Dünyası’nın elindeki enerji kaynakları üzerinde sürmektedir.
Büyük Orta Doğu Projesi adlandırması, İngiltere’nin 100 yıl önce geliştirdiği, MOSSAD’ın güncellediği ve Bernard Lewis‘in yeni bir şekil verdiği “Büyük İsrail Projesi”nin “örtü ve gizleme”sidir.
Projeyle hedeflenen, bu coğrafyadaki Türk, Arap ve Fars gibi milli kimliklerin çözülerek, bütün halkların Orta Doğu kimliğinde birleştirilmesi ve Talabani’nin de 1996 yılında ifade ettiği gibi İstanbul’dan yönetilen bir Orta Doğu Birleşik Devletleri kurulmasıdır.
AKP iktidarı, ABD’nin Büyük Orta Doğu projesinin eş başkanlığını kabul ederek Türk-İslâm dünyasında bir Truva atı rolünü üslenmiştir.
Erbakan’ın “AKP’ye oy vermek siyonizme oy vermektir” sözlerinin arkasında bu tespit vardı!
Tayyip Erdoğan, 2004 yılında Suudi Arabistan’dan döndükten sonra kimsenin dikkatini çekmeyen bir cümle daha kullanmış, bundan sonra ortaya koyacakları görüşlerin, bölgesel ve küresel etkileri olacağını söylemişti!
Gerçekten de öyle oldu. Libya ve Suriye AKP iktidarı sayesinde paramparça edildi. Fakat Rusya Suriye’ye yerleşince, Türkiye ile Rusya karşı karşıya geldi. Bunun plânlanan bir süreç olduğu belli. Planlamanın ABD ve Rusya tarafından yapıldığına dair şüpheler de var.
***
The Economist dergisinin 24 Ocak 2004 tarihli sayısında, “Türkiye, üslerini ve hava sahasını açarak Amerikan işgaline yardımcı oluyor, karşılığında bir şeyler almayı hak ediyor” denildikten sonra aynen şu ifadeler kullanılıyordu:
“Sorun, 11 Eylül’den bu yana ABD’nin çıkarlarının değişmiş olması. Soğuk Savaş sırasında, Türkiye’nin rolü Sovyetler Birliği’ni kontrol altında tutmaktı. Bugün ise, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman’a göre ‘İslâm dünyasında reform ABD’nin en önemli stratejik girişimidir’ ve Türkiye’nin başarısı da bunda büyük rol oynayabilir.”
İslam dünyasında reformun uygulayıcıları kim?
Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanları değil mi?
***
AKP iktidarının beyin takımı için İslamcı deniliyor. Keşke İslâmcı olsalardı. İslâm devleti kuracak olsalar, “Mesih gelecek” şeklindeki Hıristiyan uydurmasının Müslüman Türk toplumuna kabul ettirilmek istenmesine ve “Hz. İsa’nın etrafında birleşelim” propagandasına seyirci kalmazlardı.
Türk Anayasası’ndan Türklüğü kaldırmaya çalışan bu kadronun savaşı, sadece Türklük ile değil aynı zamanda İslâm iledir!
Saldırının özü, milli devlet yapılarının çözülmesine dayalıdır ve bunu 1966 yılında BM sözleşmesi haline getirdiler. Bütün halkların tendi kaderini tayinini istiyorlar ki millet dediğimiz büyük yapılanmalar çözülsün, dağılsın ve güçsüz hale getirilsin ve kontrol edilmeleri, güdülmeleri kolaylaşsın.
Tayyip Erdoğan, “Türkiye’nin dışında bir ülkenin yaklaşımı, bölgede karşı tepki alacaktır. Bu, ABD için değerlendirmeye değer bir zenginliktir” diyordu.
İşte ABD yıllardır o zenginliği kullanıyor. Bölgeyi karıştıracaklardı ki Türkiye’yi de dönüştürebilsinler! Gençlere duyurulur!
Yeniçağ
-
Türkiye aynı zamanda Rusya toprağı mı (..veya yolgeçen hanı)?
Eshabil Üstündağ
adanam@sgmail.com9.12.2015
..meskûn mahalde bu yetkiyi (müsamahayı) Kim veriyor?
***
…Obama hangi yetkiyle benim ülkemin sınırını kapatıyor?
..işid mi diyeceksiniz?
..işid’i kuran Amerika değil mi?..
