Kılıçdaroğlunun, bu haftaki grup toplantısındaki konuşmasını
sağlık nedenlerimden ötürü hastanede olmam dolayısı ile izleyemedim.
Basından takip edebildim.
Konuşmasının bir bölümünü Özgür Gündem adlı PKK gazetesinin bir günlük yayın yönetmenliğini üstlenen üç yazara ayırmış!
Ve şöyle konuşmuş.
“Dün 3 aydın tutuklandı, hapse atıldı.
Niçin ‘terör örgütüne yardım yataklık yapmaktan’
Ben o savcıya soruyorum, terör örgütüne yardım ve yataklık yapan arıyorsan hepsi Ankara’da oturuyor” .
“Bu aydınlar, ellerine bomba alıp eylem yaptılarsa hapse atın, valilere telefon açıp bunlar dokunmayın dedilerse bunları alın içeriye” demiş.
Bence yanlış konuşmuş.
Çünkü aydın kişi insanların sözcülüğünü yaparken toplumun tüm kesimlerinin sesi olmalıdır.
Aydın, düşünür, gerçeği arar.
Sorunlara çözüm ararken tamamen bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Vs.Vs…
***
Bu üç kişi nasıl aydınlardır ki, askerimizi, polisimizi kahpece şehit eden terör örgütü mensuplarını kahraman, gerilla olarak gösteren bir yayın kuruluşunda görev alırlar?
Özgür Gündem denilen gazete PKK gazetesidir ve yöneticileri Kandil’dedir.
Özgür Gündem, aynı zamanda tıpkı haçlılar gibi Müslüman düşmanıdır.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Müslüman halkımızın inanç ve değerleriyle adeta alay edercesine Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in “Cennet anaların ayakları altındadır” hadisiyle bir karikatür yayınlamış büyük tepki oluşturmuştu.
Ankara’da 37 kişinin öldüğü, 125 kişinin de yaralandığı katliam sonrası
“Newroz’un ayak sesleri” diyerek manşet atarak katliamı kutsamıştı.
Bunlar şimdilik aklıma gelenler.
Yani bu gazete denilen kâğıt parçası masum değildir ve sicili oldukça kabarıktır.
Tamamen PKK propagandası yapmaktadır.
Orada yazanlar, yönetici olanlar aydın maydın, gazeteci filan değillerdir.
Olamazlar.
Bunları bilerekten orada değil bir gün, bir saat bile yöneticiliği kabullenmek ne aydınlığa ne de vatanseverliğe sığar.
Bundan ötürü Kılıçdaroğlunun aydın sözleri yanlıştır.
Onlar bir çeşit tetikçidirler çünkü…
Ellerine bomba almaları gerekmez.
Zehirli kalemleri yeterlidir.
Ha bu arada terör örgütüne yardım ve yataklık yapan arıyorsan hepsi Ankara’da oturuyor sözlerine gelince kısmen doğrudur.
Çünkü Ankara’da nadiren otururlar genelde jetlerinde zamanları geçer.
Zira ne Avrupa’da ne de dünyada ayak basmadıkları toprak sayılacak kadar azdır.
Hemen hemen zatı muhterem, yerde değil göklerde yaşamaktadır.
Ana muhalefet genel başkanının Özgür Gündem meselesini basın özgürlüğü ile karıştırması iktidarın diline dolayarak CHP ye saldırmasına yol açmaktan başka bir şey değildir.
Haklıyken haksız duruma düşmektir.
***
Yine Sezgin Tanrıkulu
CHP TBMM Grubu dün TBMM’de basına kapalı olarak toplantı yapmış.
Kılıçdaroğlunun da katıldığı toplantıda 23 milletvekili söz alarak görüşlerini iletmişler.
Sezgin Tanrıkulu mecliste görüşmeleri devam eden CHP’nin destek verdiği askere terörle mücadelede yetki veren tasarıyı eleştirmiş.
Askere sıkıyönetim dönemlerinde olmayan yetki veriliyor demiş…
İlhan Cihaner’de aynı şeyleri söylemiş.
Enteresan değil mi?
Kılıçdaroğlu ,
Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz, bunu bilerek hareket etmemiz, buna göre düşünmemiz gerekiyor demiş…
Bence çok doğru etmiş.
Kılıçdaroğlu bazen çok doğru sözler ediyor ama ne yazık ki bir yanlış o doğruları götürüyor.
Can Dündar bugün Özgür Gündemde nöbetçi yayın yönetmeniymiş.
Elinde Özgür Gündem arakasında bebek katili Aponun resmi…
“Şimdi gündemimiz özgürlük. O yüzden Özgür Gündem’leyiz” demiş.
Kendisinin tercihidir.
Dündar özgürlüğü yanlış anlamış demekki.
O hata yapabilir ama CHP Genel Başkanının hata lüksü yoktur.
***
Bugün yine altı şehidimiz onlarca yaralımız oldu PKK’nın kahpece saldırılarıyla.
Genelkurmay’dan yapılan açıklamanın sonunda;
Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu alçakça saldırılarda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, değerli ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımıza ve Yüce Türk Milletine başsağlığı ve sabır temenni ediyoruz “denilmiş.
Diyorum ki artık yeter…
Başsağlığı dilemeyin gereğini yapın…
Bıktık başsağlığı dilemenizden…
***
Türkiye gerçek bir aydınını bugün toprağa verdi.
Son nefesine kadar Atatürk Cumhuriyetinin bilim, akıl ve çağdaşlaşma yolunda karanlıklarla mücadelesine bütün varlığıyla katılan, değerli bilim adamımız İslam Bilgini Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’e ve şehitlerimize Allahtan rahmetler yakınlarına,
sevenlerine sabırlar dilerim.
Mekânları cennet olsun…
Tünay Süer
Bir yanıt yazın