Ali Eralp
-
Halk, Yoksulluk Bataklığında Boğulurken Nedir Bu Arap Sevdası?
AKP, İktidar olmasından bu yana, 18 yıldır, bir tek amaç peşinde koştu ve koşmaya devam ediyor: Yeniden Osmanlı devletini kurup, şeriat düzenine dönmek… Sultanlığı yeniden canlandırmak… Siyasal İslam devletlerinin lideri olmak… Gerçi bu tasarı ülkemizde biraz uygulama alanına girmiş gibi görünüyor. Ardı ardına yapılan yazlık – kışlık saraylar, köşkler, hizmetliler, muhafızlar, trilyonlara varan harcamalar… Lüks…
-
Diktatörlerin Sonu Hep Aynı Olur…
Diktatörlerin ortak yanları, en büyük özellikleri “Dünyaya direk kalacaklarını” sanmalarıdır. Geleceklerini buna göre hazırlarlar. Yaşamlarını buna göre düzenlerler. Onlar genellikle yoksul aile çocuklarıdırlar… Her şeyin en iyisini, en güzelini, en pahalısını yerler, içerler, giyerler. Çevresinde ona bilinçsizce itaat eden, sorgusuz sualsiz peşinden giden bir hayranlar, köleler ordusu vardır… Saraylar, köşkler yaptırırlar. Kendilerinden önce gelen ve…
-
Arap, Suriyeli Hayranlığı Ve Kanal Çılgınlığı AKP’yi Bitirecek…
AKP zor durumda… Tarım bitti. Sanayi bitti. Borç zirve yaptı. Hazine tamtakır. İçine fare düşse başı yarılır! Emlak vergisi ile ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar. Suriye çölü, bataklığa döndü. Sırada Libya var. Libya’da koltuk mücadelesi yapan iki grup var… İktidar oraya asker göndermeye hazırlanıyor şimdi… Yani yangının tam orta yerine… Türkiye bitti, ama Arap hayranlığı bitmedi. Sınırda…
-
Atatürk gibi, Boyun Eğmeden Yaşamasını Öğrenmeliyiz…
Toplumlarda uygarlaşma ve ilerleme dönemi; ezilenin ezeni, bilimin cehaleti, aydınlığın karanlığı alt etmesinden sonra gerçekleşmiştir. Ortaçağın yıkılmasıyla birlikte buluşlar, sanayi dönemi başladı. İş ve işçi, emek değer kazandı. Fabrikalar açıldı, üretim arttı. Din, ticaret aracı olmaktan kurtulup, vicdanlara yerleşti. Bütün bu gelişmeler, devrimler, Fransız İhtilalleri Avrupa’da derebeyliğin belini kırarken; Osmanlıda cehalet, cahillik ve dinin egemenliği…
-
Hayallerimizi Yok Ettiniz, Yaşantımızı Kararttınız…
Kuşlarımız vardı bizim. Kumrularımız, serçelerimiz, güvercinlerimiz… Gelip pencerelerimize, sofralarımıza konarlardı. Ekmeğimizi paylaşırdık onlarla. Yıldızlarımız vardı bizim. İrili ufaklı. Işıl ışıl… Ay dedemiz vardı gülümseyen. Yüreklere huzur veren Samanyolumuz… Yazları bahçemizde sırtüstü yatar; leylak, iğde, gül kokuları arasında onları seyrederdik. Hayaller kurardık. Hayallerimiz vardı bizim… Umut dolu, sevgi dolu, gelecek dolu… Hayallerimizi yok ettiniz, umutlarımızı bitirdiniz……
-
Baskıcı, Talancı İktidarlar Yıkılmaya Mahkûmdurlar…
Şeriatçının vatanı, yeryüzündeki tüm Müslüman ülkelerin birleşmesinden ortaya çıkan İslam dünyasıdır… Onun için önemli olan millet değil, ümmettir… O, milliyetçi değil, ümmetçidir. Arap milliyetçisidir. Bu nedenle 7 milyon değil, 17 milyon Suriyeli ülkesine gelse, milyonlarca Iraklı, Afganlı, Pakistanlı mülteci, topraklarımızı işgal etse, keyfinden zil takıp oynar. Tüm vatandaşlar, “Mültecileri vatanımızda istemiyoruz” diye feryat etse, yine…
-
Müritlik, Kulluk Bitmeden Bu Ülke Huzura Kavuşamaz…
17 yıllık AKP döneminde müritlik, kulluk çok yaygınlaştı ve geçim kaynağı oldu. Müritler, yani kula kulluk edenler artık her toplumda, her grupta, her meslekte var… Müritlik ve kulluk derken, sadece şeyhlere – şıhlara kayıtsız koşulsuz boyun eğenleri, bağlananları kastetmiyorum. Bunların yanında bir de patronlarına, efendilerine, liderlerine sorgusuz sualsiz hizmet edenler var. Bu adamlar, sağda da…
-
Nasıl Mahkûm Edildik Biz Bu Çarpık Düzene?
