15 Temmuz sonrası TSK’ın her kurumunda askeri öğrencilerden en üst rütbeli subaya kadar binlerce kişi tasfiye ediliyor.
Kuvvet Komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığına bağlanmıştır, Genelkurmay Başkanı Cumhurbaşkanı’na bağlanmayı bekliyor.
Askeri liseler kapatılmış, Harp Okulları Milli Savunma Üniversitesi adıyla kurulacak bir akademik kuruma dönüşecektir.
Gelinen nokta tıpkı I.Dünya Savaşından yenik çıkan ve işgal edilen Türkiye’nin tüm askeri güçlerinin sıfırlanmaya çalışıldığı günleri hatırlatıyor.
Peki ne oluyor?
*
Dünya karmaşık, tek bir merkezden yönetilmeyen ve ekonomik, politik, sosyal ve askeri cepheleri olan,
Devlete bağlı olmayan aktörlerin, psikolojik harekâtın, sivil toplum örgütlerinin ve hukukun bir operasyon gücü olarak kullanıldığı,
Hedefe ulaşmayı uzun zaman dilimi içinde öngören,
Ancak ateş ve manevra gücünün savaşın esas unsuru olmaktan çıktığı,
4.Nesil Savaş konsepti ile sürdürülen III.Dünya Savaşı’nı yaşıyor.
*
Suriye İç Savaşında hızlanan askeri hareketlilik; Düşman muharip kuvvetlerinin hatlarına sızmayı: Etrafını sarmayı esas taktik olarak kullanan: Düz bir hat üzerindeki cepheler yerine derinlikte savunma taktikleri öngören 3.Nesil Savaş’a meydan vermeyecek usullerle yürüyor.
Bu sırada, Doğu Akdeniz’de olağanüstü bir askeri yığınağa neden olunmuştur.
Suriye/ Tartus deniz üssünde Rusya’nın 13 gemisi,
ABD’nin 3 muhribi, Fransa’nın 5, İtalya’nın 1 fırkateyn ve 1 denizaltısı, İngiltere, Belçika, İspanya, Kanada, Portekiz, Yunanistan ve Hollanda’nın ise birer gemisi;
3.Nesil Savaş’tan caydırıcılığı dikte ediyor…
*
Suriye İç Savaşının Siyasi Çözümü için taraflar arasında 4.Nesil Savaş devam ededursun,
İsrail; 10-15 yıl içerisinde İran’la gireceği doğrudan bir savaş, daha kısa vadede de HAMAS’la Gazze’de savaş yaşayabileceğini öngörüyor.
*
Bu yüzden İsrail;
1- Çevresinde güvenli bölge oluşturulması,
2- En uzak mesafedeki füzelerin bertaraf edilmesi için düşman devletler sınırları ötesinde koruma daireleri oluşturulması,
Esasına dayanan Askeri Doktrini’ne işlerlik kazandırmanın çabasını sürdürüyor.
*
Bu yüzden İsrail Savunma Kuvvetleri mühimmat, yakıt ve gerekli kaynakların oluşturulması gibi hazırlıkların yanısıra savaşa hazırlığa yönelik eğitim çalışmalarını da kapsayan “Gideon Planı” üzerinde çalışıyor.
Ve Gideon Planı’nı “Truva Atı”planıyla güçlendiriyor…
Gideon Planı İsrail’in çevresinde güvenlikli bölge oluşturmayı,
Truva Planı ise şimdi anlaşıldığı üzere en uzak mesafedeki füzelerin bertaraf edilmesi için düşman devletler sınırları ötesinde koruma daireleri oluşturulmasını öngörüyor.
*
M.Ö 12. yüzyılda Avrupa ve Asya’yı saran uzun bir kuraklık dönemi yaşanmakta ve kavimler göç etmekteydi…
Arabistan steplerinden Midyanîler, Suriye ve Filistin’e saldırmışlardı.
