Etiket: 16 Kasım 2013

  • DİYARBAKIR GÖSTERİSİ, BAYRAM DEĞİL HÜSRANDIR!

    DİYARBAKIR GÖSTERİSİ, BAYRAM DEĞİL HÜSRANDIR!

    Ahmet Avcı

    Terör tanımı

    Madde 1– (Değişik birinci fıkra: 15/7/2003-4928/20 md.) Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.

    image001Yukarıdaki yasa maddesi; TERÖR SUÇUNU TANIMLAMIŞTIR…

    Terörle ve teröristle Müzakereyi değil mücadeleyi ön görmüştür…

    Hukuk devletlerinde hiç kimsenin suç işleme ayrıcalığı yoktur…

    Kanunsuz emri uygulamak ta suçtur…

    Kanunların görevlilere verdiği görevi yerine getirmemek te suçtur…

    Diyarbakır gösterileri de Bölücü terör örgütüyle; açılım adı altında yürütülen MÜZAKERELER DE; Türk Hukuk sistemine göre suçtur…

    Sevr ve Lozan Antlaşmalarından, Misakı Milli sınırlarının korunmasından vaz geçtik, Terörle mücadele yasası açıkça ihlal edilmiştir ve edilmektedir…

    PKK TERÖR ÖRGÜTÜNE AÇIKÇA YARDIM VE YATAKLIK YAPILMAKTADIR…

    Ve bu yasalarımıza göre açık bir suçtur…

    ÜLKE BÖLÜNÜYOR, MİLLET PARÇALANIYOR… İDARE DE, GÜVENLİK GÜÇLERİ DE, BASIN DA SUÇ İŞLEMEKTEDİR, GEREĞİNİ YAPMAYAN YARGI DA…

     

    Başbakan Erdoğan Bismil’deki törende, “Diyarbakır Kutup yıldızıdır” dedi. Aslında Erdoğan Diyarbakır’ı BOP’un yıldızı yapma görevini 16 Şubat 2004 tarihinde ilan etmişti. Başbakan BOP strajisine uygun olarak 2005’te Diyarbakır Açılımı’nı, 2009’da Kürt Açılımı’nı, 2013’te de Öcalan Açılımı’nı başlattı.

    Erdoğan konuşmasının başında “Sizi sizin şahsınızda Kuzey Irak KürdistanBölgesi’ndeki kardeşlerimizi muhabbetle selamlıyorum” dedikten sonra

    şarkıcı Ahmet Kaya’yı andı. Erdoğan “Ah diyorum, ah, o da burada olaydı. Ahmet Kaya’yı vefatının 13. senei devriyesinde rahmetle anıyorum. Biz yeni Türkiye’yi inşa ediyoruz.  Dağdakilerin indiğini, cezaevlerinin boşaldığını, 76 milyonun kucaklaştığını göreceğiz” diyerek genel af sinyalini de vermiş oldu.

     

    Muammer Güler, Erdoğan’ın kamuoyunda tartışma yaratan cezaevleri boşalacak’ sözü için şu değerlendirmeyi yaptı: Şu anda olacak bir iş değil. Başbakan orada özlemini dile getirdi. Bölgedeki gerilimin sıfıra inmesi lazım. Burada neredeyse her ailenin ya dağda bir bireyi var ya da cezaevinde tutuklu bir yakını var.

     

    Barzani, Ortadağu’da yaşayan insanların artık birlikte yaşama zamanının geldiğini vurgulayarak, şöyle dedi: “Yeni bir tarih oluşturma zamanı gelmiştir. Artık birbirini kabul ederek kardeşçe yaşama zamanıdır. Birlikte yaşamakla halklarımızı mutlu günlere götürebiliriz. Savaşlar denendi. Kimse savaştan bir hayır görmedi. Bir Türk gencinin kanının bir Kürt gencinin eli ile ya da bir Kürt gencinin kanının bir Türk gencinin eliyle dökülme günü bitmiştir. Barış için verilecek savaş, zor bir savaştır. İnanın cesur bir insan olmazsa barış için savaş veremez. Barış yolu ne kadar uzun ise bir saat savaşmaktan daha iyidir. Süreç istediğim gibi giderse Öcalan dahil genel af gelebilir. Yaşasın Kürt ve Türklerin kardeşliği, yaşasın barış, yaşasın özgürlük”

     

    Mehmet Öcalan, “Diyarbakır’daki buluşmaya ne isim koyarsak koyalım, Başbakan, hükümet yetkilileri oraya gitti. Bu süreçle ilgili bazı iyi şeyler söyledi. Süreci götüren mimar, evet devlet ve hükümettir. İkincisi ise serok (Başkan) Öcalan’dır. Bu kadar katkı koyan serok Öcalan’dır. Aralarında sözleşme yapmış gibi hiç birisi söylememiştir. Öcalan’ın katkısını söyleselerdi çok daha iyi olacaktı” yorumunu yaptı.

