Peygambere itaat ayetlerini kullanarak, kendilerine itaat kapısı açıyorlar!

KUR’AN’da ki ‘Peygambere itaat’ ayetlerini kullanarak;‘kendilerine itaat’ kapısı açıyorlar! - ulul emre itaat haksizliklara susmak degildir

KUR’AN’da ki ‘Peygambere itaat’ ayetlerini kullanarak;
‘kendilerine itaat’ kapısı açıyorlar!

Allah’ın görevlendirdiği
bütün peygamberler,
yaşadıkları tarihsel dönemlerde,
TANRI’nın yasalarını;
HAK, adalet, eşitlik, özgürlük,….gibi evrensel ahlakî ilkelerini iletmeleri nedeniyle ve sadece bu ilkelere uyulması gerektiğinden;
Allah tarafından
‘peygambere itaat edin’,
peygamberler tarafından da
‘bana itaat edin,’
şeklinde tebliğde bulunmuşlardır!
Ayrıca peygamberler,
içinde yaşadıkları toplum için de
Allah’ın yasasını, ilkelerini
ilk uygulayan olmalarından dolayı örnek olmuşlardır!

(Zuhruf,63)”İsa apaçık beyyinelerle geldiğinde şöyle demişti, ‘Allah’ın koruması altına girin-saygı gösterin ve bana itaat edin!’ ”

(Mümtehine,4)”İbrahim ve beraber olanlarda güzel bir örnek vardı.”

TANRI, (Zuhruf,63)’de,
İsa peygambere de ‘itaat’i,
(Mümtehine,4)’de de
İbrahim peygamberin örnek olduğunu söylüyor.
‘İtaat’ ve örneklik;
peygamberler yaşarken söz konusu!

KUR’AN;
DİN söz konusu olunca, tek olan Allah’ın yolundan sapmanın,
mezheplere, fırkalara bölünme sonucunu doğurduğunu,
peygamberleri kutsallaştırıp ilahlaştıranların;
İsa ve Musa peygamber örneklerinde şirk bataklığına nasıl düştüklerini defalarca dikkatlere sunar ki, inandığını iddia edenler; peygamberin de uyduğu-uyguladığı Allah’ın sözleri KUR’AN’ın yolundan ayrılıp, DİN’i parçalara bölmesinler!

Peygamberimize itaat edilmesini söyleyen Allah;
itaat edilmesini söylediği her şeyi, peygamberimize,
sağlığında uygulattırarak ve yine peygamberimiz yaşarken KUR’AN’da yazıya geçirttirerek,
Ayet numaraları ile kayıt altına ve KUR’AN’ı da (Hicr,9) ile
koruması altına alarak
kulların DİN hükmü koyma
kapısını kapatmıştır.

ALLAH-TANRI’nın,
KUR’AN’ın tebliği ve
yazıya geçirilmesi ile görevlendirdiği,
görev bitince öldürdüğü,
yaşarken, sağken;
yaşadığı toplum içinde de
ilk örnek olma özelliklerine sahip,
KUR’AN’ı uygulayıcısı kıldığı
itaat edilmesini önerdiği
yaratılmış, görevli bir kuldur,
Muhammed Peygamber!

Üstelik,
KUR’AN içinde ayetlerde bildirilen Muhammed ‘peygambere itaat’;
TANRI’nın Kendi Sözleri ile
KUR’AN ile sınırlıdır ve
ayetler ile sabittir!

(Hakka,44,45,46)”Eğer Muhammed, kendi sözlerini Allah’ın Kur’an’ıyla eş tutmuş olsaydı-bizim sözlerimiz olarak ortaya sürseydi, kesinlikle tüm gücünü alırdık. Sonra can damarını keserdik.”

(Tegabün,12)”Allah’a ve resulüne itaat edin! Eğer yüz çevirirseniz, (biliniz ki) elçimize düşen görev sadece-ancak apaçık bir tebliğdir.”

(Ahzab,56)”Allah ve doğadaki güçleri-indirdiği Kur’an ayetleri peygamberi destekliyorlar-yardım ediyorlar. Ey inananlar siz de peygamberi destekleyin-yardımcı olun-güvenliğini sağlayın, gereksiz davranışlarınızla onu incitmeyin, ona gereken saygı, itaati gösterin!”

Peygamberin yalnız başladığı bu insanlık adına verilen
KUR’AN mücadelesinde;
zalim yöneticilere, zorba müşriklere karşı ‘peygambere itaat’
TANRI tarafından istenen ve
KUR’AN ile ve içinde yaşadığı
tarihi süreçle ilgili ve sınırlıdır!
Peygamberi yalnız bırakmayın çağrısı, tarihsel bir öğüttür.

(Bakara,285)”Resul-elçi, Allah-Rabbi tarafından kendisine indirilen Kur’an’a inanıp güvendi.”

(A’raf,158)”Nitekim elçi de,
Allah’a ve sözlerine inanmaktadır.”

KUR’AN’a inanmak ve itaat; TANRI’ya, kurduğu sistemin anayasasına itaat;
özgürce seçilen,
bireysel tercih isteyen bir
İNANÇ alanıdır!
İnanmayı seçenin;
neye, nasıl inanacağının
BİLGİsini içeren Kitaptır KUR’AN!

Muhammed peygamberin
KUR’AN ile, KUR’AN için
başlattığı bu çok zorlu insanlık;
HAK, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük mücadelesi yani cihad;
içinde yaşadığı bölgenin
HAK yiyici, tefeci, insan köleleştiren, köle pazarları kuran, kadın satan;
putlara tapan, taptıran, put satan, pazarlayan zorbalara, zalimlere karşı en büyük cihaddır!

(Ankebut,51)”Kur’an-okunanlar onlara yetmedi mi?”

(Câsiye,6-Mürselat,50-A’raf,185)” Ortak koşucular, artık Kur’an’dan başka hangi hadise inanıyorlar?”

Bu kadar açık ayetlere rağmen!

‘KUR’AN yetmez;
peygamberin hadislerine, sünnetine de bakmamız gerekir’
diyenlere soralım!

‘Peygambere itaat’ diyerek
açtıkları kul kapısından;
azîz peygamber adına uydurulan hadisleri(?!), din’de ek hüküm kaynağı olarak kabul eden
okur-yazar aydın(?!) ilahiyatçılar, akademisyenlere de soralım!

Okuryazarlığı şüpheli
cinci, büyücü, hoca geçinenlerin, zavallı, eğitimsiz, cahil insanları kandırmasının,
kötü niyetli kişilerin
tarikat, cemaat lideri sıfatıyla, kendilerine kul, köle insanlar oluşturmak için
‘peygamber böyle buyuruyor’ diyerek kendi sapkın düşüncelerini din diye anlatmasının önüne
nasıl geçeceksiniz,
sınırınız ne,
KUR’AN gibi Ayetleri numaralanmış kayıtlı kaynağınız var mı?!

Yüce Yaratıcı Güç,
(En’am,38)’de ‘KUR’AN’da hiçbir eksik bırakmadığını’ ve
(İsra,89)’da ‘KUR’AN’da her şeyi örneklerle, ayrıntılarıyla açıkladığını’ söylerken, KUR’AN’ın eksikliğini mi iddia ediyorsunuz?!

(İsra,46)”Rabbini yalnız Kur’an’da andığın zaman-Kur’an’da yalnız O’nu andığın zaman-Rabbinin hiçbir ortağı olmadığını, Kur’an’dan anlattıkça, ortak koşucular canları sıkılmış bir vaziyette-nefretle geriye dönüp kaçarlar.”

(Zümer,9)”Hiç bilenlerle bilmeyenler bir-eşit olur mu?”