(veya),
“PKK kara gücümüz diyen (Obama)?Rusya’nın farkı ne Veya Sizin;
..Hayır diyorsanız 3 kere miyav deyin
…Bırakalım onu,
Pkk’nın HDP’si olan, yani TR.’nin parselasyonu için 2013’te Amerika’ya giden parti, ve ..şooo MİT’in kurduğu Değil mi (Yani Başbakana bağlı)? (yazı içindeki ekli linklerde vardır..)...Pardon,
Şu adama söylettiğiniz, yani eski sözcünüz (Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’ın eski basın sözcüsü) Ahmet Bey’in söyledikleri ne kadar doğru, veya Sizin Doğrularınız mı (the Sevr)?..Katılıyor musunuz, yoksa bu bir iftira mı?
Katılıyorsanız üç kere “ü! ürü üüü” deyiniz! (demeseniz de olur) 🙁
(Daha fazlası için)
https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/11/16/ahmet-takan-kim-yazdiklari-ne-kadar-samimi-hedef-ukde/..anlaşılan o ki, Türkiye sadece Türkler’in değil veya Burda yaşayan insanların. 🙁
Bunu her santimetrekarede görebilirsiniz ve ayağınızın altından toprak kayarken..!..Bize ait toprak yok mu?
Hani bizden oy istiyordunuz yani bu ülkede yaşayan insanlardan 🙂
***
***
Ben uzun yazmayacağım sadece hafıza tazeleyeceğim;
-Nato ismindeki Tüm Amerika işgal güçleri İstanbul’da! Bkz. yukarıya. (Türk Milleti, Bu bir nabız ölçmedir ve eğer reaksiyonunuz yoksa dozunu arttıracaklar, yani basit prova. Bunu 3 gün önce sos. medyada söyledim) 🙁
-Amerika’nın “el sıkışmış (45’ten sonra) müttefiki Rusya İstanbul’da! Yukarda.Türkiye’de, sayısı belirsiz Nato üssü veya Amerikan’nın askeri Burda!
(..TSK’nın, Akepe (Amerika) emriyle terörist eğitmesi muaftır..)
(Ak hükumetin, S.şah türbesini bir düzenle terketmesi ve yerine Pkk, İşid’in konuşlanması muaftır. Bkz. ekli linklerde E. Sarızeybek vid. ve beyan “İşid pkk zaten aynı).
Pardon,
Amerika’nın şekillendirdiği TSK’nın kendi ülkesinde karakolları boşaltarak yerine pkk’ya geçmesi ne? (Boşaltılan karakollara pkk konuşlandı – Basın)
TSK’yı AKP eliyle kafesledik-USA. Ekli linklerde..Adaların Yunan’a gitmesi muaftır.
T.C’nin ısrarla kaldırılmasına çalışmak ve üzerinde durulması,
keza Anayasa’dan Türklüğün çıkarılması(/na çalışmak),
Bayrağının suç aleti sayılması (bazı mitinglerde),
ve aşağıda,
Ayaklar altına alınması, mitinglerde ne?
Chp veya akp farketmez,
(y-chp, Pkk’nın truvası, yani düzenle işgal ettiler usa yardımıyla ve Feto’nun.) Nasıl izah edilebilir? Bkz. 6. linge..
Yukardaki fotonun lingini koymuyorum zira daha fazlası 6. linkte..
..Sen bundan rahatsız değilsen Biz senden memnun değiliz.. 🙁
Türkiye’yi başkalaştırmak için (bileşenini değiştirme) Milyonlarca yabancıyı TR’ye sokarak, Türkmenler’den pasaport sormak neci, üstelik 450 kişiden?
..Pkk’nın askere kimlik sorması Ne? …kimin talimatıyla (Ağust. 2014)?
Yukarda saydıklarım, veya aşağıda, AKEPE’nin isminin AK PARTİ diye yazılmayıp, AKP yazıldığında kopan DANANIN KUYRUUNDAN KÜÇÜK MÜ?
[Türk Milleti;
“Türkiye’yi ERMENİ RUM NÜFUZU YÖNETİYOR, KİMİSİ MUHALEFET KİMİSİ İKTİDAR ROLÜNDE VE YILLARDIR (70 yıl). SENİ SÜREKLİ YÖNETİM DIŞINA ATTILAR VE “SENİN KILIĞINA GİRENLER MECLİSTE! YANİ ŞU, BAŞTAN BERİ SAYDIKLARIMI YAPANLAR!
..KEZA NİCELİK VE NİTELİK!”).
BUNU YÜZLERCE SÖYLEDİM, YAZDIM. Bkz. ekli linklere, veya 6. linge..]Doğuda pkk’nın vali ataması veya mahkeme kurması ne; Yani Genelkurmay’ın açıklaması veya Ahmet Takan’ın MÜJDE VERMESİ (Yazının ismi müjde ile başlıyor, yani yazısının başlığı.) Bkz. ilk baştaki linge..) (İroni sanın…) 🙁 ..NE?..
Kıbrıs’ın terkîn’i için hîleyle yerinin yapılması ne? Bkz yazı içindeki ekli linkler, fuatavni beyan foto.
Türk halkının parasıyla Anamur’dan (Mersin) Kıbrıs’a götürülen suyun ..bir entrika ile Rum’a ilhakı(nın) yerinin yapılması ne? Bkz. ekli linklerdeki çoklu fot.
Sahi Bunları Bu Vatan için mi yapıyorsunuz yani 77 Milyon için?
..Emin misiniz bu ülkenin siyasetçisi olduğunuza?
Bence eminsiniz. 🙁Buraya yazıp şişirmeyeceğim tekrarı olur.. Çünkü diyeceklerimin çoğu ekli linklerde.
İmralı’nın güvenliği’nin İsrail’e verilişi (2011) ne?
İmralı İsrail’e mi bağlı veya biz?(Madem İsrail almış güvenliği, Apo da gitsin İsrail meclisinde siyaset yapsın, Bizim mecliste ne işi var) 🙁
(Hani aküyü çalmasalar belki araba çalışırdı.
veya,
“Madem duvarı yıktınız, Biriketleri niye kırarsınız..”) 🙁Sahi Apo orda mı? 🙂 (Bunu 2012‘de yine sormuştum, yazının ismi “APO DA TUTUKLANSIN”) 🙂
Ata sözlerimizle devam edelim ne dersiniz. 🙂-Türk’ün başını tutup hainlere öptürmek, My vecîze 2010 yılı. 🙂
Ama önce bir soru soralım, veya Son soru:
TSK kaçıncı madde gerği Amerika’ca Akepe eliyle kafeslendi?”
(Türkiye NATO toprdağıdır diyor Tayyip bey, ve 4. madde gereği..)...Nato müttefik biliyorum,
..”Siz de mi müttefiksiniz?” (Bkz. yazı içindeki fotolara..)
Atasözleri demiştik,
-Êl gelir bizi öper bizim herif te gider samanlıkta eşek öper..
-Êl êlin aynasıdır.
-Aynanın iyisi kuşlu olandır (Yeni atasözü).
-Aynalı körük olmazsa Ben gelin gitmem. 🙁Bana dezzenin oğlunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim..
Tavşan kaç tazı tut!
Tilki tavuktan şikayet ediyor.
Tilki kuyruğunu şahit gösteriyor…
Dün gece saz meclisine neden geç kaldınız. 🙁
Can’a ra’kibi handan’edersin..
Ayıyı bağa bostan bekçisi dikmişler..
“Mânî oluyor halimi takrire hicabım.”
Benzemez kimse sana tavrına kurban olduğum.Benzemez kimsenin, Balıkesir versiyonu,
1 https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/11/29/gordugunuz-hersey-birseylerin-yerinin-yapilmasi/2 https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/10/27/isidin-turkiyeye-girisimini-yasallastiriyorlar-rusyanin-gorevi-bu/
3 https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/10/26/isid-savasi-yalan-hedefte-turk-milleti-vardir/
4 https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/10/20/denizden-denize-buyuk-ermenistan-degil-buyuk-rusya-kuruluyor/
5 https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/10/12/sahte-isidin-sahte-dusmani-rusya/
6 https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/08/24/iste-size-kurtulus-recetesi/
7 https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/06/15/butun-koalisyonlar-turku-hedef-almakta/
Because,
-
İlber Ortaylı: Ruslar baştan dost görünür ama…
6 Aralık 2015
İlber Ortaylı: Ruslar baştan dost görünür ama…
Kübra PAR / GAZETE HABERTÜRK
Fotoğraflar: Mehmet Kaçmaz/NarPhotos– Rus uçağını vurmakla iyi mi ettik, kötü mü hocam?
Bir şeyi vurmak nasıl iyi olabilir? Aşırı bir gövde gösterisi ve taciz varsa bu görüşülebilir. Lüzumsuz yere panik yapıp vurdularsa kötü etmişler demektir. Her şeyden ürkmek bir bozgundur. Şu an hiçbirimiz MİT’te ya da Genelkurmay’da olmadığımız için gerçeği bilemeyiz.
– Ne oldu da aramız böyle gerildi?
Suriye sahasında bir sürü aktör var. Bağımsızlıkçı Kürtler, ne olduğu belirsiz bir enternasyonal proletarya ordusu olan IŞİD, Suriye’nin özgür ordusu, Araplar… Batılı askeri kuvvetlerin savaş kabiliyeti ya da isteği yok ki. O platformda savaşabilecek kapasitede iki ordu var. Ruslar ve Türkler. Ortadoğu haritası- nın düzenlenmesinden ve çiziminden bahsediyorsunuz. Sykes Picot haritasını hiç kimse beğenmiyor. Bu harita değişecek. Kim değiştirecek? Burada iki devlete bu işi yaptırıyorlar. “İkisi kapış- sın da nasıl olsa ortaya değişen bir harita çıkar” diyorlar. Pentagon’da harita çizmeye filan lüzum yok, bu zihniyet gayet açık… Çatışma akıllıca bir fikir değil. Ortadoğu haritası çizilecek diye iki devletin başkalarının rahat edeceği bir savaşa girmesi son derece tehlikelidir.
– Bize okulda “Rusya’nın sıcak denizlere inme hayali” diye bir şey öğretiyorlardı. Ruslar hâlâ sıcak denizlere mi inmeye çalışıyor yoksa hocam?
Rusya yeryüzünde kocaman bir memleket. İhtiyar, mecali olmayan, hayattan beklentisi düşük insanlar var. Genç nüfusları çok az. Kırım’ı ister, çünkü donanma oradadır. Rusya’nın başka hiçbir yerde denize açılacak doğru dürüst bir limanı yok. Okyanusu ister, Akdeniz’i ister.
– Peki bu Ruslar nasıl bir toplumdur hocam?
Çok dost görünür ama birdenbire dönüverir. Ruslarla aramız bir ara çok yahşidir. Ondan sonra bozulur. Sonra bir daha değişir… Ama mesela Almanları çok severler.
– “Rusların yazarları sofistikedir ama halkı çok sofistike değildir” demişsiniz.
Herkes için öyledir. Bütün Almanlar Goethe mi?! İstasyondaki Almanlara bak bakalım Goethe’yle ne kadar alakaları var!
‘RUSYA İLE TÜRKİYE İTTİFAK KURMALI’
– Peki bu kapışmanın sonunda kim kazanır?
Bu iki ülkenin çatışmasından iki tarafa da çok büyük zararlar gelir. Kimse kendisini dev aynasında görmesin. Bugünün Türkiye’sinin 19. yüzyıla kıyasla sanayisi de ordusu da kamu bilinci de daha iyi. Bu gibi şeylere girilmemeli. Tam aksine bu iki kuvvet ittifaka giderse ticaret, sanayi, kültür alanında çok büyük kazançlar elde ederler. Bu gerilim sürerse çok yazık olacak. Beşeriyetle geleceğin kültürü çok şey kaybedecek.
‘PUTİN BAŞARILI BİR LİDER’
– Putin nasıl bir lider?Devlet tecrübesi olan, dünyayı tanıyan bir lider. Almanca biliyor. Orta Avrupa’yı anlıyor. Bir insan ömrü için uzun denilecek bir zamanda Demokratik Almanya’yı yöneten kuvvetlerden biri olan KGB’de çalışıyordu. Merkel de o hiyerarşinin en altındaydı.
– Putin’i başarılı buluyor musunuz yani?
Başarılıdır. Yaptığı işler, gösterdiği reaksiyonlar Rusya’nın devlet yapısına, ananesine uygundur. 1989’daki çözülmeden sonra Putin’le birlikte fetret devri durmuştur. İktisadi strüktür ve iktidar yapısı değişmedi gerçi. Eski zümreler bir şekilde iktisadi hayatın kontrolünü ellerinde tutuyorlar.
– Tarihte en kudretli Rus lider kimdi?
Kendine Rus dediğine göre Stalin arzu edilmeyen bir kudretti. Büyük Petro, modern Rusya’yı kuran bir önderdi. Böyle liderler bizim tarihimizde de var. Bu iki memleket büyük devlet özelliği gösterirler. Bir tradisyon vardır. Orduların arasında savaşlar vardır ama o savaşların arasında centilmence davranışlar da oluyordu. Ruslarla Türkler akşam siperdeyken birbirlerine erzak atarlarmış.
