Adım adım haramiler rejimine doğru gidiyoruz…
Adım adım diktatörlük rejimine doğru gidiyoruz…
Şimdi diyeceksiniz ki “Peki şu yaşadıklarımız nedir? Şu yaşadıklarımız, şu uygulamalar diktatörlük değil midir?
Keyfilik yok mudur bugünkü ortamda?
Zorbalık yok mudur?”
Var… Elbette var… Ama şunu şimdiden söyleyelim:
Önümüzdeki aylarda, yıllarda bu günleri mumla arayacağız…
Çünkü ülkeyi Mussolini, Hitler yasaları ile yönetmek isteyenler var…
Çünkü tek adam, tek söz sahibi olmak isteyenler var.
Çünkü o kadar çok yolsuzluk, hırsızlık, hukuksuzluk batağına saplandılar ki artık geriye dönüş umutları bitti, tükendi…
Bu yolda ya gidecekler, ya gidecekler…
Ya Cumhuriyet rejimini yıkıp, yerine hilafet, sultanlık rejimini kuracaklar, ya kuracaklar…
Başka seçenekleri kalmadı…
Yoksa, saltanatları yıkılacak, düzenleri bozulacak
Yoksa yargı karşısına çıkıp, hesap verecekler…
Facebookları, Twitterları, Instagramları, WhatsApları işte bunun için kapatıyorlar…
Harp okullarını, askeri liseleri bunun için kapatıyorlar…
Basını, yazarları bunun için baskı altına alıyorlar…
İstiyorlar ki çete düzenine giden yol üzerinde hiçbir engel kalmasın… Kimse önlerine çıkmasın… Her taraf dikensiz gül bahçesi olsun…
İstiyorlar ki yaptıkları pisliklerden, rezilliklerden kimsenin haberi olmasın…
Kimse bir şey duymasın, gerçekleri bilmesin…
Sözün tam burasında, yanlış anlaşılmamak için, bir noktaya açıklık getirelim… Biz, vatanı Ortaçağ’a götürmek isteyen FETÖ darbesine karşıyız… Biz, PKK’nın ülkemizi parçalamasına karşıyız… Bu dinci ve etnik kalkışmaya yapılan operasyonları destekliyoruz…
Amaaa…
Bütün bu isyancıları besleyip, semirten, yılandan ejderha yaratanın da AKP iktidarı olduğunu söylüyoruz… “AKP de en az onlar kadar suçludur” diyoruz.
AKP, bu suçlarını örtbas etmek, gizlemek için, Tüm TV’leri, tüm gazeteleri, (bir kaçı hariç) Mütareke Basınına dönüştürdü. Ama bu da onlara yetmiyor şimdi… Bunlardan çok daha güçlü, daha yaygın İnternet basını var… Onu da susturmak gerekir…
Çünkü birçok ülkede direnmeler, karşı koymalar, gerçekler sosyal medyada ortaya kondu, deşifre edildi…
Onlar bunu çok iyi biliyorlar… Onun için bu sesi kesmek istiyorlar…
Biz, bu günlere gelineceğini 14 yıldır söylüyoruz… Devrimci, demokrat, Atatürkçü güçleri hep uyanık olmaya, birleşmeye, Cumhuriyet rejimi düşmanlarına karşı mücadeleye çağırdık… Bu konuda onlarca makale yazdık…
Muhalefete “Koltuk değnekliği yapmayın, yedek lastik olmayın” dedik… Bir sabah sizin de kapınızı çalabilirler” dedik.
“Biz tehlike görmüyoruz, Cumhuriyet ve laiklik güvencede…” dediler…
İşte o günler şimdi gelip çattı…
Artık CHP’li belediye başkanlarına da “Yurt dışına çıkma” yasağı getirmeye başladılar…
Çok kötü bir ortamdan geçiyoruz, çok kötü bir geleceğe doğru koşar adımlarla ilerliyoruz…
Üç buçuk yaşındaki bebelerimizi tecavüz ederek öldürüyorlar. Vakıf yurtlarında oğlanlar tecavüze uğruyor… Kızlarımıza tekmelerle saldırıyorlar…
Uyan ey halkım, kaldır başını kan uykulardan…
Sonra “Kendim ettim kendim buldum” diye ağlama.
Vakit çok geç olmadan, kalk dizlerinin üstüne, doğrul…
Altı yaşındaki çocukları evlendirmeye kalkan, anasının diz kapağından tahrik olan imamlara, aydınlanma, cumhuriyet, Atatürk düşmanı fesli delilere bırakma ülkemizi…
Ey muhalefet, ya sen, ne zaman yumruğunu sıkacaksın, ne zaman meydanlara çıkacaksın?
Sıranın sana geldiğini görmüyor musun?