İÇİNDEKİLER:
-ALMANYA FEDERAL SUÇ DAİRESİ BAŞKANI ZİERCKE’DEN TERÖR UYARISI
-TÜRK VE ALMAN EDEBİYATÇILAR BERLİN’DE BULUŞTU
-ALMANYA
-ÖNEL YAYIN EVİ İSLAMİYET HAKKINDA ALMANCA DİN DERSİ KİTABI HAZIRLADI
–TÜRK’ÜN VİZE ZAFERİ
–İNGİLTERE’DE YENİ GÖÇMEN İŞÇİ POLİTİKASI
–İSVEÇ’TE YENİ CAMİ İÇİN KOLLAR SIVANDI
–POPKOMM’DA TÜRKLER DE OLACAK
–RAMAZAN SULTANI VE PAŞASI
–DİSİPLİNLİ OLMAYI OKULDA ÖĞRENDİM
–KONGRE’DE TÜRKİYE’Yİ SORAN YOK
–TÜRKİYE’DE AB VE ABD ‘SEVGİSİ’ BİR YILDA ARTTI
***
-ALMANYA FEDERAL SUÇ DAİRESİ BAŞKANI ZİERCKE’DEN TERÖR UYARISI
BERLİN (A.A) – 10.09.2008 – Almanya Federal Suç Dairesi Başkanı Jörg Ziercke’nin, Almanya’da terör saldırısı yapılabileceği yönünde uyarıda bulunduğu bildirildi.
Bild gazetesinin haberinde, Ziercke’nin, Alman Meclisi İçişleri Komisyonu’na gönderdiği bir raporda, El Kaide ve diğer terör örgütlerinin Almanya’da saldırılar düzenleme kararı almaları nedeniyle uyarıda bulunduğu belirtildi.
Raporda, uluslararası terörizmin güncel boyutuyla Alman devleti ve halkı için çok büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade eden Ziercke, bugüne kadar planlanan saldırıların ortaya çıkartılmasından ve başarısızlığa uğratılmasından dolayı Almanya’da tehdidin azalmasının beklenemeyeceğini kaydetti.
Ziercke, Almanya’nın aşırı dinci terörün hedefinde olduğunu, El Kaide’nin, terörü Almanya’ya taşıma isteğinin kısa zamanda değişmeyeceğini belirtti.
(ERB-EA-SRP)
***
-TÜRK VE ALMAN EDEBİYATÇILAR BERLİN’DE BULUŞTU
BERLİN (A.A) – 10.09.2008 – Türkiye’nin 60. Frankfurt Kitap Fuarına onur konuğu olması dolayısıyla fuarın başlamasından yaklaşık bir ay önce Türk ve Alman edebiyatçılar Almanya’nın başkenti Berlin’de bir araya geldi.
Türkiye Edebiyatçılar Derneği ve Alman Edebiyatçılar Birliği tarafından düzenlenen toplantıya Türkiye’den Edebiyatçılar Derneği Başkanı Gökhan Cengizhan, şair Yücel Kayıran ve yazar Mehmet Yaşin, Almanya’dan da Alman Edebiyatçılar Birliği Genel Başkanı İmre Török ile yazarlar Charlotte Worgitzky, Anja Tuckermann ve Horst Bosetzky katıldı.
Cengizhan, burada yaptığı konuşmada, 14-19 Ekim arasında düzenlenecek 60. Frankfurt Kitap Fuarı öncesinde Hamburg, Köln, Berlin ve Darmstadt kentlerinde düzenlenen programlarda 12 Türk ve Alman edebiyatçının bir araya geldiğini ya da geleceğini, bu buluşmaların iki ülke edebiyatçıları için çok önemli olduğunu ifade etti.
Türkiye’de çok canlı bir edebiyatın üretildiğini ve güçlü bir edebiyatın bulunduğunu kaydeden Cengizhan, bu toplantıların iki ülke arasındaki yazarların aracısız bir şekilde buluşmalarını sağladığını, bu işbirliğini sürdürmek istediklerini kaydetti.
Cengizhan, Almanya’da yapılan bu buluşmalarda, okunan metinleri daha sonra birleştirerek kitap haline getireceklerini söyledi.
Török de Alman Edebiyatçıları Birliği olarak her yıl onur ülkeyle işbirliği imkanlarını araştırdıklarını belirterek, ancak bu yıl Türkiye’nin onur konuğu olmasının, Almanya ve Alman edebiyatçıları için özel bir önemi olduğunu, bu buluşmanın da sıra dışı bir buluşma olduğunu ifade etti.
Frankfurt Kitap Fuarında Türkiye’nin sloganının ”büyüleyici ve renkli” olduğunu hatırlatan Török, ”Türkiye ve Türk edebiyatı bizim için her zaman büyüleyici bir hayata ve çeşitli renkliliğe sahip oldu” dedi.
60. Kitap Fuarının açılışını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk yapacak. Açılış törenine Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier de katılacak.
(ERB-EA-MCT)
***
-ÖNEL YAYIN EVİ İSLAMİYET HAKKINDA ALMANCA DİN DERSİ KİTABI HAZIRLADI
KÖLN (A.A) – 10.09.2008 – Almanya’nın Köln kentinde bulunan Önel Yayın Evi, ilköğretim üçüncü sınıflar için İslamiyet hakkında hazırladığı Almanca din dersi kitabı ”Schöne Quelle”yi (Güzel Kaynak) düzenlenen basın toplantısıyla tanıttı.
Yayın evinin sahibi Hayati Önel, “Almanya’da bir ilki gerçekleştirerek Almanca din dersi kitabı hazırladık. 2009 yılı sonuna kadar ilkokulun her sınıfının din dersi kitabı hazır olacak” dedi.
Önel, kitabı, İslam bilimcileri Havva Yakar, Şeniz Hale Önel, ilahiyatçılar Hüseyin Çetin, Ali Topçuk ile ilkokul müdürü Dorothea Paschen ve eyalet eğitim bakanlığı görevlisi Klaus Gebauer’in birlikte hazırladıklarını ifade ederek, “Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde 140 okulda İslam din dersi Almanca olarak verilmeye devam ediyor. Farklı milletlerden 10 bin 900 öğrenci bu derslere katılıyor. Daha önce böyle bir kitap yoktu. Bu, alanında ilk kitap oldu” diye konuştu.
Gebauer de kitap için KRV eyaletine müracaatın yapıldığını, 6 hafta sonra alınacak izinle okullara dağıtılabileceğini söyledi.
Kitap kurulunda bulunan Şeniz Hale Önel ise kitapla ilgili olarak herhangi bir Müslüman dernekten tepki almadıklarını, bunu da zaten beklemediklerini söyledi. Kitabı, hazırlandıktan sonra Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) gönderdiklerini ifade eden Şeniz Hale Önel, “Genel Başkan Sadi Arslan bey bizi arayarak teşekkür etti. Kitap olumlu tepkiler aldı” dedi.
Kitabın okullarda kullanılması için KRV eyaletinin yanı sıra Almanya’daki tüm eyaletlerin eğitim bakanlıklarına müracaat edildiği bildirildi.
Basın toplantısına Sosyal Demokrat Partili (SPD) Alman meclisi üyesi Lale Akgün, Anadolu Üniversitesi Batı Avrupa Bürosu Müdürü Gürsel Gür, Köln Başkonsolosluğu Eğitim Ataşesi Uğur Acar da katıldı.
(KAR-EA-SRP)
***
Aynur TATTERSALL | 10.09.2008
TÜRK’ÜN VİZE ZAFERİ
10 yıl önce İngiltere’ye iltica eden Türk vatandaşı Mehmet Darı, İngiliz hükümetine karşı açtığı davayı kazanarak, vizesine kavuştu. Avrupa Adalet Divanı, Mehmet Darı’nın Ankara Anlaşması gereği oturma talebini 2007 yılında haklı bulmuştu. O tarihten beri vize mücadelesi veren Darı sonunda İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın kararı ile 6 aylık vizesini aldı.
İngiltere’ye 10 yıl önce iltica eden Türk vatandaşı Mehmet Darı, İngiliz hükümetine karşı verdiği mücadeleyi kazandı. İngiltere İçişleri Bakanlığı, Avrupa Adalet Divanı’nın 2007 yılında karara bağladığı Mehmet Darı’nın iltica başvurusunu yürürlüğe koyarak Darı’ya vize verdi.
