Habip Hamza Erdem

  • HALKÇILIK TİPLERİ (15)

    HALKÇILIK TİPLERİ (15)

    ‘Halk’ ve ‘Halkçılık’ özgül birer ‘içerik’  (contenu spécifique) olarak ele alınabileceği gibi özgün bir bakış açısından da (point de vue particulier) ele alınabilir demiştik. Nitekim Türkiye’de ‘ ‘İç Anadolu sosyolojisi’ veya ‘Doğu Anadolu sosyolojisi’ gibi değerlendirmeler yapılmaktadır. Demek ki, bu tür değerlendirmeler, ‘belli bir bakış açısı’ndan yapılmakta ve öznel (sübjektif) değerlendirme olmanın ötesine geçmemektedir. Oysa…

  • HALKÇILIK TİPLERİ (14)

    HALKÇILIK TİPLERİ (14)

                ‘Popülizm’ kavramı, zaten tanımı zor bir ‘Halk’ sözcüğünden türetilmiş olmasının yanısıra, özgül bir ‘politik rejim’i mi yoksa içeriği kesinleşmemiş bir ‘ideoloji’yi mi dile getirmektedir diye sorulabilir.             O nedenle, örneğin ‘popülizm’ için torba-sözcük (mots-valise) gibi yeni bir terim kullanılmaktadır. Ve buradan hareketle, bilimsel bir çözümleme yapabilmek için iki kavramsallaştırma stratejisi önerilmektedir: Genel bir ‘popülizm’…

  • HALKÇILIK TİPLERİ (13)

    HALKÇILIK TİPLERİ (13)

                ‘Halk’ sözcüğünün etimolojik kökenlerine inildiğinde, örneğin Arapça ‘Ümmet’ kavramıyla karıştırılabilir.             Ki, bu sözcük, bilinmeden ‘din’le karıştılmaktadır. Oysa, Arapça ‘Umma’, köken olarak ‘Anne’den (Umm) gelip, Türkçesiyle ‘Ana ocağı’ denilebilecek bir alanı kapsamaktadır. Öyle ki, İbn Haldun’un (sha‘b) sözcüğü ve giderek (shu‘ūbiyya) ve oradan (‘asabiyya) terimlerini türettiği ve sonu ‘ırksal özgüllük’e varacak ‘toplumsal dayanışma’yı anlatmak istediği terimin…

  • HALKÇILIK TİPLERİ (12)

    HALKÇILIK TİPLERİ (12)

                G.W. Leibniz, 1686 yılında Foucher’e yazdığı mektupta; “Bu tanımı hiçbir yerde bulamadığım için, ben üzerinde çalışmak zorunda kaldım” diyor.             Benzetmek kimilerini kızdıracak olsa da, benim üzerinde çalıştığım ‘Halkçılık’ kavramı da, bütün o yazılanların içinde benim anladığım anlamda olanını bulamadığındandır diyeceğim.             Oysa, salt çeviri benzerliğinden dolayı ’halkçılık’ dediğimiz ‘popülizm’ hakkında yazılanlar kütüphaneleri taşıp sokaklara yayılmış…

  • HALKÇILIK TİPLERİ (11)

    HALKÇILIK TİPLERİ (11)

                ‘Halkçılık’ kavramını ele alırken, tüm ‘bilimsel çaba’larda olduğu gibi, kavramın  türediği ‘kaynak’a (source génétique) gitmek gerektiği açıktır.             Ancak biz ‘Halkçılık tipleri’ yazı dizimize en son ve revaçta olan ‘tanım’ların eleştirisiyle başlamış ve Federico Tarragoni’nin ‘Halkçılık ve onun çokbilmişleri’  (Le Peuple et son oracle) makalesinde olduğu gibi ‘çokbilmişler’in ‘popülizm’ teriminden tamamen ayrı bir tanımlamadan hareket…

  • HALKÇILIK TİPLERİ (10)

    HALKÇILIK TİPLERİ (10)

                Halkçılığın ‘evrensel’ niteliği demek ki bir yandan ‘doğanın amansız gücü’nü yenerek ilerlemesi; öte yandan ‘ırk ve iklim’in ‘tiranik etkisi’ni etkisizleştirmesinden gelmektedir. Ve insanlığı ‘eşitlikte özgür’ zeferlere taşımasından gelmektedir dedik. Oysa kapitalizmin gelişmesiyle birlikte ‘Kapitalin tiranik etkisi’ sözkonusu olmayacak mıdır? Ve daha sonra ‘tekniğin tiranik etkisi’ de olmuştur denilecek olursa kim nasıl itiraz edebilecektir? Nitekim…

  • HALKÇILIK TİPLERİ (9)

    HALKÇILIK TİPLERİ (9)

                Zaman zaman ‘Halkçılık felsefesi’ dediğimiz de olmuş ve büyük olasılıkla okuyucular için ‘büyük laf’ ettiğimiz düşünülmüş olabilir.             Oysa, örneğin Descartes’ın ‘Düşünüyorum öyleyse varım’ sözünü yineleyerek ‘felsefe’ yaptığını ileri süren okuyucuya, 27, 28 ve 29 Temmuz 1830 tarihinde yapılan ve ‘Şanlı Üç Gün’ (Trois Glorieuses) olarak anılan ‘Temmuz Devrimi’ ertesinde filozof Jules Michelet’nin artık tarih yazmaya karar…

  • HALKÇILIK TİPLERİ (8)

    HALKÇILIK TİPLERİ (8)

                ‘Popülizm’in Laclau-Mouffe tarafından yorumunun, kendilerini ‘radikal demokrasi’ tanımına götürmekle birlikte, ‘sosyalizm’i de bu radikal demokrasinin bir bileşeni konumuna düşürdüğü ileri sürülmektedir (*).             O nedenle Laclau-Mouffe yaklaşımına üç ana başlıkta eleştiri yöneltilmektedir:  Birincisi, ‘polpülist akıl’ ya da Türkçesiyle ‘ussal bir halkçılık’ın, kapitalist sosyo-ekonomik düzeninin özünde bulunan ‘tatalitarizm eğilimi’nden kopma kapasitesi gösterebileceği varsayılmaktadır. İkinci olarak, yine…

  • HALKÇILIK TİPLERİ (7)

    HALKÇILIK TİPLERİ (7)

                Avrupa’da ‘popülist söylem’e ilişkin son yıllarda ilginin arttığı gözlemleniyor. Kimi zaman ‘Yükselen Milliyetçilik’ biçiminde sunulan ‘toplumsal dalgalanma’nın nedenleri üzerine çalışılırken, kimi yazarlar da yeni bir ‘tiyatro’nun (dramaturgie) sergilendiği kanısında.             Örneğin Gérard Bras, geçen yazıda sözünü ettiğimiz Federico Tarragoni’nin “Popülizmin demokratik esprisi” başlıklı çalışmasını bu bağlamda eleştirmeyi denemektedir (*)             Gérard Bras’ya göre, nasıl ‘liberal’ tiyatro karşısında ‘sınıf…

  • HALKÇILIK TİPLERİ (6)

    HALKÇILIK TİPLERİ (6)

                Fransız filozof Jacques Rancière’e göre, ‘popülizm’, ne belli bir ‘politik gücü’ karakterize etmeye yetmekte, ne bir ‘ideoloji’ ve ne de ‘tutarlı bir politik tarz’ı tanımlamak için kullanılabilmektedir. Sadece belli bir ‘Halk’ın görünümünü tasvir etmektedir (*).             Gerçekten de, bir ‘Halk’ın durup dururken ne ‘ırkçı’ ve ne de ‘yabancı düşmanlığı’ duygusuna kapıldığı görülmemiştir.             Ancak gerek…

  • HALKÇILIK TİPLERİ (5)

    HALKÇILIK TİPLERİ (5)

                Bu yazı dizisine başlarken, neden ‘Halkçılık’ değil de ‘Halkçılık Tipleri’ başlığı attığımıza gelince; öncelikle halkçılık anlayışının, her bilimsel kavramın olduğu gibi, zaman içindeki ‘evrim’ine dikkat çekmek istediğimiz içindir diyeceğiz.             Kuşkusuz bilimsel bir ‘tipoloji’ye girişmek çok daha geniş bir çalışmayla mümkün olabilecektir.             Ancak, kavramın oluşum ve değişimine yönelik tarihsel bir kuşbakışından sözedecek olursak;…

  • HALKÇILIK TİPLERİ (4)

    HALKÇILIK TİPLERİ (4)

                Henüz içinden çıkamadığımız ‘seçim yenilgisi psikolojisi’nin çıkarımlarından biri de ‘tencere-tava tezi’nin geçersizliğini  ilan etmek oldu.             Bu kolaycı yaklaşımın anti-tezi ise, kanımızca, ’politik mücadele’nin yeni biçimlerini yeniden düşünmek olabilirdi.             Tam da bu nedenle, dünya genelinde yerilen ‘popülizm’ tanımı veya Türkiye’deki ‘halkçılık’ anlayışının felsefî çözümlemesine girişmiş bulunuyoruz.             Kuşkusuz herkes için değil; çünkü Türkiye’deki ‘halk’ın ve…

  • HALKÇILIK TİPLERİ (3)

    HALKÇILIK TİPLERİ (3)

                Bütün yeni ‘halkçılık tipleri’nin 1980’li yıllardan itibaren yeniden canlandırıldığını söyleyecek olursak abartmış olmayacağız.             Nitekim daha sonraki yıllarda SSCB’nin dağılması ve ‘ideolojilerin sonu’nun ilan edilmesiyle yeni boyutlar kazandırılmak istendiği de bir gerçekliktir.             Geçerken Türkiye’de 12 Eylül’ün Türkiye’ye özgü ve geçici bir an olarak değerlendirilme girişimlerinin de dünyadan kopuk ‘dar bir pencere’den bakıştan başka bir…

  • HALKÇILIK TİPLERİ (2)

    HALKÇILIK TİPLERİ (2)

                Halkçılık tiplerini ayrı ayrı ele almayı gerektiren yaklaşım, Chantal Mouffe’un Wittgenstein’dan aldığı “bir kuralı izlemenin tek değişmez tarzı olmayabilir” düşüncesinden esinlemesi yoluyla geliştirilmiştir.             Böylece ‘mücadeleyle yola getirme’ diyebileceğimiz agonizmin çoklu yolları olabileceği söylenebilecektir (pluralisme agonistique) (*).             Örneğin ‘demokratik mücadele’de bir ‘başarısızlık’ sözkonusu olduğunda, başka yolları deneminin yanısıra, politik mücadeleden soğuma ve ‘irade koymama’ sonucu da…

  • HALKÇILIK TİPLERİ

    HALKÇILIK TİPLERİ

                Sıradan çeviri yoluyla yabacı dillerdeki ‘popülizm’ terimi ‘halkçılık’ olarak çevrilebilir, ki zaten genel olarak böyle çevrilmektedir.             Ancak zamanla ‘popülizm’in ‘halk dalkavukluğu’ biçiminde yorumlanması sözkonusu olmuş ve bugün de ‘popülizm’ çoğunlukla aşağılayıcı bir anlama gelecek biçimde kullanılır olmuştur.             Ta ki, Arjantin kökenli İngiliz Ernesto Laclau ve Belçikalı Chantal Mouffe’un geliştirdikleri ‘popülizm’ ve ‘hegemonya’ kavramlarına kadar…             Öyle…

  • GAV(AT)S-I KERİM

    GAV(AT)S-I KERİM

                Hani kimi uymayan benzetmeler için ‘-uysa da böyle uymasa da…’ denir ya, ben de bu yazıda öyle diyeceğim.             Geçenlerde Türkiye’nin en büyük ‘Gav(at)s’larından biri ölmüş de, yer yerinden oynamış deniyor.             Adama bakıyorum ve -eğer cennet cennet dedikleri bu adamlarla dolu ise, ben öbür tarafı yeğlerim diyeceğim.             Gel gör ki, iktidarda olanlar…

  • DEĞİŞİM Mİ DÖNÜŞÜM MÜ ?

    DEĞİŞİM Mİ DÖNÜŞÜM MÜ ?

                CHP’de başlatılan anlamsız ‘Değişim’ tartışmalarının nereye varacağı ya da vardırılacağı konusunda bugünden öngörüde bulunmak zor.             Bu tartışmaların ‘anlamsız’ olmasının nedeni ise, Türkiye’deki ‘sözde muhalif’ gazeteci veya televizyon yorumcularına bırakılmış olmasıdır denilebilir.             İYİ Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı boşboğaz Ersan Şen’den Fatih Altaylı’ya, Fatih Portakal’dan bilimum Youteber ve ‘muteber’ ‘bağımsız gazeteci’ye değin bir ‘Değişim miti’ yaratılmak isteniyor.…

  • MÜSAVAT ve MEŞVERET

    MÜSAVAT ve MEŞVERET

                1908 Genç-Türk Devrimi’ni yapanlar bir yandan Fransız ulusal marşı olan ‘Marseyyez’i söylerken, bir yandan da Hürriyet, Adalet, Müsavat ve Meşveret diye sloganlar atıyorlardı.             O Marseyyez ki, başlangıçta bir ‘yurtseverlik türküsü’ iken 1789 Fransız Devrimi’nden buyana ‘Ulusal Marş’ olarak söylenmektedir:             Haydi vatan evlatları/ Zafer günü gelip dayandı/ Tiranlığın karşısında/ Kızıl bayrak dalgalandı             Kırlardan yükselen/ Kahpe…