Hikmet Bila
Hayata bir ‘terörist’ olarak başlayıp ‘saygın’ bir devlet adamı olarak ölmek kaç kişinin harcıdır? Cuma günü 74 yaşında ölen Tasos Papadopulos bunu başardı.
Kıbrıs’taki Türklerin imha edilmesini hedefleyen Akritas Planı’nın mimarları arasındaydı. Terör örgütü EOKA’nın kilit isimlerinden biriydi. Rum çetelerinin, gizli servislerinin Türklere karşı kanlı eylemler yapıp suçu yine Türklere attığı dönemlerde İçişleri Bakanlığı bile yaptı.
Bir inancı vardı. Kıbrıs’ı bir Rum-Yunan adası olarak korumak. Türkleri adadan şu ya da bu biçimde silmek. Bu hedefinden de zerre kadar ödün vermedi. 2003’te Rum Yönetimi liderliğine seçildiğinde amacına daha sıkı sarıldı. Öyle sıkı sarıldı ki, o günlerde sadece Kıbrıs Rum halkını arkasına alıp bütün dünyaya meydan okuyacak cesareti ve kararlılığı gösterdi.
Başkanlık koltuğuna oturduğunda, Kıbrıs’a sözüm ona çözüm getiren Annan Planı gündemdeydi. Kıbrıslı Türkleri adada küçük bir azınlık haline getiren, Türkiye’nin ve KKTC’nin yıllardır savunduğu iki bölgeli, iki toplumlu federasyon tezini çöpe atan, adayı yeni çatışmalara, yeni savaşlara gebe bırakan Annan Planı’na bile ‘hayır’ diyebildi Papadopulos… Bu plana hayır denirse Avrupa Birliği üyeliğinin suya düşeceği tehditlerine kulak asmadı. Çünkü tarihi, Avrupa’yı, Amerika’yı doğru okuyordu. Annan Planı için yapılacak referandumun yaklaştığı günlerde, 7 Nisan 2003’te kameraların karşısına geçti ve şu tarihsel sözleri söyledi:
‘Ben devlet teslim aldım, eyalet teslim etmem. Bugün Kıbrıs’ın yarını için karar vereceksiniz, neslimiz için karar vereceksiniz. Gelecek nesiller için karar vereceksiniz. Yargınıza güvenim var. Tehditlerden korkmadığınıza inanıyorum. Son şans diyenlere inanmadığınızı biliyorum. Rum halkı, seni 24 Nisan’da güçlü bir hayır demeye davet ediyorum. Adaleti savunmanı, onurunu savunmanı istiyorum. Hayır desek de bir hafta sonra AB üyesiyiz.’
Papadopulos bu konuşmayı gözyaşları içinde yaptı. Bunlar hiç de sahte gözyaşları değildi; çünkü herkes onun davasına inandığını biliyordu.
Rumlar Papadopulos’un istediği gibi güçlü bir şekilde Annan Planı’na ‘hayır’ dediler ve bir hafta sonra Papadopulos’un dediği gibi Avrupa Birliği üyesi oldular.
İşte bu yüzden bugün Rumlar ömrünü bir davaya adamış Papadopulos için yas tutuyorlar. Ulusal yas ilan ediyorlar, bayrakları yarıya indiriyorlar. Yas süresince tüm etkinlikleri durduruyor, okulları tatil ediyorlar.
Annan Planı’na güçlü bir şekilde ‘evet’ diyen, ‘Evet demezseniz AB’yi unutun’ tehditlerine boyun eğen, Kıbrıs Türk davasının büyük lideri Denktaş’ın AB-medya darbesiyle uzaklaştırılmasına göz yuman ve sonunda AB’den esaslı bir kazık yiyen Türkler ne yapıyorlar? Papadopulos’un dümen suyunda, sersem sepelek ortada dolaşıyorlar.
Bir yanıt yazın