Suriye ve Rojava’daki son gelişmelerin komşu ülkelere olası yansıması hakkı hakkında ilginç ve önemli bir makale!
(Makale yazarı: Jenan Moussa, Ortadoğu uzmanı, muhabir, Özellikle IŞİD ile ilgili gizli belgeler, cep telefonları ve dizüstü bilgisayarlar gibi materyalleri bulup haberleştirmesiyle tanınır.)
1) Suriye’deki gelişmeler o kadar hızlı ilerliyor ki raporlar, yayımlandıktan kısa bir süre sonra geçersiz hale gelebiliyor.
2011’den beri Suriye’den haber aktarıyorum ve Orta Doğu’da yaşıyorum.
Bu nedenle, eğer Suriye rejimi düşerse bunun Suriye ve daha geniş bölge için ne anlama gelebileceğini bu başlıkta açıklamak istiyorum:
2) Öncelikle, Esad karşıtı güçlerin bu saldırısında yer alan birlikleri açıklayayım.
Çoğunluğu HTŞ’ye (Heyet Tahrir el-Şam) bağlı.
HTŞ, 2016’da El Kaide’den ayrıldı.
Ancak, 2018’den beri ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yabancı bir terör örgütü olarak sınıflandırılıyor.
3) HTŞ, Halep ve Hama çevresinde aktif.
HTŞ’nin lideri, daha önce El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi’ni yöneten Ebu Muhammed el-Culani.
HTŞ, El Kaide’den ayrıldıktan sonra Culani, El Kaide ile arasına mesafe koyduğunu iddia ediyor.
Ancak ABD, Culani’nin başına hâlâ 10 milyon dolarlık ödül koymuş durumda.
4) HTŞ operasyonuna ek olarak, aynı anda başka bir saldırı daha gerçekleşiyor.
Bu ikinci operasyon, Türkiye tarafından finanse edilen bir Suriye muhalif çatı örgütü olan Suriye Ulusal Ordusu (SMO) tarafından yürütülüyor.
SMO’nun operasyonu, ağırlıklı olarak Halep’in kuzeyindeki Kürt güçlerini hedef alıyor.
5) HTŞ’nin liderlik ettiği Esad güçlerine yönelik saldırıya katılan diğer tugaylar şunlar:
• Feylak eş-Şam (Şam Kolordusu)
• Ceyş el-İzza (İzzet Ordusu)
• Sukur eş-Şam (Şam Şahinleri)
• Ahrar eş-Şam (Şam Özgür Adamları)
• Türkistan Tugayı
• Ensar et-Tevhid (Tevhid Destekçileri)
6) Türkistan Tugayı özellikle dikkat çekici.
Üyelerinin çoğu, a) Orta Asya’dan (Özbekler, Tacikler), b) Çin’den (Uygurlar) veya c) Orta Doğu ve Avrupa’dan gelen Suriyeli olmayan Arap savaşçılardan oluşuyor.
Çoğu, 2012-2015 yılları arasında cihat için Suriye’ye gelmiş.
7) Halep’in kuzeyindeki Kürtlere karşı savaşan neredeyse tüm SMO grupları bu çatışmalarda yer alıyor.
Ancak, SMO’nun üç taburu HTŞ liderliğindeki Esad karşıtı saldırıya katılıyor:
• Süleyman Şah Tümeni
• Hamza Tümeni
• El-Cebhe eş-Şamiye (Levant Cephesi)
SMO bünyesinde yabancı savaşçı yok;
bazıları Suriyeli Türkmenlerden oluşuyor.
8) Esad rejiminin düşüp düşmeyeceğini öngörmek imkânsız.
Ancak düşmesi durumunda Suriye için şu sonuçlar ortaya çıkabilir:
(Tabii ki durum son derece değişken.
Ancak savaşın yıprattığı Suriye’deki deneyimlerime dayanarak, şu anda en olası görünen senaryolar bunlar.)
9) Eğer HTŞ ve müttefikleri Suriye’yi ele geçirirse, Şeriat kanunlarının katı bir yorumu uygulanacaktır.
HTŞ ile Afganistan’daki Taliban arasında (kültürel ve tarihsel) farklılıklar olsa da, Suriye’nin HTŞ yönetiminde “hafif Taliban” benzeri bir devlete dönüşmesini bekleyin.
10) HTŞ ve önceki oluşumu Nusra Cephesi, etnik ve dini azınlıklara yönelik kötü bir geçmişe sahip.
11) Mülteci akını bekleyin.
Suriyeli Hristiyanlar, Kürtler ve diğer azınlıklar büyük ölçüde Lübnan, Avrupa veya ABD’ye göç etmeye çalışacaktır.
Suriye’de mezhepsel nefret oldukça yüksek.
Özellikle Nusayri ve Şii nüfus, HTŞ ve diğer muhalif grupların ciddi intikam saldırılarına maruz kalma riski altında olabilir.
12) Nusayrilerin çoğunlukta olduğu Lazkiye ve Tartus bölgelerinde (batı kıyısı) ne olacağı da oldukça belirsiz.
Bu bölge aynı zamanda Rusya’nın önemli bir deniz üssüne ev sahipliği yapıyor.
Ruslar tahliye eder mi?
Nusayriler bu bölgeyi savunabilir mi?
Şu an tamamen belirsiz.
13) Esad rejimine bağlı kişiler – politikacılar, gazeteciler, askerler, polisler, memurlar vb. için de durum belirsiz.
Çoğu, HTŞ ve müttefiklerinin intikam saldırılarından korkarak Lübnan veya Ürdün’e kaçmaya çalışacaktır.
Diğerleri kalıp en iyisini umabilir ya da tövbe etmeye zorlanabilir.
14) Suriye’deki Kürtlerin durumu da şu an belirsiz.
Kuzeydoğudaki SDG kontrolündeki bölgeler, aynı zamanda Amerikan kara birliklerinin bulunduğu alanlar, ABD koruması sayesinde ayakta kalabilir.
Ancak ABD birlikleri sadece Fırat Nehri’nin doğusunda bulunuyor.
Fırat’ın batısında, Halep şehrindeki Şeyh Maksut Mahallesi, Tel Rıfat ve Menbiç gibi yerler HTŞ veya SMO tarafından ele geçirilebilir.
Hatta Kobani ve Rakka bile savunmasız çünkü ABD kara birlikleri bu noktalardan oldukça uzakta bulunuyor.
15) Suriye hükümetinin olası çöküşü, Doğu Suriye için de büyük sonuçlar doğurabilir, çünkü İslam Devleti (IŞİD) hala bu bölgede geniş bir gizli varlığa sahiptir.
Eğer Deyrizor düşerse, İslam Devleti’nin yeniden gruplanarak Doğu Suriye ve Homs eyaletindeki çöl bölgelerinin bazı kısımlarını ele geçirmesi beklenebilir.
Ancak, IŞİD ve HTŞ’nin birbirleriyle çatışacakları da öngörülüyor.
16) Elbette Suriye Devlet Başkanı Esad rejiminin çökmesi durumunda, bu durum Orta Doğu genelinde büyük yankılar uyandıracaktır.
Bu etkinin ülke bazında nasıl olabileceğini açıklayacağım.
Türkiye’den başlayalım:
17) Türkiye için Esad’ın olası düşüşü şu sonuçları doğurabilir:
• Türkiye, Suriye’deki vekil güçleri (SMO ve HTŞ) aracılığıyla Suriye’deki gücünü ve etkisini büyük ölçüde artıracak.
Suriye, 1516’dan 1918’e kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçasıydı.
• Türkiye’nin eski rakibi olan Rusya’nın Suriye’den çıkarılması.
Erdoğan kazanır, Putin kaybeder.
• Türkiye’nin nefret ettiği Suriye’deki Kürt güçlerinin zayıflatılması veya tamamen bitirilmesi.
• HTŞ ve müttefiklerinin Suriye’yi sakinleştirmesiyle, Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, milyonlarca Suriyeli mülteciyi “savaş bitti ve Esad gitti” diyerek Türkiye’den Suriye’ye geri gönderebilir.
Bu durum AKP’nin seçim anketlerinde yükselmesini sağlayabilir.
18) Rusya için Esad’ın olası düşüşü şu sonuçları doğurabilir:
• Şam’da müttefik kalmaması, Suriye’deki siyasi etkinin sona ermesi.
• Türkiye tarafından alt edilmek.
• Suriye’de ya hiç ya da çok sınırlı bir askeri varlık.
Moskova’nın “Saygon”u mu?
• 1971’de Sovyetler Birliği döneminde kurulan Tartus Deniz Üssü’nün sona ermesi ihtimali.
19) İsrail için Esad’ın olası düşüşü şu sonuçları doğurabilir:
• Suriye’nin cihatçıların eline geçmesiyle, İran’ın kara yoluyla İran’dan Irak ve Suriye üzerinden Lübnan’daki vekili Hizbullah’a silah taşıması imkânsız hale gelir.
Beyrut Havalimanı ve Lübnan limanları fiilen İsrail’in deniz ve hava güçlerinin kontrolünde olduğu için Hizbullah yeniden silahlanamaz.
Bu, İsrail için büyük bir kazançtır.
• İran silahlarının Hizbullah’a ulaşamamasıyla birlikte, İran askeri de Lübnan ve Suriye’ye erişimini kaybeder.
• Kısa vadede:
HTŞ tarafından yönetilen bir Suriye, bitmeyen iç askeri ve dini çatışmalar nedeniyle zayıf ve istikrarsız kalır.
İsrail için ciddi bir tehdit oluşturmaz.
• Ancak uzun vadede:
Geleneksel olarak cihatçı gruplar kontrolden çıktığı için, İsrail, Batılı müttefiki Türkiye’nin HTŞ’yi zamanında kontrol altına almasını bekleyecektir.
20) İran için Esad’ın olası düşüşü şu sonuçları doğurabilir:
• İran, bölgedeki büyük bir müttefikini kaybeder.
Tahran için tam bir felaket.
• İran, Hizbullah’ı yeniden silahlandıramaz çünkü İran’dan Lübnan’a giden rota kapanır.
• Bölgesel rakibi Türkiye’nin gücünü artırırken, İran, Suriye ve Lübnan’daki siyasi ve askeri varlığının utanç verici bir şekilde sona ermesiyle Şii çıkarlarının Suriye, Lübnan ve hatta Irak’ta zayıflamasıyla karşı karşıya kalır.
21) ABD için Esad’ın olası düşüşü şu sonuçları doğurabilir:
• Rusların Suriye’den çıkması.
• Nefret edilen İran müttefiki Esad’ın uzun süren bir mücadeleden sonra nihayet gitmesi.
• Lübnan’da Hizbullah’ın izole edilmesi.
Başka bir deyişle:
Her şey gülümseme.
(Tabii ki bu, HTŞ kontrolden çıkana ve/veya IŞİD yeniden toparlanana kadar sürecektir.)
22) Lübnan için Esad’ın olası düşüşü şu sonuçları doğurabilir:
• Küçük Lübnan, iki komşusu olan İsrail ve cihatçıların yönettiği bir Suriye arasında sıkışabilir.
• Hizbullah yeniden silahlanamazsa, Lübnan içindeki diğer dini gruplar bu boşluğu (zorla mı?) doldurmaya çalışabilir.
Bu, dini gerginliklere ve iç çatışmalara yol açabilir.
• HTŞ’nin Suriye’den desteklediği cihatçı grupların ve terörizmin Lübnan içinde yeniden aktif hale gelme ihtimali.
23) Irak için Esad’ın olası düşüşü şu sonuçları doğurabilir: • Suriye’de HTŞ’nin zaferi, özellikle Sünni bölgelerde, komşu Irak’taki benzer grupları cesaretlendirebilir.
• Doğu Suriye’de İslam Devleti’nin yeniden canlanması, kolayca Irak’ın (batı) bölgelerine sıçrayabilir.
IŞİD’in Irak’a dönüşü, terörizm ve olası bir iç savaşla birlikte gelir.
Bir yanıt yazın