Etiket: Anne

  • Annenin feryadı: Ben anneyim! -Ahmet bebek nakil bekliyor

    Annenin feryadı: Ben anneyim! -Ahmet bebek nakil bekliyor

    TURKİSHNEWS-İzmir Çiğli, Özel Kent Hastane'sinde 9 aylık bebeği için karaciğer nakli bekleyen annenin feryadı haber merkezimize ulaştı! Bilgilere göre, Anne, Ayşegül Tuvanç  oğluna karaciğer naklini bekliyor. Bu konuda gönüllü olan ve yardım çağrısında bulunan arkadaşımız, Tuba Alya, gazetemize yaptığı açıklamada; ”Ahmet bebekle tanıştım bir süre önce, henüz anne olmamama rağmen ben bu özel çocukların ablasıyım! Bir süredir Ahmet Eren’e karaciğer gönüllüsü arıyoruz, gecemiz, gündüzümüz o… diyerek yetkilerden ve bağışçılardan destek istedi. - a1e71e52 85e4 496b a43c b75ce8d64b09

    TURKİSHNEWS-İzmir Çiğli, Özel Kent Hastane’sinde 9 aylık bebeği için karaciğer nakli bekleyen annenin feryadı haber merkezimize ulaştı! Bilgilere göre, Anne, Ayşegül Tuvanç  oğluna karaciğer naklini bekliyor. Bu konuda gönüllü olan ve yardım çağrısında bulunan arkadaşımız, Tuba Alya, gazetemize yaptığı açıklamada; ”Ahmet bebekle tanıştım bir süre önce, henüz anne olmamama rağmen ben bu özel çocukların ablasıyım! Bir süredir Ahmet Eren’e karaciğer gönüllüsü arıyoruz, gecemiz, gündüzümüz o… diyerek yetkilerden ve bağışçılardan destek istedi.

    Ben Anneyim!

    Anne Ayşegül Tuvanç’ın konuşması yüreklerimizi sızlattı. Ahmet bir gün evini terk edecekse aşık olduğu kadın için olsun bu, minicik bedeni toprağa verilerek değil! Ahmet sizden umut bekliyor… dedi.

    Anne’nin açıklamaları şöyle;

    ”Ölüm ve oğlumu aynı yazıda görmek bile kahrediyor beni. Neyleyim ki acı bir gerçeği kabul edemiyorum. Oğlum Biliar artrezi hastası 9 aylık olduk. 9 aydır benim her günüm, her gecem onun nefesini dinlemek.
    Prosedürlerin canı cehenneme 4. derece akrabaya kadar organ nakli için verici diyorlar yok işte aynı kan grubu değiliz. Bir anne olarak ben prosedürler ve maddi sıkıntılara oğlumu kurban etmek istemiyorum.
    Oğlumu kurtaracak bir karaciğer gönüllüsü arıyorum. 0 Rh (pozitif, negatif fark etmez) gönüllülerin ggt (gama glutamat transferaz) testini bir sağlık ocağı veya bir hastaneden yaptırıp bana ulaştırması belki bu küçük bedenin kurtulmasını sağlayabilir. Sizin karaciğerden alınan bir parça ile bir melek dünyaya tutunabilir.”

    Lütfen Ahmet Eren’imizin sesi olun…

    Ayşegül Tuvanç iletişim: 0546 431 57 29

    TURKİSHNEWS-İzmir Çiğli, Özel Kent Hastane'sinde 9 aylık bebeği için karaciğer nakli bekleyen annenin feryadı haber merkezimize ulaştı! Bilgilere göre, Anne, Ayşegül Tuvanç  oğluna karaciğer naklini bekliyor. Bu konuda gönüllü olan ve yardım çağrısında bulunan arkadaşımız, Tuba Alya, gazetemize yaptığı açıklamada; ”Ahmet bebekle tanıştım bir süre önce, henüz anne olmamama rağmen ben bu özel çocukların ablasıyım! Bir süredir Ahmet Eren’e karaciğer gönüllüsü arıyoruz, gecemiz, gündüzümüz o… diyerek yetkilerden ve bağışçılardan destek istedi. - 5cc9c5a8 ecb2 4673 9fd7 ece3a39c528c

    TURKİSHNEWS-İzmir Çiğli, Özel Kent Hastane'sinde 9 aylık bebeği için karaciğer nakli bekleyen annenin feryadı haber merkezimize ulaştı! Bilgilere göre, Anne, Ayşegül Tuvanç  oğluna karaciğer naklini bekliyor. Bu konuda gönüllü olan ve yardım çağrısında bulunan arkadaşımız, Tuba Alya, gazetemize yaptığı açıklamada; ”Ahmet bebekle tanıştım bir süre önce, henüz anne olmamama rağmen ben bu özel çocukların ablasıyım! Bir süredir Ahmet Eren’e karaciğer gönüllüsü arıyoruz, gecemiz, gündüzümüz o… diyerek yetkilerden ve bağışçılardan destek istedi. - 7f55193a b396 4f57 aa27 22847990a65d

  • ANNE OLMAK

    ANNE OLMAK

     

     Kendi çocuklarını dış ülkelerde okutup,yurdum annesinin çocuklarına”İmam Hatip açtık orda çocuklarımız okusun diye”konuşan anneler geliyor aklıma…

     

    Çocuğu okusun diye varını yoğunu yoluna döküp,yavrusuna hasret,diplomasını beklerken bir gün kapıya kör kurşuna kurban giden yavrusunun cenazesi gelen anneleri bir düşünün…

     

    Yine kendi çocuklarına çürük raporu alıp askerlik yaptırmayan”ne mutlu size anneler,sizin çocuklarınıza şehitlik mertebesi nasip oldu”diyerek yüreği evlat acısıyla yanan terör kurbanlarının annelerini teselli ettiğini sanan anneleri düşünüyorum….

     

    Sonra anne olmak isteyip de olamayan anneler geliyor aklıma…15 temmuz masalıyla körüde boğazı kesilen askeri öğrencinin annesi geliyor gözümün önüne…

     

    Hayatlarının baharında asılan üç fidan ve annelerinin neler hissettiğini anlayabiliyor musunuz!.

     

    Gezi olaylarında hayatını kaybeden gençlerimiz ve hergün mezarının başında ağlayan anneler gelmiyor mu sizin aklınıza…

     

    Ya çalınıp kaçırılan çocukların anneleri…

     

    Çocuğunu kaybeden yüreği yaralı,kor ateşlerde yanan  annelere allahtan sabırlar diliyorum.Bağrınıza taş basıp,bu da bizim sınavımız diyerek dayanmaya çalışacaksınız.Eminim çocuğunuzda çok üzülmenizi istemezdi.Ne yazıkki bazı şeylerin önüne geçemiyoruz.

     

    Sanki herşey güllük gülistanlıkmış gibi mutluluk oyunu oynayamayacağımı düşünüyorum …

     

    Dünyadaki en büyük armağan evlattır. Kıymetini bilelim ve sevgiyle büyütelim. 

     

    Çocuk sahibi olamayanlar,Çocuk Esirgeme Kurumları bir yudum sevgiye muhtaç çocuklarla dolu,şart mı dünyaya getirmek?

    Önemli olan, yüreğindeki sevgi ve şefkati aktarabileceğin, büyütüp, topluma yararlı bir insan yetiştirmek değil midir?

    Ayrıca sadece doğurmakla anne olunmuyor. Etrafınıza şöyle bir bakın! Kimisi sadece çocuk doğurup, kocasına kendisine baktırmak için ,çocukları gelir kaynağı olarak görüyor.Olmaz demeyin benim çevremde çok var.

     

    Kimisi de annesi olmadığı halde, kimsesiz kalmış bir yavruyu bağrına basarak, tüm sevgisini şefkatini ona akıtarak, topluma kazandırmaya çalışan, ,onun için canını bile vermeye hazır anneler…

     

    Yüreklerinden öpüyorum…İşte gerçekten anneliği hakeden kişi bu annelerdir. 

     

    Bir de sadece dünyaya getirdiği için anne olduğunu sananlar var.Çıkarı için çocuğunu  terkedip giden ,yıllarca görmeyen anneler…Onları asla anlayamayacağım…

     

    Bir arkadaşım  var,çocuğu olmadı,annesiyle yaşıyor yıllardır.”artık çocuktan farkı yok,o da benim çocuğum”der ve annesine bir bebek bakar gibi bakan kız anneler var…

     

    Onları yürekten kutluyorum…Kimbilir nasıl bir güzel duygudur,annesinin annesi olabilmek.

     

    Sonra el kızına ya da el oğluna sözünü geçiremeyip hiç bir güvencesi olmayan annesini sokakta bırakanlar var.Onlara söyleyecek söz bulamıyorum.

    Acaba bir gün yaşlanıp aynı duruma düşebileceklerini hiç mi düşünmüyorlar…

     

    Hepinizin bildiği bir hikayenin yeri gelmedi mi şimdi;

     

    İşten yorgun argın eve gelen baba,çocuğunun ne yapmaya çalıştığını anlayamaz ve sorar

    “Oğlum ne yapıyorsun o tahta ve bıçakla?”

    Çocuk köşede duran ve yemeğini yemeye çalışan dedesine bakar ve babasına dönüp

    “Babacığım hani siz dedeme kızıp normal tabak vermiyorsunuz ya,düşürüp kırar diye,ben de şimdiden sana tahta tabak yapıyorum,yaşlandığında hazır olsun diye”

     

    Ne güzel atasözlerimiz vardır bizim;Ne oldum deme,ne olacağım de…

     

    Sonra dokuz ay yolunu gözleyip yavruma sarıldığım anlar geldi aklıma…Hani o minik parmaklarıyla elinizi sımsıkı kavrayan o tatlı bebek…Bir daha hiç bırakmıyor o eli…Siz de bırakamıyorsunuz.Bırakılmıyor bir türlü ,hep bir bahaneniz oluyor.

     

    Birgün öyle bunalmıştımki….Peşpeşe üç çocuk…topladım hepsini attım portakal bahçemize.

    “Aman bir okula gitseniz de birazcık da olsa kurtulsam sizden”

    Arkama döndüm,babam gülümsüyor,”Öğretmene bak sen,nereye kurtuluyorsun,ben sizden kurtulabildim mi?Bak kırkınızı geçtiniz hala başımdasınız,ayrıca hele bir bayram gelmeyin, gözüm yollarda kalıyor,bir şeyi bahane edip acaba bugün mü gelecekler diye  hergün tren istasyonuna gidiyorum.Anne-baba olmak hiç istifa edemeyeceğin,hiç emekli olamayacağın bir iştir kızım.”

     

    Çocuklarım 3-4 lü yaşlardayken onların okula başlayacağını ve artık peşlerinden koşmayacağımı düşünüyordum.

    Hepsi büyüdü anne-baba oldular hala ülkeler arası peşlerinden koşuyorum.

     

    Hani okula başlarsınız,bir sürü okullar bitirirsiniz,size onca notlar verilir sınıfınızı geçersiniz,diplomanızı alır, sonunda düşlediğiniz iş hayatına başlarsınız.

     

    Annelik hiç bitmeyen bir okul gibi geliyor bana. Belki çocuklarınızın başarıları sizin sınıf geçme notunuz oluyor ama asla mezun olamıyorsunuz…

     

    Anneciğim…Canım benim…Biz iki kız okuyalım diye nasıl da çırpınmıştı.

    Kendisi ailesi izin vermediği için okuyamamıştı ve çok üzülürdü…

    Annem sen başardın… Senin sayende ben çocuklarımı en iyi okullarda okutup başarılı ve mutlu insan olmalarına katgıda bulunabildim. Mekanın cennet olsun…

     

    Kızım annelerin en tatlısı… Ben hem anneden hem kızımdan yana çok şanslıyım… Anneler günün kutlu olsun biricik kızım…

     

    Artık anneler ağlamasın ne olur,savaşlar bitsin, açlık sona ersin, hep sevgi çiçekleri açsın dünyanın dört bir yanında….

     

    Kendisini anne hisseden tüm annelerin anneler günü kutlu olsun…

  • Anneler Günü

    BUGÜN, CAN ANNELERİMİZİN GÜNÜ…
    BUGÜN HER ŞEYİMİZ OLAN, ANNELERİMİZİN GÜNÜ!

    ONLAR:
    HER DERDİMİZE KOŞAN, 
    GEREKTİĞİNDE BİZLER İÇİN HİÇ DÜŞÜNMEDEN HAYATLARINI FEDA EDEBİLEN,
    SEVGİDEN YARATILMIŞ ANNELERİMİZ.

    BUGÜN ONLARIN GÜNÜ… 
    ÖYLE, YILDA BİR KEZ KUTLAMAKLA ÖDENİR Mİ HAKLARI HİÇ?
    KİM DİYEBİLİR Kİ BUNU? 

    ASLA!
    ASLA ÖDENEMEZ.

    ONLAR İÇİN, NE YAPSAK NE ETSEK AZ!
    NE YAPSAK NELER YAPSAK, DÜNYALARI AYAKLARININ ALTINA SERSEK…
    AZ!…

    HİÇBİR ŞEY, ONLARIN BİZE VERDİKLERİNİN YANINDA, HİÇBİR ŞEY YAPMAMIŞ OLURUZ BİZ! BİLİNCİNDEYİZ BUNUN

    ANNELERİMİZ, CAN ANNELERİMİZ!
    CENNETİ, BİZE DÜNYADA DA YAŞATAN  SEVGİ BAHÇESİ ANNELERİMİZ!

    BİZLERE HAYAT VEREN GÜZEL ELLERİNİZİ ÖPSEK, YENİDEN YENİDEN ÖPSEK!..
    SEVGİLERİN EN BÜYÜĞÜNÜN ÖNÜNDE DURDUĞUMUZU BİLEREK; SARILSAK, ÖPSEK, SAYGIYLA KUTSASAK SİZİ… 


    Günay Tulun
  • SÜMERLER – İDEAL ANNE HAKKINDA BİR ÇİVİ YAZILI TABLET

    SÜMERLER – İDEAL ANNE HAKKINDA BİR ÇİVİ YAZILI TABLET

    Bir Sümer çivi yazılı tablet, İdeal bir Sümer annesinin edebi portresi hakkında bize sıra dışı bilgiler vermektedir. Ludingirra adlı kişi, Nippur’da yaşayan annesine ulaştırılmak üzere bir ulağa mektup teslim eder. Fakat ulak annesini tanımadığından, onu bulabilmesi için beş adet özelliğini de mektuba yazar. Aslına bakarsanız bunlardan hiçbiri ayırt edici bir özellik taşımıyor. Bence bunlar düşlerindeki ideal bir annenin portresini çizebilmek için yazılmış. Bakalım Ludingirra annesi için neler demiş:
    Eğer anamı tanımıyorsan, sana onun (kişilik) özelliklerini vereyim:

    Adı Şat-İştar’dır (?)
    Işıltılı bir kişi …
    Güzel bir tanrıça, hoş (?) bir gelin,
    Gençliğinden beri kutsanmıştır,
    Enerjisiyle, kayınpederinin evini çeker çevirir.
    Kocasının tanrısına hizmet eden,
    “(Tanrıça) İnanna’nın yeri”yle ilgilenmeyi bilen,
    Kralın sözlerini yabana atmayan biridir o.
    Uyanık, servetini çoğaltır,
    Sevilen, göz bebeği, yaşam doludur,
    Kuzu, leziz kaymak, bal, “yürekten akan” yağdır o.

    Sana anamın ikinci özelliğini vereyim:
    Anam ufkun parlak ışığı, bir dağ maralıdır.
    Işıl ışıl parıldayan sabah yıldızı …
    Değerli akik, Marhaşi sarı safiri,
    Cazibe dolu bir prenses mücevheri,
    Neşe yaratan akik mücevherleri,
    Kalaydan yüzük, demirden bilezik,
    Altından ve parlak gümüşten yapılmış bir asa,
    Çekicilik dolu, kusursuz bir fildişi heykelcik,
    Lapis taşı kaide üzerinde kaymaktaşından bir melektir.

    Sana anamın üçüncü özelliğini vereyim:
    Anam mevsiminde yağmurdur, ilk tohum için sudur,
    Zengin bir hasat, çok iyi (?) arpadır,
    Keyif dolu bir bolluk bahçesidir,
    Kozalaklarla süslü, iyi büyümüş bir köknardır,
    Yeni yılın meyvesi, ilk ayın ürünüdür,
    Bereket getiren suları sulama hendeklerine taşıyan bir kanaldır,
    Çok tatlı Dilmun hurması, en çok aranan leziz hurmadır.

    Sana anamın dördüncü özelliğini vereyim:
    Anam bir bayramdır, sevinç dolu bir sunu,
    Bakması huşu veren bir Yeni Yıl sunusu,
    Büyük bir eğlence için hazırlanmış bir halay yeri,
    Prenslerin dölü, bir bolluk şarkısı,
    Bir sevgili, sevinci söndürülemez seven bir yürek,
    Anasına dönen bir esir için iyi haberdir.

    Sana anamın beşinci özelliğini vereyim:
    Anam çam ağacından yapılma bir araba, şimşir ağacından bir tahtırevandır,
    Yağla kokulandırılmış güzel bir giysi (?),
    Devekuşu yumurtasından yapılmış, içi kusursuz yağla dolu bir şişecik,
    Çok bereketli hazırlanmış, göz okşayan bir çelenktir (?).

    “Ludingirra, sevgili oğlun sana selamlarını yolluyor.”

    Sümerli Ludingirra annesine olan sevgisini, sanki ulağa annesini bulabilmesi için onu tarif edermiş gibi yazarak ne güzel anlatmış. Sizler ne düşünürsünüz bilmem ama bence harika bir edebi eser kaleme almış. Bir sonraki yazıma kadar esenlikle kalın.
    Saygılarımla
    Ark. Kadir YILDIRIMSAL

  • Annem’e

    Annem’e

       

            

    Yaşam gidilmesi gereken bir yol, yolculuk ise ben ortalarında sayılırım bu yolun. Ama hala çocuğum ben… Ve bu dünyanın tüm olumsuzluklarına, zorluklarına, çocukluğuma rağmen direnebiliyorsam bu senin sayende. Çünkü bu çocuk senin eserin…

     

    Kendimi en zayıf, en çaresiz, en umutsuz hissettiğim anlarda aradığım tüm gücü senin ellerinde, gülümsemende, sımsıcak yüreğinde buldum. İşte bu nedenle varlığın benim için çok değerli ve vazgeçilmezdi. Oysa sende bir insandın, senin de zayıf olduğun anlar vardı, ama hiç hissettirmedin bana bunları. Her zaman dimdik ayakta,  onurlu ve güçlüydün. Bu nedenledir ki hep rahat oldum. Çünkü biliyordum ki senin gibi sığınılacak bir limanım vardı. Her fırtına sonrasında senin sakin sularına yanaşırken yaralarımın sarılacağını, acılarımı dindireceğini biliyordum. Kokmuyordum yaşamdan, zorluklardan. Rahattım, özgürdüm sayende…

     

    Kalemi güzel kullanabildiğine, duygularını rahat ifade edebildiğine inanan ben, şuan acizim. Sanki yetmiyor kelime haznem, ne yazacağım, yazmalıyım şaşırıyorum. Hani aşkı anlatmak zordur derler. Ama şuan bana öyle geliyor ki aşkı sevdayı yazmak daha kolay. En zoru seni yazmak, seni anlatmak.  Seni nasıl anlatabilirim ki? Yüreğinde besleyip büyüttüğün sevgiyi ifade edebilecek bir kelime var mıdır bilmiyorum. Kelimeler etrafında dolanıyorum, ama acizim.

     

    Düşünüyorum; “Bana kattıklarının, verdiklerinin karşılığı var mı?” diye. Yok…. Bulamıyorum… Hiçbir karşılığı yok. Örneğin; dünyanın bütün çiçeklerini tek tek ellerimle toplayıp yollarına serseydim, bana olan sevginin karşılığını verebilir miydim? Ya da kesinlikle değer bile ölçülemeyecek kadar kıymetli, Kaşıkçı elmasından da büyük bir elmas, yakut, pırlanta ile karşına çıksaydım bu bana verdiğin canın kıymetini karşılayabilir miydi? Asla… Senin verdiklerinin karşılığı yok bu yalan dünyada.

     

    Beni çok iyi tanırdın güzel annem. Bilirsin çok vurdumduymaz oluyorum bazen. Hatta bazen sen bile bana “gamsız” derdin. Şimdi düşünüyorum da belki de sen bu kadar çok gam çektiğin için ben gamsız olmuşumdur? Yanımda olmadığın zamanlarda sensizliğe direnmeyi, acıları içime gömüp başım dik gezmeyi hep sen öğrettin bana. Hep içimde taşıdığım seni gittiğim her yerde. Sensizlik mi? Hayır… Aklıma bile gelmezdi böyle bir şey. Hep yanımda olmalıydın. Aksini düşünmek bir istemiyordum. Ama kader ayrılıkları veriyor işte annem. Hiç ayrılmak istemezken sonsuzluğa uğurlamak zorunda kaldım seni ve koca üç yıl geçti üzerinden.

     

    Annem, canım benim. Sana olan sevgimi anlatacak kelime bulamıyorum. Kelime haznem çok dar, yetersiz kaldı bu konuda. Ama biliyorum ki ben dünyanın en şanslı insanıyım. Çünkü senin gibi bir annenin kızıyım. Sen benim geçmişim, bugünüm, geleceğimsin.

