Türkiye’nin siyasi ve toplumsal yapısında derin etkiler yaratan dinsel ve ideolojik hareketlerin kökleri, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kadar uzanan tarihi bir bağlam içinde değerlendirilmelidir. Bu bağlamda Halidiyye kolunun, özellikle Saidi Nursi’den başlayarak günümüz tarikat yapılanmalarına kadar süren etkisi, Türkiye Cumhuriyeti’ni bir dönüşüm sürecine sokma amacı güden projelerin merkezinde yer aldığı iddialarıyla tartışılmaktadır.
Halidiyye’nin Tarihsel Kökleri ve Tarikat Yapılanması
Halidiyye kolu, Nakşibendîlik tarikatının ( Barzani, Iskender Paşa, Erenköy Cemaati, Süleymancılar, Menzil vs de aynı koldandır. Özal ve Erdoğanda aynı kola mensuptur ) 19. yüzyılda Şam bölgesinde ortaya çıkan bir dalı olarak bilinmektedir. Bu kol, tasavvufi bir yapıdan daha ziyade siyasal bir araç olarak işlev görmüş, Osmanlı Devleti’nin son döneminde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında etkinlik göstermiştir. Saidi Nursi’nin düşünceleri, Halidiyye’nin Türkiye’deki modern temsilcilerinden biri olarak değerlendirilebilir. Onun fikirleri ve Risale-i Nur eserleri, dinî öğretileri bir siyasi strateji haline getiren bir geleneği temsil etmektedir.
Halidiyye’nin etkisiyle şekillenen tarikatlar ve cemaatler, özellikle 1980’lerden itibaren Özal dönemiyle birlikte iktidarın çeşitli kademelerine nüfuz etmiştir. Bu süreçte, Fethullah Gülen liderliğindeki hareket (FETÖ) ve menzilciler gibi gruplar, Halidiyye kökenli ideolojiyi modernize ederek hem yerel hem de uluslararası bağlamda etkinlik kazanmıştır. Erdoğan liderliğindeki iktidar ise bu geleneğin devamı olarak değerlendirilmekte, Halidiyye eksenli bir politik hattın günümüzde sürdürüldüğü iddia edilmektedir.
Emperyalist Projeler ve Halidiyye’nin Kullanımı
Halidiyye kolunun emperyalist projelerde nasıl kullanıldığı meselesi, özellikle 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimiyle gündeme gelmiştir. FETÖ’nün devlet kademelerinde bu denli derin bir yapılaşmaya gitmesi, sadece dinî bir hareketin etkisiyle açıklanamaz. Bu bağlamda, ABD ve Batı merkezli istihbarat örgütlerinin Türkiye’yi istikrarsızlaştırma projelerinde bu yapıyı desteklediği iddiaları güç kazanmaktadır. Amaç, Türkiye’nin laik ve üniter yapısını zayıflatarak, tıpkı Suriye benzeri yeni bir rejim modeli ( HTŞ ile birlikte) oluşturmak olabilir.
Halidiyye kolunun ve onun ideolojik uzantılarının etkisi, yalnızca Türk devlet yapısını dönüştürmekle sınırlı kalmamış, aynı zamanda Türk kimliğine, Türklerin inancı olan Bektaşilik ve Alevilik gibi Anadolu’nun derin dinî ve kültürel unsurlarına karşı sistematik bir yok etme, adimike etme ve mücadeleye dönüşmüştür. Bu mücadele, tarihsel olarak Osmanlı’daki Safevi-Sünni gerilimine dayanır. Ancak günümüzde bu gerilim, daha çok siyasal İslam’ın radikal bir yorumunun, toplumsal çeşitliliği tehdit eden bir hegemonya oluşturması şeklinde kendini göstermektedir.
Türkiye’de Anayasa ve Rejim Değişikliği Tehdidi
Halidiyye çizgisinin desteklediği yapılar, Erdoğan hükümetinin “Yeni Türkiye” ideali çerçevesinde anayasal düzeni değiştirme çabalarında önemli bir rol oynamaktadır. Bu çabalar, parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş ve laiklik ilkesinin zayıflatılması gibi temel değişiklikler içerir. Bu bağlamda, anayasa değişikliği tartışmaları yalnızca siyasi bir mesele değil, aynı zamanda Türkiye’nin ulusal ve toplumsal kimliğine yönelik bir tehdit olarak görülmelidir.
Yeni anayasa çalışmalarıyla birlikte hedeflenen model, “Türklük” kavramını ve laik yapıyı dışlayan, mezhepçi bir anlayışı esas alan bir sistem olarak değerlendirilmektedir. Halidiyye kolunun ideolojik temsilcileri, bu değişiklik sürecinde aktif roller üstlenmiş, mezhepçi söylemleriyle toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmiştir. Bu, Türkiye’yi Orta Doğu’daki diğer devletler gibi, mezhepsel çatışmalara açık bir yapıya dönüştürme tehlikesi taşımaktadır.
Sonuç: Halidiyye’nin Yıkıcı Potansiyeli ve Türkiye’nin Ulusal Kimliği
Halidiyye kolunun günümüzdeki etkileri, yalnızca dinî bir hareket olmanın ötesine geçerek, emperyalist güçlerin Türkiye üzerinde uygulamaya çalıştığı projelerde kritik bir rol üstlenmiştir. Bu yapılar, Türk ulusunun ortak değerlerini hedef almış, özellikle Alevilik ve Bektaşilik gibi toplumsal dayanışma unsurlarını zayıflatmayı amaçlamıştır.
Halidiyye eksenli hareketlerin, Türkiye’nin toplumsal ve siyasal yapısına yönelik tehditleri, sadece ulusal bir mesele değil, aynı zamanda uluslararası güç dengeleri açısından da değerlendirilmelidir. Bu nedenle, Halidiyye kolunun Türkiye’deki etkilerinin eleştirel bir şekilde analiz edilmesi, hem tarihsel bağlamda hem de güncel siyasi gelişmeler ışığında büyük bir önem taşımaktadır.
Bu yazı, Halidiyye kolunun etkisini yalnızca bir ideolojik mesele olarak değil, aynı zamanda Türkiye’nin egemenliğini ve toplumsal bütünlüğünü tehdit eden daha geniş bir projenin parçası olarak ele almayı amaçlamaktadır. Türkiye’nin ulusal kimliğini ve toplumsal dayanışmasını korumak için, bu tür yapıların etkilerine karşı daha bilinçli bir mücadele yürütülmesi gerekmektedir.
Kaynakça
- Kitaplar ve Makaleler:
• Ahmet Yaşar Ocak, Osmanlı Toplumunda Zındıklar ve Mülhidler (İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1998).
Osmanlı dönemi tasavvuf hareketleri ve dini yapılanmaların toplumsal etkilerini inceleyen bir kaynak.
• M. Şükrü Hanioğlu, Bir Siyasal Düşünür Olarak Said Halim Paşa (İstanbul: Klasik Yayınları, 2004).
Osmanlı modernleşmesi ve din-siyaset ilişkileri üzerine bir analiz.
• Şerif Mardin, Bediüzzaman Said Nursi Olayı: Modern Türkiye’de Din ve Modernlik (İstanbul: İletişim Yayınları, 1992).
Saidi Nursi’nin fikirlerini ve Halidiyye çizgisiyle bağlantısını ele alan kapsamlı bir eser.
• Hamit Bozarslan, Türkiye Tarihi: Modernleşme ve Milliyetçilik (1789-2012) (İstanbul: İletişim Yayınları, 2014).
Türkiye’de modernleşme ve dinin siyasallaşması üzerine tarihsel bir bakış.
• David Shankland, The Alevis in Turkey: The Emergence of a Secular Islamic Tradition (London: Routledge, 2003).
Bektaşilik ve Alevilik gibi Anadolu’nun dinî unsurlarını ve bunların modern Türkiye’deki durumunu inceleyen bir eser. - Raporlar ve İncelemeler:
• Freedom House, Religious Freedom in Turkey: A Special Report on Alevi and Other Minority Rights (2013).
Türkiye’de dini azınlıkların hakları ve devletin bunlara yaklaşımı üzerine bir rapor.
• International Crisis Group, Turkey’s PKK Conflict: The Rising Toll (2016).
Türkiye’de toplumsal bölünme ve mezhepsel çatışmaların siyasi etkilerini ele alan bir rapor. - Gazeteler ve Dergiler:
• Murat Yetkin, “Yeni Anayasa Tartışmaları ve Türk Kimliği,” Yetkin Report, 2022.
Türkiye’de anayasa değişiklikleri ve bunların ulusal kimlik üzerindeki etkilerini ele alan bir analiz.
• Fehmi Koru, “Halidiyye Kolu ve Günümüz Siyaseti,” Karar Gazetesi, 2021.
Halidiyye kolunun modern Türkiye siyaseti üzerindeki etkilerini değerlendiren bir köşe yazısı. - Akademik Tezler:
• Mustafa Akıncı, “Nakşibendilik ve Halidiyye Kolu: Modern Türkiye’de Siyasi ve Sosyal Etkiler,” Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, 2018.
Halidiyye’nin tarihsel kökenleri ve modern etkileri üzerine akademik bir çalışma.
• Ezgi Kılıç, “Din ve Devlet İlişkileri: AKP Dönemi Tarikat ve Cemaat Yapılanmaları,” Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, 2021.
AKP iktidarı döneminde tarikat ve cemaatlerin devlet içindeki etkilerini inceleyen bir tez. - İnternet Kaynakları:
• Türkiye Diyanet Vakfı, “Halidiyye’nin Tarihsel Gelişimi ve Güncel Yansımaları,” Diyanet Araştırmaları Dergisi, erişim tarihi: 22 Aralık 2024.
(https://www.diyanet.gov.tr)
• Al-Monitor, “Turkey’s Religious Divide: Alevis and Sunnis in Tension,” erişim tarihi: 22 Aralık 2024.
(https://www.al-monitor.com)
• BBC Türkçe, “FETÖ ve Türkiye’nin Devlet Yapısı Üzerindeki Etkileri,” 2019.
(https://www.bbc.com/turkce) - Arşiv Belgeleri:
• Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA): Halidiyye kolunun Osmanlı dönemi içindeki faaliyetlerine dair belgeler.
• TBMM Tutanağı: Anayasa değişikliği tartışmalarına ilişkin resmi belgeler ve görüşmeler, 2020-2024 dönemi.
Not: Halidiyye kolu, Nakşibendi Tarikatı’nın bir dalıdır ve özellikle 19. yüzyıldan itibaren Osmanlı topraklarında geniş bir etki alanı oluşturmuştur. Bu kol, Halid-i Bağdadi (1779-1827) tarafından kurulmuş ve zamanla Ortadoğu, Anadolu, Balkanlar ve Orta Asya’ya yayılmıştır. Halidiyye’ye mensup tarikatlar ve bu tarikatlara bağlı aşiretler, hem dini hem de toplumsal yaşam üzerinde etkili olmuşlardır. Aşağıda Halidiyye’ye mensup önemli tarikatlar ve aşiretlerden bazıları verilmiştir:
Halidiyye Koluna Mensup Tarikatlar
1. Menzil Cemaati
• Türkiye’de en bilinen Halidiyye tarikatlarından biridir.
• Merkezi Adıyaman’ın Kahta ilçesindeki Menzil köyündedir.
• Sağlık, yardım ve dini eğitim alanlarında aktif bir yapıya sahiptir.
2. İskenderpaşa Cemaati
• İstanbul merkezli bu cemaat, Halidiyye çizgisini devam ettirir.
• Modern Türkiye’de İslami düşünce ve siyasette etkili olmuş bir gruptur.
3. Erenköy Cemaati
• Nakşibendi-Halidiyye geleneğini sürdüren bir başka tarikattır.
• Özellikle şehirlerde dini sohbetler ve eğitimlerle tanınır.
4. Süleymancılar
• Halidiyye’nin etkisi altında şekillenmiş, ancak zamanla farklı bir yol izlemiş bir gruptur.
• Daha çok yatılı Kur’an kurslarıyla bilinirler.
5. Kaşıkçı Dergâhı (Halidiyye Tarikatı)
• Güneydoğu Anadolu bölgesinde etkili olan bir Halidiyye koludur.
Halidiyye ile Bağlantılı Aşiretler
Halidiyye, özellikle Güneydoğu Anadolu ve Ortadoğu’daki bazı Kürt ve Arap aşiretleri üzerinde büyük bir dini ve sosyal etkiye sahiptir. Bu aşiretler, hem tarikat mensupları hem de liderleriyle bağlantılıdır. Öne çıkan aşiretler:
1. Barzani Aşireti
• Irak “Kürdistanı’ndaki” etkili bir aşiret.
• Molla Mustafa Barzani’nin ailesi, Halidiyye ile sıkı bağlara sahiptir.
2. Süleymani Aşireti
• Kuzey Irak’ta, özellikle Süleymaniye çevresinde etkilidir.
• Halidiyye’nin öğretilerini benimsemişlerdir.
3. Seyyid Aşiretleri (Şeyh Aileleri)
• Güneydoğu Anadolu’da, Halidiyye şeyhlerine bağlı olan seyyid kökenli aşiretlerdir.
• Şanlıurfa, Diyarbakır ve Mardin bölgelerinde etkili aşiretler bulunur.
4. Milli Aşireti
• Güneydoğu Anadolu bölgesinde Halidiyye’nin etkisi altında olan bir Kürt aşiretidir.
5. Beşiri ve Miran Aşiretleri
• Batman ve çevresinde yaşayan bu aşiretler, Halidiyye tarikatıyla ilişkilidir.
Halidiyye’nin Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Etkileri
• Osmanlı Dönemi:
Halidiyye, özellikle Doğu Anadolu’da aşiretler arasında sosyal barışın sağlanması için etkili bir rol üstlenmiştir. Osmanlı yönetimi, Halidiyye’nin gücünü aşiretler üzerinde otorite kurmada bir araç olarak görmüştür.
• Cumhuriyet Dönemi:
Halidiyye’nin etkisi, laikleşme politikaları nedeniyle gerilese de, özellikle Güneydoğu Anadolu ve kırsal kesimlerde gücünü korumuştur. Tarikatlar, daha çok cemaatler üzerinden varlık göstermeye başlamıştır.
Halidiyye koluna mensup tarikatlar ve aşiretler, tarih boyunca dini, siyasi ve toplumsal yapılar üzerinde etkili olmuştur. Bu tarikatlar, özellikle Kürt, Arap ve Türk toplumlarında derin bağlara sahiptir. Menzil, İskenderpaşa, Erenköy gibi tarikatlar günümüzde Halidiyye geleneğini devam ettirirken, Barzani gibi aşiretler bu geleneğin bölgesel güç dinamikleriyle iç içe geçmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Bir yanıt yazın