(Ra’d,28)”Dikkat edin! Akleden kalpler ancak, Allah’ın indirdiği KUR’AN’ı anlamakla tatmin olur.”

Yorumlar

  1. Yasemin Çin avatarı
    Yasemin Çin

    Muhammed peygamberi;
    ‘hadisi-sünneti’ diyerek
    ALLAH-TANRI’a ortak edenlerle
    monarşik teokrasiye doğru!

    ‘KUR’AN yeter, sadece KUR’AN’
    diyenlere karşı,
    diyanetin bir uzmanının,
    ‘peygamber sünneti-hadisi olmak zorunda, gerekli, şart’ söylemi karşısında ürperdim!

    KUR’AN; ALLAH-TANRI’nın
    Sözlerini, Ayetlerini hatırladım!

    “Kur’an onlara yetmiyor mu?”
    (Ankebut,51)

    “Ortak koşucular, artık Kur’an’dan başka hangi hadise inanıyorlar?”
    (Câsiye,6-Mürselat,50-A’raf,185)

    “Allah’tan daha doğru sözlü-hadisli kim olabilir-Allah’tan daha doğru bir hadisi kim söyleyebilir?”(Nisa,87)

    ÇOK açık, apaçık UYARI ayetlerini duymazdan, görmezden gelip,
    bu kadar net
    TANRI-ALLAH Sözleri,
    KUR’AN Ayetlerine rağmen
    ısrarla o azîz peygamberi ALLAH-TANRI’ya ortak etme çabası; TANRI’ya ve
    peygamberi yaparak
    en üst makama çıkardığı
    elçisi Muhammed’e çok acımasızca, zalimce iftira değil mi?
    Zorla, dayatma ile TANRI’ya ortaklık;
    bu son derece saygısızlık,
    haddi, sınırı aşmışlıkta ısrar neden?!

    KUR’AN;
    TANRI-ALLAH Kitabı olarak TEK’tir. Yanına eklediğiniz her ne olursa olsun, peygambere de ait olsa
    Kur’an ve sünnet gibi,
    Kur’an ve hadisler gibi
    iki tane kaynak yapar, ikileştirir; TEVHİD’i, TEK’liği bozar,
    şirk, ortaklık kapısını aralar!

    Peygamber sünneti-hadisi diyerek oluşturulan şirk,
    TANRI’ya ortaklık yolunda;
    peygamberin olduğu söylenen hadislerinin, sünnetinin bilgisi
    yaratılmış kullardan aktarılmaktadır;
    yani hep İNSAN kaynaklıdır. Şaibelidir, Asırlardır sağlam, güçlü deliller aranmaktadır.
    Sahih-sağlam diyerek
    hadise güvenilirlik
    kazandırılmaya çalışılmaktadır!

    Sayısız uyarıcı, uyandırıcı, net, açık KUR’AN Ayetleri olmasına rağmen; hadis, sünnette ısrarcılara soralım?!
    Hadislerin, sünnetin sahih olduğuna kim karar verecektir?!
    Sahih olduklarının kanıtı nedir?!

    (Kasas,75)”Kanıtlarınızı-delillerinizi getirin-ortaya çıkarın.”

    (Neml,64)”Doğru sözlüler iseniz delilinizi-kesin kanıtınızı getirin.”

    TANRI’nın
    Peygamberine yazdırarak
    kayıt altına aldırdığı KUR’AN;
    sure adları, ayet numaralarıyla, aradığınızı her konuyu
    nokta atışı yaparak anında,
    kayıtlı yerinde bulduran
    TANRI Sözlerinin TEK kaynağıdır,
    her şey Ayetlerde kayıtlı,
    KUR’AN’da kayıt altındadır!

    KUR’AN, TANRI tarafından (Hicr,9) sistemli korunduğundan;
    KUR’AN’a sokuşturamadıklarından
    rivayet, hikayeler, hadis-sünnet ile
    o çok sevdiklerini iddia ettikleri
    azîz peygambere aslında
    ihanet, iftira ediyorlar!

    Muhammed peygamberin,
    HAK, adalet tanımayan,
    köle, kadın, para, put ticareti yapan
    pazarlayan zorbalara karşı verilmiş
    KUR’AN ile, KUR’AN için
    başlattığı insanlık;
    HAK, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük mücadelesine-cihad’a da
    en büyük zararı veriyorlar!

    Asla unutulmaması gereken; Muhammed Peygamber,
    yaratılmış bir kul.
    Peygamberin,
    TANRI’ya hüküm ortaklığı ile
    kullar kapısı aralanıyor ve
    bu aralanmış kapıdan da,
    çıkarcı, din satıcı;
    çoluk-çocuğa tecavüz eden sapkın-sapık hoca geçinen;
    cinci, büyücü, muska satıcılar,….
    cehaletin kopkoyu karanlık varlıkları,
    her isteyen giriyor!!

    (En’am,144)”Hiçbir ilahi bilgiye dayanmadan insanları doğru yoldan saptırmak için yalan uydurup, iftiralarını Allah’a yakıştırandan daha zalim kim olabilir?”

    (Âli İmran,83)”Allah’ın dininden-tüm peygamberlere gönderdiği dinin dışında, başka din mi arıyorlar?”

    Şirk dinleri-parçalanmışlıklar;
    din, mezhep, tarikat, cemaat, dernek, vakıf, etnik kimlikler,….. üzerinden de ülkenin bütünlüğünü bozup, parçalıyorlar!

    (Hucurat,13)”Ve insanlığın ortak ilkeleri-örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız-ortak iyide buluşasınız diye sizi ırklar ve milletlere ayırdık.”

    TANRI’nın ırklar, milletlere ayrılma sebebini tanışıp, kaynaşma ve ortak iyide, insanlıkta buluşma olarak belirttiği etnik kimlikler;
    maalesef ki ‘böl, parçala, yönet’ sloganlı emperyalizme hizmet aracı olunca bundan, biz de ülke olarak payımızı acı bir şekilde aldık!

    (Rahman,8-9)”Sakın dengeyi bozarak, ölçüyü kaçırmayın-taşkınlık yapıp, hak ve adalet sınırlarını çiğneyip, haddi aşmayın!
    Dengeyi titizlikle ve adaletle koruyun, dengeyi bozarak yok oluşunuzu hazırlamayın.”

    Dengesi, HAK, adalet sistemi bozulmuş ülkede gelinen yer;
    Atatürk’ün ve atalarımızın olağanüstü gayret, çaba, emekleriyle, canları-kanları bedeli kurulmuş Cumhuriyetin yerine
    teokrasi ve monarşi birleşimi
    dayatma bir rejim!

    KUR’AN’ın uyandıran özgürleştiren,
    TANRI’sal, ilahî BİLGİsinden
    yoksun, içeriğinden habersiz, KUR’AN’ı Arapça okuyan,
    ölülere üfürme kitabı yapan toplumun büyük bir kesimi;
    bilgi cahili, dincilere kul, köle!
    Ülkenin diğer bir çoğunluğu da,
    ekmek, iş, aş, barınma, sağlık, eğitim, özgürlük, eşitlik, geçim,….
    ADALET, HAK;
    HAK’kının, HAK’larının derdinde!
    Toplumun azınlıkta kalan kamu haklarını yiyen diğer bir grubu ise haksız kazançta, israfta, görgüsüzlükte haddi ve
    sınırı çoktan aşmış bir vaziyette
    kendi bencilce keyfinde!

    Etnikçilere; Türkçü, kürtçü, ermeni,… hiç fark etmez bölücü zihniyetlilere bakın; nasıl ortak paydada;
    ülkenin bölünmesinde buluştular!
    Aydın, solcu, laik görünümlü foncularla, etnikçiler ve
    baş satıcı dinciler
    aynı safta namaza(?!) durdular!
    İşte tüm bu parçalanmışlıklara,
    sömürülere, sömürenlere,
    sömürü düzenlerine karşı;
    TANRI, Ayetleriyle insanları uyarsın, uyandırsın diye VARDI, KUR’AN!
    Ama KUR’AN’a hiç başvuran olmadı!

    Bu durumda meydan din tüccarlarına kaldı ve
    çok rahat isteklerine ulaştılar,
    saltanatlarını adım adım kurdular, şimdi de tüm işbirlikçileri ile sıra
    sistem, rejim değişikliğine geldi;
    VE, artık gelsin
    KUR’AN’ın indiği dönem ki kölelik!!!

    Ortadoğuya bir bakın;
    ‘cihad’ diye diye
    ‘cihad’ kavramına insafsızca
    iftira ede ede ellerinde silah, ilkel dinci teröristlerin köle pazarlarına,
    kadın alıp-satmalarına bir bakın!
    Kadınların, kızların diri diri gömüldüğü(Tekvir,8,9),
    öldürüldüğü, yok sayıldığı,
    paranın, gücün, güçlünün
    egemen olduğu ülkemiz dahil
    müslüman olduğunu iddia eden
    bu coğrafyaya iyice bakın!!!
    KUR’AN’da anlatılan,
    KUR’AN’ın indiği dönemden
    farkı var mı?!
    Altıbin küsur AYETLE yaklaşık binbeşyüz yıldır bu insanlık dışı zulümler olmasın diye
    VARDI KUR’AN ama
    KUR’AN’a hiç başvuran OLMADI!!!

    (Nisa,175)”Allah’a inanıp güvenen ve Kur’an’a sımsıkı sarılanları bir rahmet ve geniş bir nimet içine yerleştirecek ve onları, kendisine ulaştıran doğru yola iletecektir.”

    Tarihsel örnekleri ile
    ibretlik dersler veren uyarılarından hiç uyanan, uyandıran OLMADI!!!

    (Yâsin,70)”Kur’an, dirileri-canlı-sağ olanları uyarsın, uyandırsın ve gerçeği örten nankörler-ortak koşucular aleyhine söz hak olsun diye indirilmiştir.”

    Doğruya ulaştıran, dosdoğru olanla buluşturan TANRI yolundan;

    (En’am,71)”Tek doğru yol ancak Allah’ın gösterdiği yoldur-gerçek yol gösterici Allah’tır.”

    (Nahl,9)”Size doğru yolu göstermek sadece Allah’a aittir.”

    Işıklı, nurlu, apaydınlık ilkelerinden, öğüt, tavsiye, önerilerinden hiç faydalanan OLMADI!!!

    (Yâsin,69)”Muhammed’e Vahyedilen sadece-ancak öğüt, gerçekleri açıklayan apaçık KUR’AN’dır.”

    (Yunus,5)”Allah, bilgi sahibi olmak isteyen bir topluma, ayetleri-ilkeleri ayrıntılı olarak açıklamaktadır.”

    (İsra,12)”Her şeyi ayrıntılarıyla açık açık anlattık-en detaylı bir şekilde açıkladık.”

    (A’raf,58)”Nimetlerin değerini bilen bir toplum için ayetlerimizi detaylı, ayrıntılı örneklerle açıklıyoruz.”

    (Nur,34)”Yemin olsun! Size, her şeyi açık açık anlatan ayetler, sizden önce gelip geçenler ile ilgili nice örnekler ve sakınıp korunmak isteyenler için de öğütler indirdik.”

    (Kamer,17,22,32,40)”Yemin olsun ki, Kur’an’ı öğüt ve ders-ibret alınsın diye kolaylaştırdık. Hani var mı anlayıp öğüt ve ibret alan-düşünen?”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir