FIKRALARLA SİYASETE TAŞ…
Bugün Cumartesi…
Gülmeyi unuttuğumuz zamanlardayız…
Gerçekler acı…
Daha acı olanı da olanlar bitenler kimsenin umurunda değil…
Herkes memnun gibi…
Neyse!
2025 yılı için açıklanan vergiler, cezalar, zamlar zıvanadan, milletin de canı çıkınca aklıma geldi…
***
Tanınmış…
Taşı sıksa suyunu çıkaracak kadar güçlü…
İri yarı…
Kaslı, pazulu üçgen vücutlu “başpehlivan” küçük bir çorbacıya girmiş, çorbasını ısmarlamış ve yarım limon rica etmiş…
Yarım limonu var gücü ile sıkmış, çorbasını içmeye başlamış…
Çorbacının kapısı açılmış…
İçeriye, “başpehlivana” göre, çelimsiz, kel gözlüklü birisi girmiş; bana bir çorba demiş, başpehlivanın yanına oturmuş…
Çorbası gelmiş, “limon ister misiniz” diye sormuş çorbacı…
Hayır demiş…
Pehlivanın önündeki suyu sıkılmış limon bana yeter demiş ve limonu bir sıkmış; öyle bir su çıkmış ki limondan başpehlivan şaşırmış…
Kimsiniz siz beyefendi demiş, isminizi bağılar mısınız?
Adam sırıtmış;
“My name is Mehmet Şimşek” demiş…
***
Hocam demiş birisi “otoyolların, köprülerin, tünellerin, havaalanlarının vs maliyetinden çok daha fazla ödeme yapıldığı söyleniyor.
Sizce bu fazla ödemeler nereye gidiyor, bize açıklayabilir misiniz?”
Hayır!
Çünkü açıklarsam başım belaya girer, ama ben sana minik bir fıkra anlatayım, nereye gidiyormuş sen karar ver…
***
Öğretmen sınıfa yüzünü döndü ve sordu:
“Irmaklar, nehirler, dereler, kar ve sel suları sürekli denize dökülüyor. Söyleyin bakalım:
Nasıl oluyor da deniz taşmıyor?”
Öğrencinin biri;
-Öğretmenim, dedi suyun fazlasını balıklar içiyor da ondan…
***
Oğlanın-kızların vakıfları…
(Tügva-Kadem)
Dünürlerin-damatların vakıfları…
(NUN ve T3 vakfı)
Okçular vakfı…
Sadat…
Tarikatlar cemaatler…
Diyanet…
Vesaire-vesaire yani balıklar (!) çok büyük…
***
Bu arada unutmadan; bizim ülkemizde en büyük, en semiz balıklar “saraylarda” olur, saraylardan beslenirler…
Çoğu da dini-ruhani renklere sahiptirler…
Uçanlar var…
Yüzme bilmeseler bile oldum olası büyük denizlerde yüzerler…
Çoğu kar da yürür izini belli etmez…
***
22 yıl önce az da olsa terör vardı, ama enflasyon almış başını gitmişti, ekonomi batmış halk sokaklara dökülmüş isyan ediyordu…
Adam geldi…
Oturdu hayatında bile tahmin edemeyeceği makamlara, …
Sonra!
Terör azdı, enflasyon ayyuka çıktı, yoksulluk arttı, ekonomi tepetaklak oldu…
Tam söveceğim…
Aklıma bu fıkra gelir, kendimi tutar susarım…
***
Adam komadadır, yanında ise karısı…
Adamın gözleri nemli, kısık sesiyle karısına doğru bakar ve konuşmaya başlar: “İlk işten kovulduğum zaman yanımda idin.
İflas ettiğim gün de oradaydın…
Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm. Trafik kazası geçirdiğimde hastanede hep başucumdaydın…”
Deyince karısı gülümser, kocası tarafından takdir edilmenin mutluluğunu yaşar…
Adam devam eder;
“Şimdi der komadayım yine başucumdasın…
Ahhh!..
Ah! Sonunda anladım, ama çok geç oldu; yahu sen ne uğursuz kadınsın!..”
***
Biz de anladık, ama malesef çok geç oldu…
İyi tatiller…
Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 11.01.2025 03.30
Bir yanıt yazın