NECDET BULUZ
Türkiye, turizm alanında gelecek için umutlu ama bu umutlar gerçeğe döner mi, bunu önemsemeliyiz. Rusya ile yaşanan uçak krizinin etkileri hala sürüyor. AB ile ipler koptu kopacak. Uzakdoğu ülkeleri turist göndermiyor. Artık Araplar bile Türkiye’yi tercih etmemeye başladı. Sıkıntının giderek artmakta olduğunu görüyoruz.
Dışarıda imajımız giderek kötüleşiyor. Türkiye, dışarıdan çok farklı görülüyor. Ortadoğu’daki çatışmaların ortasında, can ve mal güvenliğinin olmadığı bir ülke görünümünde yansıtılıyor. Şu ana kadar da bu kötü imajı silemedik.
Elimizde bazı veriler var. Rus uçağının düşürülmesinin yıldönümünde turizmimizdeki kayıp milyonlara ulaştı. Geçen yıl 24 Kasım itibariyle 2,8 Rus turistin geldiği Antalya’da bu yıl içinde aynı dönemde % 84 gerileme ile 452 bin Rus turistin geldiğini görüyoruz. Bunlar resmi rakamlar. Bu sayının yaklaşık 432 bini 2 Eylül’de yapılan karşılıklı anlaşmanın ardından sağlanmış bulunuyor.
Antalya’daki tesisler özellikle Rusları ağırlıyor. Bu durum karşında ortaya çıkan tablo, doğrudan Antalya’yı vurmuş oluyor. En ağır faturayı ödeyen Antalya, 2017 turizm sezonundan da umutları kesti. Bazı tesisler satışa çıkarıldı, bazıları ise kapılarını kapatmak üzere.
Görebildiğimiz kadarı ile artık eskiye dönmek kolay olmayacak. Zaman alacak. Bu zaman içinde sektör ayakta kalabilir mi? Ayrıca sektörü destekleyen yan kuruluşlar da bundan etkileniyor. Turist gelmeyince de yeme-içmeden, alış-verişe kadar her şey duruyor. Bütün bu nedenlerden dolayı iflaslar, kapatılan işyerleri, işsiz kalanların sayısı artıyor.
Ortada ciddi bir kriz var ve biz bunu görmezden gelemeyiz.
Olumsuz gelişmeler karşısında birçok otel personelden tadilata, et-süt gibi her türlü gıda ürünleri alımından birçok ürün alımına kadar kapasitelerini ciddi şekilde aşağıya çekti. Bu da yan sektörleri de krize sokmaya yetiyor.
Antalya’daki Rus turistlerle ilgili kısa bir bilgi:
24 Kasım Rus uçağının düşürülmesi ile başlayan krizin ardından 2016 yılında 1 Ocak-31 Ağustos tarihleri arasında kente sadece 20 bin dolayında Rus turist geldi. Bir önceki yılda ise bu rakamın 2 milyon 170 bin olarak gerçekleştiği biliniyor.
Böyle bir kriz karşısında sektörün ayakta durabilmesi mümkün mü?
Dikkat edilecek olursa 2 Eylül’de Rusya Türkiye’ye kalkan charter uçaklarındaki yasağı kaldırdı. Ancak, bu yasağın kalkması da beklenen Rus turistin gelmediğini gösteriyor. Demek ki burada başka sıkıntılar var ve biz bu sıkıntıları araştırıp, çözüm yolları bulmak yerine çok başka şeylerle uğraşıyoruz.
Çok yazdık ama yinelemekte yarar görüyoruz:
Yazımızın başında değindiğimiz gibi Türkiye’nin dışarıdaki imajı çok kötü ve bu turistleri ürkütüyor. Rusya’dan gelecek olanlar bile artık frene basıyor. Bunun iki nedeni var:
Rusya’daki ekonomik kriz artık Rus halkının dışarıda rahat tatil yapmasını önlüyor.
İkincisi ise Rus turistler Türkiye’yi “güvenli ülke” görmüyor. Can ve mal güvenliğinin bulunmadığı bir ülke olarak değerlendiriyor. Hemen her gün bir patlama, teröristlerle çatışma, ölüm ve yaralama haberleri, savaş hali gelecek olanlara da geri adım attırıyor.
Bir başka neden de Rusya’daki tur operatörleri, başka Akdeniz ülkeleri ile yapılan anlaşmalarla Rus turistleri buralara gönderiyor. Zengin Ruslar, artık “her şey dahil” sistemin dışında arayışlar içindeler. Bu nedenle de İspanya, İtalya, Yunanistan (adalar) Rus zengin turist kaynıyor.
Şimdi yapılan çalışmalarda “Acaba 2015 rakamlarını yeniden yakalayabilir miyiz?” deniliyor. Bunu zor görüyoruz. Rakamlar ortada, Türkiye’nin dışarıdaki imajı ortada.
Terörün ortasında bir ülkeyiz. Etrafımız ateş çemberi ve sorun yaşamadığımız ülke yok gibi. “En iyi dostlarımız” dediğimiz Araplar bile artık Türkiye’yi tercih etmiyor. Katıldığımız turizm fuarlarından elimiz boş dönüyoruz. Tanıtım eksikliğimiz ise bildiğiniz gibi devam ediyor.
24 Ekim, aslına bakılacak olursa Türk turizm için bir felaket yılı olarak da değerlendirilebilir. 25 yıllık birikim ve değerler bir anda sıfırlandı. Rusya ile Türkiye arasında sıkıntıların olmadığı görüşü yaygınlaşsa bile, teknik sorunlar, güvenlik sorunları hala devam ediyor. Bu da yıkımın kolay kolay tamir edilemeyeceğini gösteriyor.
Sorun sadece Rus turistlerle de sınırlı değil. Avrupa’dan da çok turist ağırlıyoruz, bunlar da kesildi. Bugün, Batı’dan gelen turistlerin ağırlıklı olduğu turizm beldelerimiz de sıkıntılı günler yaşıyor.
Bir de şu gerçek var:
Turizm sadece konaklama ile değil, yan sektör ile “bacasız sanayi” durumunda. Darbeyi yiyen sadece konaklama tesisleri olmuyor. Yeme-içme sektörü, çalışanlar, taşımacılık, esnaf da bu sıkıntılardan etkileniyor.
Doların ateşi düşürülemedi ve Dolardaki artış, kira bedellerinin ödenememesi ile sonuçlanıyor. Bu da esnafı daha da sıkıntıya sokuyor. Zaten iş yapamayanlar, bu yükseliş karşısında dükkânlarına kilit vurmaktan başka çare bulamıyor. Turizmdeki sıkıntı ekonomideki sıkıntı ile birleşince “ortaya çıkan tabloyu artık sizler değerlendirin” diyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın