Orta Afrika Cumhuriyeti (OAC), uzun süredir siyasi istikrarsızlık, etnik gerilimler ve kaynakların adaletsiz paylaşımı nedeniyle şiddet sarmalında olan bir ülkedir. 2013 yılından itibaren yaşanan çatışmalar, belirli topluluklara karşı soykırım boyutuna varan saldırılarla sonuçlanmıştır. Olayların tarihsel nedenleri, uygulanan yöntemler ve bu süreçteki sorumlular, uluslararası hukuk ve insan hakları bağlamında kapsamlı bir şekilde incelenmelidir.
Tarihsel Nedenler
OAC’deki şiddetin kökenleri, sömürgecilik dönemine kadar uzanmaktadır. Fransız sömürge yönetimi sırasında yerel halkın zorla çalıştırılması, kaynakların kontrolü ve toplumsal bölünmeler, bağımsızlık sonrası dönemde daha da derinleşmiştir. Bu dönemde, toplumun farklı etnik ve dini grupları arasında ekonomik ve siyasi eşitsizlikler keskinleşmiştir.
Phillip Roessler ve Harry Verhoeven, sömürgecilik sonrası yönetimlerin “devleti yalnızca iktidar mücadelesinin bir aracı olarak gördüğünü” ifade etmektedir (Roessler & Verhoeven, 2016).
2013 yılında, Seleka adlı çoğunluğu Müslüman isyancı bir grup, Hristiyan ağırlıklı hükümete karşı ayaklanmış ve iktidarı ele geçirmiştir. Bu durum, Anti-Balaka olarak bilinen Hristiyan milislerin oluşumuna ve Müslümanlara karşı sistematik saldırılara yol açmıştır. Gérard Prunier, bu çatışmayı “din üzerinden meşrulaştırılan, ancak temelde kaynak kontrolüne dayanan bir mücadele” olarak tanımlamaktadır (Prunier, 2017).
Uygulama Yöntemleri
OAC’deki soykırım boyutuna ulaşan şiddet, çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilmiştir:
1. Toplu Katliamlar
Anti-Balaka milisleri, Müslüman köylerini hedef alarak yüzlerce kişiyi öldürmüştür. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), bu saldırıların “bir dini grubu yok etmeye yönelik sistematik eylemler” olduğunu belirtmiştir (ICC, 2014).
2. Zorla Yerinden Etme
Müslüman topluluklar, Anti-Balaka saldırılarından kaçarak komşu ülkelere sığınmak zorunda kalmıştır. Human Rights Watch (HRW), bu zorla yerinden etme politikalarının “etnik temizlik” boyutuna ulaştığını vurgulamaktadır (HRW, 2014).
3. Cinsel Şiddet
Kadınlar ve kız çocukları, çatışma sırasında sıkça cinsel şiddete maruz kalmıştır. Amnesty International, bu tür saldırıların, “toplumları parçalamak ve korku yaymak amacıyla bir savaş stratejisi olarak kullanıldığını” ifade etmektedir (Amnesty International, 2015).
4. Ekonomik ve Sosyal Çöküş
Çatışmalar sırasında tarım ve ticaret altyapısı tahrip edilmiş, milyonlarca insan temel yaşam ihtiyaçlarından mahrum bırakılmıştır. Robert A. Dowd, ekonomik çöküşün “toplumsal gerilimleri daha da artırdığını ve çatışmaların sürekliliğine zemin hazırladığını” belirtmektedir (Dowd, 2018).
Sorumlular
OAC’deki şiddetin başlıca sorumluları şunlardır:
1. Seleka ve Anti-Balaka Grupları
Seleka grubu, Müslüman toplulukların çıkarlarını savunma iddiasıyla Hristiyan yerleşimlere saldırılar düzenlemiştir. Buna karşılık Anti-Balaka milisleri, Müslümanlara yönelik intikam saldırıları düzenlemiştir. Her iki grup da insanlığa karşı suçlar işlemekle suçlanmaktadır.
2. Devletin Çöküşü ve Siyasi Elitler
Siyasi liderlerin etnik ve dini farklılıkları derinleştiren politikaları, çatışmaların tetikleyicisi olmuştur. Louisa Lombard, “siyasi elitlerin kaynak kontrolünü sağlamak için toplumlar arasındaki bölünmeleri derinleştirdiğini” ifade etmektedir (Lombard, 2016).
3. Uluslararası Aktörler
Uluslararası toplum, OAC’deki şiddeti engellemekte yetersiz kalmıştır. Birleşmiş Milletler’in barış gücü misyonları, çatışmaları durdurmak yerine sınırlı etkiler yaratmıştır. Alex de Waal, “uluslararası toplumun, Orta Afrika’daki çatışmaların temel nedenlerini ele almak yerine yüzeysel çözümler sunmayı tercih ettiğini” savunmaktadır (de Waal, 2015).
Gerçekleşme Süreci
OAC’deki şiddet, Seleka’nın 2013 yılında iktidarı ele geçirmesiyle tırmanmıştır. Müslüman ve Hristiyan gruplar arasındaki çatışmalar, toplumun dini temelde kutuplaşmasına yol açmıştır. İnsan hakları örgütleri, Anti-Balaka’nın Müslümanlara yönelik saldırılarının “soykırım niyeti” taşıdığını belirtmiştir.
Gérard Prunier, bu süreci “etnik temizlikle sonuçlanan bir siyasi krizin dini çatışma kılıfına bürünmesi” olarak tanımlamaktadır (Prunier, 2017).
Uzman Görüşleri
Louisa Lombard, OAC’deki çatışmaların “kaynakların ve siyasi gücün kontrolüne dayandığını, dinin yalnızca bir araç olarak kullanıldığını” ifade etmektedir (Lombard, 2016). Alex de Waal ise, “uluslararası toplumun, bölgedeki istikrarsızlık karşısında etkisiz kaldığını” belirtmektedir (de Waal, 2015). Ayrıca, Gérard Prunier, şiddetin tarihsel bağlamını anlamadan çözüm üretilemeyeceğini savunmaktadır (Prunier, 2017).
Sonuç
Orta Afrika Cumhuriyeti’nde yaşanan şiddet, yalnızca yerel etnik ve dini çatışmalardan kaynaklanmamaktadır. Tarihsel olarak derinleşmiş eşitsizlikler, sömürgecilik mirası ve uluslararası toplumun yetersiz müdahalesi, bu trajedinin temel nedenleridir. Soykırım boyutuna ulaşan saldırılar, uluslararası hukukun ve insan haklarının ihlal edildiğini göstermektedir. Bu nedenle, kalıcı bir barış için yalnızca askeri müdahaleler değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal kalkınmayı hedefleyen politikalar gereklidir.
Kaynakça
1. Roessler, P., & Verhoeven, H. (2016). Why Comrades Go to War: Liberation Politics and the Outbreak of Africa’s Deadliest Conflict. Oxford: Oxford University Press.
2. Prunier, G. (2017). African Genocides: Causes and Consequences of Mass Violence. New York: Oxford University Press.
3. Lombard, L. (2016). State of Rebellion: Violence and Intervention in the Central African Republic. London: Zed Books.
4. de Waal, A. (2015). The Real Politics of the Horn of Africa: Money, War and the Business of Power. Cambridge: Polity Press.
5. Amnesty International. (2015). Our Job Is to Shoot, Slaughter and Kill: Human Rights Violations in the Central African Republic. London: Amnesty International Publications.
6. Human Rights Watch. (2014). Central African Republic: Ethnic Cleansing and Sectarian Killings. New York: HRW.
7. Dowd, R. A. (2018). Christianity, Islam, and Liberal Democracy: Lessons from Sub-Saharan Africa. Oxford: Oxford University Press.
8. ICC. (2014). Preliminary Examination Report on the Situation in the Central African Republic. The Hague: International Criminal Court.
9. Trefon, T. (2011). Congo Masquerade: The Political Culture of Aid Inefficiency and Reform Failure. London: Zed Books.
10. Mamdani, M. (2001). When Victims Become Killers: Colonialism, Nativism, and the Genocide in Rwanda. Princeton: Princeton University Press.
11. Straus, S. (2015). Making and Unmaking Nations: War, Leadership, and Genocide in Modern Africa. Ithaca: Cornell University Press.
12. Lemarchand, R. (2012). Forgotten Genocides: Oblivion, Denial, and Memory. Philadelphia: University of Pennsylvania Press.
13. Reyntjens, F. (2009). The Great African War: Congo and Regional Geopolitics, 1996–2006. Cambridge: Cambridge University Press.
Bir yanıt yazın