     

    Sarıgül’ün PKK ve cemaat aşkı

    CHP’den İstanbul Belediye Başkanlığına adaylığını açıklayan Mustafa Sarıgül, “Arslanlı yolda yürüyenler“i değil, PKK ve cemaati tercih etti.

    Sarıgül, cemaat dershaneleri ve okullarına sahip çıkarak, Gülen cemaatinin yurtdışındaki okulları hararetle savundu. Cemaat dershanelerinde fakir öğrencilere ücretsiz ders verildiğini ileri süren Şişli Belediye Başkanı Sarıgül, cemaatin çalışmalarına karşı olmadığını da belirtti.
    Mustafa Sarıgül’den PKK’ya da destek geldi. Sarıgül, Nusaybin sınırına kurulmakta olan ve PKK’nın sert tepki gösterdiği duvarı eleştirdi.

     

    HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin aday adayıyım. Sarıgül; Rabbim, Bismillah ve Atatürk kelimelerini kullanmadan 1dakika benimle tartışabilsin, adaylıktan çekilirim. Sosyal demokrasiye çalışıp gelsin, tarihini öğrensinİlkelerimize uyan herkesle ittifak yapabiliriz” dedi. Mesud Barzani ve Şivan Perver’in Diyarbakır ziyaretine de değinen Önder, ”Gelişleri kıymetli ve anlamlıdır. Ancak siz bunca yıl mücadele eden ve ölen canlar sayesinde oraya geliyorsunuz. Orada bunlar da söylenmeliydi” diye konuştu.

     

    Bu arada, Ergenekon Davası’nda 34 yıl 8 ay hapis cezası alan CHP Milletvekili Mustafa Balbay, genel af çağrısı yaptı. “İç barış AKP’nin de hayrınadır” diyen Balbay, insanların da hükümetin de affedeceği bir yöntem bulunmasını isteyerek

    İç barışın yolu evet bir ‘af‘tır. Ama hiç kimseyi ayırmadan. İnsanların hükümeti de affedebileceği bir yöntem ile bu yapılmalı” dedi..

    (Geldik mi zurnanın zart dediği yere: 5-6 sene önce yazmştık: “Ergenekon, Balyoz vs. gibi düzmece davalar, sonuçta genel af ile apo’yu serbest bırakabilmek için hazırlanan senaryonun bir parçasıdır” diye, işte buyrun. Ben eminimki, hüküm giydirilmiş harp esiri vatanseverlerin hiçbiri böyle bir affı kabullenemez; zaten sadece suçlular af edilir, sahte delillerle haksız yere suçlananlar değil.)

  • “O kelimeyi tartıştık”

    “O kelimeyi tartıştık”

    “O konuşmayı çok tartıştık. Kürdistan kelimesini kullanıp kullanmamayı çok tartıştık. O kelime bugün kullanıldı.” Diyor Beşir Atalay

    Suç işleyerek yol aldıklarını kendileri de biliyorlar. Halkın istemediği bir şeyi yaptıklarını bile bile yapıyorlar.

    Adamlar tartışa tartışa, neyi nereye kadar hazmedeceğimizi, yani ne kadar suçu bugün işleyelim, geriye kalanını, ne zamana bırakalımın hesabını yapıyorlar.

    Barzani’nin Diyarbakır çıkarması, Türkiye’nin bölünmesindeki kilometre taşlarından bir tanesidir.

    Hala bu iktidardakilerin, Türkiye’yi bölüyor olduklarına inanmayanlar için bu çıkarma şamar niteliğindedir.

    Bu çıkarmayı bir ekonomik işbirliği, ekonomik bütünleşme gibi görmek, Irak’ın kuzeyini Türkiye’ye katarız hayalleri ile yaşamak, bölünmeyi geri dönülmez aşamaya getirecektir.

    Türkiye iktidar mevzilerinden sıkılan ateş hattının içindedir. Büyük bir çıkmazın içindedir.

    Buradan çıkış ancak bir devrimle mümkündür.

    Çıkmaz da buradadır.

    Bölünme olmadığını düşünenler elbette devrim yapamazlar.

    Ama şu da tarihi bir gerçektir. Çözümler, kör çıkmazlarda, duvara dayanıldığı zaman çıkar.

    Amerika vermiş olabilir ama Türk halkı, AKP’ye yetkiyi, vatanı bölsün diye vermemiştir.

    Eğer demokrasi var diyorsanız, demokrasilerde vatanı parçalama hakkı yoktur.

    Barzani AKP işbirliğini Amerika alkışlamaktadır.

    Aslında Amerika’nın alkışladığı, Türkiye’nin bölünmesidir.

    İsrail’in güvenliği için adım adım Kürdistan’ın kuruluşudur.

    Türk halkı, Türküyle, Kürdiyle bir karar noktasındadır.

    Ya AKP ile devam edecek, bölünmeyi yaşayacak, kaos-u yaşayacak, ya da AKP’den kurtulmak için Atatürk’te birleşecek.

    Vatanı uçurumun kenarlarından kurtardıktan sonra, her kes kendi inancında yoluna devam edebilir.

    Geliyorum diyen bölünme Barzani çıkarması ile bu kadar aşikâr olmuşken, kimsenin dar örgüt çıkarlarıyla tatmin olmasını bekleyemeyiz.

    Yaklaşan seçimler, artık bir seçim olmaktan çıkmıştır.

    Bölünmenin oylanmasına dönüşmüştür.

    Ya kendi oylarımızla bölünmeye oy vereceğiz, ya da aklımızın başımıza toplayıp, bir defaya özgü vatan için oy kullanacağız.

    Diyeceksiniz ki, bu iş oylara ve bu meclise kaldıysa, ABD, AKP, PKK bu işi götürür.

    Hayır.

    Her secim, aynı zamanda, bir mücadele alanıdır.

    Halkımızın yapabileceği daha çok şey vardır.

    Birincisi; Barzani’nin gelmesi ile ortaya çıkan bu şamata havasından çıkmaktır.

    İkincisi ise; birey olarak herkes yakın çevresine gelmekte olan felaketi anlatmalıdır.

    Keyfimizden şimdi fedakarlık yapmaz isek, ileride daha büyük bedeller ödemeye hazır olmalıyız.

    Barzani’nin Diyarbakır çıkarmasının tarihi 2004 yılında, RTE’nin, Kanal D’de, Teke Tek programında,“Hani şu Amerika’nın da düşündüğü Büyük Ortadoğu Projesi var ya, orada Diyarbakır bir merkez olabilir, bir yıldız olabilir” açıklamasının bir uygulamasıdır.

  • Aşiret reisliğinden VIP’e!

    Aşiret reisliğinden VIP’e!

    İşte Barzani’nin Türkiye ziyareti şifreleri

    image004Devlet’in uzun yıllar “bir aşiret reisi” olarak kabul ettiği Barzani’nin şimdi Diyarbakır’a gelmesi çözüm süreci, seçimler, Suriye gibi birçok başlıkta beklentiye neden oldu.
    Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, KYB lideri Celal Talabani ile birlikte uzun yıllar boyunca resmi devlet anlayışında “bir aşiret lideri” olarak kabul edildi ve muhatap kabul edilmedi. İlk olarak 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın çabalarıyla resmi, fakat alt düzeyde kabul edilmeye başlayan Barzani ve Talabani bu yolla geliştirilen ilişkiler sonunda 1990’lı yıllarda PKK’yla silahlı çatışmaya dahi girdi. 2. Körfez Savaşı’ndan sonra Kürt bölgesinin Irak’ın federal bir bileşeni olması ve Talabani’nin de Cumhurbaşkanı olmasından sonra üst düzeyde kabul görmeye başladı.
    Barzani’nin hem Türkiye’yle hem PKK’yla ilişkileri gelgitli bir süreç izledi. Başbakan Erdoğan da 2007’de “kabile reisi” ifadesini kullanarak Barzani’yle değil ama Irak cumhurbaşkanı olduğu için Talabani ile görüşebileceğini söylemişti. Ancak Suriye başta olmak üzere bölgesel dengeleri etkileyen olaylar ve Türkiye’nın Irak’taki merkezi hükümetle ilişkilerindeki gerginlikler Barzani ve bölgesel yönetimle ilişkileri sıkılaştırdı.
    İşte böyle bir dönemde gerçekleşen tarihi buluşmanın taraflar açısından anlamı şöyle:
    1- Ziyaret nasıl planlandı?
    Barzani’nin iki ay önce Ankara’ya mesaj göndererek bir toplu düğün daveti aldığını ve Diyarbakır’a gelmek istediğini bildirdiği ifade edildi. Barzani’nin “hükümetten birilerinin gelmesi de iyi olur” mesajını değerlendiren hükümet, sürpriz bir şekilde bu öneriyi kabul ettiğini Erbil’e bildirdi.
    2- BDP ziyarete neden tepki gösteriyor?
    Muhalefet ve özellikle BDP ise bu etkinliğin “AKP’nin seçim dönemi kampanyasının bir parçası” olduğunu belirterek eleştiriyor. BDP Diyarbakır İl Örgütü bu amaçla bugün etkinliği protesto için bir basın açıklaması bile yapacak. BDP, Barzani’nin daha önce Nevruz kutlamalarına yapılan davetlere gelmemesine rağmen, hükümetin bir etkinliğine gelmesine ise bölgesel ittifak olarak Türk hükümetini seçtiği eleştirisini yöneltiyor.
    3 -Ziyaretin çözüm süreci ile bir ilgisi var mı?
    Hükümet çözüm sürecinde Kürtler arasında iki önemli figür olan Barzani ve Şivan Perwer’in Diyarbakır’da katılacağı bir etkinliğin simgesel mesajları olacağını ve bölge halkının sürece olan desteğini artıracağını düşünüyor. Selahattin Demirtaş ise Başbakan’ın Diyarbakır’da vereceği mesajların çözüm sürecini ilerletecek tarzda olmasını temenni ettiklerini belirterek etkinliğin “sürece katkı” boyutunu esas alan görüşü ifade etmiş oldu. Bu görüşe Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan da “Başbakan’dan tarihi mesajlar bekliyoruz” diyerek beklentiyi ifade etmiş oldu.
    4- Leyla Zana’nın Barzani çıkışı ne anlam ifade ediyor?
    Leyla Zana’nın Barzani’nin gelişini önemli bulduğuna ilişkin açıklaması BDP tabanında da bu etkinliğe sempati duyanların sayısının az olmadığının bir işareti. Barzani ve Perwer gibi Kürtler arasında çok önemli iki ismin Diyarbakır’a resmi konuk olarak gelmesinin Kürtler açısından bir kazanım olduğunu düşünenlerin sayısı hiç de az değil.
    5- Ziyaretin Rojava’daki gelişmelerle ilgisi var mı?
    BDP’de, Barzani ile hükümetin yakınlaşmasının arkasında Suriye’deki Kürt bölgesinde (Rojava) PYD’nin geçici yönetim ilan etme hazırlığını engelleme amacı olduğu görüşü hakim. Barzani’nin Diyarbakır ziyaretinden hemen önce PYD’yi Şam yönetimine destek olmakla suçlaması da bu kanıyı güçlendirmiş durumda. Ziyaretin “Rojava” konusunda yeni işbirliklerinin önünü açacağı değerlendirmesine yol açıyor.

     

    Barzani İsrail için mi çalışıyor?