‘BÜYÜK PETRO’DAN BERİ RUSYA’YA KARŞI BÜYÜK ZAFERİMİZ OLMADI’
– Bu Ruslar bizim hep düşmanımız mıydı hocam?18. asırda Rusya ile savaşlarımızda ya Rusya başlardı, ya Avusturya. İkisi ittifak kurup karşımıza geçerdi. Bir kazanırdık, bir kaybederdik. 19. yüzyılda en büyük savaşımız Kırım Savaşı’dır. Rusya büyük bir gövde gösterisiyle ve arogansla “Hasta adamın malını paylaşalım” dedi. Kendi imparatorluğu bizimkinden evvel geberdi! Kırım Savaşı’ndaki yenilgi Rusya’yı çok sarstı. 2. Aleksandr, Rus-Türk Savaşı’nın başında çok büyük iddialarla ortaya atıldı. Kamuoyu, büyücü hikâyesi gibi, devletin bile kontrol edemeyeceği bir düzeyde bu savaşa inandı. Ayasofya Klisesi’ne çan parası topluyorlardı! Fakat 2. Aleksandr, ordunun durumunu gördü ve “Devam edemeyiz” dedi. Bunu gören Midhat Paşa grubu da gaza geldi. “Karadağ sınırında bir küçük ilçe dahi vermeyiz” dediler ve savaş başladı. Rus generaller iyiydi, zafer kazandılar. Yeşilköy’e kadar geldiler. Ama orduları da perişandı. Ayastefanos Antlaşması’nın yürüyemeyeceği o anda belli oldu. Berlin’de tasfiye edildi. 1. Cihan Harbi’ne kadar iş uzadı.
– Ruslara karşı tarihi bir zaferimiz olmuş muydu?
Büyük Petro’dan beri Rusya’ya karşı büyük zaferimiz olmadı. Sarıkamış’ta bir çarpışma var. Ordu donup gitmiş değil. 19 bin Rus askerinin donan ordu tarafından öldürülmesi mümkün değil. Bu savaştan sonra Türk ordusu Bakü’ye girdi. Rusların yanında da Almanlar türedi. Orada gönüllü Kafkas İslam Ordusu vardı. Bunu bilmekte fayda var. Bu safahatı tarih kitaplarından değil, Şevket Süreyya Aydemir’in hatıratı Suyu Arayan Adam’dan okuyun.
– Milli mücadele döneminde biraz durulmuştu ilişkiler…
Duruldu tabii, çünkü Sovyet Rusya, çarlığın bütün politikalarını reddetti. Batılı devletlere karşı müttefik aradı.
‘ALMANYA RUSYA’YA SALDIRINCA İSMET PAŞA KALKIP OYNAMIŞ!’
– 2. Dünya Savaşı’na kadar ilişkiler iyi gidiyor galiba…
İyi denemez. 2. harbin arifesinde Türkiye, saldırmazlık paktını uzatmak istedi. Stalin maalesef Almanya’yı tercih etmek istediği için bizi oyaladı. Gerilime girdik. 1941 Haziran’da Almanya bize değil de Rusya’ya saldırınca dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü sinir boşalması yaşamış, kalkıp oynamış! O bu konunun dipsiz kuyu olduğunu biliyordu.
– Sonra Truman Doktrini’yle safımızı seçtik…
Evet. O zamanki Türkiye sonraki tahlillerin aksine canı gönülden bu işe girmiş.
– Ya soğuk savaş yılları?
Çok zor yıllardı. Kraldan fazla kralcı bir Türkiye… Rusya’yla hiçbir kültürel ilişkisi yok. Meslektaşlarımız arşiv için buraya gelemedi. Biz de gidemedik. İlim ve sanat bu gibi durumlardan zarar görür.
– Sovyetler’in dağılması ilişkileri nasıl etkiledi?
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra iki ülke arasında büyük bir ticaret patlaması oldu. Türk tüccarları Pan-Turanist propagandadan çok akıllıca uzak durdular. Bavul ticareti, küçük vatandaşın kurtulmasına sebep oldu.
– Putin’in gelmesiyle işler biraz değişti.
Putin geldiğinde işler böyle değildi. Kavgalarda herkes kendini haklı görür ama herkes haksızdır. Karı-koca bile kavga ederken anlaşmazlık iki taraflı işler.
– Ruslarla ittifak kurduğumuz olmadı mı hiç?
Bir tane var. Amiral Kadir Bey ve Uşakov ittifak kurdu. 1800’de Napolyon’un elinden Adriyatik’deki İyonya Adaları’nı aldık. İki monarşi orada müşterek bir cumhuriyet kurdu. Bu Viyana Kongresi’ne kadar devam etti. Viyana Kongresi’nde İngiltere korumasına girdi.
‘YENİ BİR DÜNYA SAVAŞININ İÇİNDEYİZ’
– Yeni bir dünya savaşı çıkar mı?
Belki de yeni bir dünya savaşının içindeyiz. Her yerde yangın var. Timbuktu denilen güzel şehirde ne eski eser kaldı ne de başka bir şey… Nereden geliyor, kim gidiyor belli değil. Huzursuz bir dönem yaşıyoruz. Sadece iklimler değil politikalar ve insanlar değişiyor. Bunları nasıl düzenleyeceğimizin farkında değiliz.
‘TÜRK ERKEĞİYLE RUS KADINI İYİ GİDİYOR!’