İngiltere İçişleri Bakanlığı, ülkeye kaçak yollarla giren Türk vatandaşı Mehmet Darı’nın iltica başvurusunu sonunda yürürlüğe koyarak yıllardır mücadele veren Mehmet Darı’ya 6 aylık vize verdi. 10 yıl önce İngiltere’ye TIR içinde gizlenerek giren ve o tarihten itibaren ülkede kalma mücadelesi veren Darı sonunda mücadelesini kazandı.
Avrupa Adalet Divanı, İngiltere’de bulunduğu süre içinde işyeri sahibi olan Türk vatandaşı Mehmet Darı’nın Ankara Anlaşması gereği oturma talebini 2007 yılında haklı bulmuştu. O tarihten beri vize mücadelesi veren Darı sonunda İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın kararı ile vizesine kavuştu.
İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın Mehmet Darı’nın vize kararını onayladığını, Darı’nın davasını üstlenen Kuddüs Avukatlık Bürosu avukatları düzenlediği bir basın toplantısıyla duyurdu. Darı’nın avukatları yaptıkları açıklamada alınan sonucun önemine dikkat çekerek, siyasi mülahazalara rağmen mücaleyi kazandıklarını ifade ettiler. Mehmet Darı ile birlikte yine kaçak yollarla ülkeye giren Hasan Mazi, Nail İçli ve Tahsin Küçük’ün de vize başvuruları kabul edildi.
***
LONDRA (A.A) | 10.09.2008
İNGİLTERE’DE YENİ GÖÇMEN İŞÇİ POLİTİKASI
İngiltere’nin gelecek dönemde puan sistemine bağlı olarak AB üyesi ülkelerin dışında kalan ülkelerden göçmen işçi kabul edeceği meslek gruplarını yeniden belirlendi.
İngiltere’de sıkıntısı çekilen yeni meslekler listesinde doktorlar, hemşireler, kimya ve inşaat başta olmak üzere bazı mühendislik alanları, matematik ve İngilizce öğretmenleri, gemi ve hovercraft mürettebatı, veteriner ile jokeyler ve at eğitmenleri bulunuyor.
Muhalefetteki Muhafazakar Parti sözcüleri, hükümetten öncelikle İngiltere’ye her yıl kaç göçmen işçi kabul edileceği konusunda politika belirlenmesini istedi. Listenin, yeni göçmen işçi politikasının Kasımda uygulanmaya başlamasıyla birlikte geçerli olmasının beklendiği bildirildi.
İngiltere Sınır ve Göçmen Bakanı Liam Byrne, sistemin Avustralya’dan esinlenilerek hazırlandığını ve İngiltere’ye çalışmak üzere gelmek isteyen göçmen işçilere kalifikasyonlarına göre puan verilmesinin öngörüldüğünü kaydetti.
Sistemin tümüyle İngiltere’de belli meslek gruplarında çekilen sıkıntıyı gidermeye yönelik olduğuna dikkat çeken Bakan Byrne, “Sistem sadece bizim istediğimiz kişilerin ülkemize gelip çalışmalarına olanak verilmesine yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu nedenle de bizim ihtiyaç duyduğumuz meslek alanlarının listesi yapılmıştır” dedi.
İngiltere’ye göçmen işçi olarak girmesine izin verilebilecek kişilerin belli mesleklere mensup olmalarının yanı sıra İngiltere’de lise bitirme derecesine denk eğitim almış olmaları, yeterli İngilizce bilgisine sahip bulunmaları ve kendilerine yılda en az 24 bin sterlin ödemeye hazır bir iş yerinden teklif almaları gerekiyor.
Bu kişilerin ilk maaşlarını alacakları güne kadar kendilerine yetecek toplu parayı İngiltere’ye getireceklerine dair garantiler sunması da gerekiyor.
***
İSVEÇ’TE YENİ CAMİ İÇİN KOLLAR SIVANDI
Tandogan UYSAL / STOCKHOLM | 10.09.2008
Skarholmen Camii inşaatı için kolları sıvayan Skarholmen İslam Cemiyeti Başkanı Fikret Tümtürk, “1500 kişilik, iki minareli cami modern ve çevreye uygun olacak” dedi.
Stockholm yakınlarındaki Skarholmen bölgesinde yaşayan Türkler, cami için harekete geçti. Skarholmen merkezine çok yakında bir yerde belediye tarafından gösterilen 1490 metrekare arsaya inşa edilmesi planlanan caminin projesi tamamlandı ve inşaat müsaadesi için belediyeye müracaat edildi. Skarholmen İslam Kültür Cemiyeti olarak yapılan inşaat başvurusu kabul edildikten sonra cami inşaatının kurulacak bir İsveç Müslümanlar Vakfı’na dönüştürülmesinin hedeflendiğini kaydeden Cemiyet Başkanı Fikret Tümtürk, caminin anahtar teslim maliyetinin 40 milyon kron olarak tahmin edildiğini, inşaatın bitirilmesi tarihini de 2012 olarak hedeflediklerini söyledi.
Arsayı belediyeden metrekaresi 3 bin kron’dan alındığını ve bu arsa parasının İsveç’teki cemaatten karşılanarak inşaata başlanacağını da kaydeden Tümtürk, yaklaşık 1.500 kişilik kapasiteli caminin 2 minareli, park yeri olan, çevreye uygun, modern bir cami olacak’ diye konuştu.
***
POPKOMM’DA TÜRKLER DE OLACAK
10.09.08
Almanya’da düzenlenecek müzik fuarı Popkomm’a, bu yıl Türkiye de “Konuk Ülke” olarak katılıyor.
8-10 Ekim tarihleri arasında Almanya’da düzenlenecek müzik fuarı Popkomm’a, bu yıl Türkiye de “Konuk Ülke” olarak katılıyor.
Berlin’de yapılan fuar kapsamında, 8 Ekim günü Moğollar, Athena, MFÖ, 9 Ekim günü Halil Karaduman ve Ekibi, Arif Sağ, Deniz Seki 10 Ekim’de de Sabahat Akkiraz, Yaşar ve Taksim Trio konser verecek. 11 Ekim’deki kapanış partisinde ise DJ İpek İpekoğlu ile Pasha performans sergileyecek.
***
RAMAZAN SULTANI VE PAŞASI
Aydin ULUN /BERLIN | 10.09.2008
Berlin’de devam eden ramazan şenliğini zayeret edip iftara katılan Eyalet Milletvekili Dilek Kolat (SPD) ve Özcan Mutlu (Yeşiller) sultan ve paşa kıyafetleri giydi.
Semazenleri, fasıl ve ateşbazları izleyen Kolat ve Mutlu daha sonra Nasrettin Hocanın kavuğunu da takıp, otak çadırında çay içtiler. Kolat ve Mutlu ‘Ramazan şenliği Türk kültürünün bir parçasıdır. Böylesi bir şenliğin kültürler başkenti Berlin’de gerçekleşmesi bu anlamda son derece yararlı olmuştur. Bir yandan Berlin’in kültürüne renk katarken, bir yandan da ön yargıları yıkmak, İslami kültürün zenginliğini tanıtmak açısından da yararlı olmuştur. Bizler de bu ziyaret vesilesiyle Osmanlı döneminin giysilerine bürünerek geçmişe yolculuk yaptık.G iysiler gerçekten hem görkemli, hem de ince bir zevk ürünü. Tabi Nasrettin Hoca ayrı bir mizah ve hoşluk dünyası’ dediler.
***
DİSİPLİNLİ OLMAYI OKULDA ÖĞRENDİM
Emine SONUGÜR / HAMBURG | 09.09.08
Alman televizyonunun sevilen Türk oyuncusu Erol Sander bir kişinin başarılı olması için azim, disiplin ve saygının çok önemli olduğunu söylüyor.
ALMAN birinci televizyon kanalı ARD’de Ekim ayında gösterilecek olan ‘Die Tote in der Zisterne’ (Yerebatan Sarayı’ndaki Ölü) adlı filmin baş rolünü oynayan Erol Sander, azim disiplin ve saygının çalışma hayatında çok önemli olduğunu belirtti.
