1.. Ermeni Radyosu web sitesinde yer alan haber başlığı : “ Ermeni <sözde> soykırımı temalı ‘ Söz – The Promise ’ filminin galası Toronto film festivalinde.” Haberin özeti : “Kirk Kerkorian’ ın ‘ Survival Pictures’ şirketi tarafından yapılan uzun metrajlı Ermeni <sözde> soykırımı temalı ‘ Söz ’ filminin dünya galası 11 Eylül’ de Toronto film festivalinde yapılacak. Film, ödül kazanmış olan Ruanda Oteli filminin yönetmeni Terry George tarafından çekilmiş, baş rollerde Golden Globe ödülü kazanan Oscar Issac, Akademi mükafatı kazanan Christian Bale ve Charlotte Le Bon yer alıyor. Filmin konusu şöyle : ‘ Mütevazı bir eczacı olan Michael, tıp eğitimi için köyünden ayrılarak kozmopolit bir şehir olan Konstantinopol’ (İstanbul) e gider. Amerikalı bir gazeteci olan Chris, kısmen jeopoliitik ile ilgilenmek üzere ülkeye gelmiş olup Paris’ te eğitim görmüş yetenekli bir Ermeni sanatkarı olan Ana ile ilişki kurmuştur. Michael, Ana ile karşılaşınca müşterek mirasları nedeniyle aralarında bir bağ oluşturur ve bu durum iki erkek arasında bir rekabet meydana getirir. Türkler, Almanların tarafında savaşa katılınca, Osmanlı İmparatorluğu azınlıklarına karşı şiddet uygulamaya başlar. Filmin 2017 Akademi ödülü için kısa listeye alındığı söyleniyor. (Not: Haberin yer aldığı web sitesine yorum verebilirsiniz., o.t.)
- Openpr.com’ da yer alan haberin başlığı : “ Waterberg Savaşı Soykırım Yıldönümü – ‘ Mama Namibya’ nın yazarı Mari Serebrov, 20 nci yüzyılın ilk soykırımı konusunda açıklama yayımladı.” Haberin özeti : “ 11 Ağustos Waterberg Savaşının 112 nci yıldönümünün esas olayı 20 nci yüzyılda ilk olan Herero Soykırımı idi. Holokost, Ermeni <sözde> soykırımı, Bosna soykırımı ve diğerleri müşterek hafızamızda yer etmişken, Batı dünyası Herero halkının uğradığı soykırımı pek bilmezler. Ödül sahibi Mari Serebrov’ un tarihi romanı ‘Mama Namibia’ 12 yaşındaki bir kız çocuğu olan Jahohora’ nın ilk ağızdan korkunç olayları bize büyüleyici biçimde anlatıyor. Alman Güney Batı Afrikasından sistemli biçimde atılan binlerce Herero ailesi çiftlik hayvanları ve dünyalıkları ile birlikte Waterberg’ e kaçtılar. İstedikleri tek şey barış idi. 11 Ağustos günü, Alman Generali Lothar von Trotha’ nın Herero’ ları yaş, cinsiyet, suçlu, suçsuz olduklarına bakmaksızın yok etmeyi planlandığı gün idi. Katliam için hazır bekleyen birliklerine ‘ Onları bir daha bize baş kaldıramayacak biçimde yok edin’ emrini veriyordu. O gün pek çok Herero öldürülmüş olmasına rağmen von Trotha’ nın onları yer yüzünden derhal silme planı başarısızlığa uğramıştı. Cepaneleri bitene kadar mücadele eden Herero savaşçıları ve kalan sivilleri gece karanlığından istifade ile kendileri için tek açık yer olan Kalahari Çölü istikametinde kaçtılar. Hereroların kaçışına kızan von Trotha peşlerine düştü, gerilerindeki kuyuları zehirledi, yakaladıklarını ölüm kamplarına koydu ve tıbbi deneylere tabi tuttu. Soykırım bittiğinde Herero’ ların %85’ i ölmüştü. ‘Mama Namibia’ romanında Jahohora’ nın Alman askerlerinden saklanan ailesini çölde aramasını anlatmaktadır. ( Not: Haberi veren site yorum kabul etmemekle beraber Mari Serebrov’ un e-posta adresi veriliyor, ayrıca, www.mariserebrov.com sitesi bu konudaki görüş ve önerileri beklediğini bildiriyor., o. t.)
Bir yanıt yazın