Eski Ahit-Hâkimler Kitabında “Ve İsrailoğulları Rabbin gözünde kötü olanı yaptı; ve Rab onları yedi yıl Midyan’ın eline verdi. Ve İsrail’e karşı Midyan kuvvetlendi. Midyan’ın yüzünden İsrail oğulları dağlardaki gizlenecek yerleri ve mağaralar ile hisarları yaptılar. Midyan yüzünden İsrail çok alçaldı…” (Hâkimler: 6, 1-6.)
“Ve vaki oldu ki, Midyan yüzünden İsrailoğulları Rab’be feryat edince Rab İsrail’e bir peygamber gönderdi.” (Hâkimler: 6. 7.) deniliyor.
*
Bu peygamber Gideon’dur…
Gideon üç yüz kişilik fedai kuvvetini bir gece baskını için hazırladı.
Fedailerin seçilişleri bir garipti; Tanrı ona adamlarına su içirmesini söyledi.
Suyun başına yatıp “köpek gibi” diliyle yalayanları, diz çöküp ellerini ağızlarına götürerek su içenlerden ayırttı.
Fedailer bu sonunculardı ve bu üç yüz kişi, meşalelerini testiler içinde saklayarak gece baskını yaptılar.
Midyanîlerin ordugâhına varınca testileri kırdılar, boru çalarak hücum ettiler, Midyanîleri bozguna uğrattılar…
*
Eski Ahit’teki Hakimler kitabında anlatılan Gideon’un hükümdarları katletmesi, insanlık tarihinde politik amaçlar uğruna öldürmenin ilk örneği oldu.
Gideon, suçlu bir insanın adil olmayan bir hükümdarı öldürmesini, patlamanın masum hayatları söndüreceğini hiçe sayarak bir çöp kutusuna bomba yerleştirmeye giden yolda çok büyük bir adım olduğunu gösterdi.
Cani kendi kafasında sistemi çürüten insanları öldürürken, politik amaçlar güden terörist zaten dokunduğu herkesi bozmuş olduğunu kabul ettiği sistemi yok ediyordur…
Gideon cinayetin öylesine bir eylem olduğunu, terörizmin ise bir süreç, yaşam tarzı, adanmışlık olduğunu,
Giderek bugünün vekil savaşlarının kaynağını gösterdi.
Gideon’dan bugüne tarih terörizmin ve teröristlerin üzerinden tekerrür ediyor gibidir…
*
Şimdi İsrail Ordusu, ekonomik yaptırımların sona ermesiyle İran’ın askeri sanayisinde önümüzdeki on yıl içinde önemli ölçüde bir büyüme sağlayacağını,
İran’ın seri üretime geçerek üreteceği silahları Hizbullah gibi destekçilerine aktaracağını,
İran’ın nükleer programına devam etmesiyle bölgedeki diğer Arap ülkelerinin de nükleer silahlanma yarışına gireceği ihtimallerinden hareketle;
İşbu Gideon Planı ile gelecek on yıl içinde zamanını boşa harcamaktan kurtulmayı öngörüyor.
Bunun için İsrail ordusunda uzun vadeli bir değişimin yaşanması ve ordunun tehditlere karşı daha etkili bir hale getirilmesi planlanıyor…
*
Gideon planı, en uzak mesafedeki füzelerin bertaraf edilmesi için düşman devletler sınırları ötesinde koruma daireleri oluşturulması esasına dayanan Askeri Doktrini’ne işlerlik kazandırmak üzere “Truva Planı”ile güçlendiriliyor;
*
Troya kenti direnmeye devam etmekteydi.
Savaş genellikle ovada geçiyor ve Troya surları hiç zarar görmüyordu.
Artık Akhalılar için sadece Troyalıları akıllıca bir planla saf dışı etmek ya da sıkıştırarak imha etmekten başka çare kalmamıştı.
Akhalıların komutanı Odysseus, Troyalıların sadece bir hileyle ve zekice bir planla alt edileceğini öngördü.
Bir tahta at yapılacak ve atın içine en cesur askerler yerleştirilecekti.
*
Sonra Akhalı savaşçılar Troya kenti önlerinden ayrılacak ve saklanacaklar, geride bıraktıkları asker öyle zekice bir hikaye uyduracaktı ki, Troyalılar zafer çığlıklarıyla şenlikler düzenleyecek ve sarhoş olana kadar içeceklerdi.
Troyalı askerlerin bu gaflet anında tahta attan çıkan Akhalı savaşçılar kentin kapılarını Akha askerlerine açacak ve Troya yerle bir edilecekti.
Plan başarısız olursa atın içindeki savaşçılar ölüme terk edilecek, fakat başarılı olursa Akhalılar mutlak zaferi tadacaktı…
Nitekim Troyalılar, inançları ve efsaneleriyle aldatılmış, atı içeri aralarına almışlar ve canavara dönüşen at yüzünden yok olmuşlardır…
*
Kale içten fethedilmiştir.
Kaleyi içten fethetmek, düşmanların ya da hedefin zaaflarından, zayıf noktalarından vurularak kolayca, stratejik olarak sinsice elde edilmesidir ki;
Bugün ABD’nin ve İsrail’in kullandığı en başarılı stratejidir.
*
İşte ABD ve İsrail’in birlikte ayarladıkları, “Başarısız olmaya mahkum FETÖ’nün hain darbe girişimi ardından başarılı bir sivil darbe” ile TSK’yı oluşturan tüm unsurlarda büyük zaaflara yol açılmış,
TSK, bugünün geleneksel olmayan kuvvet ve yöntemlerin kullanıldığı yeni savaş stratejisinde komutasını, silah arkadaşlığını, sevk ve idaresini, taktik ve stratejilerini kısacası vatanın savunma gücünü güvenilir bir müttefik olarak kabul ettiği NATO’ya gizliden gizliye devretmiştir.
*
Nasıl?
Muhtemel bir savaşta, bölgede hiç bir ordunun sahip olmadığı TSK’nın geçmişte bir Bağımsızlık Savaşı kazanması onurunun verdiği farklılık, önce mütemadiyen aşındırılmış sonra,işte bugün TSK’dan bir Truva Atı inşa edilmiş,
NATO caydırıcı gücü, istihbari ve operatif gücü ile birlikte bu Truva Atı’nın içine yerleşmiştir…
*
Bundan böyle TSK’nın önce Katar’da kurduğu, şimdi Azerbaycan’da kurmaya hazırlandığı askeri üslerde bir Truva Atı yerleştirilecek;
NATO’nun Hürmüz Boğazı’nda İran’ı caydırmak ve körfez ülkelerini korumak için ABD’nin donanmalarına yüklediği ve operasyonel hale getirdiği Füze Savunma sistemiyle birlikte konuşlandırdığı tüm serilerinde Patriot bataryaları;
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Küveyt, Katar, Umman’a sağladığı veri bağlantılarıyla birleştirilerek İsrail ve Türkiye’de konuşlandırılan ve tek tetik oluşturan füze savunma sistemleri ve patriot sistemleri;
Rusya’ya ve İran’a yönlendirerek daha güvenilir ve işlevsel hale getirmiş olacaktır.
Azerbaycan’da kurulacak TSK’nın askeri üssüne yerleştirilecek bir Truva Atı ise Baltık Ülkeleri, Polonya, Romanya ve Bulgaristan’a kurulacak NATO üslerinden Estonya, Letonya ve Litvanya’ya ve Kafkas ülkelerine yönelik olası bir tehlikeye NATO eliyle müdahale etme fırsatını verecektir.
*
Elbette böyle bir TSK, Türkiye’de sonucu asla değiştirmeyecek bir başarı ödülüne layıktır…
PKK’ya karşı temin edilmiş bir zafer!
4.8.2016
Bir yanıt yazın