Son filmin çekimlerini İstanbul ve Marmaris’te gerçekleştiğini ifade eden Erol Sander, filmde dünya kenti İstanbul’dan ve turistik belde Marmaris’ten güzel manzaralar bulunduğuna dikkat çekti.
Hülya Özkan’ın yazdığı ‘İstanbul sehen und sterben’ (İstanbul’u görmek ve ölmek) adlı romanından alınan filmin çekimlerinde İstanbul’da bulunduğu sürece Erol Sander, doğduğu kentte oldukça heyecanlı günler geçirdiğini söyledi.
10 YIL MANKENLİK YAPTI
Evli ve bir çocuk babası olan 39 yaşındaki yakışıklı oyuncu Erol Sander, dört yaşında Almanya’ya geldiğini ve annesinin o dönemde terzilik yaptığını kaydetti. Erol Sander, ‘Annem için zorlu bir dönemdi. Hatta beni okula giderken iki yıllığına yatılı bir okula verdi.
Benim için yatılı okul çok iyi geldi ve orada disiplinli olmayı, azimli olmayı öğrendim. 18 yaşıma geldiğimde yolda birisinin bana ‘mankenlik yapmak ister misin?’ diye sorması üzerine mankenlik yapmaya başladım.
İngilizce, Fransızca dillerini iyi konuştuğum için mankenlikten ayda bin 800 Mark kazanıyordum. Bu para da annemin kazandığı maaşın çok üstündeydi. Mankenlik için Madrid, Zürih, New York gibi dünyanın önemli kentlerine gidiyor Armani, Dior gibi önemli markaların tanıtımını yaptım. 10 yıl mankenlik yaptım’ dedi.
54 FİLMDE OYNADIM
Daha 13 yaşındayken oyuncu olmak istediğini belirten Erol Sander, ‘Ben 13 yaşımda oyuncu olmayı çok istiyordum. Bu isteğimden hiç vazgeçmedim, mankenlik yaparken oyunculuk beni çekmeye devam etti. 1999 yılında oyunculuğa başladım. Toplam 54 filmde oynadım ve bu filmlerin hemen hemen hepsinde baş rol oynadım.
Şu anda Bad Segeberg Açık Hava Tiyatrosu’nda da Kızılderili Winnetou’yu oynuyorum. Burada ata binmem gerekiyor. Ata binmeyi eşim yıllar öncesinden bana öğretmişti ve benim içinde çok faydalı oldu.
Ayrıca, Winnetou için anlaşmayı bir yıl daha uzattım ve 2009 yılında da oynayacağım. Şu anda Türkiye’de çekimlerini yaptığımız ‘Yerebatan Sarayı’ndaki Ölü’ adındaki filmi bitirdik. Umarım televizyon seyircisi filmi beğenir. Başka bir film projesi üzerinde çalışmalarımız var. Fakat bu film somut değil onun için üzerinde konuşmam doğru olmaz’ dedi.
HER İNSAN DEĞERLİDİR
Eşi ve çocuğunun her zaman film çalışmalarına birlikte geldiklerini söyleyen Erol Sander, ‘Bence her insanın değerli bir tarafı vardır. Benim yakışıklı seçilmem beni motive ediyor ve bir nevi sevindiricidir.
Ama her insanın çekici bir yönü vardır. Benim için çocuklar ve insanlar çok değerlidir ve herkese büyük bir saygım var. Bir insanı insan olarak görmek lazım. Nereden gelmiş ve nereli olduğu önemli değildir’ dedi. Erol Sander hedefinin Avrupa’da oyunculuğu devam ettirmek olduğunu ve son yıllarda farklı uluslardan ve kültürlerden başarılı oyuncuların çıkmasına da çok sevindiğini söyledi.
***
KONGRE’DE TÜRKİYE’Yİ SORAN YOK
AHU ÖZYURT Washington
ABD’nin Gürcistan’a yapmaya hazırlandığı 370 milyon dolarlık yardım paketinin tartışıldığı ve önceki gün Temsilciler Meclisi’nin Dış İlişkiler Komitesi’nde düzenlenen oturumda Ermenistan dışında Türkiye’nin gündeme gelmemesi şaşkınlık yarattı.
Komite’ye ifade veren Dışişleri Bakan Yardımcısı Dan Fried, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün gezisini gündeme getirdi.
“Krizin Ermenistan’a maliyeti yüksek oldu. Elbette bu fırsatla Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan’ın Türk Cumhurbaşkanı’na yaptığı daveti ve Gül’ün buna cevaben yaptığı Erivan ziyaretini takdirle karşıladığımızı belirtmek istiyorum” diyen Fried, “Umuyoruz ki bu adım Ermenistan’ın izolasyonunun azalması için de bir adım olur” ifadesini kullandı.
Osetya-Kıbrıs benzetmesi
Aynı gün ABD Senato’sunun Silahlı Hizmetler Komitesi’nde de yapılan oturumda konuşan ABD Dışişleri’nin Avrupa ve Avrasya İlişkilerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Dan Fried, Güney Osetya-Gürcistan arasındaki sorunu Kıbrıs görüşmeleriyle bağladı.
Komite üyelerinden Senatör Ben Nelson’un, “Osetyalılar ne istiyor, Rusya ile birleşmek mi, bağımsız olmak mı?” sorusuna Dan Fried, “Bu konuda elimizde çok sağlıklı bir veri yok. Ama Kıbrıs sorununu hatırlayalım. Önce sert çatışma ve otuz yıl süren ayrılıktan sonra şimdi iki tarafın liderleri bir araya gelmek için görüşmeler yürütüyor. Yani olmaz diyemem” yanıtını verdi.
Michigan Senatörü Carl Levin’in başkanlık ettiği Komite’ye ifade veren ABD Savunma Bakanlığı’nın Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı Eric Edelman ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Dan Fried’in konuşmalarında Türkiye’den hiç bahsetmemeleri dikkat çekti.
İki buçuk saati aşkın oturumda Türkiye’nin dile getirdiği Kafkasya Barış ve İstikrar Platformu’ndan da hiç bahsedilmedi.
Sadece Bakü-Tiflis Ceyhan Boru Hattı’nın çalışır durumda olup olmadığı sorusuna Fried, “Bildiğim kadarıyla hattan petrol akışına başlandı” yanıtını verdi.
***
TÜRKİYE’DE AB VE ABD ‘SEVGİSİ’ BİR YILDA ARTTI
11.09.2008
Her yıl yapılan Marshall Fonu araştırmasına göre Türkiye’de son birkaç yıldır göze çarpanın aksine ABD ve AB’ye olan güvenin arttığı ortaya çıktı..
Alman Marshall Fonu Transatlantik İlişkiler Merkezi tarafından yılda bir kez yapılan “Transatlantik Eğilimler” 2008 raporu dün İspanya’da açıklandı… Raporda Türklerin AB ve ABD’ye karşı 2004’ten beri soğuyan hisleri 2008’de ısınma gösteriyor. Araştırmaya göre Türkiye’nin AB’ye karşı 2004’ten beri “soğuyan” hisleri 2008’de yedi derecelik bir ısınma göstererek, 33 dereceye ulaştı.
OBAMA’YA DESTEK
ABD’ye duyulan sıcaklık ise üç derece artarak 14 olurken, Türkiye’nin geçen sene İran’a karşı soğuyan hisleri bu yıl iki derece ısınarak 32 derece olarak belirlendi. Ankete katılan Türklerin büyük bölümü (yüzde 48), Türkiye’nin uluslararası konularda yalnız hareket etmesi gerektiğine inanıyor. Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili Türk ve Avrupalı kamuoyundaki görüşler geçen yıla oranla değişmedi. Türklerin büyük çoğunluğu (yüzde 42) AB üyeliğini “iyi” olarak değerlendiriyor. AB ülkelerinin vatandaşlarının yüzde 60’sıysa Türkiye’nin AB üyesi olacağına inandığını belirtiyor. Yine de araştırmaya katılan Avrupalıların yüzde 57’si ve Türklerin yüzde 55’i, Türkiye’nin Batı’dan çok farklı değerleri olduğunu belirtti. Türklerin çoğunluğu ABD seçiminde Demokratların adayı Obama’yı destekliyor…