“Cesurum. Geldim. Aldım!”
-
Hastir öyle mi?
Yılmaz ÖZDİL | [email protected] Noel arifesi… Lefkoşa. Kumsal Mahallesi. Numara 2. Tek katlı, bahçeli ev. Saat 22 suları. Hava ayaz. Boğuk, tok vuruşlar yırtıyor geceyi aniden, trok trok trok… Kalleş, basıyor. * Mürüvvet Hanım, lambaları söndürüyor telaşla… Hakan kucağında. Uyuyor. Bebe. 10 aylık… Dalıyor çocukların odasına, öbür koluna Kutsi’yi alıyor, 4 yaşında… “Kalk Murat”diyor bi yandan… Gözlerini ovuştura ovuştura kalkıyor Murat, henüz 6 yaşında. Eteğinin ucundan tutuyor anasının geceliğini… Dışardan hüzün abajuru gibi sızan sokak lambasının cılız ışığında, hayalet misali, parmaklarının ucuna basa basa banyoya süzülüp, dördü birden “küvet”e giriyor ve koyun koyuna sarılıyorlar, çıt çıkarmadan, duyulmasın diye nefes bile almadan… * Korkunç bekleyiş…