Erdoğan’ın asıl hatası Cemaat değildi/soner yalcin

SONER YALÇIN - image001 8

SONER YALÇIN

10 Ağustos 2016

Ali Deniz Kutluk adını duydunuz mu?
Tümamiral idi.
43 yıl sonra NATO’da tüm ülkelerin kuvvet planlamasından sorumlu “Branch Chief” konumuna yükseltilen Türk Komutan’dı.
Bir gün… NATO ana karargahında çalışırken, stratejik birimde çalışan ABD’li subay yanında sivil bir Amerikalı ile ziyaret randevusu alıp makamına geldi. Amerikalı sivil kendini saklamadı; CIA’da çalışıyordu.
İlk sorusu şu oldu: Türkiye kendisine rejim ihraç etmeye çalışan komşusu ile daha etkin mücadele etmeyi neden düşünmemektedir? Bahsettiği ülke, İran idi.
CIA görevlisi yanıtını beklemeden etkin mücadelenin yöntemini anlatmaya başladı.
Tümamiral Kutluk, biz Türklerin 500 yıldır İran’la aynı sınırı paylaştığını ve dost iki ülke olduğumuzu söyledi. Sadece bu değil…
Kutluk Paşa, Amerikalıların benzer “yoklamalarını” Karadeniz kıyıları içinde söylediklerine şahit oldu. Her seferinde Türkiye’nin rotasını Atatürk’ün çizdiği “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesi olduğunu söyledi.
Sonuçta ne oldu?
Tümamiral Ali Deniz Kutluk, Balyoz kumpasıyla 2010’da hapse atıldı. 18 yıla mahkum edildi! (Birlikte tutuklandığı Tuğamiral Cem Aziz Çakmak cezaevinde can verdi!)
Annesinin vasiyetiydi; deniz subayı olması. Ve bu nedenle oğluna “Deniz” adını vermişti.
ABD-CIA’nın isteklerine karşı çıkan Tümamiral Ali Deniz Kutluk hapiste emekli edildi; canından çok sevdiği üniformasını çıkardı.
Yerine getirilenler 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulundu.
Yani…
Emperyalizmin ayak izleri takip edilmeden nitelikli siyasal-ideolojik değerlendirmeler yapılamaz.

Asıl hatası

Erdoğan, “kandırıldım” dedi.
Doğru ama eksik!
Erdoğan ilk hatayı “BOP’un eşbaşkanıyım” diyerek yaptı. Asıl hatası buydu.
Cemaat, BOP’un aracıydı ve Erdoğan bunu bir türlü kavrayamadı.
Yetmezmiş gibi…
Hâlâ yandaşlar diyor ki; “Kemalistler Müslümanlara baskı yaptığı için AKP, Cemaat örgütlenmesine göz yumdu!”
Bu, ciddi tarih okuması olmayan son derece yüzeysel “gazetecilik” değerlendirmesidir.
Bu, CIA’cı G. Fullerlerin tezidir.
Bu, Amerikalı Noeconların tezidir.
Demek…
15 Temmuz kimi yandaşları aydınlatmamış; “kaba geleneksel bakıştan” kurtulamıyorlar.
Laik Kemalist Cumhuriyet -tıpkı Osmanlı gibi- dini yapıyı, -Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurarak- devlet kontrolü altına soktu. AKP ise, dini yapıları devlet kontrolünden çıkarınca ne oldu; Cemaat canavara dönüştü!
Biliniz ki, Sovyetler Birliği hariç dünyada hiçbir toplum gerçekten laik olmamıştır.
Biliniz ki, İslami muhalefet sanıldığı gibi laikliğin aşırılıklarına tepki sonucu doğmamıştır.
Kendinizi kandırmayınız.
Bazen kafayı kaldırıp dünyaya ve tarihe bakmak gerekir. Örneğin…
– Siyasal İslamı İngilizler Hindistan’daki toplumsal muhalefeti bölmek için “icat” etmedi mi?
– Osmanlı’ya “İslamcılık” akımı Hindistan/İngilizler üzerinden gelmedi mi? Cemalettin Afgani, Muhammet Abduh kimdir, daha tanımadınız mı?
– Müslüman Kardeşler Süveyş Kanalı’ndaki emperyalist çıkarlarını gözetenler tarafından kurdurulmadı mı?
Eğer geleneksel egemen sınıflar ile ABD’nin ittifakı olmasaydı El Kaideler, IŞİD’ler nasıl dünya sahnesine çıkabilirdi?
Uzatmayayım; yandaşların analizlerinde hâlâ ne kapitalizm ne de emperyalizm var. Hâlâ “alnı secdeye değen” duygudaşlık üzerinden meseleleri analiz ediyorlar. Oysa.
Açık yüreklilikle Erdoğan’a, “başımızı BOP yaktı” söyleme cesaretini göstermeliler.
Yoksa meseleyi hiç kavrayamayacaklar.

Mustafa Kemal tavrı

“Görmeyen” sadece kimi yandaşlar değil.
“Bizim Mahalle”den kimileri -Erdoğan düşmanlığı nedeniyle- gelişmeleri hâlâ “okuyamıyor.” Kimileri de beklemede.
Bakın. AKP ülkeyi; emperyalizm safından çıkaracaksa buna tavırsız kalamazsınız.
Elbette 200 yıldır siyasal İslam, anti-emperyalist olmamıştır. Ama, bundan sonra da olmayacağı anlamına gelir mi?
AKP, müttefiki emperyalizmin gerçek yüzünü görmeye başladı ise, “Erdoğan pragmatisttir” deyip buna kayıtsız kalınabilir mi?
Evet, “Bizim Mahalle” de “doğru okuma” için dünyaya bakmalıdır. İşte…
Önce ki gün… Rusya, İran ve Azerbaycan liderleri başkent Bakü’deki zirvede bir araya geldi. Dün… Erdoğan ile Putin yan yana geldi. CIA’nın Cemaat eliyle yarattığı krize noktayı koydu.
Küreselleşme hegemonyasına karşı kurulan yeni dünyada Türkiye’nin de bulunması için katkıda bulunmayalım mı?
Onlar Cemaatin gerçek yüzünü bizden çok önce gördü:
Rusya; Cemaat’i, “bunlar CIA adına faaliyet yürütüyor” diye ülkesinden kovdu.
İran; ısrarla Cemaatin hedefinde oldu; bu ülkeye girmesine izin verilmedi.
E. Elçibey‘i darbeyle yıkıp Azerbaycan’ın ABD kontrolüne girmesinde Cemaat’in oynadığı rolü de bir gün yazarım.
TSK’dan sadece “Avrasyacı” komutanlar neden atıldı; mesele açık değil mi?
Tüm bunlar “görülmeden” sağlıklı Cemaat değerlendirilmesi yapılamaz.
Sonuçta… Washington-Brüksel çizgisine karşı AKP bir duruş sergiliyor ise, buna gözümüzü mü kapatalım?
Diyorlar ki: “Liberaller de AKP’yi desteklemişti, gördük sonlarını.” Liberaller ile AKP’nin birleşme ve ayrılık nedeni, emperyalizm’dir!
AKP, emperyalizme ve onun ekonomik sistemi neoliberalizmle uyumlu ilişkisini sürdürürken liberaller tarafından destek gördü. Ne zaman (Çin’den füze alımı gibi) eksen değişikliği oldu; Cemaat ve liberaller AKP karşıtı oldu!
Yarın... AKP; küreselci emperyalizmle yine kolkola girip gerici sosyal hareket hüviyetine bürünürse, mücadeleye kaldığımız yerden devam ederiz. Bakınız…
Mustafa Kemal, Sultanahmet Mitingi’nin kahramanı Halide Edip‘i Ankara’da bağrına basmıştır. Fakat. Halide Edip Amerikan mandacılığında ısrar edince yolunu ayırmıştır.
Dediğim tam da budur.
Yolumuz “tam bağımsız Türkiye’yi kuracak” Mustafa Kemal’in yoludur; kafa karışıklığına gerek yoktur.

SONER YALÇIN - image001 1

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir