İzmir Marşı Yasakları ve Türkiye’nin Geleceği: Laikliğe ve Atatürk’e Sahip Çıkmak. Sefa Yürükel

Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerleri, laiklik, demokrasi ve Atatürk ilkeleridir. Ancak son yıllarda bu değerlere yönelik tehditler, hem toplumsal hem de siyasi düzlemde daha görünür hale gelmiştir. İzmir Marşı gibi Cumhuriyet’in simgelerinden biri olan bir eserin Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) yasaklanması, bu tehditlerin en somut göstergelerinden biridir. Bu yasak, sadece bir marşı hedef almakla kalmamakta, aynı zamanda Türkiye’nin laik ve demokratik yapısına, Atatürk’ün mirasına ve milli bilincine bir meydan okuma anlamı taşımaktadır.

İktidarın Güvendiği Dağlar: Pasiflik mi, Sarı Muhalefet mi?

Bugün Türkiye’deki iktidarın gücünü nereden aldığı sorusu, milletin pasif tutumu ve muhalefetin etkisizliği arasında sıkışıp kalmıştır. Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP ve Devlet Bahçeli’nin desteğiyle ve ABD koordineli sürdürülen MHP koalisyonu, toplumu kutuplaştırma, dini değerleri siyasi bir araç haline getirme ve devletin temel ilkelerini tahrip etme stratejileriyle ayakta durmaktadır. Ancak bu stratejilerin başarısında, sadece iktidarın politikaları değil, muhalefetin ve halkın tepkisizliği de büyük rol oynamaktadır.
• Milletin Pasifliği: Halkın önemli bir kesimi, ekonomik zorluklar, siyasal baskılar ve medya kontrolü nedeniyle sessiz kalmayı tercih etmektedir. Ancak bu pasiflik, sadece bireysel değil, örgütsel ve toplumsal bir sorundur. Atatürk’ün “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi, halkın bilinçli ve aktif bir şekilde haklarına sahip çıkmasını gerektirir. Ancak mevcut durumda, halkın büyük bir bölümü, haklarının elinden alındığının farkında bile değildir ya da bu durumu kabullenmiştir.
• Sarı Muhalefetin Sessiz Desteği: Türkiye’deki sarı muhalefet, özellikle emperyalizm den medet uman ana muhalefet partileri, gerçek bir değişim için yeterli iradeyi ortaya koymaktan uzaktır. Sarı muhalefet, genellikle yüzeysel eleştirilerle sınırlı kalmakta, sistemin değişmesini değil, mevcut düzenin devamını sessizce desteklemektedir. Çünkü mevcut siyasi ortamda hem iktidar hemde sarı muhalefet ABD kontrolünde icraat tapmaktadır. Sarı muhalefet bu yüzden bugünkü iktidara karşı etkili bir alternatif sunamadıkları gibi, laiklik ve Atatürk ilkelerine yönelik tehditlere karşı da yeterince güçlü bir duruş sergileyememektedirler.

İzmir Marşı ve Laik Cumhuriyet’e Saldırılar

İzmir Marşı, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesini, Cumhuriyet’in değerlerini ve Atatürk sevgisini simgeleyen bir marştır. Bu nedenle marşa yönelik yasaklama girişimleri, sadece bir kültürel değere değil, aynı zamanda Türkiye’nin laik ve demokratik yapısına doğrudan bir saldırıdır.

Bu noktada, teğmenlerin okuduğu “Atatürk’ün Askerleriyiz” andının yasaklanmasını da anlamamız gerekiyor. Bu and, sadece bir bağlılık yemini değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine sadakatin bir göstergesidir. Bu tür yasaklar, aslında Atatürk’ün mirasını unutturmak, Cumhuriyet’in temel ilkelerinden uzaklaşmak ve TSK’yı bu ilkelerden koparmak için atılan adımlardır. Bugün İzmir Marşı’nın yasaklanması ile “Atatürk’ün Askerleriyiz” demenin engellenmesi, aynı zihniyetin ürünüdür. Bu zihniyet, Cumhuriyet değerlerine bir tehdit oluşturmakta ve Türk halkını köklerinden koparma çabası gütmektedir.

Laikliğin ve Atatürk’ün Savunulması: Bir Görev Çağrısı

Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği, laiklik ve Atatürk ilkelerine sahip çıkılmasına bağlıdır. Laiklik, sadece din ve devlet işlerinin ayrılması anlamına gelmez; aynı zamanda bir arada yaşama kültürünün, bireysel hakların ve özgürlüklerin teminatıdır. Atatürk, bu ilkeyi Cumhuriyet’in temel taşı yaparken, halkın bilinçli, eğitimli ve özgür bireyler olarak yaşamasını hedeflemiştir.

Bugün bu değerlere yönelik saldırılara karşı durmak, sadece bir grup insanın değil, tüm Türk milletinin sorumluluğudur. Laikliğin zayıflaması, dini siyasallaştırmanın artması ve Atatürk’ün mirasına yönelik küçümsemeler, sadece bugünü değil, gelecek nesilleri de etkileyecektir.

Sonuç: Güçlü Bir Duruş Gerekiyor

İktidarın güvendiği dağlar, milletin pasifliği ve muhalefetin etkisizliği olabilir. Ancak bu durumun değişmesi, halkın bilinçlenmesine, örgütlenmesine ve haklarına sahip çıkmasına bağlıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri, halkın kararlılığı ve Atatürk’ün önderliğinde kazanılan mücadelelerle atılmıştır.

Bugün İzmir Marşı’nın yasaklanmasına, “Atatürk’ün Askerleriyiz” ifadesinin engellenmesine ve laiklikten sapmalara karşı çıkmak, sadece geçmişe değil, geleceğe sahip çıkmaktır. Çünkü Türkiye’nin aydınlık geleceği, ancak laik, demokratik ve Atatürk’ün rehberliğinde anti emperyalist tam bağımsız bir Cumhuriyetle mümkün olabilir. Şimdi, bu değerlere sahip çıkma zamanı.

İşte bu yüzden;
Uyumayın !
Kükreyin!
Kendinize ve T.C. sahip çıkın ey millet!

Sefa Yürükel

Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerleri, laiklik, demokrasi ve Atatürk ilkeleridir. Ancak son yıllarda bu değerlere yönelik tehditler, hem toplumsal hem de siyasi düzlemde daha görünür hale gelmiştir. İzmir Marşı gibi Cumhuriyet’in simgelerinden biri olan bir eserin Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) yasaklanması, bu tehditlerin en somut göstergelerinden biridir. Bu yasak, sadece bir marşı hedef almakla kalmamakta, aynı zamanda Türkiye’nin laik ve demokratik yapısına, Atatürk’ün mirasına ve milli bilincine bir meydan okuma anlamı taşımaktadır. - sefa yurukel

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir