TERÖRLE MÜCADELE DOSYASI /// Hasan Mesut : İnsan istihbaratı ile şehirlerdeki terör bitirilebilir mi ?

Türkiye son yıllarda FETÖ, PKK, IŞİD ve diğer radikal sol örgütlerin yoğun tehdidi altında yaşıyor. Yaşadığımız farklı türlerdeki terör tehditlerine yönelik çözüm geliştirme sorumluluğu yalnızca siyaset kurumuna ve güvenlik birimlerine bırakılmamalı; muhalefet partileri, STK’lar, düşünce kuruluşları, akademisyenler ve gazeteciler de meselenin çözümüne yönelik teknik ve stratejik çözümler üreterek, yetkililere destek olmalıdır. Yüreklerimizi dağlayan bu hain saldırılar karşısında, hükümetin ve güvenlik güçlerinin insanüstü çabası göz ardı edilmeden yaşadığımız sorunlara yapıcı öneriler getirmek, toplumsal ve kurumsal farkındalığı geliştirecektir. Güvenlik güçlerimizin teröristle mücadelede yaptığı yüzlerce önleyici operasyon kamuoyuna çok fazla yansımadığından ötürü yapılan çalışmalar başarı olarak görülmemekte; ancak bir olay engellenemediği zaman ortaya çıkan ağır sonuçlar güvenlik güçlerinin çalışma tarzlarındaki kısmi eksiklikleri daha görünür hale getirmektedir. Konunun önemi ve yaşanan acının büyüklüğü, başka terör olayları ile karşılaşmamak için ne yapılması gerektiği üzerinde düşünce geliştirmeyi zorunlu kılıyor. Yazacaklarımın bir öğüt niteliğinde değil, çözüm için fikir üretmeye çalışan birinin ülke kamuoyu ile yapmış olduğu karşılıklı bir sohbet olarak algılanmasını temenni ediyorum. - image001 18

Terör ve teröristle mücadele nasıl olmalı? USTAD (Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırma Merkezi) Uzmanı Hasan Mesut Önder kaleme aldı.

HASAN MESUT ÖNDER

Türkiye son yıllarda FETÖ, PKK, IŞİD ve diğer radikal sol örgütlerin yoğun tehdidi altında yaşıyor. Yaşadığımız farklı türlerdeki terör tehditlerine yönelik çözüm geliştirme sorumluluğu yalnızca siyaset kurumuna ve güvenlik birimlerine bırakılmamalı; muhalefet partileri, STK’lar, düşünce kuruluşları, akademisyenler ve gazeteciler de meselenin çözümüne yönelik teknik ve stratejik çözümler üreterek, yetkililere destek olmalıdır. Yüreklerimizi dağlayan bu hain saldırılar karşısında, hükümetin ve güvenlik güçlerinin insanüstü çabası göz ardı edilmeden yaşadığımız sorunlara yapıcı öneriler getirmek, toplumsal ve kurumsal farkındalığı geliştirecektir. Güvenlik güçlerimizin teröristle mücadelede yaptığı yüzlerce önleyici operasyon kamuoyuna çok fazla yansımadığından ötürü yapılan çalışmalar başarı olarak görülmemekte; ancak bir olay engellenemediği zaman ortaya çıkan ağır sonuçlar güvenlik güçlerinin çalışma tarzlarındaki kısmi eksiklikleri daha görünür hale getirmektedir. Konunun önemi ve yaşanan acının büyüklüğü, başka terör olayları ile karşılaşmamak için ne yapılması gerektiği üzerinde düşünce geliştirmeyi zorunlu kılıyor. Yazacaklarımın bir öğüt niteliğinde değil, çözüm için fikir üretmeye çalışan birinin ülke kamuoyu ile yapmış olduğu karşılıklı bir sohbet olarak algılanmasını temenni ediyorum.

Türkiye son yıllarda FETÖ, PKK, IŞİD ve diğer radikal sol örgütlerin yoğun tehdidi altında yaşıyor. Yaşadığımız farklı türlerdeki terör tehditlerine yönelik çözüm geliştirme sorumluluğu yalnızca siyaset kurumuna ve güvenlik birimlerine bırakılmamalı; muhalefet partileri, STK’lar, düşünce kuruluşları, akademisyenler ve gazeteciler de meselenin çözümüne yönelik teknik ve stratejik çözümler üreterek, yetkililere destek olmalıdır. Yüreklerimizi dağlayan bu hain saldırılar karşısında, hükümetin ve güvenlik güçlerinin insanüstü çabası göz ardı edilmeden yaşadığımız sorunlara yapıcı öneriler getirmek, toplumsal ve kurumsal farkındalığı geliştirecektir. Güvenlik güçlerimizin teröristle mücadelede yaptığı yüzlerce önleyici operasyon kamuoyuna çok fazla yansımadığından ötürü yapılan çalışmalar başarı olarak görülmemekte; ancak bir olay engellenemediği zaman ortaya çıkan ağır sonuçlar güvenlik güçlerinin çalışma tarzlarındaki kısmi eksiklikleri daha görünür hale getirmektedir. Konunun önemi ve yaşanan acının büyüklüğü, başka terör olayları ile karşılaşmamak için ne yapılması gerektiği üzerinde düşünce geliştirmeyi zorunlu kılıyor. Yazacaklarımın bir öğüt niteliğinde değil, çözüm için fikir üretmeye çalışan birinin ülke kamuoyu ile yapmış olduğu karşılıklı bir sohbet olarak algılanmasını temenni ediyorum. - image002 2

