Ali Eralp
-
Ekonomik Çöküş Arttıkça, AKP’de Telaş ve Korku da Başladı…
Atalarımız “Her şeyde bir hayır vardır” derler. Koronavirüs insanlık için bütünüyle zararlı da olsa, ülkemize ve halkımıza onun ufak bi faydası dokundu: Muskacılık, büyücülük, üfürükçülük değer yitirdi. Din sömürüsü değer yitirdi. Yüzyıllardan bu yana üretmeden, çalışmadan yaşayan, elini sıcak sudan soğuk suya vurmayan; hatta okuması, yazması bile olmayan, ama prensler, sultanlar gibi yaşayan bir dinci…
-
Türkiye Ekonomik ve Siyasal Krize Girdikçe, AKP Bölünecektir…
Azar azar, yavaş yavaş eksiliyor, güç yitiriyor ülkemiz… Azar azar, yavaş yavaş bitiyoruz… Kar gibi eriyor, tükeniyoruz… Ne sanayi kaldı ne tarım. Ne iş kaldı ne güç… Her şeye zam geliyor. Zamlanmayan mal kalmadı. Çünkü hazine tamtakır. İktidara para lazım. Suriyeli kaçakları yedirip içirmeye, giydirmeye para lazım. Geçen yıldan bu yana petrol yüzde 30 arttı.…
-
Ülkeyi Bataklıktan Kurtaralım…
2002’den önce de 2002’den sonra da Siyasal İslamcıların bir tek hedefi vardı: Türkiye’de bir “Şeriat devleti” kurup, ülkeyi şer’i hükümlere ve yasalara göre yönetmek… Atatürk öncülüğünde millet Kurtuluş Savaşı verirken de onlar bu amaçlarından asla vaz geçmediler. Mustafa Kemal Atatürk bu ihanetleri, en ince ayrıntısına kadar Nutuk’ta anlatarak, gözler önüne serdi. İşte onun kaleminden, mandacı…
-
Artık Kimse AKP’yi Kurtaramaz…
AKP, iktidar olmadan önce, yani 2001 yılında, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal durumu nasıldı, şimdi nasıl? Bir bakalım mı? 19 yıllık AKP döneminde ülkemiz nereden nereye geldi? Gerçekleri görmek için rakamları karşılaştıralım. Önce, çok kısa, kesin ve net vurgulayayım: 2012 yılında milli gelir 12 bin 500 dolardı, bugün 7 bin dolar. 5 bin 500 TL…
-
Yalan Dolan Üzerine Kurulu Bir Politika Ve Düzen…
AKP ile birlikte politikamıza yalan dolan ve yasa tanımazlık girdi… Hem de 19 yıldan bu yana politikacılar tarafından bir alışkanlık, bir gelenek haline getirildi… İktidarda kalabilmek için ellerinden ne geliyorsa, ne yapılmalıysa, ne söylenmeliyse onu yapıyorlar, onu söylüyorlar… Muhalif kanat ise işi gücü bıraktı onların yalanlarını yakalamaya çalışıyor. Yalanlarının üzerine gidiyor. Onları bulup gözler önüne…
-
Ülke Batıyor…
Kötü, zor, güç bir dönemden geçiyoruz. Halk perişan. Esnafımız, çiftçimiz, memurumuz, işçimiz perişan. “Lebalep” kongrelerden sonra ülkemizde korona başını aldı gidiyor. Aşı yok. 85 milyonluk ülkede henüz 10 milyon insana aşı yapıldı… O tarihten bu yana tamı tamamına 10 bin 382 insanımız yaşamını yitirdi. Üstelik bu sonucu resmi rakamlar veriyor… Yasa koyuyorlar, kendileri yasalara uymuyor.…
-
İkizdere Kan Ağlıyor…
Yapmayın bunu… İkizdere’yi soldurmayın. Sarartmayın. Kurutmayın. Ranta kurban etmeyin… Her yanı çekirge gibi iş makineleri kaplamış. İkizdere kan ağlıyor… İkizdere’ye ve İkizdere halkına bu zulmü, bu işkenceyi layık görmeyin. Cengiz İnşaatın Taş ocağı açması, daha da zenginleşmesi, servetine servet katması için zümrüt yeşili vadiyi tüketmeyin… Yok etmeyin… Yeşilin, sarının, turuncunun, mavinin, kırmızının buluştuğu ormanları üç…
-
Filmin Sonuna Yaklaşıyoruz…
AKP ve küçük ortağı MHP’nin bu kez seçim kazanması çok zor görünüyor. Zafer halkın olacak… Ama bir şartla: Ekrem İmamoğlu ve İstanbul CHP il başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun İstanbul belediye seçimlerinde ortaya koyduğu ilgi ve titizliğe dikkat edilerek… Halkın arasına girilerek, halka güven verilerek… Şu bir gerçek ki; AKP ile katıldığımız seçimlerde umutsuzluk, karamsarlık çemberini ilk…
-
Tarikatçılar Neden Bilime, Eğitime, Atatürk’e Düşmandırlar?
Şeriatçıların, tarikatçıların toplum içinde iki görevi vardır: Bunlardan birincisi yeniliklere, çağdaş düşünceye, uygarlığa, bilime karşı çıkmak; ikincisi, ülkesi aleyhine yabancılarla işbirliği yapmak… Osmanlının son dönemlerinden bu yana bu görevi aksatmadan yerine getirmişlerdir. Dinci kesim, bilimden hiç hoşlanmaz. Bilimi, fenni sevmez. Örneğin Darvin’e inanmaz. Oysa bilim çağdaşlık, yenilik demektir. Değişim, gelecek demektir. Şeriatçıların en büyük düşmanı…
-
Türkiye’de Ne Huzur Bıraktılar Ne Güven…
Türkiye’de ne mutluluk kaldı ne kardeşlik. Ne dostluk kaldı ne yardımlaşma… Ne huzur bıraktılar ne güven… Şu 19 yıllık dönemde şimdiye dek yaşamadıklarımızı yaşadık, duymadıklarımızı duyduk… Görmediklerimizi gördük. Bütün bunların tümünü yazmaya kalksak kitaplar yetmez… Ayakkabı kutularından başlayalım anlatmaya önce… Ayakkabı kutularına gizlenen paralara ne Osmanlı’da ne de Cumhuriyet döneminde rastlandı… Bu görüntü sadece ve…
-
Gün Gelecek, Akan Gözyaşların Hesabı Tek Tek Sorulacak…
Kimler geldi, kimler geçti şu fani dünyadan… Krallar, sultanlar, vezirler, cumhurbaşkanları, başbakanlar… Hitlerler, Mussoliniler, Çavuşeskiler, Francolar, Evrenler, Menderesler… Kimi asıldı, kimi kendini astı. Kimi duvar dibinde kurşunlandı, kimi yıllarca yatakta Azrail’le boğuştu… “Her şeyin sahibi benim. Malın, mülkün, yerin göğün, denizlerin, insanların, her şey benden sorulur” diyenleri mi ararsın; “En iyisini ben bilirim. En kudretli benim… Haberim…
-
Ömürler Bitti, Ömürler Tükendi…
19 yıldır çile çekiyoruz… Tam 19 yıl bu. Dile kolay… Yoksullaştık. Sadaka ekonomisine muhtaç olduk. Perişan olduk. İktidar, ülkenin sorunlarını çözüp, insanların yaşam düzeyini yükselteceği yerde, halka soğan, patates dağıtıyor… Şimdi yeni bir döneme girdik… SADAKA EKONOMİSİ DÖNEMİ… Artık, soğan, patates tırları yetkililer tarafından bayraklarla, törenlerle karşılanıyor, törenlerle dağıtılıyor… Ne gelirimiz kaldı ne kazancımız. Ne…
-
Gelin Şu Kuşlara, Şu Hamsilere, Şu Terkos’a, Şu İstanbul’a Kıymayın…
Şu 19 yıllık iktidarları döneminde öyle bir vatan yarattılar ki, yeryüzü ülkeleri içerisinde, dünyayı arasan, bu ülkenin bir benzerini bulamazsın… Bu yönetim biçimini, bu hukuk ve insanlık anlayışını en ilkel kabile devletlerinde bile göremezsin… Oralarda çağdaş hukuk bulunmasa bile, geleneksel, töresel hukuka dayanılarak suçlara cezalar veriliyor… Hiç olmazsa yöneticiler, reisler atasından, dedesinden gördüğü gelenek ve…
-
Atatürk’e “Deccal” Diyenleri Rahmetle Ananlara Ceza Yok…
Demokrasi bitti. Düşünce özgürlüğü bitti. Daha doğrusu demokrasi, hak – hukuk ve düşünce özgürlüğü, Atatürkçüler, laikler için bitti. Demokrasi, hak – hukuk ve düşünce özgürlüğü, Atatürk ilkelerini, Atatürk yasalarını, Türk’ü, Türklüğü, milliyetçiliği, vatan topraklarını savunanlar için bitti. Şeriatçılar, laiklik ve Cumhuriyet düşmanları yoz, irticai düşüncelerini diledikleri gibi açıklıyorlar. Onlara karışan, görüşen yok. Onları tehdit eden,…
-
Aydınlığa Çıkmanın Yolu…
Nasıl kurtuluruz bu AKP iktidarından? BU AKP zulmünden kurtulup, şafaklara çıkmanın yolu nedir? Hemen yanıtlayayım: Aydınlığa çıkmanın yolu, Kötülüklere, pisliklere karşı direnmektir… Haksızlıkla, hukuksuzlukla Mücadele etmektir… Zalimlere karşı koymaktır… Karamsarlığa, umutsuzluğa, korkuya kapılmamaktır… Atatürk’ün yolunda ve ışığında ilerlemektir… Hem de eğilmeden, bükülmeden, üç kuruşluk menfaat için yalakalığa soyunmadan… Bakıyorum, bazı arkadaşlar halkı karamsarlığa ve edilgenliğe…
-
Gerçek Rakamlar Yalan Söylemez…
19 yıldır görmediklerimizi görüyor, duymadıklarımızı duyuyoruz. Politikacılık ayağa düştü. Meclise, basına, TV’lere, topluma küfür girdi. Sövme – sayma günlük konuşmalardan oldu. Utanma, sıkılma rafa kaldırıldı. Bir gün önce ak dediklerine bir gün sonra kara diyorlar. Su gibi yalan söylüyorlar. Söyledikleri yalanları papağanlar gibi tekrarlıyorlar. Çünkü onlar biliyor ki bir yalan ne kadar sık tekrarlanırsa saf,…
-
Bu Ülke 19 Yıl Sadaka Ekonomisi İle Yönetildi…
2002’den bu yana vatanımızı AKP yönetiyor. 19 yıldır tepemizde… Dilediği gibi hareket ediyor, dilediği gibi yönlendiriyor insanlarımızı… İstediğini alıyor, istediğini satıyor… İstediğini yıkıyor, istediğini yapıyor… Gezi parkını da İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin elinden aldı. Ve dördüncü kez Merkez Bankası Başkanını değiştirdi… Ve İstanbul Sözleşmesi tek kişinin imzası ile kaldırıldı… Vee hepsinden önemlisi Kanal İstanbul’a “Devlet…
-
Tarihin Çarkını Kimse Geriye Çeviremez…
Çöküşe, yıkıma doğru giden iktidarlar hep aynı yollardan geçerler… Hep aynı yöntemleri kullanırlar. İşkenceler, tutuklamalar, gözdağı vermeler artar. Gazeteciler, yazarlar, çizerler, sanatçılar üzerindeki baskılar yoğunlaşır. Egemen güçler kendilerine karşı çıkanları, kendilerini eleştirenleri korkutup, sindirebilmek için planlar, tertipler düzenlerler; sudan nedenlerle onları gözaltına alırlar, hapishanelere doldururlar… Ülkemizde köşe yazarlarının başına gelenleri bilmeyen kalmadı. Hallaç pamuğu gibi…
KONU HAKKINDA YAZILAR
-
Ekonomik Çöküş Arttıkça, AKP’de Telaş ve Korku da Başladı…
-
Türkiye Ekonomik ve Siyasal Krize Girdikçe, AKP Bölünecektir…
-
Ülkeyi Bataklıktan Kurtaralım…
-
Artık Kimse AKP’yi Kurtaramaz…
-
Yalan Dolan Üzerine Kurulu Bir Politika Ve Düzen…
-
Ülke Batıyor…
-
İkizdere Kan Ağlıyor…
-
Filmin Sonuna Yaklaşıyoruz…
-
Tarikatçılar Neden Bilime, Eğitime, Atatürk’e Düşmandırlar?
-
Türkiye’de Ne Huzur Bıraktılar Ne Güven…
-
Gün Gelecek, Akan Gözyaşların Hesabı Tek Tek Sorulacak…
-
Ömürler Bitti, Ömürler Tükendi…
-
Gelin Şu Kuşlara, Şu Hamsilere, Şu Terkos’a, Şu İstanbul’a Kıymayın…
-
Atatürk’e “Deccal” Diyenleri Rahmetle Ananlara Ceza Yok…
-
Aydınlığa Çıkmanın Yolu…
-
Gerçek Rakamlar Yalan Söylemez…
-
Bu Ülke 19 Yıl Sadaka Ekonomisi İle Yönetildi…
-
Tarihin Çarkını Kimse Geriye Çeviremez…