Hanedanın ortağı olarak çözümsüzlüğe katkı sunmak da mümkün
ABD’de bizzat Obama tarafından yapılan açıklamanın da gösterdiği gibi Kıbrıs Sorunu’nun çözümü önümüzdeki dönemin ana konularından biri olacak.
Türkiye ve Yunanistan AB ve ABD destekli bir şekilde bu konuda oldukça olumlu açıklamalar yapmaktalar. Rum Kesimi’de hazır gözüküyor.
Ya KKTC?
Bugün KKTC’nin yeni şeçilen vekilleri yemin edecek ve inşallah KKTC yakın bir gelecekte özellikle bu yukarıda dile getirdiğim çözüm konusunda Türkiye ile tam bir ahenk içinde kendi geleceğini belirlemek üzere kolları sıvayan ve tüm sorumluluğu yüklenen bir hükümete sahip olacak.
Peki bu gerçekten bu kadar kolay mı?
Maalesef değil.
Çünkü Kıbrıs Sorunu’nun Çözümü bazılarının ana sorunu değil!
Ben söylemiyorum.
Kuzey Kıbrıslı politikacılar dile getirmekte. İşte kendisi ile hiç bir yakınlığım olmayan ve belki de bir çok konuda farklı düşündüğüm Sonay Adem’in “hepimizi düşündürmesi” gereken açıklamaları:
Star Kıbrıs isimli gazeteye konuşan CTP-BG’li politikacı ve eski bakan Sonay Adem “doğrudan doğruya Eroğlu’nun UBP’deki bazı kişileri seçtirmek, bazılarını seçtirmemek, UBP’den DP’ye geçen kişilerin seçilmesi yönünde bir sonuç beklendiğini savunan Adem, sağda ve solda bazı partilerinde bu ittifakın içinde yer aldıklarını” açıkladı.
Adem sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece sağ partiler değil CTP’nin içerisinde de belli kesimlerde ne yazık ki böyle bir karma çetesinin içinde yer almışlardır. CTP kurulduğu günden bugüne kadar disiplini, ilke ve prensipleri açık olan bir siyasi partiydi ve bu özelliklerinden dolayı gıptayla bakılıyordu. Herkes prensiplerine gıpta ederdi ancak bu ilke ve prensipler son seçimde ayaklar altına alınmış ve CTP’de oluşan çeteler vasıtasıyla yer ettirilmiştir. Örneğin Mağusa’da ilk kez 2 bin 500 CTP oyu bozulmuş, ilk kez 2 bin 9’un altına düşmüştür. Bu hem şık olmamıştır, hem de ilke ve prensiplere aykırı bir durum ortaya çıkmıştır. CTP’nin sloganı ‘Güçlü gelenek, güçlü gelecekti’. Ne yazık ki bu seçimde CTP geleneği yerle bir edilmiştir.”
Sonay Adem özellikle kendi partisini de sert birt şekilde eleştirdiğini göz önünde tutacak olursak eminimki bu açıklamayı yapmadan önce çok düşünmüştür.
Onun açıklamalarından da ortaya çıktığı gibi onlarca yıl Türkiye’nin statükocu hükümetlerinin “emir eri” gibi davrananlar şimdi birden farklı hedeflere yönelmiş vaziyetteler. “Statükocular” her zaman çözüme karşıydılar. Değişen bir durum yok!
Benzeri açıklamaları 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ta dile getirmekte.
Medyadan öğrendiğimize göre “UBP ile CTP-BG’nin koalisyon kurabileceği yolundaki görüşü ve bu konuda Ankara’dan telkin gelip gelmediği yönündeki soru” üzerine Mehmet Ali Talat, Ankara’dan böyle bir telkin gelmediğini kesin bir dille ifade etmiş. İlginç olanı geçmişte “Ankara’nın papağanlığını” yapanların bugün böyle “uyduruk” iddialarla ortaya çıkmaları!
2. Cumhurbaşkanı Talat, UBP’nin hükümette iken çok kötü şeyler yaptığını ve halkın günahkar olarak gördüğü herkesi sandıkta bıraktığını belirterek, bu çerçevede UBP’nin bir değişime gittiğini; öte yandan DP’nin UBP’nin yarısını ve Eroğlu’nu bünyesine alarak eklektik bir parti haline geldiğini söylemiş.
Zihniyet olarak DP-UG ile UBP’nin aynı olduğunu söyleyen Talat, “aralarında zihniyet farkı olmadığına göre Eroğlu’lu DP-UG yerine, UBP ile koalisyon kurulmasında ne gibi bir sakınca olur ki bu kadar tepki geliyor” diye de haklı olarak da sorma ihtiyacı duymuş!
UBP’nin yarısının şimdi DP-UG içerisinde olduğunu ve “DP-UG’nin bütünüyle Eroğlu’nun vesayetine girdiğini” söyleyen 2. Cumhurbaşkanı Talat, Eroğlu’nun iktidarını koruma pahasına UBP’yi paramparça etmeyi göze aldığını dile getirmiş. Talat, bu durumda DP-UG ile kurulacak bir koalisyonda Eroğlu’nun “neler yapabileceğinin” düşünülmesi gerektiğini bir uyarı olarak belirtme ihtiyacı duymuş.
UBP ile CTP-BG’nin biraraya gelmesinin tabana yönelik zorluklarını bildiğini ifade eden Talat, esas olanın iyi bir hükümet programında anlaşma sağlanması olduğunu belirttirken, “UBP ile hükümet kurulabileceği görüşü eleştirilirken kendisinin Cumhurbaşkanı adaylığı için bunu yaptığının iddia edildiğinin” hatırlatılması üzerine, 2. Cumhurbaşkanı “yoksa bu önerimi eleştirenler Eroğlu’nun Cumhurbaşkanlığından memnun ve mesut mudurlar?” diye sormadan edememiş.
Evet top CTP-BG’de.
“Hanedanın kucağına oturup, oturmama konusunda” karar verecek olan bu partinin tavrını izlemek kalıyor bizlere de!