Bu işin içinde bir koca var

Oray Eğin

Dış basının Türkiye’deki temsilcilerinden Amberin Zaman bir süre önce Ahmet Hakan’la girdiği polemikte kendisiyle ilgili şu açıklamayı yapmıştı: “Eşimin Amerikalı diplomat olması, Erivan’da görevli olması ne onları ilgilendiriyor ne de başkalarını. Sayın Hakan’ın özel hayatındaki kişiler, kendi yazılarını ne kadar etkiliyorsa eşim de beni ancak o kadar etkiliyordur -eğer böyle bir şey varsa.”

Açıkçası Ahmet Hakan’ın özel hayatının bir önemi yok ama Zaman’ın kocasının “sıradan” biri olmadığı ortada.

Bu yüzden de fazlasıyla “ilgi çekici” bir haber.

Birkaç ay öncesine gidelim…

“Ermenilerden özür diliyorum” kampanyasının olacağı, Türk aydınların Erivan’a gidip bazı ziyaretlerde bulunacakları gibi iddialar “fısıltı gazetesi” tarafından medyaya yayılmıştı. Ortada kimi aydınların isimleri geçiyordu ancak herkes başka bir şey söylüyordu.

Fakat istikrarlı bir şekilde adından hep söz ettiren ve bu kampanyayla iliştirilen kişi Amberin Zaman’dı. Kaynaklarımdan biri bana bu projenin mimarlarından birinin o olduğunu bile fısıldamıştı. Hatta Erivan’a gidecek kafileye başkanlık yapacağını bile söylemişti. Ne oldu, planlar nedir, bilmiyorum.

Zaten birkaç gündür tartışılan “Ermenilerden özür diliyorum” kampanyasının kanaat önderleri ise kamuoyuna Ahmet İnsel, Cengiz Aktar ve Ali Bayramoğlu olarak yansıdı.

Ancak Amberin Zaman da konuya kayıtsız değil. Taraf’taki köşesinde kampanyayı “gönülden desteklediğini” yazdı.

Onca destekleyen arasında neden Amberin Zaman üzerinde duruyorum peki?

Çünkü kocası Amerikalı bir diplomat. Dahası Erivan’a yerleştirilmiş bir diplomat. Amberin Zaman da sık sık Erivan’a gidip geliyor.

Kampanyaya verdiği destek bu aile yapısına bakıldığında bir tesadüften daha fazla olabilirmiş gibi geliyor bana.

Hem hatırlayalım: Barack Obama’nın Başkanlığı’nı Türkiye’den destekleyenler ağırlıklı olarak kimlerdi? Yandaş basın, liberaller, İkinci Cumhuriyetçiler…

Coşkuyla, adeta Amerikan seçmeni gibi yayınlar yaptılar. Amerika’daki liberal ve demokrat basından aşağı kalır yanları yoktu…

Peki Obama’ya karşı çıkılmasının en büyük sebeplerinden biri neydi Türkiye’de?

Yardımcısı Joe Biden’ın da etkisiyle “Ermeni Soykırımı”nı Amerika’nın onun başkanlığı döneminde resmen tanıyacağından endişe ediliyordu. Obama’nın Ermeni lobisine sadece seçim yatırımı için göz kırpmadığı, geçmiş dönemlerin aksine bunu Kongre’ye taşıyacağı epey geçerli bir argümandı.

Şimdi bir de şu özür dileyenlere bakalım…

Obama’ya destek verenlerle aynı isimler, aynı çevrenin insanları değil mi? Yine o bildiğimiz İkinci Cumhuriyetçiler, liberaller… Bu isimlerin görüşleri de aşağı yukarı belli. Türk siyasetine, AKP’ye, İslam’a, Ortadoğu’ya bakışları belli. Ergenekon konusunda aldıkları tavırlar da…

Ve bütün bu fikirlerin ortak özelliği hiçbirinin “orijinal” olmaması. Amerika’daki neo-con’ların çeşitli makaleleri, konferanslarda dillendirdikleri görüşleri adeta tercüme edilerek aktarılıyor onlar tarafından. Washington’daki düşünce kuruluşlarında, journal’larda neler varsa bizimkilere adeta servis edilmiş ve ortak bir beyinden çıkan görüşleri okuyoruz. Hepsi Amerikan kaynaklı yazılanların ve eninde sonunda Amerika’nın çıkarlarını savunuyor…

Şimdi bağlantılar birleşince de şaşırmamak mümkün değil…

İşte Amberin Zaman ve eşi bu yüzden önemlidir…

Bir de bu aile fotoğrafına bakalım…

Asla aklımın almadığı şu: Yasemin Çongar neden rahatını bozup yaşadığı Washington’dan Türkiye’ye döndü ve Taraf gibi bir gazeteyi çıkarmak için kendini ortaya attı. Hali vakti, rahatı yerindeydi, oturmuş bir kurumda çalışıyordu… Neden bu maceraya atıldı?

Bir türlü bu sorunun cevabını alamıyoruz…

Peki çıkardığı gazete neler yaptı? Türk Ordusu’nu yıpratacak haberlere imza atmak için fırsat kolladı. Yalan belgeler yayınladı, sızdırılan dosyaları kontrol etmeden sayfalarına taşıdı.

En son da Aktütün fiyaskosundan sonra daha da yüksek sesle tartışılmaya başlandı…

O fabrikasyon görüntüleri Taraf’a servis eden üzerine fikir yürütüldü…

“Türkiye’nin o görüntüleri çekecek insansız hava aracı yok” dendi, “İnsansız hava aracı Amerika ve İsrail’de var.”

Amerikan gizli servislerinden Taraf’a servis yapıldığı üzerinde duruldu…

Bu tartışmaları aklımızın bir köşesinde tutalım.

Yasemin Çongar’ın eşi nerede çalışmıştı?

CIA’de?

Bu da mı tesadüf?

Bu gazetecilerin eşlerinin böyle tartışmaları konulara teğet geçen noktalarda bulunmaları tesadüf olabilir mi?

Neden özür diliyorlar?

Tek bir cümleyle açıklayayım: Çünkü bu sayede aydın olacaklarını düşünüyorlar da ondan. Serdar Turgut’un AKŞAM gazetesinde geçtiğimiz ay yazdığı “Rokoko entelektüeller” temalı yazılarına bakın mutlaka. Bu aydınların düşünce sistematiğini daha ortada bir kampanya yokken çok güzel açıklamış.

Oray Eğin - think tank dusunce kurulus

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir