KADINA ŞİDDET…

Bugün 25 Kasım; “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü…

Kadınlar;

Şiddet…

Kin…

Nefret-öfke ile yan yana gelmeyen Tanrının-kainatın en güzel varlıkları…

Sevgi yumakları…

Bendeniz oldum olası “kadınların” erkeklerden;

Daha cesur…

Daha dürüst, daha çalışkan…

Daha mert…

Daha yiğit, daha delikanlı (!) olduklarına inanırım…

***

Bir net tespit yapacağım; Türk kültürü, Osmanlı kültürüyle, kadına bakışıyla aynı değildir, Arap kültürü ile hiç değildir…

Türk kültürü kadını asla ikinci sınıf vatandaş görmez, kadını mal ya da eşya gibi de görmez…

Türklere bakın…

Kadınları hep erkeklerinin yanındadır…

Desteğidir…

Güvenidir, kalesidir, evinin, yuvasının temel direğidir…

Anadır…

Bacıdır, yardır-yarendir…

***  

İddia ediyorum; Bugün Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan Osmanlı İmparatorluğu gibi (dahil) yıkılan birçok “Türk devletinde” kadının zerre kadar adı yoktu…

Yeri yoktu…

Değeri yoktu, medeni-sosyal hakları yoktu…

Özgürlüğü yoktu…

Ta ki: Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ ne kadar…

Cumhuriyetle birlikte yapılan eğitimden kılık kıyafet devrimlerine varana dek, devrimler sonrasında sadece Türk kadınlarının değil;

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan tüm kadınların, ismi-soyadı, anayasal, sosyal hakları oldu…

Özgürlüğü, kimliği oldu, devletin her kademesinde yeri, makamı, mevkiisi oldu…

***

Her şeyden önce “Çağdaş kılık kıyafeti” oldu…

***

Çok üzgünüm ve utanıyorum; bu yaşıma gelene kadar kadına şiddet hiçbir dönemde bu kadar çok olmadı…

Kadın ölümleri de taciz tecavüzleri de…

İstismarı da…

140 ülke arasında yapılan araştırmaya göre, 23 yıldır dinci gerici yobaz siyasetçilerin yönettiği Türkiye

“Kadına şiddet” konusunda “dünya birincisi…”

Tartışmasız…

***

Dayanakları din…

“…Onlara (kadınlara) öğüt verin, fayda etmezse onları yatakta yalnız bırakın, nihayet dövün…”

(Nisa suresi; 34…)

Koyun bunun üzerine, kadını türbana, tesettüre sokup çağdaş yaşamın dışına iterek, birer sakıncalı haline getiren kafayı…

İmam nikahını, çok eşliliği savunan ve resmileştiren “siyasi” kafaları…

Ahzap suresinden…

İmanlı-Müslüman erkekleri ‘cennette Hurilerin beklediği’ safsatasına detaylı girmeyeceğim, ibretlik bir örnek vereceğim;

12 Eylül 1980 den beri “sağcı dinci yobaz” iktidarları, son olarak AKMHP iktidarını destekleyen bir tarikatın rehber kitabından aynen okuyorum:

“…Cennetlik bir adam 4.000 bakire, 8.000 dul, 200 huri ile evlendirilir…”

***

Git sor bademe; kadınlara bir şey yok mu?

Var: Dayak…

Yani, dinci gerici yobaz erkeklere cennette “bakire ve huriler” verilirken, kadına “cennetten çıkma dayak” düşüyormuş…

Gördüğünüz gibi bu kültürün erkekleri dayağın kadın için “cennetten çıktığına” karar vermişler bir kere…

Fıtratları böyle; onların şeriatı “kadını” reddetmektedir…

***

Şimdi çıkın sokağa bakın, yandaş yalaka TV kanallarına, dizilerine, kadın- yemek programlarına ve diyanetin yayınlarına bakın;

Bu kültürün devlet yapısına dönüştüğünü, dönüştürüldüğünü göreceksiniz…

***

İşte kadına şiddetin artmasının, bitmesi konusundaki umutsuzluğun temel sebebi çağdaş Türkiye’yi bu “kültüre” teslim eden zihniyetlerdir…

Türbanlı kadınlardır…

Çıkar, makam mevki ve “Rant” peşinde koşan aydınlar, yazarlar, sanatçılardır.

Kadına şiddeti “görev” sayan erkeklerdir…

O nedenle muhteşem bir kadının (anamın) erkek çocuğu olarak diyorum ki: “Kadına şiddet” sorunu çözülemediği sürece;

İnsan gibi, insanca yaşamak için verilen-verilecek hiçbir mücadelenin anlamı yoktur…

Erdoğan ÖZGENÇ

İstanbul 25.11.2024 04.00

Bugün 25 Kasım; “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü… - kadin korku siddet

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir