Etiket: ANALİZ

  • Toprağın Hakimiyetinde Değişken Başlangıçlar ”Başak Dolunay’ı”

    Toprağın Hakimiyetinde Değişken Başlangıçlar ”Başak Dolunay’ı”

    19 Şubat 2019 tarihinde Bursa saati ile 18:53’te Başak burcunun 0 derecesinde Dolunay dolunayın tam karşı evinde konumlandığı için ikili ilişkiler, sen – ben dengesi, ortaklı işler, imzalık her türlü işler gündemimizde olacaktır. Dolunay Başak temalarını vurgularken, Balık teması da ön plana çıkacaktır. Yine anın haritasında Merkür ve Neptün Balık burcunda kavuşum halindedir. 7. Ev konu alanında aynı zamanda mücadele de yer almaktadır. Mücadelelerimizi yaparken ne yaptığımız ile ilgili dağılmalar, önümüzü net görememe durumu belirginleşebilir. İlişkilerimizi sorgulayabileceğimiz bir dönemdir. Ve dolunay bitişleri anlattığı için bir karar almamızı sağlayacaktır. Ancak alınacak kararlarda Merkür rahat etmediği Balık burcunda konumlandığından yanılma payımız yüksek görünmektedir. Neptün’ün de etkisi ile kafalar iyice karışabilir. Beklenmedik çözülmeler ile karşı karşıya kalınabilir. Karar alırken de duygu ve mantık orantısını kurmada zorluk çekebiliriz. Dikkati elden bırakmamak gerekmektedir. Anın haritasında toprak hakimiyeti mevcuttur. Venüs, Satürn, Plüton Oğlak burcunda ele ele vermiş durumda ve Mars da Boğa burcunda konumlanmıştır. Olumlu destekleri ile bize güç verecektir. Ayağı yere sağlam basan kararlar almak, onları kalıcı olarak hayata geçirme konusunda gerçekçiliği, sorumluluk bilincini ve değişimin gücünü yansıtmaktadırlar. Uranüs de Boğa burcunda 7 yıllık serüvenine başlamaya hazırlanmaktadır. Hala anaretik derecededir. Ani tepkilere, ani kazalara, ani kopuşlara, elektronik aletlerin hasarlarına, gerginliklere ve tartışmalara karşı tedbirli olmalıyız. - BURCU YAPICI

    19 Şubat 2019 tarihinde Bursa saati ile 18:53’te Başak burcunun 0 derecesinde Dolunay dolunayın tam karşı evinde konumlandığı için ikili ilişkiler, sen – ben dengesi, ortaklı işler, imzalık her türlü işler gündemimizde olacaktır. Dolunay Başak temalarını vurgularken, Balık teması da ön plana çıkacaktır. Yine anın haritasında Merkür ve Neptün Balık burcunda kavuşum halindedir. 7. Ev konu alanında aynı zamanda mücadele de yer almaktadır. Mücadelelerimizi yaparken ne yaptığımız ile ilgili dağılmalar, önümüzü net görememe durumu belirginleşebilir. İlişkilerimizi sorgulayabileceğimiz bir dönemdir. Ve dolunay bitişleri anlattığı için bir karar almamızı sağlayacaktır. Ancak alınacak kararlarda Merkür rahat etmediği Balık burcunda konumlandığından yanılma payımız yüksek görünmektedir. Neptün’ün de etkisi ile kafalar iyice karışabilir. Beklenmedik çözülmeler ile karşı karşıya kalınabilir. Karar alırken de duygu ve mantık orantısını kurmada zorluk çekebiliriz. Dikkati elden bırakmamak gerekmektedir. Anın haritasında toprak hakimiyeti mevcuttur. Venüs, Satürn, Plüton Oğlak burcunda ele ele vermiş durumda ve Mars da Boğa burcunda konumlanmıştır. Olumlu destekleri ile bize güç verecektir. Ayağı yere sağlam basan kararlar almak, onları kalıcı olarak hayata geçirme konusunda gerçekçiliği, sorumluluk bilincini ve değişimin gücünü yansıtmaktadırlar. Uranüs de Boğa burcunda 7 yıllık serüvenine başlamaya hazırlanmaktadır. Hala anaretik derecededir. Ani tepkilere, ani kazalara, ani kopuşlara, elektronik aletlerin hasarlarına, gerginliklere ve tartışmalara karşı tedbirli olmalıyız.

    Sağlık anlamında da karın bölgemiz, bağırsaklarımız, ayaklarımız hassasiyet gösterebilir. Aynı zamanda bu dolunay ile bırakmak istediğimiz alışkanlıklarımızı da geride bırakmak adına destekleniyor olacağız. Detoks gibi vücudu arındırıcı konular için de gökyüzü destekler niteliktedir. Neptün’ün etkisi ile de sudan gelebilecek zararlar, ilaç etkileşimleri gündemimizde olabilir. Alkol tüketimine de dikkat edilmesi gerekmektedir.

    Değişken bir burç olan Başak burcunda Dolunay gerçekleşeceğinden şartlar elimizde tutmaya çalıştığımız balık misali hareketli ve sabitliği güç olabilir. Detaylarla ilgilenirken zaman zaman resmin bütününü görmek zorlaşacaktır. Burada Başak burcunun gölge yanına gitmemeye, çevreyi gereksiz eleştirmemeye, detaylarla boğulmamaya özen gösterirken; Balık burcunun da kendini göstermeyen yüzüne kanıp, ulaşılması güç konular peşine düşülmemelidir.

    Dolunaydan öncelikli etkilenecek olan burçlar değişken nitelikte olan Başak, Balık, Yay, İkizler ve Toprak elementinde olan Başak, Oğlak, Boğa burçları olacaktır. Bu grupların ilk derecelerinde gezegenleri olanlar 1. Dereceden etki alıyor olacaktır.

    Dolunay anında Kraliyet yıldızlarından Regulus yıldızı da Ay’ a eşlik edecektir. Yukarıda bahsettiğim toprak gruplarına tanınma, ses getirecek işlere imza atma gibi destek olurken, değişken burçlarda maddi – manevi zararlara gebe olabilir.

    Bitişleri ve başlangıçları beraberinde getirecek dolunayın ardından yeni bir süreç başlayacaktır. Dolunay ile sonuca bağlanan ve harekete geçeceğiniz konularda yol almak için Merkür’ün retro yapacağı tarihleri de göz önünde bulundurarak hareket etmeniz olası bir pişmanlığın ve yanlış sonuçlanmaların önüne geçecektir. Merkür 6 Mart 2019 – 29 Mart 2019 tarihleri arasında retro harekette olacaktır. Bu tarihlere herhangi bir yeni girişimi denk getirmemelisiniz. Klasik bir deyişle Retro’da başlayan Retro’da son bulur.

    Burçlara genel anlamda etkilerine göz atacak olursak;

    Koç ve Yükselen Koç Burçları: Dolunay sizin çalışma alanı, yakın akrabalar, sağlık, kiracılar, çocukların maddi durumu, psikolojiniz, evcil hayvanlarınız, günlük rutin işleriniz alanında gerçekleşecektir. Merkür de bilinçaltınızda gezdiğinden bu alanlardaki çözüme ulaştırmak gereken konularda karar alırken zorlanabilirsiniz. Sağlığınıza başta psikolojiniz olmak üzere dikkat etmekte fayda vardır. İşyerinde ihmal ettiğiniz sorunlar çözüm için önünüze gelebilir. Duyduğunuz her söze itimat etmemeniz gereken bir dönem olabilir. Mars da 2. Evinizde olduğundan para konularında mücadele verebilirsiniz, ekstra gelirler olabileceği gibi ekstra para çıkışlarına da dikkat etmelisiniz. Bu dönem haberci rüyalarınız olabilir. Gizli düşmanlar alanınızı da Güneş, Neptün, Merkür ele almış durumda olduğundan arkanızdan konuşanlar, dost görünen çevreniz, iş arkadaşlarınız can sıkabilir. Temkinli olmanız gereken bir dönemdir. İş – sağlık – maddiyat ile ilgili konularda ihmale yer vermemelisiniz.

    Boğa ve Yükselen Boğa Burçları: Dolunay sizin aşk, çocuklar, yaratıcılık, ebeveynlerin maddi durumu, borsa – şans oyunları, hobileriniz alanında gerçekleşecektir. Mars sizi temsil eden evde olduğundan dolayı gergin bir süreçte olabilirsiniz. Arkadaşlar, sosyal ortamlar, organizasyonlar alanında çözülmeler, dağılmalar yaşanabilir. Aynı zamanda yine bu alanlarda yaratıcılık vaat eden konularda başarı sağlayabilirsiniz. Sadece şartları iyi gözlemlemelisiniz. Devam eden bir ilişkiniz varsa bu dönem onunla ilgili karar alma noktasına gelebilirsiniz. Hayatınızda biri yoksa bu dönem biriyle tanışabilirsiniz. Çocuğunuz ile ilgili karar verme noktasına gelebilirsiniz. Bu dönemde onunla ilgilenmeniz gerekebilir. Bir eğitimin, yurtdışı bağlantılı bir işinizin, hukuksal bir konunuzun sonuçlanması için Satürn’den destek alıyor olacaksınız. Hobileriniz ve spor ile ilgili bir kursa yazılabilirsiniz.

    İkizler ve Yükselen İkizler Burçlar: Dolunay sizin ev, aile, ebeveynler, mal – mülk, kökleriniz, kardeşlerin maddi durumu, ebeveynlerin sağlık durumunu ilgilendiren alanda gerçekleşecektir. Bu konularda uzun süredir önünüzde olan sorunların gün yüzüne çıkıp, artık çözümleneceği bir süreçtir. Aile büyükleri ile ilgilenebilirsiniz. Taşınmaz mal – mülk ile ilgili bir karar alabilirsiniz. Aynı zamanda eviniz ile ilgili tadilat, vb. konular gündeme gelebilir. Neptün karşı alandan baktığı için su tesisatına ekstra dikkat edilmelidir. Mars da 12. Evinizde olacaktır. Hırsızlıklara karşı tedbirli olmalısınız. Kariyer alanında Merkür ve Neptün yer aldığından oluşacak dedikodulara karşı tedbirli olmalısınız. Bu dönemde çalışma ortamında oluşturacağınız her diyaloğu gözden dikkatlide geçirmelisiniz. İmzalarda dikkatli olmakta fayda vardır. Ebeveynler ve iş alanındaki otoriteler ile ilgili yanlış anlaşılmalara açık bir dönemdir. Bu konularda yeni bir döneme başlayabilirsiniz.

    Yengeç ve Yükselen Yengeç Burçları: Dolunay sizin iletişim, yakın çevre, taşınma, kardeşler – kuzenler, kısa seyahatler, seminerler, ticaret, zihinsel her türlü aktiviteyi yöneten alanınızda gerçekleşmektedir. Bu konularla ilgili beklediğiniz bir süreç varsa çözümlenme yoluna gidip, artık tamamlanıp rafa kalkacaktır. Arkadaşlar, organizasyonlar, gruplar alanında agresyondan uzak durmalısınız. Ayrıca yeni bir gruba dahil olabilir. Ortaklı işler konusunda destek alabilirsiniz. Merkür ve Neptün de uzak yolculuklar, yurtdışı, hukuksal konular, yüksek öğrenim evindedir. Bu alanlarda çözülmeler, yanılmalar açık bir dönem olabilir. Sonuçlar beklediğimizin dışında gelişebilir. Venüs ve Satürn de ikili ilişkiler ve ortaklıklar evinde olacaktır. Uzun zamandır zorlayan konularda sonuca bağlanmalar, kopuşlar yaşanabilir. Çevre değişimi ile ilgili netleşmeyen konular varsa netleşebilir. Taşınmalar, çevre değişimi gündeme gelebilir.

    Aslan ve Yükselen Aslan Burçları: Dolunay sizin maddi değerler, para akışı, harcamalar, kazançlar, maddi – manevi değerler, finansal statü, eşin – ortağı geliri alanınızda gerçekleşecektir. Maddi anlamda adım atılmış olan konular dolunay ile netleşecektir. Bu dönemde para akışının gelir yönü aktif olmakla birlikte, giderler konusunda da ölçülü davranmanız gerekebilir. Eskiden kalan bir borç da gündeminize gelebilir. Yapılandırma gibi konularda azami dikkat ile adım atmalısınız. Miras vb. konularınız varsa aldanma ve yanılma payını düşünerek sağlam adımlarla işinizi takip etmelisiniz. Parasal konularda duygusal olarak davranmamalısınız. Kefil olma, borç verme konularında uzak durmanız gereken bir dönemdir. Mars da kariyer alanınızda ilerlemektedir. Bu alanda zorlanmalar, önünüze taşların çıkması olasıdır. Böyle durumlarda sakinlikle süreci yönetmelisiniz. Sağlık olarak da kemiklere dikkat etmelisiniz.

    Başak ve Yükselen Başak Burçları: Dolunay’ı siz misafir etmektesiniz. Kendiniz ile ilgili her türlü konuda bitişler, sonuçlanmalar yaşanabilir. Kendiniz ile ilgili uzun zamandır kafanızda olan planları harekete geçirmeniz için gökyüzü sizi desteklemektedir. Dış görünüşünüzde istediğinizi değişimi yapabilirsiniz. Aynı zamanda ortaklı işler / eş / imzalık işler konusunda gizli kalan bir konu varsa ya da saklanan bu süreçte ortaya çıkacaktır. Merkür ve Neptün de bu alanda çözülmeler yaşatacaktır. İkili ilişkilerinizde bir türlü düzene koyamadığınız durumları artık siz istemeseniz de gökyüzü ele aldıracak ve olumlu ya da olumsuz sonuçlanmalar yaşatacaktır. Venüs ve Satürn de aşk, hobiler, çocuk alanınızdadır. Bu dönem bu konularla ilgili gergin olabilirsiniz. Sezgilerinizi ve duygularınızı dinlemek yerine, mantıkla ilerleyebileceğiniz bir dönemdir. Sezgiler yanıltabilir.