    Teşekkür ederim canım annem. Beni sevdiğin, beni özlediğin, beni koruduğun, beni sarıp sarmaladığın, beni var ettiğin, büyütüp bu günlere getirdiğin, her zaman, her zorluğa rağmen, hatta sensizliğe rağmen dimdik hayatta kalmasını öğrettiğin için teşekkür ederim anneciğim.… Nur içinde yat…

     

    “ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN”

     

     

     

     

  • ANNEDEN BDP’Lİ VEKİLE TOKAT

    ANNEDEN BDP’Lİ VEKİLE TOKAT

    Kızını, BDP’nin Nevruz yürüyüşünde gören anne sinir krizi geçirdi. Kanal D'de yayınlanan haberde, BDP'li vekillerin de katıldığı Kocaeli'deki korsan Nevruz gösterisinde, göstericilerin arasında kızını gören bir anne, kızını kurtarmak için BDP'li Sebahat Tuncel'i tokatladı. Sert darbeyle bir an sendeleyen Tuncel’in eliyle ağzının yanını kontrol ettiği görüldü. İzmit’te nevruz nedeniyle bir araya gelen ve Tuncel’in de aralarında bulunduğu 300 BDP’liye, polis yürüyüş izni vermedi. Çevik Kuvvet ekipleri, izinsiz olduğu için grubun önüne barikat kurarak yürüyüşü engellerken, kalabalık arasına girip bağıran bir kadın daha sonra sinir krizi geçirdi. Eyleme katılanların çevresini sardığı ve rahatsızlandığını sandığı kadın, gösteriye katılan kızını almaya çalıştığı, ısrarlarına rağmen sözünü dinletemediği için de öfkelenip sinir krizi geçirdiği anlaşıldı. Konuya ilişkin hurriyet.com.tr'ye konuşan BDP Eşbaşkan Yardımcısı Filiz Koçali, tokat olayının bilinçli olarak olmadığını açıkladı. - Sebahat TuncelKızını, BDP’nin Nevruz yürüyüşünde gören anne sinir krizi geçirdi. Kanal D’de yayınlanan haberde, BDP’li vekillerin de katıldığı Kocaeli’deki korsan Nevruz gösterisinde, göstericilerin arasında kızını gören bir anne, kızını kurtarmak için BDP’li Sebahat Tuncel’i tokatladı. Sert darbeyle bir an sendeleyen Tuncel’in eliyle ağzının yanını kontrol ettiği görüldü. İzmit’te nevruz nedeniyle bir araya gelen ve Tuncel’in de aralarında bulunduğu 300 BDP’liye, polis yürüyüş izni vermedi. Çevik Kuvvet ekipleri, izinsiz olduğu için grubun önüne barikat kurarak yürüyüşü engellerken, kalabalık arasına girip bağıran bir kadın daha sonra sinir krizi geçirdi. Eyleme katılanların çevresini sardığı ve rahatsızlandığını sandığı kadın, gösteriye katılan kızını almaya çalıştığı, ısrarlarına rağmen sözünü dinletemediği için de öfkelenip sinir krizi geçirdiği anlaşıldı. Konuya ilişkin hurriyet.com.tr’ye konuşan BDP Eşbaşkan Yardımcısı Filiz Koçali, tokat olayının bilinçli olarak olmadığını açıkladı.

    Hürriyet

  • Cani anne 4 yaşındaki kızını bıçakladı

    Cani anne 4 yaşındaki kızını bıçakladı

    21 Şubat 2011

    İngiltere, dört yaşındaki kızını bıçaklayarak öldüren cani anne Dawn Makin’i konuşuyor.

    21 Şubat 2011 - Dawn MakinGreater Manchester’da geçen perşembe günü meydana gelen olayda, 33 yaşındaki eski hemşire Dawn, evinde kızı Chloe’yı bıçaklayarak öldürdü. Daha sonra da bileğini keserek intihara teşebbüs etti. Komşulardan birinin merakla eve girmesiyle minik kızın cesedi bulundu. Baygın şekilde bulunan anne Dawn ise hastaneye kaldırıldı. Durumu kritik olan annenin çalıştığı hastaneden kovulduğu, kızının babası Michael Burke’dan da üç yıl önce ayrıldığı açıklandı. Dawn’ın kızını neden öldürdüğü henüz bilinmiyor.

    Hürriyet