    Ruhat Mengi

    Türkiye’de artık öyle çelişkilere, öyle inanılmaz olaylara şahit olunuyor ki şaşırma duygusu bile yitirildi.. Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani PKK’yı hep destekledi, Türkiye’yi kaç kez tehdit etti, bizim Hükümet’in üyeleri sırayla ona hakaretler yağdırdılar ve bugün aynı Barzani krallar gibi karşılanıyor, onun Türkiye’ye gelmesi Hükümet için bir başarıymış gibi sunuluyor.
    Barzani’nin tartışılmasını istemiyoruz” diyen yazarlar var. Neden tartışılmayacakmış, çok özel, çok makbul biri midir?
    Suriye’de PKK’nın uzantısı olan PYD’nin Kuzey Irak’taki gibi “özerk bir Kürt bölgesi” kuracağı ve bunu Barzani ’nin desteklediği biliniyor ki zaten PYD’yi Kuzey Irak’tan militan göndererek güçlendiren de kendisi.. PYD şimdi “özerklik ilanına” hazırlanıyormuş.
    Sahnede oyunlar!
    Bu arada “PKK ile PYD” arasında sürtüşme olduğu, Barzani ile PYD arasında güç çekişmesi olduğu gibi haberler çıkıyor, Barzani PYD’ye kızıyor “muş gibi” yapıyor vs. vs.. Ama sonuçta hepsinin “çıkarları ve hedefleri ortak” olduğuna göre bu tür haberlere ancak saflar inanır. Zamanı gelince bir bakıyorsunuz anlaşıvermişler.. Burada da Irak ve Suriye’deki özerk bölgeler birleşmiş, sıra gelmiş Türkiye ile İran’a.. ABD destekliyor, AB yıllardır Diyarbakır’a ayrı bir devlet gibi ziyaretler yapıyor, kime anlatacaksınız derdinizi?
    ABD istiyor çünkü..
    Gözden kaçırdığımız veya unuttuğumuz önemli bir nokta var. ABD; Irak-Suriye-Türkiye ve İran topraklarında bir Kürt devleti kurulmasını aslında “İsrail’in güvenliği” açısından destekliyor, uzun yıllardır PKK’ya gizli gizli destek vermesinin, “Türkiye’ye istihbarat vereceğiz” derken onlara silah vermesinin, ikili oyununu sürdürmesinin nedeni de buydu. Öte yanda Barzani ’nin ailesinde Yahudi Kürtler’in olduğu, aslında PKK’nın içinde de çok sayıda olduğu söyleniyor.
    Peki eğer gerçekten Barzani “İsrail için ABD ile birlikte” plan yapıyorsa, Suriye’de özerklik ilan edecek olan PYD böylece “Türkiye’nin geleceği” için de “özerk bölge” tehlikesi yaratıyorsa, PYD’nin özerklik ilan etmesi de Barzani’nin isteği ise.. Bizim ona “şeref konuğu” itibarı vermemiz ne anlama geliyor dersiniz?
    Bir hatırlatma daha.. Suriye’de PYD “Esad’ın yanında” savaşıyor, biz “Esad’ın karşısında” olan terör örgütlerine bile destek verdik.. Esad bu politikamız nedeniyle PYD’ye Kuzey illerini bırakıp çekildi ve böylece tüm Güney ve Güneydoğu sınırımız PKK-PYD oldu.. Yani bir yanda “Esad’la olanların” yanındayız, diğer yanda “karşısında olanların”.. Hepsini birleştirin, çıkan bulmacayı çözmeyi size bırakıyorum!

  • Mesud Barzani ve Şivan Perver, Habur’dan giriş yaptı

    Mesud Barzani ve Şivan Perver, Habur’dan giriş yaptı

    image002 (1)Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile ünlü Kürt sanatçı ŞivanPerver, Habur Sınır Kapısı’ndanTürkiye’ye giriş yaptı. Barzani ile Perver, kendilerini karşılayanlarla sohbet ettikten sonra Diyarbakır’a doğru hareket etti.

    Barzani’yi, Şırnak Vali Vekili Mustafa Akgül, Ak Parti Şırnak Milletvekili M.Emin Dindar, Ak Parti İl Başkanı Mehmet Demir ve çok sayıda kurummüdürleri karşıladı.

    Barzani’yi karşılamada konuşan Ak Parti İl Başkanı Mehmet Demir, ziyaretin Kürt ve Türk halkı arasında sevgi barış ve kardeşliğin daha da güçlenmesine vesile olacağını belirtti. Demir, “Sayın Başkanım hoş geldiniz, şeref verdiniz bizlere. Öyle ümit ediyor ve inanıyoruz ki bu ziyaretiniz Kürt ve Türk halkı arasında sevgi barış ve kardeşliğin daha da güçlenmesine vesile olacaktır. Zat-ı alinizin biz Kürtler için çok büyük değer ifade ettiğini özellikle belirtmek istiyorum. Sizin şahsınıza dair bu milletin yüreğindeki umudun hiçbir zaman sönmemesini diliyor tekrar hoş geldiniz, şeref verdiniz, baş göz üstüne geldiniz.” dedi.

    Barzani ve Perver, karşılamanın ardından daha sonra karayoluyla Diyarbakır’a doğru hareket etti.