Grup Sözcümüz Erkut Ersoy‘unda sanık olarak bulunduğu Ergenekon Davası çöktü. Yargıtay usül ve esastan verilen ceza kararlarını bozdu.
YAŞASIN ADALET. KAHROLSUN AMERİKA DERİN DEVLETİ (CIA + NSA) VE FETULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ !!!
Grup Sözcümüz Erkut bey, Yargıtay’ın kararı hakkında şunları söyledi.
“Bu dava başından sonuna kadar AB-D + AK PARTİ DERİN DEVLETİ + FETULLAHÇI PARALEL YAPILANMA’nın eseridir. Başlangıçta beraber hareket eden AK PARTİ derinleri ile Paralel Yapılanmanın işbirliği sona erince AK PARTİ bu yapılanmanın bir casusluk şebekesi olduğunu geçte olsa anladı. Ve bu örgüte FETÖ yani Fetullah Terör Örgütü dedi. Üyeleri olan başta Zekeriya Öz Savcı olmak üzere Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Yurt Atayün gibi Polis müdürlerini ise bu örgüte üye olmaktan tutukladı. Halen bu kapsamda tutuklu bulunuyorlar. Geç gelen adalet adalet değildir diye bilinen bir söz var. Burada Yurtseverler yıllarca pis, sidik kokulu koğuşlarda hapis yatırıldı. Bir çok Yurtsever sağlığını kaybetti. Cezaevinde hastalığa yakalanan değerli Komutanım ve sevgili ağabeyim Emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, yine değerli ağabeyim ve amirim eski MİT Afganistan ve bölge sorumlusu Kaşif Kozinoğlu, Değerli dava arkadaşım Hüseyin Görüm ve diğer hayatını kaybeden değerli büyüklerim ve dava arkadaşlarıma nezdinizde bir kez daha rahmet dilerim. Kabirleri nur, toprakları bol olsun. Onlar bu davanın böyle sonuçlanacağını biliyorlardı ama ömürleri görmeye vefa etmedi. Şimdi umuyorum yattıkları yerde huzur bulabilmişlerdir. Bu dava devam ederken bir çok sanıkta sağlığını kaybetti, amansız hastalıklara yakalandı. Halen tedavisi süren bir çok sanık arkadaşım var. Keza işleri bozulan, iflas eden, iflas ettiği için aile birliği bozulan bir çok sanık arkadaşım da bulunuyor. Beni bu kumpasa 2008 yılında değil tam 7 sene önce 2001 yılının Şubat ayında dahil ettiler. Fetullahçı Yapılanma Emniyet ve MİT’teki adamları vasıtasıyla tarafıma karşı hassas takip uyguladı. 7/24 kontrol altına alındım. Attığım her adımı, her konuşmamı, her hareketimi kayıt altına aldılar. Kaçırıldım ve 3 gün boyunca işkenceye maruz kaldım. Bununla yetinmediler, itibarımı hedef alarak hakkımda dedikodu malzemeleri ürettiler, hakkımda yalan yanlış bilgier yaydılar. Bu haberler ne yazık ki halen yayında. Bana sadece yabancı casuslara uygulanan KONRT-ESPİYONAJ prosedürü uygulandı. Ama buna rağmen FETÖ ÖRGÜTÜ için çalışmadım. Tam 7 sene, 22.01.2008 tarihine kadar devlete önemli istihbari hizmetlerim olmasına rağmen casus muamelesi yapıldı. Bununla yetinmeyip 22.01.2008 tarihinde Ergenekon Örgütünün İSTİHBARAT SORUMLUSU olduğum iddiasıyla tutukladılar ve 36 ay 1 hafta pis bir koğuşta tek kişi olarak hücre hapsi yatırdılar. Kısacası bugün tüm sanıkların yeniden hayata geri döndüğü bir gündür. Tutuklandığımızda bizi gerçekten kimin sevdiğini yada sevmediğini görmüş olduk. O dönem bir çok arkadaşımız bizi terörist addederek yanımızdan uzaklaştı. Bir kalemde arkadaşlıklarını bitiren, bizi görünce yolunu değiştiren arkadaş ve akraba saydığımız bir çok kişiyi tanıma fırsatı bulduk. Aslında iyi de oldu. Böylece kimin gerçek manada dost veya düşman olduğunu anlamış olduk. Allah bir daha YURTSEVERLERE BÖYLE BİR DURUMU YAŞATMASIN.”
ÖZEL BÜRO İSTİHBARAT GRUBU
Bir yanıt yazın