– Devlet düzeyinde ilişkilerimiz limoni ama halkların arası nasıl?Türkiye’deki Rus ailesi sayısı ile Rusya’daki Türk ailesi sayısı 250 bine yakın. Bu sayı daha da artacaktır. En uzak kasabadaki mutaassıp aile bile oğulları Rus’la evlenince “Çok iyi” diyor. Çünkü evlilikleri iyi gidiyor. Türk erkeğiyle Rus kadını iyi gidiyor. Demek ki mantaliteleri farklı görünse de uyum içindeler. Çocuklar iyi yetişiyor. Türkiye’de bir sürü Rus yaşıyor ama telaş içinde değiller. Çocuklarının Türkiye’de zulüm göreceklerini düşünmüyorlar.
– Evlilikten laf açılmışken, “Rusların kadınları güzel, erkekleri çirkin” derler…
Bu da sorulacak şey mi? Her ırkın kendine göre güzeli ve çirkini vardır. Ruslar güzel bir ırktır. Ukraynalılar daha uzun boyludur. Hanedanımı- zın iki büyük annesi Ukraynalıdır. Turhan Sultan ve Hürrem Sultan… Beyaz Rusya güzeldir. Slavlar güzel bir ırktır. Türklerin de hiç fena olmadıklarını görüyoruz. Mühim olan akıl, fikir ve eğitimdir! (Gülüyor.)
– Sizin en iyi bildiğiniz yabancı dil Rusça değil mi?
Hiç lazım değil! En iyi yabancı dilim Türkçe’dir!
– En sevdiğiniz Rus yazar ya da besteci kim?
Hepsini severim. 19.-20. yüzyıl edebiyat geçidine Nobel filan vermemişler de halt etmişler! Fevkalade yazarları, çok iyi tarihçileri vardır. Filozofları Avrupa’nın gerisindedir ama fevkalade matematikçileri, kimyagerleri, müzisyenleri vardır.
‘BAYIRBUCAK TÜRKMENLERİ DİYE BİR CİNS YOK’
– Suriye’deki Türkmenleri korumamıza gerek var mı?Bizimkilerin bilir bilmez tekrarladıkları Bayırbucak Türkmenleri diye bir cins yok. Onlara Halep Türkmenleri denir. Azerbaycan’daki ya da Kafkasya’daki Türkler anlaş- mayla bizim protektoramız altında değil ama Halep Türkmenleri anlaş- mamız altında. Suriye’de yapaca- ğımız tek şey bunların himayesiydi. Başlangıçta öyle bir strateji oldu- ğunu sanmıyorum ama artık yanlış- tan dönüldü. Onların üzerine yapılan bombalamayı kabul etmiyoruz. Putin ile Kırım ve Ukrayna için yapamadığımız şeyi Suriye’de anlaşarak yapabilirdik. Bizim başka blokları takip etmemiz fevkalade zararlıdır.
– “Türkiye’nin NATO’yla birlikte hareket etmesi yanlıştır” mı diyorsunuz yani?
NATO dediğin 60 yıldır hiçbir şey yapmadı. “Bir NATO ülkesi ilk defa karşı tarafın uçağını düşürdü” diyorlar! Sağcılık, solculuk, sosyalizm, liberalizm ayrı hikâyedir. 1965’teki açık oturumda Behice Boran, “Anlaşma metinlerini tetkik edin, kimse bize koruma için garanti vermiyor” diyor. Bu kritik bir konudur. Binaenaleyh, ülkeniz, ekonomik faaliyetleriniz tehlike altındaysa başka türlü davranırsı- nız. Şimdi bütün Rusya’nın havası değişti ama biz çok sulhseveriz. Kamuoyumuz barışsever bir hareket içindedir. Bu çok önemli.
yorgoderki.net
-
“Rus uçağını düşürün” emri nereden geldi
Erkan Güçiz
Pzr Ara 06, 2015 18:54
ABD, Rusya ile devam eden çıkar -doğal gaz pazarlarını kapma- kavgasında Türkiye’yi bir maşa olarak kullanıyor.ABD ile Rusya arasında süregelen gerginlik sonucu, Rus gazını Avrupa’ya taşıyacak, ABD’nin de çıkarlarını içeren Güney Akımı iptal edildi; yerine ABD’nin doğrudan çıkarları olmayan, aksine çıkarlarına ters düşen Türk Akımı planlandı.
Türk Akımı’nın gerçekleşmesini engellemenin en kolay yolu Türkiye ile Rusya arasında yıllarca sürecek bir gerginlik, kin ve intikam davası yaratmaktı.
Biz de, verilen talimat gereğince Rus uçağını düşürerek yarattık onu…
2015 yazında, ABD Dışişleri Bakanlığı, Enerji Kaynakları Bölümü, Uluslararası Enerji İlişkileri Koordinatörü Amos Hochstein ile bir söyleşinin ana hatları açıkça gösteriyor, nereden geldi bu emir.
Güney Akımı’nın iptali Rusya’yı, Türk Akımı dahil olmak üzere birçok yeni boru hattı projeleri araştırmaya yöneltti. Rusya bu projeyi hayata geçirme kapasitesine sahip mi; ve bu davranış Rusya ile Batı arasındaki rekabet / hesaplaşmaya konusunda nasıl bir rol oynayabilir?
Güney Akımı ve Türk Akımı politik projeler, ekonomik projeler değildir ve Rusya’nın bu projeyi hayata geçirme kapasitesine sahip olup olmadığı henüz belirlenmedi.
…
Ukrayna / Slovakya’dan geçmeyen herhangi bir proje, Avrupa’nın yararına değil.
..
Türkiye’nin, Türk Akımı üzerinde Rusya ile işbirliği hamlesi Washington’da nasıl algılandı?Benim gördüğüm kadarıyla, Türkiye henüz nihai karara ulaşamamıştır. Türkiye ile geniş tartışmalar boyunca, benzer hedefleri paylaştığımız açıktır ve bu yüzden enerji güvenliği ve enerji çeşitlendirilmesinde ilerlemek için Türkiye ile birlikte çalışmak istiyoruz. Türkiye, Avrupa’yı Hazar ve Ortadoğu bölgelerine bağlayan enerji transit hattında kritik bir lider konumunu uyguluyor.
…
Yunanistan hem Güney Akımı ve önerilen Türk Akımı içinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Yaşadığı mali sıkıntılar Yunanistan’ı Rusya’nın enerji açılımlarına karşı daha duyarlı yapar mı?Türk Akımı’nın gerçekleşmesine bakılmaksızın, bizim için şimdi önemli olan şeye, Yunanistan’ın kabul etti boru hattını odaklanmalıyız.
…
Yunanistan’ın yardımıyla, bu projelerin tamamlanması, geçmişte olduğu ve bugün de devam eden Rusya’nın gaz kaynağını siyasi bir araç olarak kullanmasında önemli bir rol oynayacaktır. Şist devrimi başlangıcından beri, ABD’nin petrol ve doğal gaz ihracatı Avrupa’nın değişik enerji kaynakları sağlamasında geçerli bir çözüm olarak kabul edilmiştir.Bu doğrultuda düşünerek, ABD’nin LNG ihracatı küresel enerji piyasalarındaki nasıl bir etkisi olacak sizce?
Bizim yerinden ithalatı diğer bölgelere kaymıştır edilmektedir olarak ABD gaz üretimi zaten küresel gaz piyasalarında üzerinde bir etkiye sahip olduğunu. ABD tarihi bir geçişte, dünyanın en büyük LNG (CNG – sıvılaştırılmış doğal gaz) ithalatçısı durumundan, önemli bir lider ihracatçısı durumuna geliyor.
Bu çok kısa bir süre içinde elde edilmiştir.
…
İlk LNG ihracatının bu Aralık ayında başlaması hazırlığı yapılıyor; ihracat izni olan gaz miktarı birkaç yıl içinde Amerika Birleşik Devletleri’ni, Katar ve Avustralya gibi ihracatçılarla aynı seviyeye getirecek.
…
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl AtatürkErkan Güçiz
erkanguciz@gmail.comGüncel Meydan
-
Almanya’dan 6 uçak 550 asker İncirlik’e geliyor
04.12.2015 00:07Alman Savunma Bakanı Leyen, İncirlik pazarlığı için bugün Ankara’ya geliyor. Berlin’in planına göre, Hava Üssü’ne 550 Alman askeri ile 6 Tornado uçağı konuşlanacakAlman Savunma Bakanı Ursula Von Der Leyen, Almanya’nın Suriye operasyonuna katılma kararının ardından İncirlik pazarlıkları için Ankara’da temaslarda bulunuyor.
Leyen ile mevkidayı İsmet Yılmaz’ın gündeminde Almanya’nın IŞİD’le mücadele için Türkiye’ye konuşlandırmayı planladığı askeri personel ve uçakların yanı sıra Suriye sorununun çözümünü amaçlayan Viyana süreci var. Almanya, İncirlik’e 550 Alman askeri konuşlandırmak istiyor. Bu personelin pilot, ikmal ve bakım gibi teknik kadrodan oluşacağını belirten kaynaklar, savaş misyonuyla yetkilendirilmediklerini de vurguluyor. Berlin’in Ankara’ya önerdiği plana göre Almanya, Türkiye’nin İncirlik Hava Üssü’ne ilk etapta 2 tanesi konuşlandırmak üzere 6 Tornado keşif uçağı gönderecek. Almanya, İncirlik’e bir yakıt ikmal uçağı da göndermek istiyor.
-
NATO’ya hayır!.. RUSYA’ya da HAYIR!.. / Cem Yağcıoğlu
Evet bakla ağızdan çıktı.. ”NATO Türkiye için Akdeniz’e uçak ve savaş gemileri gönderiyor.” (hürriyet)
Şimdi olabildiğince Rus düşmanlığı.. ardından tüm NATO operasyonlarına hazır kıta bir halk!. seksen ihtilalinin taktiği!.
tabi yine ve yeniden yaratılacak olan Rus sempatizanlığı, işin bal-börek kısmı!.
artık insanoğlu şunu anlamalı; obama ve putin veya diğerleri.. ülke çıkarlarına değil, belli merkezin çıkarları doğrultusunda dost ve düşmanı oynamaktadır!. abd’nin yapacağı operasyonları halkın gözünde haklı duruma sokmak için bir düşman gerekiyordu..
eski düşman, dost olmaz derler.. tersiydi sanırım.. tersi-düzü bu işte!. git-gide eğitim seviyesi yükselen insanoğlu, tuhaf bir biçimde ‘hipnoz’ altındadır ve en basit oyunları dahi görmeden-göremeden, taraf olma yolunu seçmektedir!.. (kendi küçük çıkarları için büyük oyun masalarına meze olmaya razılar!)
Şimdi bizi, uzun zamandır görmezden gelinen Türkmen varlığını ‘ajite’ ederek, abd operasyonlarında taraf olmaya zorlayacaklardır.. ve bunu milliyetçilik kılıfıyla süsleyecek, Rus düşmanlığıyla besleyecek ve ardından bölünmeyi gerçekleştirme yönünde emin adımlarla, ‘büyük israil’ projesinin temellerini daha bir sağlama alma yoluna gideceklerdir!.
ve bunu ‘Müslüman’ kimliğini, ve ‘Türk’ hassasiyetini kaşıyarak yapacaklardır..
Biz de buna karşı geldikçe, ‘rusçu’ damgasıyla damgalanacak, etki alanının dışında bırakılacağız.. uzun zamandır bunu anlatmaya çalışıyorum!..
Bu bir ‘tezgâh’tır!. ve gerçek Müslümanlarla.. kendilerini Türk ve Türkçü söylemlerle tanımlayanların bu tuzağa çok dikkat etmeleri elzem olandır!..
Ben en başından beri tavrımı koydum, belki bugüne değin çok belli olmadı.. çünkü bu plan yürürlükte değildi.. şimdi buradan bir daha söylüyorum:
emperyalistlerin planlarına hizmet edecek hiç bir yapı ile bir bağım olmaz-olamaz!. benim Türklüğüm.. veyahut Türkçülüğüm, emperyalizmin başladığı yerde biter!. (alet olma bakımından)
Emperyalist plana dahil olan-olacak olan -kendi devlet-im olsa tanımam.. ki tanımıyorum!. böyle bir oyuna alet olacak olan ‘milliyetçilik’ ve ‘Türkçülüğü’ de tanımam-tanımıyorum!..
emperyalist plana hizmet eden.. ondan nemalanmaya kalkan kişi ve kurumların ‘Türk’ uyruklu olması benim için bir şeyi değiştirmez..
Benim yegane Türklüğüm ”TAM BAĞIMSIZLIK” üzerine kuruludur!. yerle-yeksan olacağımı da bilsem.. NATO’ya hayır!. diyeceğim!..
Rusların kalleşliğini de (halk olarak değil-tıpkı abd halkı gibi) bilerek..
iş-birlikçi Türk, benim kardeşim olamaz!..
TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE için.. onurlu bir ülke ve yaşam için, bu kirli oyunda taraf olmayın!..
cem yağcıoğlu / 02-12-2015 04.50
-
Avrupa’ya “tüm Suriyeli mültecileri üzerinize salarız” dedik
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlarından Prof. Dr. Burhan Kuzu, mülteciler için Türkiye’ye Avrupa Birliği tarafından 3 milyar euro maddi destek sağlanmasına değinerek, Avrupa’ya “Sınırı açar tüm Suriyeli mültecileri üzerinize salarız ” dediklerini belirtti.
AB’nin Türkiye’nin “restini” anladığını belirten Burhan Kuzu Twitter’dan şunları yazdı: “AB, nihayet Türkiye’nin restini anladı ve kesenin ağzını açtı.Ne demiştik?”Sınırı açar tüm Suriyeli mültecileri üzerinize salarız”.E…..”