Gülmeyi unuttuk. Sevmeyi, sevilmeyi unuttuk. Saygıyı, sevgiyi, muhabbeti, mavilikleri, yeşillikleri, denizleri, gökyüzünü, ormanları, ormanların içindeki kaplumbağaları, karıncaları, kurdu – kuşu unuttuk. Paylaşmayı, dayanışmayı, bölüşmeyi, dertleşmeyi, komşuyu, komşuluğu unuttuk… Türk’ü, Türklüğü, Cumhuriyeti, Atatürk’ü, laikliği unuttuk… Araplaştık… 7 milyon Suriyeliyi ülkemize doldurdular. Araplaştırıldık. İnsanlarımızı ayrıştırdılar. Böldüler. Parçaladılar. Birbirlerine düşman hale getirdiler. Şimdi de Alevi vatandaşlarımızın kapılarına işaretler…
-
Bu Nasıl Bir Müslümanlıktır, Bu Nasıl Bir İnsanlıktır?
Türkiye yangın yerine döndü… Türkiye yanıyor. İnsanlar aç, perişan, sefil… Mağdur. Yoksul. İşsiz. Evine ekmek götüremediği için bebeleri ile birlikte intihar eden analar, babalar, aileler var… Herkes borçlu. İcra dosyaları yere göğe sığmıyor. İcra memurları Azrail gibi dolaşıyor ortalıkta… Yediemin depoları ağzına kadar dolu. Yediemin oto parklarında yer kalmamış… Her dört kişiden biri işsiz. Her…
-
Türkiye, Neden Doğrulup Ayağa Kalkamıyor?
Türkiye, 1950’lerden sonra her alanda büyük farklılaşmalar yaşadı. Sosyal, politik açılardan yön değiştirdi. Liderler ve politikacılar ülke çıkarlarından çok kendi çıkarlarını düşünme eğilimine girdiler. Zamanla kültürde, eğitimde, ekonomide, sanatta, ahlakta, din anlayışında, laiklik uygulamasında Kemalist çizgiden uzaklaştılar. Atatürk’ün değer verdiği tüm ilkeler, kurallar, yasalar yavaş yavaş unutulmaya, unutturulmaya, hasıraltı edilmeye başlandı. Cumhuriyet, demokrasi, uygarlık, bilim…
-
İnsanlar Böbreklerini Satmaya Başladılar, Görmüyor Musunuz?
Kaşarlanmış politikacılar, zenginlik ve servet yapmaktan başka bir şey düşünmeyen, mahluklar, sizlere sesleniyorum: “Siz, doymak nedir, bilmez misiniz?” Bu kadar mal – mülk, para – pul, altın – elmas, şatafat, ihtişam yetmedi mi daha? Dünyayı yediniz, bitirdiniz… Ne orman bıraktınız ne tarım… Ne sanayi bıraktınız ne fabrika… Ne para bıraktınız ne mülk… İnsanların iliğini, kanını…
-
İktidar, Kriz Ortamından En Az Hasarla Çıkmaya Çalışıyor…
İktidar şaşkın. İktidar telaşlı ve perişan… Şaşaalı, görkemli, debdebeli, güçlü dönemi bitti çünkü… Uzun yıllar sattılar, savdılar, yediler, içtiler… Keselerini doldurdular. Mal – mülk sahibi oldular… Uzun zaman gariban, yoksul halkı, öteki dünyayla, cennetle oyaladılar. Evine ekmek götüremeyen, çocuğuna tahsil yaptıramayan, yavrusuna iş bulamayan analara, babalara sabretmelerini öğütlediler… “Sabreden derviş muradına ermiş…” örneğini verdiler. Din…
-
Deniz Bitti, Ülke Bitti…
“Deniz bitti, ülke bitti…” Bu gerçeği tüm dünya görüyor, biliyor. Bir tek bizim yandaş basın ve iktidar politikacıları görmüyorlar. Pembe masallarla halkı aldatmaya, kandırmaya devam ediyorlar… Yabancılar şunları söylüyor: Hollanda Basını: “Türkiye iflas etti fakat bunu tek bilmeyen Türk halkı.” Rus Basını: “Türkiye’nin iflası Avrupa’yı vuracak.” İsviçre Basını: “Türkiye’nin iflası artık kaçınılmaz.” Üretmeden tüketmek olur…
-
Emperyalizmle Mücadele Edebilmek İçin Önce Atatürk Olmak Gerekir… Ali Eralp
Bazılarına göre AKP, Türkiye’yi geliştiren, kalkındıran, geleceğe taşıyan vatansever bir partidir… Emperyalizme karşı dişe diş mücadele vermektedir. Bu niteliklerinden dolayı desteklenmelidir. Ona zarar verecek sözlerden ve eylemlerden kesinlikle kaçınmalıdır. Bu görüşü ileri sürenlerin bir tek dayanak noktası vardır; AKP’nin ABD’ye ara sıra göstermelik çıkışlar yapması, sert sözler söylemesi, PKK’lı terör örgütlerine karşı mücadele vermesi ve…
-
Türk Toplumunu Tanıyamaz olduk…
Döneklik, onursuzluk, yalakalık, talan, yalan dolan, yozlaşma diz boyu… Koca koca devlet adamları, bakanlar, milletvekilleri, yazarlar, çizerler, sanatçılar bir gün önce söylediklerini bir gün sonra yalanlıyorlar. Müdürler, genel müdürler, valiler bakanların önünde hokkabazlık yapıyorlar… Onların hoşuna gitmek, onları güldürmek için utanmasalar amuda kalkacaklar ya da gerdan kırıp, göbek atacaklar… AKP iktidarında yalakalık en geçerli meslek…
-
Güneş Balçıkla Sıvanır mı?
Günümüzde yalakalık, dalkavukluk meslek oldu. İnansın, inanmasın; beğensin, beğenmesin, eğer başkanları, yöneticileri, yani kendilerine yön verenler takdir edecekse, memnun olacaksa, hemen onun sevdiği, istediği dilden konuşmaya başlıyorlar… 10 Kasım Atatürk’ü Anma gününde bile bindirilmiş kıtalar, Recep Tayyip Erdoğan lehine sloganlar attılar ve bunu AKP’nin ileri gelenleri büyük bir zevk ve mutluluk içinde seyretti. Dinledi… Siz,…
-
Yalan – dolan, Talan…
Adamlar ülkeyi bitirdiler… Adamlar 17 yılda ülkenin altından girip üstünden çıktılar… Ortalığı darmadağın ettiler. Tam 17 yıl bu. Dile kolay. Amerikan ağababaları onlara “Sat” diyor, satıyorlar. Şeker fabrikaları böyle elden çıktı. Bir avuç sol grup da onun emperyalizmle mücadele ettiğini sanıyor. Yazıyor, çiziyor. Mutluluktan havalara uçuyor… Bu millet tarih boyunca, böyle bir dönem, böyle bir…
-
Türkiye Üzerinde Oynanan Pis Oyunlar… ALİ ERALP
Türkiye’yi ve Türkleri bölme, parçalama ve güçsüz düşürme oyunları Osmanlının son dönemlerinde başladı. Günümüze değin sürüp geldi… 1800’lü yıllarda Emperyalizmin ajanları ve yandaşları Türk – Osmanlı ayrılığını ön plana çıkardılar. Sık sık, insanlarımıza “Sen Türk müsün, Osmanlı mısın” sorusunu yönelttiler. Bazıları da Avrupa’nın gönüllü avukatlığına soyundu. Avrupa’yı ve Avrupalıları öve öve bitiremedi. Herkesi Avrupalı olmaya…
KONU HAKKINDA YAZILAR
-
Halk, Yoksulluk Bataklığında Boğulurken Nedir Bu Arap Sevdası?
-
Diktatörlerin Sonu Hep Aynı Olur…
-
Arap, Suriyeli Hayranlığı Ve Kanal Çılgınlığı AKP’yi Bitirecek…
-
Atatürk gibi, Boyun Eğmeden Yaşamasını Öğrenmeliyiz…
-
Hayallerimizi Yok Ettiniz, Yaşantımızı Kararttınız…
-
Baskıcı, Talancı İktidarlar Yıkılmaya Mahkûmdurlar…
-
Müritlik, Kulluk Bitmeden Bu Ülke Huzura Kavuşamaz…
-
Nasıl Mahkûm Edildik Biz Bu Çarpık Düzene?
-
Bu Nasıl Bir Müslümanlıktır, Bu Nasıl Bir İnsanlıktır?
-
Türkiye, Neden Doğrulup Ayağa Kalkamıyor?
-
İnsanlar Böbreklerini Satmaya Başladılar, Görmüyor Musunuz?
-
İktidar, Kriz Ortamından En Az Hasarla Çıkmaya Çalışıyor…
-
Deniz Bitti, Ülke Bitti…
-
Emperyalizmle Mücadele Edebilmek İçin Önce Atatürk Olmak Gerekir… Ali Eralp
-
Türk Toplumunu Tanıyamaz olduk…
-
Güneş Balçıkla Sıvanır mı?
-
Yalan – dolan, Talan…
-
Türkiye Üzerinde Oynanan Pis Oyunlar… ALİ ERALP