    Terazi ve Yükselen Terazi Burçları: Dolunay sizin bilinç altı, kaygılarınız, sağlığınız, gizli düşmanlarınız, sırlar, hastaneler, kapalı yerler, bağımlılıklarını anlatan alanda gerçekleşmektedir. Sizi endişelendiren, kaygı yaratan durumlar gündeme gelebilir, Sağlığınıza dikkat etmeniz gereken bir dönemdir. Aile evini hem Satürn hem Venüs zorlamaktadır. Evin içinde tartışmalar, güç savaşları, sevgiyi alıp – verememe gibi konular gündeminizde olabilir. Çalışma ortamınızda ve günlük rutininizde dağılmalar yaşanabilir, başlamak istediğiniz- yapmak istediğiniz konularda kararsızlık çekebilirsiniz. İş yerinde ufak tefek kazalara karşı temkinli olmalısınız. Eşin gelirinde bu dönem iniş çıkış söz konusu olabilir. 12. Evde olacağından sizden saklanan bir konu bu dönem önünüze gelebilir. İş değişikliğine gidebilirsiniz. Yakın akrabalar ile ilgili sağlık konusunda gelişmeler yaşanabilir.

    Akrep ve Yükselen Akrep Burçları: Arkadaşlar, organizasyonlar, sosyal çevre, idealler, kariyer kazancı, ebeveynlerin maddi durumu ile ilgili alanda gerçekleşecektir. Uzun zamandır arkadaşlıklarla ilgili göz ardı ettiğiniz konular önünüze gelebilir ve bazı arkadaşlıkları sonlandırma yoluna gidebilirsiniz. Bunu sakinlikle yapmalısınız. Aşk hayatı ile ilgili bu dönem bazı yanılgılar sizi bekliyor olabilir. Hissi değil, mantık çerçevesinde yol almalısınız. Borsa, şans oyunları gibi spekülatif konularda yanılma payınızın olabileceğini düşünerek uzak durmalısınız. İkili ilişkiler ve ortaklıklar alanınızda Mars ilerlemektedir. Bu dönem ilişkiler gergin durumda olabilir. Mevcut ilişkilerde sorun yaratırken, yeni olanı da hayatınıza getirebilir. Yakın çevre, kardeşler, iletişim alanlarında ihmal kaynaklı sorunlar gündeme gelebilir. Genel olarak sizin hayatın tüm alanlarını bu süreçte sükûnetle yönetmeniz gerekmektedir.

    Yay ve Yükselen Yay Burçları: Dolunay sizin kariyer, ebeveynler, toplumsal statü, eşin ailesi alanından gerçekleşmektedir. Mars da diğer çalışma alanını belirten evde ilerlediğinden ve size zorlu görünüm yaptığından bu dönem çalışma arkadaşları, üstleriniz, otorite figürler ile fikir ayrılıkları, anlaşamama gündeminize gelebilir. Akılcı iletişim tarzı ile bu süreci yönetmelisiniz. İyi yönettiğinizde yükselme, terfi gibi konular gündeminize gelebilir. Yine aynı şekilde aile büyükleri ile de fikir çatışmalarının gündeme geleceği ve bazı bitişlerin yaşanabileceği bir süreçtir. Mal – mülk konularında aldanmaya açık bir dönemdesiniz. Aile ile ilgili bilmediğiniz konular su yüzüne çıkabilir. İş yerinde hırsızlık gibi konulara karşı dikkatli olmanızda fayda vardır. Maddi konularda da temkinli hareket etmeniz gereken bir dönemdir. Para düzenini gözden geçirmeniz gereken bir süreç olabilir. Sağlığınıza da dikkat etmeniz gereken bir dönemdir.

    Oğlak ve Yükselen Oğlak Burçları: Dolunay sizin yurt dışı konuları, yüksek öğrenim, eşi kardeşleri, kardeşlerin eşleri, hukuksal konular, idealler, inançlar alanınızda gerçekleşecektir. Bu alanlarda uzun süredir süren konularda tamamlanmalar, sonuçlanmalar gündeminize gelebilir. Başka bir şehre yerleşmek, taşınma konuları da gündeminize gelebilir. İmza gerektiren her konuda dikkatli adım atmalısınız, evrak işlerinde kontrollü gitmelisiniz. Yakın çevreniz, kardeşler, kuzenler, komşular alanında duyacaklarınız bu dönem hoşunuza gitmeyebilir. Hem onlarla olan ilişkilerinizi hem de kendi tutumunuzu gözden geçirebilirsiniz. Bu dönem çocuklarınızla ilgilenmeniz, enerjinizi onlara harcamanız gerekebilir. Bekar olan Oğlaklara dolunay ilişki getirebilir. Zihinsel olarak kendinizi yorgun hissedebilirsiniz, iletişimde yanlış anlaşılmalara da açık bir dönemdir.

    Kova ve Yükselen Kova Burçları: Dolunay sizin eş – ortak geliri, miras, kayıplar, operasyonlar, borçlar, krediler, sigorta vergi ödemeleri, nafakayı tanımlayan alanınızda gerçekleşecektir. Gelir ve giderler dengesinde ani sürprizler ve bitişler yaşanabilir. Uzun süredir var olan bir borcunuz varsa bu dönem onu bitirebilirsiniz. Eşin – ortağın gelir gider dengesinde de değişiklikler yaşanabilir. Hesabınızı iyice yapmalısınız. Gereksiz harcamaların sıkıntı getirebileceği bir dönem olabilir. Ebeveynler ile bu dönem ipler gergin olabilir. Aynı dili konuşmanızda zorlanabileceğiniz bir süreçtir. Para konularında aldanmalara ve yanılgılar açıksınız. Satürn ve Venüs ise bilinçaltınızı zorluyor olacaktır. Saklanılan bir konu varsa gündeminize gelebilir. Uzun zamandır sağlık ile ilgili sorununuz varsa bu dönem operasyon gündeme gelebilir ve tamamen sağlık sorununu ortadan kaldırabilirsiniz.

    Balık ve Yükselen Balık Burçları: Dolunay sizin evlilik, eş, ortaklı işler, imzalık işler, açık düşmanlar, hukuki konular, rakibimiz olan kişileri anlatan alanda gerçekleşecektir. Bu konularda devam eden sorunlara nokta koymak isteyeceğiniz bir süreç olabilir ancak sizi temsil eden evde Merkür ve Neptün birlikte hareket etmektedir, mantık ile almanız gereken kararları sezgilerinize bıraktığınızda yanılma payınız oldukça yüksek görünmektedir. İletişimde zorlanmalar, tartışmalara açık bir dönemdir. Kelimeleri özenli seçmeniz işinizi kolaylaştıracaktır. Bu dönem organizasyonlar, arkadaş grupları ve dernek gibi alanlarda bazı zorlanmalar, iyi – kötü ayrımına gitmeniz gereken bir süreç olabilir. Aynı zamanda ciddiyetle bu alanlarda ilerlemek de alabilir, doğru ifade ve iletişim ile gruplarda güçlenebilirsiniz. Kendinizi yorgun, halsiz hissedeceğiniz bir dönem olabilir sıkıntı ve kaygılarınızdan kurtulmalı ve rahat bir şekilde aklınızı kullanmanız geren bir dönemdir. Sudan gelecek zararlar ve ilaç etkileşimlerine dikkat etmelisiniz.

     

    Sevgilerimle,

    Burcu YAPICI

     

  • ÖZEL HARP DOSYASI : ESKİ MİT DAİRE BAŞKANI MEHMET EYMÜR, ÖZEL HARP ŞİRKETİ “SADAT”I AN ALİZ ETTİ /// İŞTE BUYRUN

    ÖZEL HARP DOSYASI : ESKİ MİT DAİRE BAŞKANI MEHMET EYMÜR, ÖZEL HARP ŞİRKETİ “SADAT”I AN ALİZ ETTİ /// İŞTE BUYRUN

    HACI PAŞA’NIN ANAYASASI

    KAYNAK :

    İstanbul Beylikdüzü’nde SADAT isminde askeri egitim veren bir sirket var. Belirtildigine göre yöneticileri ve personeli irticai faaliyetleri nedeniyle ordudan uzaklastirilmis veya emekli edilmis subay ve astsubaylar. Basinda emekli Tuggeneral Adnan Tanriverdi bulunuyor. Tanriverdi, 1944 yilinda Konya’nin Aksehir ilçesinde dogmus. 1964 yilinda Kara Harp Okuluna girmis ve Topçu Subayi olarak okulu bitirmis. Dört yil Özel Harp Dairesi ve 1986-88 arasi Kibris dâhil çesitli yerlerde görev yaptiktan sonra, 1992 tarihinde Tuggenerallige yükselmis ve 30 Agustos 1996 yilinda kadrosuzluktan emekliye sevk edilmis. Askerlik hayati sirasinda Kara Harp Akademisini, Silahli Kuvvetler Akademisini bitirmis, Özel Tekâmül Kurslari, Fransizca Kursu ve Gayri nizami Harp (GNH) Kursu görmüs.Evli ve iki çocuklu.

    HACI PAŞA’NIN ANAYASASI - image002 21

    Adnan Tanriverdi Emekliye ayrildiktan sonra, bir yil Üsküdar FM Radyosunun Genel Koordinatörlügünü yapmis, 2004’te Ihlas Marmara Evleri Camii Yaptirma ve Yardim Dernegi Yönetim Kurulunda yer almis. 2004-2009 arasinda halen ‘Onursal Baskani’ oldugu ‘Adaleti Savunanlar Dernegi’nin (ASDER) Genel Baskanligini yapmistir. Bu dernegin yönetici ve üyelerinin de ayni sekilde irticai faaliyetler nedeniyle ordudan uzaklastirilan kisiler oldugu belirtiliyor. Subat 2012’de Müslüman ülkelerde faaliyet yürütmek ve yabanci ülkelerdeki savasçilari egitmek, silahlandirmak üzere basinda ‘Türk BLACKWATER’i diye adlandirilan, hayli soru isaretli SADAT (Uluslararasi Savunma Danismanlik Ticaret AS.) adli sirketi kurmus. 2013 yilinda ise, Islam Ülkelerinin birligi için ASSAM (Adaleti Savunanlar Stratejik Arastirmalar Merkezi Dernegi) ve YUSDER’i (Yunus Uluslararasi Doga Sporlari Dernegi ve Deniz Sporlari Kulübü) kurmustur. Halen; SADAT A.S. ASSAM ve YUSDER Yönetim kurulu Baskanliklarini aktif olarak yürütmektedir. Ayrica Milli Gazete ve Vakit Gazetesinde yazarlik da yapmis olan Tanriverdi’nin ‘Yeni Anayasa’sina bir göz atalim.

    YENI ANAYASA’YI 2011’DE HAZIRLAMIS
    Emekli Tuggeneral Adnan Tanriverdi kendisine ait internet sitesindeki 22 sayfalik “YENI ANAYASAMIZ HAYIRLI OLSUN” baslikli bölümde hazirladigi anayasa taslaginin 30 Aralik 2011 tarihinde Onursal Baskani oldugu ASDER vasitasiyla TBMM’ne yollandigini belirtiyor.

    Tanriverdi, yeni anayasasinin baslangiç bölümünde “Giris, Neden Yeni Bir Anayasa, Darbelerin Anayasal Dayanaklari, 12 Eylül 1980 Darbesinin Yasal Dayanagi, 28 Subat 1997 Post Modern Milli MGK Darbesinin Anayasal Dayanagi, 27 Nisan 2007 Internet Bildirisinin Anayasal Dayanagi” gibi basliklarla tahlillerde bulunuyor.

    Devaminda; “Anayasal Dayanakla Tasfiye Kurulu Haline Getirilen YAS, YÖK Darbeleri ve Anayasal Dayanagi, Yargi Darbeleri ve Anayasal Dayanaklari, 03 Mayis 2007 Yargi Darbesi, 05 Haziran 2008 Yargi Darbesi, 30 Temmuz 2008 Yargi Darbesi, Darbelere Dayanak Olan Istikrarsiz Dönemler” gibi basliklarla agirlikli olarak kendisince “yargi darbeleri” olarak nitelendirdigi dönemleri inceliyor.

    Gelelim esas konuya, “Nasil Bir Anayasa” olmasi gerektigi kismina:

    a. Anayasada resmi ideoloji olmamalidir
    b. Degismez maddeler bulunmamalidir
    c. Laiklik ilkesi anayasada bulunmamalidir
    d. Resmi dil Türkçe olmali, ana dilde egitim imkâni saglanmalidir
    e. Temel insan hak ve özgürlükleri kisitlanmamalidir
    f. Idam cezasi konulmalidir
    g. Vatandasin anayasal sifati olmamalidir
    h. Baskanlik sistemi olmalidir
    i. Yönetim sekli, bölgeli üniter devlet ve idari özerklik ilkelerine göre düzenlenmelidir
    j. Milli iradenin bütün devlet kurumlari üzerinde otorite kurmasi saglanmalidir
    k.Sivil diktatörlügün yolu kapatilmalidir
    l. Siyasetin üzerinde yargi vesayeti olmamalidir
    m.YÖK kalmali, üniversitelerde bilimsel özerklik saglanmalidir
    n. Asker siyasetin üzerinde vesayet kuramamalidir
    • Milli güvenlik kurulu kaldirilmalidir
    • Genelkurmay Baskanligi MSB’ligina baglanmali ve TSK yeniden yapilandirilmalidir.
    • Türk Silahli Kuvvetlerinin vazifesi yeniden ifade edilmelidir
    • iç Güvenlik Içisleri Bakanligina, disa karsi savunma da MSB’ligina verilmelidir
    • Jandarma Genel Komutanliginin Gn. Kur. ile organik agi koparilmalidir
    • Milli Güvenlik Siyaset Belgesinden (MGSB) iç tehdit degerlendirmeleri kaldirilmalidir
    • YAS’in yapisi degistirilmeli ve bütün kararlari yargiya açikolmalidir
    • Askeri yüksek yargi kaldirilmali, askeri hâkimler üniformasiz olmalidir.

    Tanriverdi, “Temel insan hak ve özgürlükleri kisitlanmamalidir” demis ama arkasindan da “idam cezasi konulmalidir” diyerek insanin en temel hakki olan yasam hakkini kisitlamistir. Yine de kirbaçlama ve Recm (taslanarak öldürülme) cezalarini önermemis olmasina sükretmeli. TBMM Baskani Ismail Kahraman’in “Yeni anayasa dindar olmali” açiklamalarina da 29 Nisan 2016’da Yeni Akit Gazetesindeki beyanati ile destek veren Adnan Tanriverdi “istikrarin teminati olmak üzere” baskanlik sistemini destekledigini belirtiyor ve inanç özgürlügünün müdahalesiz yasanabilmesi için de laiklik ilkesinin anayasadan çikarilmasini zaruri görüyor. Bu nedenle? “TBMM Baskanimiz Sayin Ismail Kahraman’i destekliyor, yeni anayasadan laiklik ilkesi çikarilsin ve ‘Devletin dini Islâm’dir’ hükmü anayasaya dahil edilsin” diyor.

    Tanriverdi’nin yeni anayasasini okuyunca aklima ilk gelen ABD’nin “BÜYÜK ORTADOGU” ve “BÜYÜK KÜRDISTAN” projeleri oldu. “Baskanlik” ve “Eyalet” sistemini getir, Türkiye’yi eyaletlere böl, bu eyaletleri “bölgeli üniter devlet ve idari özerklik ilkelerine göre düzenle ve kestirme yoldan Türkiye’yi böl, isi bitir.

    HACI PAŞA’NIN ANAYASASI - image003 7

    Daha geçenlerde New York Times gazetesi Osmanli topraklarini dagitan Sykes Picot anlasmasinin yüzüncü yili münasebetiyle “Böyle olsa daha mi iyi olurdu?” diye alternatif bir harita yayinladi. Harita’da bizi kusa döndürmüsler. Dogu ve güneyde Ermenistan’a, Kürdistan’a ve Suriye’ye toprak vermisiz. Batida Istanbul ve binlerce sehidimizin yattigi Çanakkale’nin tamamiyla, Balikesir ve Bursa’nin büyük bir kismi ve Trakya’nin bütünü elimizden çikmis, MILLETLERARASI KOSTANTINOPOLITAN EYALET haline gelmis. Bitmedi, Izmir bölgesi de Türkiye’ye bagli, yari bagimsiz eyalet haline getirilmis.

    Haci Pasam, sizin önerdiginiz sekildekine uygun bu haritayi begendiniz mi? Türkiye’yi bölmek isteyenleri mutlu edecek fikirler sizde nasil ve neden dogdu, yoksa Büyük Kürdistan, Büyük Ortadogu gibi kanli ABD projelerinin yeni “Esbaskani” siz mi oldunuz?

    24 SENE ÖNCEKI ERBAKAN IKAZI
    Milli Görüs Lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan 1992 yilinda TBMM’deki bütçe konusmasinda Türkiye üzerinde oynanan büyük oyuna ve emperyalist güçlerin Kürt Devleti Planina dikkat çekiyor. Amerikali bir Albay’in Riyad’da bir gazeteciyle arasinda geçen diyalogu aktaran Erbakan:

    “Riyad’da bizim bir gazetecimize sunlari söylüyor. Amerikali Albay söylüyor bunlari… Eli harita üzerinde diyor ki: ‘Iste Kürt devleti burada kurulacak. Savas bitecek. Saddam çökmüs olacak’. Daha Körfez harbi bitmemis. Harpten önce söylüyor adam. ‘Saddam çökmüs olacak, bu yörede devlet kalmayacak. Devlet otoritesinden yoksun bir bosluk dogacak. Kürtler bir devlet kurarak buradaki boslugu dolduracaklar. Belki de Türkiye’den toprak isterler’. ‘Türkiye bunu kabul etmeyecegini açiklamis bulunuyor’ dendigi zaman kendisine, ‘O zaman çarpisacaksiniz’ diyor. Simdi tekrar kendisine deniyor ki; ‘Türkiye’nin düzenli ordulari, silahlari, toplari, zirhlari, tanklari, uçaklari, füzeleri var. Böyle bir büyük güce nasil karsi koyarlar? Hem gerek Iran gerek Suriye, Irak’in toprak bütünlügü için açik tavir koymus bulunuyorlar. Onlarin da bölgede bir Kürt devleti olusmasina göz yumacaklarina nasil ihtimal veriyorsunuz?’ denildigi zaman Amerikali Yarbayin söyledigi sözler sunlar: ‘Irak’in Kuzeyindeki Kürtlerinde yakinda çok silahlari olacak. Saddam’in biraktigi silahlar onlara kaliyor. Belki Türkiye’de sizinkilerden bile ileri silahlari olacak. Uçaklari, tanklari, füzeleri, zirhlilari, helikopterleri, hava limanlari ve saire’. Ne zaman söyleniyor bu sözler? Körfez harbinin basinda daha Körfez harbi yapilmamis. Muhterem milletvekilleri, aziz milletimizin evlatlari; bu okudugum vesika ne gösteriyor? ABD, dis güçler, Israil bütün bu olaylarin hepsini planli olarak yapiyor. Onlarin uzun vadeli planlari var. Batili ajanlar cirit atiyor. Onlarin bu uzun vadeli planlari var da bizim kisa, orta ve uzun vadeli milli planlarimiz nerede? Kim yapacak bunlari ve yapmasi icap edenler bir plan sahibi olmadiklari gibi sadece onlarin planlarina alet oluyor. Bak onlar, orta doguda Müslüman ülkeler arasinda is birligi olmasin, Türkiye Suriye ile, Türkiye Irak’la, Türkiye Iran ile çatissin istiyorlar ve bunu gerçeklestiriyorlar. Öyleyse bu emperyalizmin ve Siyonizm’in planini bozmamiz lazim”.

    Rahmetli Necmettin Erbakan’in o günlerde, yani 25-30 yil önce söyledigi her sey, yasadigimiz bu sikintili günlerde tek tek dogrulaniyor. Bir baska konusmasinda Suriye’ye de girilecegini ve böleceklerini belirttigi gibi…

    SADAT’a dönelim… SADAT’in genis bir danisman kadrosu var: Yeni Akit yazarlari Abdurrahman DILIPAK ve Ahmet VAROL gibi siviller hariç hemen hemen tamami eski asker. Bazilari Kuzey Irakta görev yapmis ve Arapça biliyorlarmis.

    Bu danismanlar: (E) Tuggeneral Adnan Tanriverdi, (E) Tuggeneral Mehdi Sungur, (E) Tuggeneral Korkmaz Tagma, (E) Tabip Albay Prof. Dr. Nevzat Tarhan, (E) Tabip Albay Prof. Dr. Yavuz Senol Önal, (E) Ögretmen Albay Prof. Dr. Mehmet Zelka, Prof. Dr. Mustafa Nutku, (E) Tabip Kd. Albay Turgay Göncü, (E) Tabip Kd. Albay Hüseyin Uludag, (E) Dis. Tabip Albay Kemal Mete, (E) Hâkim Albay A. Cengiz Tangören, (E) Hâkim Albay Yusuf Çaglayan, (E) Ögretmen Kd. Albay Mehmet Inkaya, (E) Ögretmen Bnb. Selahattin Arslan, Elektronik Mühendisi A. K. Melih Tanriverdi, (E) Tankçi Kurmay Kd. Alb. Fethi Kiran, (E) Piyade Kd. Albay Süleyman Türkmen, (E) Piyade Kd. Albay Mustafa Uçtu, (E) Piyade Kd. Albay Ersan Ergür, (E) Piyade Kd. Albay Yakup Baykan, (E) Piyade Kd. Albay Erol Gündüz, (E) Piyade Kd. Albay Cahit Uygur, (E) Tankçi Kd. Albay Mehmet Yavuz Ay, (E) Topçu Albay Nejat Özden, (E) Tankçi Binbasi Mustafa Bozgeyik, (E) Tankçi Kd. Basçavus Nurettin Yavuz, (E) P. Kd. Basçavus Hilmi Yüksel, (E) Ikmal Yarbay Hulusi Gülen, (E) Ikmal Yarbay Zafer Sahin, (E) Personel Kd. Basçavus Resat Fidan, (E) Teknisyen Kd. Basçavus Ömer Yenici, (E) Teknisyen Kd. Basçavus Ismail Kaplan, (E) Teknisyen Kd. Basçavus Ridvan, Çayhan, (E) Teknisyen Astsubay Dursun Öztürk, (E) Is.Tek. Basçavus Yavuz Sulumese, (E) Sat Kd. Basçavus Dr. Naci Efe, (E) Sat Kd. Basçavus Mehmet Emin Koçak, (E) Sat Kd. Basçavus Musa Menekse, (E) Sat Kd. Basçavus Hayrettin Kocaoglu, (E) Kd. Basçavus Engin Yilmaz, (E) Kd. Basçavus Mehmet Kurt, (E) Kd. Basçavus Ahmet Türkan, (E) Yük. Mühendis Kd. Albay Nuri Onay, (E) Eln. Kd. Basçavus Bülent Uzman, (E) Bilgisayar Müh. Astsubay Mesut Kaya, Hv. Yer (Kont.) Kd. Alb. Mustafa Hacimustafaogullari, (E) Pilot Kd. Albay Haluk Yildirim, (E) Pilot Kur. Yb. Hayati Atalay, (E) Kd. Bnb. Gürcan Onat, (E) Teknisyen Kd. Basçavus Osman Kaçmaz, (E) Teknisyen Kd. Basçavus Fethi Çoban, (E) Istihkâm Kd. Basçavus Cemil Turan, (E) Jandarma Kd. Alb. Çetin Zamantioglu, (E) Jandarma Kd. Alb. Irfan Çaliskan, (E) Jandarma Kd. Alb. Ibrahim Töre.

    SADAT’in resmi internet sitesinde verdigi “Egitim Hizmetleri” söyle siralaniyor: “Sabotaj, suikast, pusu, baskin, adam kaçirma, tedhis (terör), gerilla harekâti, tahrip, sokak hareketleri ve gizli etkinlikler.

    Yetkilileri tarafindan inkâr edilse de, basinda ve Internet’te SADAT’in faaliyetinin kanunsuz oldugunu, Suriyeli muhalifleri, ülkemizde yasayan Çeçen militanlari, hatta ISID mensuplarini egitip, Suriye ve Irak’a yolladigina dair çok miktarda idea var.

    Nitekim Ocak 2015’de eski Büyükelçi Milletvekili Osman Korutürk, Suriye’deki muhaliflerin egit-donat projesi çerçevesinde Türkiye’de egitilecek olmasi ile ilgili kaygilarini TBMM gündemine tasimisti.

    Korutürk, “Bilindigi gibi Suriye rejimine karsi uluslararasi planda askeri önlemler alinmasi hususunda Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi’nce alinmis herhangi bir karar mevcut degildir. Bu durumda böyle bir operasyonun uluslararasi mesruiyete sahip olmayacagi da açiktir” dedi. Korutürk Ahmet Davutoglu’na su sorulari yöneltti:

    •“Birlesmis Milletler Antlasmasi, bir üye ülkenin baska bir ülkenin toprak bütünlügüne ve siyasi bagimsizligina yönelik kuvvet kullanmasini ya da kuvvet tehdidinde bulunmasini yasaklamaktadir. Mevcut Sam yönetiminin Birlesmis Milletler tarafindan mesru hükümet olarak taninarak Birlesmis Milletler Teskilati nezdinde temsil edilmekte oldugu bir ortamda Suriye’deki silahli muhalif gruplara askeri egitim verilmesi hükümetinizce hangi uluslararasi hukuk ilkelerine dayandirilmaktadir?

    • Egit-donat projesi kapsaminda Türkiye’ye gelecek yabancilar, hangi ulusal ya da uluslararasi hukuk mevzuatina tabi olacaklardir? Bunlarin Türkiye’ye gelmesi ve ülkemizde bulundurulmasi için anayasanin 92. maddesi uyarinca TBMM’nin onayi alinacak midir?

    • Türkiye’de egitilip donatilacak yabancilarin karisabilecekleri adli olaylarda hangi hukuk uygulanacaktir? Türkiye’de egitilenlerin egitim dönemlerinin sonunda kendi ülkelerine ya da baska ülkelere gittiklerinde oralarda katilabilecekleri terör ya da baska yasadisi eylemlerden dolayi Türkiye Cumhuriyetinin sorumlu tutulmasi nasil önlenecektir?

    • Türkiye’nin “egit-donat” projesine bagli gelismeler sonucunda uluslararasi hukuk çerçevesinde davalara, hatta yaptirimlara muhatap olma riski hesaplanmakta midir?

    • Egit-donat projesi çerçevesinde ülkeye girecek gruplarin içinde ISID, El Kaide, El Nusra ya da diger terör grubu mensuplarinin olup olmadigi nasil saptanacaktir? Yoksa bu gruplara mensubiyet arastirilmayacak midir? Bu tür kisilerin Türkiye’de kalip terör eylemlerine ve yasadisi faaliyetlere girismeleri, devlet güçlerine, kurumlarina ya da sivillere yönelik silahli eylemlerde bulunmalari nasil önlenecektir?

    • Egit-donat projesi kapsamindaki askeri egitimler Türk Silahli Kuvvetleri’nce mi verilecektir? Öyle ise söz konusu projede görev alacak olan Türk Silahli Kuvvetleri personelinin, bu tip hukuki mesruiyeti tanimlanmamis silahli örgütlere egitim vermesi hangi yasal mevzuata dayandirilacaktir?

    Korutürk tatmin edici bir cevap aldi mi, aldi ise ne dediler bilmiyoruz. Ancak Korutürk 18.03.2015’de yaptigi bir açiklamada, ABD’nin “egit-donat” projesini, AKP iktidarinin yanlis anladigini söyledi. “ABD’liler, bu projeyi ISID’e karsi gerçeklestirdiklerini anlatiyorlar. Hükümet ise ’egit-donat’ projesini Suriye’ye karsi anlatiyor” Ayni dalga boyutunda degiller” diye konustu.

    Karisik bir dönem yasiyoruz. Içimizde binlerce hain varken gizli isler yapmaya, boyumuzu asan, projeler gelistirmeye çalisiyoruz. Tam ellerimizi ovusturacakken bir de bakiyoruz basimiza çuvali geçirmisler.

    Oslo görüsmeleri gibi, Disislerinde, zamanin Disisleri Bakani Ahmet Davutoglu, Disisleri Müstesari Feridun Sinirlioglu, Genelkurmay 2. Baskani Orgeneral Yasar Güler ve MIT Müstesari Hakan Fidan arasindaki konusmalarin ortalara dökülmesi tam bir meydan okuma. Birileri “Senin her adimindan haberim var, Aklini basina topla” mesaji veriyor.

    Evet, Haci Pasam. “En kisa zamanda Sam’a gidecek, Insallah Selahaddin Eyyubi’nin kabri basinda Fatiha okuyacak, Emevi Camisi’nde namazimizi da kilacagiz. Bilali Habesi’nin, Ibni Arabi’nin Türbesinde, Süleymaniye Külliyesi’nde, Hicaz Demiryolu Istasyonu’nda kardesligimiz için özgürce dua edecegiz” gibi iddiali söylemlerle cosmusken, arkaya dönüp bir de bakarsiniz ki vatan topraklari elden gitmis…

    Iste o zaman heyecanla alkislayanlar, ölünüze bile lanet okurlar…

  • TERÖR DOSYASI : TERÖR VE GÜVENLİ LİMANLAR TEORİSİ ÜZERİNDEN BİR İSTİHBARAT ANALİZİ

    TERÖR DOSYASI : TERÖR VE GÜVENLİ LİMANLAR TEORİSİ ÜZERİNDEN BİR İSTİHBARAT ANALİZİ

    1) Farklı taşeron terör örgütlere belli bir strateji doğrultusunda benzer eylemler yaptırılan asimetrik bir saldırı dalgası altındayız. Değişik isimler altındaki örgütlere farklı zamanlarda zincirleme eylemler yaptırılmasının sebebi “karşınızda çok fazla düşman var ve size kimin, ne zaman saldıracağını asla bilemezsiniz” mesajının verilmesi içindir. Klasik taktiktir. Elinizde küçük bir kuvvet varsa onu aynı yerden aynı zamanda saldırıya geçirmez, ufak birliklere bölüp farklı yerlerden hücum ederseniz. Böylece karşınızdakiler sizi olduğunuzdan daha büyük bir kuvvetmiş gibi algılar. - image002 13

    TERÖR VE GÜVENLİ LİMANLAR

    İzmir’de patlamasının sesi kulaklarıma kadar gelen terör saldırısıyla alakalı düşüncelerim şunlardır.

    1) Farklı taşeron terör örgütlere belli bir strateji doğrultusunda benzer eylemler yaptırılan asimetrik bir saldırı dalgası altındayız. Değişik isimler altındaki örgütlere farklı zamanlarda zincirleme eylemler yaptırılmasının sebebi “karşınızda çok fazla düşman var ve size kimin, ne zaman saldıracağını asla bilemezsiniz” mesajının verilmesi içindir. Klasik taktiktir. Elinizde küçük bir kuvvet varsa onu aynı yerden aynı zamanda saldırıya geçirmez, ufak birliklere bölüp farklı yerlerden hücum ederseniz. Böylece karşınızdakiler sizi olduğunuzdan daha büyük bir kuvvetmiş gibi algılar.

    2) Bir ülkenin sadece belli büyük şehirlerine yapılan terör saldırıları diğer şehirlerde sahte bir güven havası oluşturabilir. Saldırı planlayan odaklar bu sebeple saldırıları ülkede normalde saldırı beklenmeyen ve ciddi terör eylemlerine maruz kalmamış şehirlere ve hedeflere yönlendirebilirler. Böylece korku ve dehşet dalgasının ülkenin her yerinde hissedilmesi hedeflenir

    3) Hedefler seçilirken özellikle belli görüş, mezhep veya etnik kökenle öne çıkmış şehirler bu öne çıkan kimliklerin tam tersi imaja sahip gözüken örgütlere vurdurulabilir. Mesela sağ kimliği ağır basan bir şehir sol görünümlü örgüte ya da tam tersi şeklinde. Böylece insanlarda yaratılacak dehşet ve korku sonucu oluşacak öfkenin terörü düzenleyen odaklara değil birbirlerine yöneltilmesi amaçlanacaktır.

    4) Ülkede tarihi ve sembolik değeri olan ibadethane, anıt veya tarihi yapıların bu tip saldırı dalgaları altında çok iyi korunması lazımdır. Çünkü milyonlarca insanın sembolik değer verdiği binalara yapılacak saldırılar psikolojik olarak çarpan etkisi yaratır ve moral bozma etkisi yüksek düzeyde olur.

    5) Tüm bu saldırı dalgalarının nihai amacı ülke insanlarında belirsizlik, güvensizlik ve devletin can güvenliklerini koruyamadığı hissini yaratmaktır ve bunu ekonomik kriz algısıyla beslemektir.
    Bu duygulara kapılan insanlar zaten günlük yaşamlarının sıkıntıları üstüne bir de güvensizlik hissine kapılırlarsa normalde streslerini atmak için gittikleri sosyal faaliyetlere de korkudan gidememeye başlayacaklar ve bu sıkışmış durum üzerlerindeki baskıyı arttıracaktır.

    Toparlarsam tüm saldırıların ana hedefinin insanları psikolojik tahammül sınırlarının en üst seviyesine kadar zorlamak ve sonrasında onlara sığınabilecekleri “güvenli bir liman” teklif ederek, kendi amaçları doğrultusunda yönlendirmek olduğunu düşünüyorum.

    Sevgilerimle
    Aydın Serdar Kuru
    www.serdarkuru.com

  • TERÖRLE MÜCADELE DOSYASI /// ERKUT ERSOY : 10 MADDEDE TERÖR & İSTİHBARAT ANALİZİ VE TERÖRLE MÜCA DELE

    TERÖRLE MÜCADELE DOSYASI /// ERKUT ERSOY : 10 MADDEDE TERÖR & İSTİHBARAT ANALİZİ VE TERÖRLE MÜCA DELE

    1) Her terör saldırısı ve suikastta olayın kendisinden çok olayın hemen arkasından gelen bilgi çarpıtma saldırısı önemlidir çünkü terör saldırılarının esas hedefi saldırı sonrası oluşan korku ve öfke gibi duyguları kendi amaçları doğrultusunda yönlendirmektir. Saldırıyı planlayan odak aynen saldırının kendisini ince ince planladığı gibi saldırı sonrasındaki güdümleme operasyonunu da aynı şekilde planlar. Saldırı öncesi ve sonrası toplumun kafasını karıştıracak ve onları daha gerecek birçok sembolik bilgi sosyal medya kanalları üzerinden servis edilir. - image002 11

    1) Her terör saldırısı ve suikastta olayın kendisinden çok olayın hemen arkasından gelen bilgi çarpıtma saldırısı önemlidir çünkü terör saldırılarının esas hedefi saldırı sonrası oluşan korku ve öfke gibi duyguları kendi amaçları doğrultusunda yönlendirmektir. Saldırıyı planlayan odak aynen saldırının kendisini ince ince planladığı gibi saldırı sonrasındaki güdümleme operasyonunu da aynı şekilde planlar. Saldırı öncesi ve sonrası toplumun kafasını karıştıracak ve onları daha gerecek birçok sembolik bilgi sosyal medya kanalları üzerinden servis edilir.

    2) Organize terör saldırıları operatif ekiplerin işidir. Yani ortada tek başına insanlara kurşun yağdıran deliler yoktur. Hedefi belirleyen, hedefin içinde-dışında istihbarat yapan, gerekirse her santimetrekareyi videoya çeken, hedefin korunma önlemlerini analiz eden, hedefe giriş-çıkış yollarını planlayan, tetikçiyi hedefe yönlendiren, eğer kaçacaksa kaçmasını planlayan, saldırı öncesi sosyal medya yoluyla belli duyguların tohumunu atan ve saldırı sonrası gene aynı kanallarla müthiş bir dezinformasyon yapan hep farklı ekiplerdir. Bu tip global terör örgütlerinin ardında mutlaka kendilerinden daha global bir veya iki istihbarat örgütü bulunur.Terör örgütleri hiçbir zaman birkaç kişinin bir araya gelip oluşturdukları basit radikal çeteler değildir.

    3) Saldırılar fiziksel olmaktan çok psikolojiktir ve hedefleri de o ülkedeki inanç, dünya görüşü ve düşünce tarzındaki farklı grupların aralarındaki hassas psikolojik hatlardır. Önce bu alanlardaki tartışmalar ısıtılır daha sonrasında da saldırı gerçekleşir. Saldırının hemen arkasından saldırıya uğrayan kesimin öfkesinin istenilen hedefe çevrilmesi amaçlanır hatta bu öfke yeterli değilse birkaç kışkırtıcı yorum daha ortama sürülür. Bu şekilde hem genel öfke düzeyi artar hem de insan grupları birbirlerine kinlendirilerek sonraki operasyonların alt yapısı hazırlanır.

    4) Bir ülkede yönetimin gerek seçimle gerekse de darbelerle değiştirilmesinin ön şartı ülke insanlarının “ülke yönetilemiyor” algısını kabullenmesidir. Bir ülkeye saldıran güçlerin ilk hedefi gerek terör saldırıları gerekse de ekonomik dengesizleştirme operasyonlarıyla o ülkenin insanlarına “ülkenizi yönetemiyorlar” algısını kabul ettirmek ve yönetim değişikliğine sempati duymalarını sağlamaktır.

    5) Farklı insan gruplarının dünya görüşleri, ideolojileri ve inanç sistemleri doğal olarak farklıdır. İdeal olan bu insan gruplarının tek bir ana şemsiye altında birbirlerinin hayatlarına karışmadan yaşayabilmeleridir. Bir devlet sistemi veya rejimin ömrünü belirleyende esas olarak budur. Bir ülkedeki rejimi yok etmek isteyen odağın ilk inceleyeceği konu, insanların arasındaki hoşgörü ve tahammülü nasıl ortadan kaldıracağı konusudur. Sırf bu sebeple o ülkenin içine sızdırılmış “radikal” görüş temsilcileri yıllar boyunca sabırlı propagandalarla o ülkedeki insan gruplarını birbirine düşmanlaştırılma konusunda görev almış olabilirler.

    6) Terör saldırılarının esas silahı bomba ve tüfekler değil psikolojik araçlardır. Örgütlerin insanları propagandayla kendine çekip onları militan olarak devşirmesi, militanın zaman içinde robotlaştırılıp bir ölüm makinesine dönüştürülmesi ve terör eylemlerinin uygulanıp sonrasındaki düşmanlaştırma safhalarının yerine getirilmesi hep psikolojik araçlar kullanılarak yapılır. Bu sebeple terörle mücadele eden askeri ve polisiye kuvvetlerin içinde mutlaka Sosyal Psikoloji ve Algı Yönetiminden çok iyi anlayan gerçek uzmanların bulunması bir lüks değil şarttır.

    7) Hedef ülkeye önemli miktarda yabancı göçmen girişi olmuşsa bu tür eylemlerle ülke halkının göçmenlere olan tepkisi arttırılarak başka çatışma alanlarının üretilmesi olasılık dahilindedir.

    8) Her “başarılı” terör eyleminde “içerden yardım” ihtimali vardır. Bu konuda özellikle başka terör örgütlerinin o ülkenin güvenlik birimleri içerisine sızdırmış olabileceği “uyuyan ”unsurlarının eylemi yapan terör örgütüne yardımcı olabileceği konusu iyi analiz edilmelidir.

    9) Ağır saldırı altındaki ülkelerde özellikle iç güvenliği sağlayan polis kuvvetlerinin zamanla yıpranması ve görevlerini yapamaz hale gelmesi mümkündür. Bu sebeple saldırı tehdidi altındaki mekanların korumasını üstlenmiş özel güvenlik birimlerinin eğitim ve kalitelerinin arttırılması polisin üzerindeki yükün alınması konusunda büyük önem taşımaktadır.

    10) Saldırının hedeflediği insanların kimlikleri de ayrıca incelenmelidir. Bu insanların gelir durumları, ülke içindeki etkinlikleri, belli bir ortak cemaate veya siyasi görüşe mensup olup olmadıkları konusuna dikkat edilmelidir. Her terör eyleminde eylemin amacının bazen katliam görüntüsü altında tek kişiye suikast olabilme ihtimali de vardır. Özellikle hayatını kaybedenlerin kimlikleri ve bağlantıları çok detaylıca incelenmelidir. Hele kurbanlar dış ülkelerden gelmiş ve oranın etkili ailelerine mensuplarsa bu tür bağlantılara çok daha fazla dikkat edilmelidir.

    Erkut Ersoy

    İstihbarat Uzmanı