Almanya ile Kriz Bitti mi?

Türkiye , 2 Haziran’da Ermeni soykırım tasarısını onaylayan Alman milletvekillerinin İncirlik Üssü’ndeki Alman askerlerini ziyaret etmesine uzun süre izin vermemiştir. Krizin çözümü için Türkiye, Almanya’dan Federal Meclis’in Ermeni tasarısına mesafe koymasını ve soykırım tasarısının hukuki bağlayıcılığı olmadığını açıklamasını istemiştir. Almanya’nın milliyetçi sol Der Spiegel dergisinin haberine göre üst düzey bir Türk diplomat “Biz parlamentonun aldığı tasarıyla yaşayabiliriz. Ama Alman hükümeti soykırım kararının hukuksal bir yaptırımı olmadığını açıklamalı” demiştir.

Bu süreçte Türkiye’nin İncirlik’e sivillerin giremeyeceğini açıklamasına rağmen Alman Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) Milletvekili Christian von Stetten Alman askerlerini ziyaret etmek için gittiği İncirlik’ten geri çevrilmiştir.

Federal Parlamento’daki oylamada 630 milletvekilinden sadece 165’nin oyu ile kabul edilen karar sonrasında koalisyon ortaklarından Hıristiyan Demokrat. CDU Başkanı Merkel ve Sosyal Demokrat-SPD Başkanı Gabiel’in, ”Bundestag’ın 2 Haziran 2016’da ‘Ermeni ‘Soykırımı’ hakkında almış olduğu siyasi karar bizim hükümeti bağlamaz” açıklaması sonrasında kriz çözülmüştür.
Açıklamanın açılımı şöyledir: Hükümet olarak Bundestag’ın aldığı tavsiye kararı bizim için yok hükmündedir. Tavsiye kararını alanların hükümetin kendi milletvekilleri olduğunu düşünürsek, bunun açılımı da biz tükürdüğümüzü yalasak da sorun yoktur. (German Chancellor Angela Merkel stated recently that she “is not distancing herself from a Bundestag resolution on Armenian Genocide).
Yapılan açıklama, 2 Haziran’daki kararı ortadan kaldırmamıştır. Massispost’ ta 6 Eylül 2016’da yer alan habere göre Cem Özdemir, Ermeni sözde soykırımı önergesinin reddedilemeyeceğini söylemiş ve bu önerge ile parlamenterlerin 1915 ile ilgili Alman İmparatorluğu suçlarını da kabul ettiklerini bildirdiler demiştir. (Berlin, Mediamax Cem Ozdemir: Resolution on Armenian Genocide Cannot be Overruled Co-chairman of the German Bundestag’s Alliance ‘90/The Greens political party Cem Ozdemir said that the Bundestag resolution on the Armenian Genocide cannot be overruled

Bu süreçte ilginç bir gelişme de yaşanmış, askeri darbeye karşıyım diyen ve Ermeni soykırımı konusunda mesafeli duran milletvekili Refik Mor için partisinden (CDU) ihraç kararı çıkmıştır.

Alman Federal Parlamentosu “Onların (Ermeni’lerin) yaşadıkları, 20. yüzyılda yaşanmış en korkunç kitle katliamı, etnik temizlik, sürgün ve soykırım tarihi için bir örnektir’’ iddiası ile bu kararı almış, bir çok bağımsız tarihçiye de atıfta bulunmuştur. Oysa ceza hukukunda temel prensip yasaların geriye yürütülmemesidir. Olayın yaşandığı dönemde cezai yaptırımı olmayan bir eylem, daha sonra cezalandırılamaz. (Alman Anayasa’sının 103. Madde 2. Paragrafı ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 7. Maddesi) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiştir. Alman Anayasası 103. maddesine göre bir eylem, ancak yapılmadan önce cezai yaptırımı yasalarla belirlenmiş ise cezalandırılabilir.
Parlamento’daki görüşmelerde, soykırım suçu terimini ilk kullanan Polonyalı Yahudi avukat olan Rafael Lemkin’in 1948’den önce de soykırımdan söz ettiği ve bu anlamda bunun 1915 yılını da kapsadığı belirtilmiştir. İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Lemkin “Jenosit konusuna nasıl geldiniz” sorusuna cevaben “Jenosit ile ilgilenmeye başladım, çünkü birçok kez gerçekleşti. Önce Ermenilerin başına geldi ardından da Hitler harekete geçti” demiş olsa da Lemkin 24 Haziran 1900 doğumlu olup, 1915 yılında 15 yaşında idi.
Ayrıca alınan karar, kuvvetler ayrımı kapsamında Almanya Anayasası’nın 20. Madde 2. Bend‘ine göre suç oluşturmaktadır. Siyasetçiler, sadece yasa koyucu olup, yargıçlık veya polislik yapma yetkisini kullanamazlar. (Almanya Anayasa Mahkemesi Kararı: BVerGE 47, 109 u.a) Ayrıca, ceza hukukundaki “kıyas yasaktır” temel ilkesi de ihlal edilmiştir. (Nulla poena sine lege stricta)
Parlamento, Osmanlı hükumetini soykırımla suçlayarak, Osmanlı devletinin hukuki devamı ve mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyetini ve vatandaşlarını soykırımın hukuki sonuçlarından sorumlu tutmuştur. Alman Ceza Kanunu’nun 190. maddesine göre “hakaret ve iftira” suçu işlenmiş olmasına rağmen bu karar alınmıştır.

Karar ortadan kalkmadığına göre, Almanya’daki okulların ders kitaplarında sözde soykırım konusunun işlenip işlenmeyeceği belli değildir. Eğer ders kitaplarına Ermeni soykırımı konusu dahil edilirse, Almanya’da eğitim alan Türkler için büyük haksızlık da yapılmış olacaktır ve Almanya ile yeni bir kriz çıkacaktır.

Sevgili Okurlar,
Kurban Bayramınızı kutlar, sağlık ve mutluluklar dilerim.

Türkiye , 2 Haziran’da Ermeni soykırım tasarısını onaylayan Alman milletvekillerinin İncirlik Üssü’ndeki Alman askerlerini ziyaret etmesine uzun süre izin vermemiştir. Krizin çözümü için Türkiye, Almanya’dan Federal Meclis’in Ermeni tasarısına mesafe koymasını ve soykırım tasarısının hukuki bağlayıcılığı olmadığını açıklamasını istemiştir. Almanya'nın milliyetçi sol Der Spiegel dergisinin haberine göre üst düzey bir Türk diplomat “Biz parlamentonun aldığı tasarıyla yaşayabiliriz. Ama Alman hükümeti soykırım kararının hukuksal bir yaptırımı olmadığını açıklamalı” demiştir. - merkel

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir