ÜÇÜNCÜ SATIR; İSTİKLÂL MARŞI
HÜSEYİN MÜMTAZ
“Elinde beyaz peşkir bağlı değneği sallayarak karargâhından çıkıp Yunan birliğine teslim olan 17’inci Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa’nın serpuşu yere düştü.. Tokadı patlatan Yunan yüzbaşı o başlığı tekmeledi.. Ali Nadir Paşa maiyetindeki subayların önünde başını yere eğerken böylece Dahiliye Nazırı Ali Kemal Bey’in şifresine elifi elifine uymuş oluyordu.. O şifrede ‘’İşgâl güçlerine asla karşı konulmayacak..’ deniyordu”.. diye yazmış Selahattin Duman, 2 Kasım 2005’de gazetedeki köşesinde.
Ali Nadir “Paşa” yahut “Albay” Reşat Çiğiltepe olmak arasında kıl kadar ince, gözle görülmeyen bir çizgi vardır.
Tarih ikisini de yazar.
Bunu da Cüneyt Arcayürek yazıyor; (7 Haziran 2014)
“(Yıllar önce) Siverek’te o sırada henüz adı pek bilinmeyen PKK’lı gençlerle kahvede buluştuk. Nedir sorun ve istekler diye sordum…
Yanıt şuydu.
‘Bak ağabey, bizim mümbit topraklarımız, yeraltı zenginliğimiz, yılda bölgeye yeterli olacak petrol üreten rafinerimiz var. Mersin’e indik mi denize de çıkmış olacağız ve bir de bayrağımızı diktik mi bu topraklara, tamamdır’. “
“Bayrak dikmek..”
Bayrağı dikmek için daha önce aynı direkte çekili bulunan bayrağı indirmek gerekir.
Bayrağı “pat” diye Mersin’e de dikemezsin, meselâ Diyarbakır’dan başlarsın..
Yerse..
Mersin 80’li yıllardan bu yana yoğun Kürt göçü alan bir kenttir. Oto parklar, çarşılar, sokak araları, Pazar yerleri bu göçmen nüfusa teslimdir.
Rahat, tipik, liberal bir Akdeniz kenti olan Mersin’de işte bu yüzden, tepkisel olarak son yerel seçimi MHP kazanmıştır.
“ADI KÜRDİSTAN’DIR” ve “BAYRAK DA GİTTİ” başlıklı son iki günlük yazılarımızda ANAYASA’nın 3’üncü Maddesi’nin ilk iki satırının göz göre göre uğradığı erozyonu konu etmiştik.
“MADDE 3.– Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı ‘İstiklal Marşı’dır.
Başkenti Ankara’dır”.
Amma şom ağızlıymışız..
Bir gün geçmeden ne yazık ki “Üçüncü Satır”, yâni İSTİKLAL MARŞI da gündeme geldi.
Derinlerden gelen uğultuyu, temelleri sarsan çatırtıyı duyuyor musunuz?
“Giresun Piraziz İsmail Yücel Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi’nde İstiklal Marşı okunduğu sırada, yurt inşaatında çalışan Kürt kökenli işçilerin çalışmayı sürdürdüğü ve görültü olduğu iddiası üzerine işçilerle, öğrenciler arasında tartışma çıktı. Olay yerine gelen polis kavgaya durdurdu. Bu durum ilçede kısa sürede yayıldı. Öfkeli bir grup okul çevresine toplandı. Göstericilerin sayısı kısa sürede 200 kişiyi buldu. Bunun üzerine polis, geniş güvenlik önlemleri aldı. Çevik kuvvet ekipleri okula girişe izin vermezken, arka bahçe duvarında toplanan bir grup inşaata taş attı. Taş atan grubu bazı vatandaşlar engelledi. Polis, inşaattaki işçileri zırhlı araçlarla bölgeden çıkarmak istedi. İnşaat işçilerinin, okuldan zırhlı araçlarla çıkarıldığı sırada ön kapıdaki vatandaşlar çevik kuvvet ekiplerini aşmaya çalıştı. Bunun üzerine polis gruba, biber gazıyla müdahale etti. İnşaattan çıkarılan 8 işçi, güvenlik gerekçesiyle Giresun Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. İşçileri linç etmek isteyen öfkeli grup ise, lise bahçesinde İstiklal Marşı’nın okumasının ardından dağıldı. Olaylarda 4’ü öğrenci 7 kişinin yaralandığı bildirildi”.
Faruk Sümer’in “ÇEPNİLER”ini okumuş muydunuz?
Okuyun…
Bayrak olayının sonucunu merak ediyorum.
Telörgünün, duvarın içindeki “çocuğu” seyret, kaçır, sonra “takipçisi olacağız” de..
Bu vatan, bu millet, bu devlet son yıllarda iki büyük travma yaşamıştır;
İlki 4 Temmuz 2003 Chuwall olayı..
İkincisi 8 Haziran 2014 Bayrak olayı..
Ve ne yaparsanız yapın, ne derseniz deyin; her ikisinde de o an görevde bulunan “sıralı komutanları” TARİH not etmiştir… En alttaki onbaşının ismini kimse hatırlamaz..
Tarihin hükmü acımasızdır, tartışılmaz.. Geriye dönülüp tekrar yazılmaz.
Sonuç olarak 1.Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü ve 2.Bayrak’tan sonra, 3.İstiklâl Marşı da gündeme ge(tiri)ldi
Geriye kaldı 3’üncü Madde’nin 4’üncü satırı ey millet, yâni Ankara..
Ankara’ya gözünüz gibi bakın..
PKK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan, BDP veya HDP’nin temsilcileri olmadığını, tek muhatap olarak Abdullah Öcalan’ı gördüklerini, kendisi ile doğrudan ilişki olmadan artık söylenenlere inanmayacaklarını söyledi. Kalkan; “Heyet ve hükümet farklı bir açıklama yapıyor. Bu bir güven sarsılmasına yol açıyor. Bundan böyle gerillayı kimse ikna edemez. Önder Apo ile doğrudan ilişki ve görüşme olursa ikna olur” diyor;
Muş Milletvekili Demir Çelik de; “Terörle Mücadele Kanunu’nu kaldırmazsanız, Avrupa Konseyi bölgesel yerel yönetimler özerklik şartını kabul etmezseniz savaş kapınızı çalıyor” diyor.
Vatan, millet, bayrak için savaş yapılmaz da ne için yapılır ama…
Önce söyleyene bakın değer mi diye, sonra da lâfa bakın, lâf mı diye..
Söyletenleri de gözden kaçırmayın..10 Haziran 2014
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ
Bir yanıt yazın