Terörizm ve teröristle mücadele birbirinden ayrı ele alınması gereken konulardır. Terörizmle mücadele, entegre makro stratejileri zorunlu kılarken teröristle mücadele ise teknik güvenlik konularını içeren mikro bir alandır. Türkiye’nin terörizmle ile ilgili makro stratejisi kararlılıkla ve doğru bir biçimde sürdürülmektedir. Ancak teröristle mücadelede yaşanan kısmi eksiklikler yeni çalışma tarzlarının araştırılmasını gerekli kılıyor. Türk güvenlik birimlerinin teröristle mücadelede uygulamasının daha doğru olacağı teknik yöntemler şunlardır:

1- Terör eylemlerinin engellenmesinde vatandaşın devletle işbirliğini artıracak yöntemler geliştirilmeli ve vatandaşların olaylara karşı duyarlılığı artırılmalıdır.

2- Terör eylemlerinin toplum üzerindeki yıkıcı etkisini azaltmak için sosyo-psikolojik önlemler alınmalı ve terörün hedeflediği korku zemini ortadan kaldırılmalıdır.

3- Güvenlik kurumları arasında doğru, etkin, tam zamanlı bilgi akışı sağlanmalı ve bilgiler tek elde toplanmalıdır.

4- Terör eylemlerini planlayan ve uygulayan unsurlar, hiçbir yerin onlar için güvenli olmayacağını hissettiren önleyici ve ön alıcı saldırılarla baskılanmalı, terör kadroları sürekli baskı altında tutulmalıdır.

5- Terör eylemlerinin tespiti için spekülatif yorumlar içermeyen operasyonel istihbarat üretilmelidir.

Diğer istihbarat türleri ve seviyeleri ile karşılaştırıldığında operasyonel istihbaratta toplanan verilerin eksiksiz ve tam zamanlı olması gerekir. Çünkü diğer tür ve seviyelerdeki istihbarat üretiminde bilgi boşlukları tahminlerle kapatılmaya çalışılırken olası bir eyleme yönelik olarak nerede, ne zaman, nasıl ve kim sorularına cevap verilmeden yapılan yorumlar, istihbarat ürününün spekülatif mahiyette olmasına neden olur. Ürünün spekülatif nitelik taşımaması için üretim sağlıklı olmalı ve birçok kaynaktan teyit edilmiş ham veriler doğru bir işleme sürecinden geçirilerek üretim hatalarına sebebiyet verilmemelidir. İstihbarat üretimi bir çarka benzer ve çarkın herhangi bir yerinde yapılan hata, doğru ürünün ortaya çıkmasını engeller. MİT eski Kontr-Terör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür’e göre, doğru bir terörle mücadele istihbarat çarkı yukarıda bulunan şekildeki gibi olmalıdır:

Bütün bu süreç, istihbarat üretiminin son derece hassas ve her ayrıntının göz önünde bulundurularak yapıldığı bir faaliyet olduğunu göstermektedir. İstihbarat ihtiyaçlarının belirlenmesinde ortaya çıkan bir emarenin geçmişle bağını kuracak “kıymetlendiricilere” ve istihbarat kurumlarının arşivlerindeki temel istihbarat ile karşılaştırma yaparak, eksiklikleri tespit edecek “analizcilere” ihtiyaç vardır.

Toplama sürecinde doğru ham verinin hangi yöntemle elde edileceği belirlenir. Grafikte görüldüğü gibi toplama faaliyetini kabaca teknik ve insan unsuru şeklinde ayırmak mümkündür. Gelişen teknoloji, veri toplama faaliyetlerini kolaylaştırmıştır ancak terör örgütleri yeni teknolojilere çok çabuk adapte olduğundan dolayı buna karşı önlemler geliştirmektedir. Bundan dolayı günümüzde, özellikle eylem hücrelerine yönelik teknik izleme faaliyetleri yetersiz kalmaktadır. Ayrıca teknik istihbarat yöntemleri ile teröristlerin niyetleri, istekleri, potansiyelleri ve zaaflarına yönelik kapsamlı bilgiler elde etmek zordur. Bu durum insan istihbaratının önemini artırır.

İnsan istihbaratı, faaliyete konu olan bir olay ile ilgili insan kaynağının kullanılmasıdır. Sorgu, ihbar ve mülakat gibi doğrudan; muhbir, gizli soruşturmacı ve ajan kullanımı gibi dolaylı türleri bulunmaktadır. Bilgiye erişimi bakımından en önemli insan kaynağı ajanlardır. Ajan, bir hedef örgüt içinde faaliyet yürütürken belli motivasyonlarla güvenlik birimleri ile işbirliği yapan elemandır. İntihar eylemleri gibi son derece gizli bir şekilde planlanan eylemlerde devletin gizli soruşturmacı veya muhbir kullanarak eylemi engellemesi mümkün değildir. Çünkü doğası gereği ancak çok kısıtlı kadro tarafından bilinen bir faaliyeti öğrenmek için tasarlanan bir eylemin plan, lojistik ve uygulama aşamasında yer alan kişiler olayı haber verebilir. Bilgiye erişimi düşük olan kişiler olayın nerede, ne zaman, nasıl ve kimler tarafından yapılacağı konusunda sağlıklı cevap veremez. Türk güvenlik aygıtının haber alma ağını sağlıklı bir zemine oturtması için yapması gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz:

1- Terör konusunda stratejik seviyede bilgi üreten MİT, uzun dönemde örgütlerin komuta kademesine sızacak elemanlar yetiştirme çalışması yapmalıdır. Bunun için örgütün komuta kademesi içindeki rekabet, çatışma ve zaaflardan yararlanabilir. Örgüt liderlerinin psikolojik analizi yapılarak uygun maske ile temas sağlanmalıdır. MİT’in KCK’ye yönelik yapmış olduğu çalışma bu faaliyete güzel bir örnekti; ancak FETÖ terör örgütü, devletin PKK içindeki unsurlarını tasfiye ederek yaşanılan zaafın ortaya çıkmasına neden oldu.

2- Alt seviye bilgiye erişimi olan kaynakların konumunun örtülü operasyonlarla yükseltilip daha çok bilgiye erişimi sağlanabilir. Ancak devletin mevcut kaynaklarının güvenlik araştırmalarının titiz bir biçimde yapılması gerekir. FETÖ’cü istihbaratçıların örgütlerin içinde kullanmış olduğu eski ajanlar tespit edilmelidir. Türk istihbaratının çalışma yöntemini bilen bu unsurların, hem FETÖ’cüler hem de onu taşeron olarak kullanan yabancı servisler için önemli bir insan malzemesi haline gelmiş olması muhtemeldir.

3- Katı hiyerarşiye ve yüksek gizliliğe sahip örgütlerin organizasyonlarına sızmak mümkün olmuyorsa, yerel birimler klonlanıp denetime alınamayan unsurlar adli operasyonlarla tasfiye edilerek, devletin yaratacağı kontrollü organizasyon örgüt departmanına eklemlenebilir. Bu faaliyetler yürütülürken 15 Temmuz öncesinde çalıştırılan haber kaynakları ile ilişkiler dondurulup ayıklamalar yapılmalı ve yeni kaynaklar üretilmelidir.

Sonuç olarak 15 Temmuz gibi büyük bir darbe girişimine teşebbüs eden FETÖ’nün güvenlik birimlerindeki unsurlarının, yıllar boyu devletin imkânlarını kullanarak örgütlere yerleştirdikleri bütün elemanlarının ayıklanması ülke güvenliği açısından hayati önemdedir. Bu tortular temizlendikten sonra yeni baştan oluşturulan insana dayalı haber ağı şehirlerde yaşanan terör olaylarının minimize edilmesini sağlayabilir.

Türkiye son yıllarda FETÖ, PKK, IŞİD ve diğer radikal sol örgütlerin yoğun tehdidi altında yaşıyor. Yaşadığımız farklı türlerdeki terör tehditlerine yönelik çözüm geliştirme sorumluluğu yalnızca siyaset kurumuna ve güvenlik birimlerine bırakılmamalı; muhalefet partileri, STK’lar, düşünce kuruluşları, akademisyenler ve gazeteciler de meselenin çözümüne yönelik teknik ve stratejik çözümler üreterek, yetkililere destek olmalıdır. Yüreklerimizi dağlayan bu hain saldırılar karşısında, hükümetin ve güvenlik güçlerinin insanüstü çabası göz ardı edilmeden yaşadığımız sorunlara yapıcı öneriler getirmek, toplumsal ve kurumsal farkındalığı geliştirecektir. Güvenlik güçlerimizin teröristle mücadelede yaptığı yüzlerce önleyici operasyon kamuoyuna çok fazla yansımadığından ötürü yapılan çalışmalar başarı olarak görülmemekte; ancak bir olay engellenemediği zaman ortaya çıkan ağır sonuçlar güvenlik güçlerinin çalışma tarzlarındaki kısmi eksiklikleri daha görünür hale getirmektedir. Konunun önemi ve yaşanan acının büyüklüğü, başka terör olayları ile karşılaşmamak için ne yapılması gerektiği üzerinde düşünce geliştirmeyi zorunlu kılıyor. Yazacaklarımın bir öğüt niteliğinde değil, çözüm için fikir üretmeye çalışan birinin ülke kamuoyu ile yapmış olduğu karşılıklı bir sohbet olarak algılanmasını temenni ediyorum. - image001 18

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir