Son dönemde Suriye’nin kuzeyinde yaşanan gelişmeler, bölge halkları arasında derin yaralar açarken, uluslararası arenada Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) bir parçası olan PKK devletinin adım adım inşa edildiğini görüyoruz. ABD’nin desteğiyle şekillenen bu yapının, yalnızca Suriye’nin değil, Türkiye’nin de güvenliği ve geleceği üzerinde kara bir gölge oluşturduğu artık inkâr edilemez bir gerçek.
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), her ne kadar bölgede “demokrasi” ve “istikrar” vaatleriyle lanse edilse de, asıl amacı bölgeyi etnik ve mezhepsel çatışmalarla parçalamaktır. Irak’tan Suriye’ye, Suriye’den Türkiye’ye uzanan bu planın kilit taşı, bölgesel istikrarı hedef alan bir Kürt devleti kurmaktır. Bugün Suriye’deki PKK/PYD yapılanmasına ABD’nin sağladığı açık destek, bu hedefin en somut göstergesidir.
Elinize Kına Yakın, Bu Ateş Hepimizi Yakar
Türkiye’nin komşu ülkelerdeki istikrarsızlıkta oynadığı bazı roller ve bu süreçte izlenen politikalar, bugün sınırlarımızda büyüyen tehdidin habercisiydi. “Komşunun ocağını yakarsan, kendi evin de nasibini alır” derler. Ne yazık ki, bugün sınırın diğer tarafında yanan ateş, yarın Türkiye’nin içini de saracak bir yangına dönüşebilir. Bu süreçte, BOP’un taşeronluğunu yapan bazı kesimlerin ise şimdiden “zevkle bayram yaptığını” görmek acıdır.
İçeride ve dışarıda terörle mücadele etmesi gereken bir ülke olarak, Türkiye’nin bölgedeki gelişmelere kayıtsız kalması beklenemezdi. Ancak bazı iç unsurlar, bu mücadelenin tam tersine hizmet edercesine hareket etmektedir. “BOP eşbaşkanlığı” gibi söylemlerle başlayan ve ulusal egemenliği zayıflatan politikalar, bugün hem dış baskıların artmasına hem de ülke içinde ayrılıkçı hareketlerin cesaretlenmesine zemin hazırlamıştır.
ABD’nin Safında Propaganda ve Türkiye’nin İç Düşmanları
PKK/PYD’nin Suriye’de bir devlet yapılanmasına dönüşmesi, yalnızca askeri bir tehdit değildir. Bu süreç, uluslararası platformda Türkiye’ye yönelik kara propagandanın da merkezine yerleşecektir. Türkiye’deki iç düşmanlar, ABD’nin desteğiyle hareket eden bu yapının en büyük destekçileri arasında yer alacaklardır. Bugün Suriye’de oluşturulan PKK devleti, yarın Türkiye’ye karşı bir propaganda ve saldırı aracı olarak kullanılacaktır.
Unutulmamalıdır ki, Türkiye’yi yalnızca dış güçler tehdit etmiyor. Bu topraklarda yaşayan ve bu ülkenin kaynaklarını tüketen bazı kesimler, düşmanın sesi olmaktan çekinmiyor. “Demokrasi” adı altında yapılan tüm kara propaganda, aslında Türkiye’nin bölünmesini hedef alan küresel bir planın parçasıdır.
Türkiye’nin Çıkışı Neyle Mümkün?
Bu tablo karşısında, Türkiye’nin güçlü ve birlik içinde bir duruş sergilemesi zorunludur. Ancak bu duruş, yalnızca dış politikada değil, içerdeki hain odaklara karşı da etkili bir mücadeleyi gerektirir. Türkiye, BOP’un taşeronluğunu yapanlarla yüzleşmeli, içerideki ayrılıkçı hareketlere ve işbirlikçilere karşı hukuki ve siyasi önlemleri hızla hayata geçirmelidir.
Suriye’de başlayan bu süreç, asla yalnızca bir sınır meselesi değildir. Bugün Suriye’de kurulan PKK devleti, yarın Türkiye’nin birliğini hedef alacak bir piyon olarak sahneye sürülecektir. Tarih boyunca hiçbir bölgesel tehdit karşısında boyun eğmeyen Türkiye, bu karanlık planı bozacak güce ve kararlılığa sahiptir. Ancak bunun için, içerideki gaflet ve dalaletten kurtulmak şarttır.
Unutmayalım: Bir millet, dış düşmanlarından önce iç düşmanlarıyla yüzleşmek zorundadır. Bize düşen, bu oyunu görmek ve bu tehlikeye karşı tek yürek olmaktır.
Sefa Yürükel
Referanslar:
1. Büyük Ortadoğu Projesi ve Bölgesel Dönüşüm:
• Graham E. Fuller, “The Future of Political Islam” kitabında bölgedeki etnik ve dini ayrılıkların nasıl küresel projelere hizmet ettiğine dair kapsamlı analizler yapmıştır.
• Ahmet Davutoğlu, “Stratejik Derinlik” adlı eserinde Türkiye’nin bölgesel jeopolitik rolünü ve bu rolün risklerini detaylandırmıştır.
2. ABD’nin Suriye Politikası ve PKK/PYD Desteği:
• Pentagon raporları ve ABD’nin Suriye operasyonlarına dair yayınlanan resmi açıklamalar, YPG/PYD’nin ABD tarafından silahlandırıldığını açıkça göstermektedir.
• Uluslararası kriz analiz merkezlerinin (International Crisis Group) yayınladığı Suriye raporları, PYD’nin bölgedeki etkisini ve bu etkinin Türkiye’ye olası yansımalarını ortaya koymaktadır.
3. Türkiye’nin İç Politikadaki Zafiyetleri:
• Prof. Dr. İhsan Bal, terörle mücadele üzerine yazdığı analizlerde, iç ve dış tehditlerin nasıl birbiriyle bağlantılı olduğunu detaylıca incelemiştir.
• SETA Vakfı tarafından hazırlanan “PKK/YPG’nin Suriye’deki Devletleşme Çabaları” raporu, hem askeri hem de siyasi açıdan süreci anlamak için önemli bir kaynaktır.
4. BOP ve Bölgesel Etkiler:
• Noam Chomsky, “Hegemony or Survival” adlı eserinde ABD’nin bölgedeki emperyal stratejilerini ele almıştır.
• Mehmet Ali Güller, “BOP ve Türkiye” kitabında BOP’un Türkiye üzerindeki etkilerini ve bu sürecin siyasi sonuçlarını detaylı şekilde analiz etmiştir.
Bir yanıt yazın