Kesin Delil

serdaroglu

Kesin Delil

Mahkemelere gide gele, AKP tarafından televizyonlara maaşla sürülen yandaş hukukçulara ders verecek hale geldik!

Türk Hukukunda iki çeşit delil vardır; Kesin Deliller ve Takdiri Deliller. Konumuz “Kesin Delil” olduğuna göre, bugün onu inceleyeceğiz. “Yargıcı bağlayıcı nitelikleri olan delile kesin delil denir!”

Yani Yargıcın takdir hakkını kullanmasına bile olanak vermeyen açıklıktaki deliller kesin delil sayılır. Yargıç bir delilin kesin olduğunu anlamak için şunları arar;
İkrar (Kabul)-Kesin Hüküm- Senet-Yemin…

Günlük yaşamdan örnek vermek gerekirse;
Kızın anası mahkemede ısrarla, “Benim kızım, kız oğlan kızdır, eline erkek sinek bile değmedi” diye diretir! Yargıç, bir önündeki “8 aylık hamile” diyen heyet raporuna, bir de kızın patlamak üzere olan karnına bakmış ve “Anladık Hanım, kızına erkek sinek değmemiş olabilir ama, ortada kesin deliller var. Sen yalan söylüyorsun” der.

Şimdi gelelim esas gerçek delile;
Erdoğan, 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra meydandaki binlerce kişinin ve televizyonların önünde aynen şöyle konuşuyor; (İsteyen Oda TV’den sesli olarak dinleyebilir)
“17 Üniversite kurmak için geldiler, hepsini ONADIM. Bu muydu hainlik be! Bu ne vicdandır be! Okullar için yer istedi VERDİK. Uluslararası camiada davet ettiler, devlet başkanlarına, hükümet başkanlarına bunları biz REFERE ETTİK. (Biz FETÖ’ne kefiliz dedik, diyor) Olimpiyat dediler, her türlü desteği VERDİK. Ne nankörlük bu ya! Ne istediniz de alamadınız…”

Hukuk Fakültelerinin kenarından geçerken, fakülte duvarına değen bir aydına, “Yav arkadaş, bak bakalım şuna. Bu ifadeye, kesin delil diyebilir misiniz” diye sorsanız ne der bilir misiniz?
“Arkadaş, her şey ortada değil mi? Adam binlerce kişinin önünde, televizyonlar tüm dünyaya canlı yayın yaparken “İKRAR” etmiş. Bundan iyisi Şam’da kayısı! Bal gibi kesin delil!”

Erdoğan bu konuşmayı yaparken kimse onu zorlamadı, tehdit etmedi! Bu konuşma hukuk sistemimizdeki “Kesin Delil” şartının en açık ifadesidir.

Ey, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin “Anayasa teminatı” altındaki “Bağımsız ve Tarafsız” Cumhuriyet Savcıları ve Yargıçları, sizlere soralım;
-Erdoğan’ın ifadeleri için sizlerin yorumunuz nedir?
-Cumhurbaşkanının meydan konuşmasını dikkate alınacak kadar ciddi
bulmuyor musunuz?
-Sizler Türk Milletini kör-sağır ve aptal mı zannediyorsunuz? Susarak ve görmezden gelerek, bu korkunç olayı geçiştireceğinizi mi umuyorsunuz?

Sayın Erdoğan;
“Benim 241 şehidimin hesabını kim verecek” diye bağırıyorsunuz!
Ben söyleyeyim; 241 şehidin ve Gazilerin hesabını doğrudan siz vermelisiniz. Tüm konuşmalarınızda, FETÖ’nü koruduğunuzu, büyüttüğünüzü, ne istedilerse verdiğinizi, CIA uşağı FETÖ ile menzilinizin AYNI olduğunu ısrarla vurguluyorsunuz. FETÖ’nü, Türkiye’de darbe girişiminde bulunabilecek güce siz ulaştırdınız. Hakan Fidan tarafından kontrollü olarak gerçekleşen darbe girişiminin gerçek izleri çok yakında ortaya çıkacak. Türk Milleti tüm gerçekleri öğrenecek…

Ey Adalet, geldinse üç kere vur…

Sağlık ve başarı dileklerimle.

Rifat SERDAROĞLU


Yazıları posta kutunda oku