-
Mutlaka okumanızı rıca ediyorum, bütün Müslümanları/ülkerimizi önemle ilgilendiriyor…
Türkiye’de ve dünyada olup bitene şu aşıdanda bakılmasını ısrarla rıca ediyorum.
Bundan birkaç yıl önce (tahminen 2008-2011 arası) Danimarka gazetelerinin birinde, okuduğum bir yazı ve yazıya ilişkin dünya haritasındaki, Müslüman ülkelerinin hepsi yeşil renkle, üzerilerinde hilal olmak üzere resim edilmiş haberi hatırladım, haberin içeriğini kısaca anlatmadan önce, şu bildiğim Hıristiyan’ların düşüncelerini belirteyim.
Hıristiyan dünyası, Müslüman dünyasını kendisine tehdit unsuru olarak görüyor, tabii bunun sebebi ise, kendilerinin Müslüman dünyasını şimdiye kadar, sürekli tehdit etmiş olması.
Çünkü Hıristiyan dünyası, kendi düşüncelerine göre, dünyayı yalnızca kendilerinin yönetmesi gerektiğini, kendi üstün refahları için düşünüyorlar.
Diğer dinlere mensup olan ülkeleri, kendilerine tehdit unsuru görmemelerinin sebebi ise, ya çok fakir ve gelişmemiş olmaları veya çok küçük ve az nüfusa sahip olmaları, tabii buna İsrail’de dahil.
Yalnız işin tabii bir boyutu daha var, o da müslümanlığa karşı savaşan ülkeler veya milletler, düşmanları dahi olsa aynı amaç için savaşıldığı müddetçe, Hıristiyanlar için dostdur.Mekale hatırladığım kadarı ile kısaca şunları içeriyordu.:
Mekalenin Başlığı…
İSLAM TEHDİTİ…
Bu işaretlenmiş olan İslam ülkeleri, son yıllarda hem ülke olarak, hemide millet olarak, çok hızlı şekilde değişime uğruyor, genel olarak İslam ülkeleri toparlanma be bir tür birlik beraberlik içerisine giriyor, başka bir deyimle, içlerinde önde giden çok hızlı gelişen ve zenginleşen ülkeler/işadamları diğerleri tarafından örnek alınıyor veya yardımlaşılıyor.
Bunların önde gidenlerinin içerisinde, çok hızlı ilerledikleri alanlar bilhassa, teknoloji, eğitim, asker, silahlanma ve üretim, parasal piyasalar, ulaşım, sanayi, sağlık, ticaret yani kısaca neredeyse her alanı yazmışlar.
Fakat bence en önemlisi belkide şu ifadeleridir.: Bu yükselişin içerisinde açık ve seçik görüyoruzki, bunlar için İslam, bunları bağlayıcı ve ortak noktaları. Dikkatimizi çeken en önemli faktör, islamın dünyada kesinlikle ülke/yönetim anlayışı olarak kabul edilmemesi üzere, kabul görülmesi için bir çaba, çünkü bunlar islamı çeşitli kılıflarda, ılımlı İslam, demokrat İslam, Hamas İslam, Şii İslam vesayre şekillerde, dünyaya sanki İslam anlayışı deyişmiş gibi göstererek, kendilerine dünyada bir saha açarak güçlenmeyi hedefliyorlar. Görünene görede bunu bayağı başarılı olarak götürüyorlar, bu hızla devam ederlerse, birkaç yıl sonra kesinlikle çok büyük bir dünya gücü olacaklar.Bizim Hıristiyan dünyası olarak, mutlaka acil olarak bu duruma bir şekilde müdahale edilmesi gerektiğini düşünüyoruz, aksi takdirde herşey için, dünya adına çok geç olacak.
Unutulmaması gereken en büyük mesele, herkezin çok iyi bildiği, Müslümanlar için cihad diye birşey var, her nekadar ılımlı veya demokratta olsalar ve hatta bizlerden daha iyide demokrat olsalar bile, yeterince güçlü oldukları zaman, bir gün gelecek cihad adı altında, bizleri işgal edecekler ve Hıristiyanlık diye birşey kalmayacak…
Son…Bence biz Müslümanlar, kesinlikle çok dikkatli olmamız lazım, bilhassa Türkiye Cumhuriyeti, Türk ülkeleri ve Türk milleti.
Bunlar İslam dünyasının en tehlikelisi gördükleri biziz.
Avrupalıların kullandıkları bir deyim var… “Türk gibi güçlüsün”Yeterince güçlenmedik ise eğer, altdan alıp sakin ve sabırlı olmamız şarttır…
Yeterince güçlendik ise eğer, akıllı ve cesurca kesinlikle bunların bizi susturmalarına izin vermememiz şarttır…Birşeye çok ama çok dikkat etmemiz lazım, bunlar bizi Medya’dan analiz ediyorlar, hatta yönlendirdikleri birçok Müslüman ve ülkesi de var.
Bizlerde onları yönlendirmeye imkanımız yetmiyorsa, en azından medyalarından ama, en çok yazılı (gazete/dergi) medyalarından analiz edelim onları. Tv’de görmediğimiz haberlerin, hepsini yazılı medyada görürüz. Bunun sebebi ise, avrupalıların heryerde ama heryerde, evde, wc’de, okulda, işde, doktorda, tren’de, otobüs’de.. heryerde… Sürekli gazete/dergi okumaları, alışkanlık haline getirmişler, diş doktoruna geldi örneğin, kişinin ve eğer varsa çocuğunun ilk işi çeketini çıkarırlar askıya asarlar, sonra oturmadan, heryerde bir sürü çeşitli yetişkin ve çocuk için olan, gazete veya dergilerden birini alırlar, doktor sırası gelinceye kadar deliksiz okurlar, bu çocukluktan, çocuk dergileri ile başlıyor yetişkinine görede deyişik deyişik şeyler söylediğim gibi heryerde var.
Müslüman insanlarının okumayı sevmemesi sebebi ile de tabii bir çok şeyden haberleri olmuyor, zaten konuları işlerken, çoğu zaman kendi mizah anlayışlarını da katarlar, tabii bu da, konuyu yalnız kendilerinin anlama şansını çoğaltır.
Unutmayalımki, her atacakları kirli adım için mutlaka, kendi milletlerinden “hicaz” alıyorlar. Bunuda sanki tehlike, tehdit veya aşırı adaletsizlik unsurları varmış gibi, haber/köşe yazısı gibi yöntemlerle sürekli duruma göre değişen, örneğin 3 aydan 2-3 yıla kadar, bazı şeyleri süresiz bile halklarına pompalıyorlar, bu sayede bu hükümetler kendi halklarınıda arkalarına alıyorlar, sonra plan- projeyi yapıp ve atağa geçiyorlar. Tabii her ülke veya millet, hatta daha küçük toplumlara dahi, herbirine ayrı ayrı, yani topluluğun şekline şemaline göre plan- projeler geliştirip saldırıyorlar.Bu konuya değinirseniz, çok memnun olurum.
Bana konu hakkında düşüncelerinizle dönerseniz teşekkür ederim.
Mesut Topac
Bir yanıt yazın