10 KASIM 2024

Televizyonda haberleri dinliyorum.Dolmabahçe Sarayı’nda 10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş geçe,insan için değişmez kanun, hükmünü uyguladı. Mustafa Kemal Atatürk aramızdan ayrıldı. Bu kara haberle, yalnız Türk milleti değil, bütün dünya yasa büründü.”anonsundan sonra Boğaziçi köprüsü’nde trafiğin durduğunu,insanların arabalarından inip,saygı duruşu nda bulundu ğunu ve büyük bir coşkuyla İstiklal Marşını söylediğini, görüyor ve dinli yorum, gözyaşlarımı tutamayarak.

 Her yıl olduğu gibi yine Atamızı anmaya gittim Osmantan Erkır’ın sunu muyla”Gazi Mustafa Kemal ile Bir Tren Yolculuğu” konulu söyleşideydim…

Gazi Mustafa Kemal ve 8 misafiri 30 Eylül 1929 günü saat 17de Haydar paşa ’dan Ankara’ya doğru yola çıktılar. Bu seyahatte Gazi’nin özel vagonundaki bu misafirler kimlerdi, neler konuşuldu, gramofonda hangi şarkılar dinlendi, bu yolculukta neler yaşandı?

Biz de Gazi Mustafa Kemal ile bir tren yolculuğuna çıktık. Fotoğraflar, filmler ve Gazi’nin dinlediği taş plaklardan şarkılar eşliğinde.

Bir reklam filmi gördük en sonunda.İki çocuk koşarak Atatürk’ün trenine yetişip biniyorlardı.Bu reklam beni çocukluğuma götürdü.

Köyde insanlar inek ve öküzlerini köy meydanına götürüp bırakır her sabah erkenden.Sığırtmaç onları toplar götürüp akşama kadar otlatıp,geri getirir.

Biz 7-10 yaş rasındaki çocuklar da kuzuları ve kazları toplar çayırlara otlat maya götürürdük.Köyün dışından bayır yukarı kara tren geçer,biz hemen trene koşar”ne olur gazete,dergi,kitap atın “diye yalvarırdık,trenin yanında koşarak.Atılanları hepimiz tek tek okur,hazine gibi saklar,parçalananları hamur ile yapıştırırdık.Bu anımı anlattım gözyaşları ve hıçkırıklar içinde.

Orada genç iki öğretmenle tanıştım,birbirimize sarılıp ağlaştık.Umutalarım yeşerdi.ATAM sen rahat uyu,bıraktığın mirasa sahip çıkan gençler geliyor gümbür gümbür..

İşte ben o dağ köyünden ilk okuyup çıkan çocuktum.Şimdi köyümüzde her meslekten gençler var  ve ben onlarla gurur duyuyorum.

Ben yaşadığım sürece bu başarıları ATATÜRK’e borçlu olduğumuzu öğrencilerime ve tanıdığım herkese anlatmaya çalıştım.

Bir kadın dünyayı değiştirebilir” diyen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’

Annesinin mezarı başında ant içerek şöyle söylemiş:

Annemin kaybından şüphesiz çok üzüntülüyüm. Fakat bu üzüntümü gideren ve beni avutan bir konu vardır ki, o da vatanımızı yok olmaya götüren idare nin artık bir daha geri gelmemek üzere yokluk mezarına götürülmüş olduğu nu görmektir. Annem,bu toprağın altında, fakat milli hakimiyet sonsuza dek devam etsin. Beni teselli eden en büyük kuvvet budur. Evet, milli hakimi yet sonsuza dek devam edecektir. Annemin ruhuna ve bütün ataların ruhuna üzerime almış olduğum vicdan yeminimi tekrar edeyim. Annemin mezarı önünde ve Allah’ın huzurunda yemin ediyorum, bu kadar kan dökecek mille tin kazandığı ve elde tuttuğu hakimiyetin korunması ve savunması için gere bkirse annemin yanına gitmekte asla kararsız davranmayacağım. Milli hakimi yet uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun.

Cumhuriyetimizin sonsuza kadar yaşaması için birçok yeniliklere imza atıp bir inkılap hareketi başlatan ve gelecek nesillere büyük bir miras bırakan Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk aramızdan bedenen ayrılsa da yaşadığımız topraklarda ve dünyada ilkeleri, fikirleri, eserleri ile daima yaşayacak.

10 Kasım 1938’den bugüne seni her zamankinden daha çok özlüyor ve daha iyi anlıyoruz.Büyük Atatürk! tarih seni bağımsızlığın baş mimarı olarak yaz makta, bütün uluslar senin manevi şahsiyetin önünde saygıyla eğilmektedir.

Unutmadık, unutmayacağız seni ve bizim için yaptıklarını…Bu vatan senin gibi bir kahraman görmedi ve ebediyen bir daha görmeyecek…

Atatürk, ömrünü milletine adamış,gençliğe kurduğu Cumhuriyet’e sahip çıkılmasını ve çok çalışılarak bilimde,ekonomide ileri bir seviyeye ulaşıl masını öğütlemiştir. 

Yalnızca yurtta değil, dünyada da barış diyen Büyük Önder Atatürk, tüm dünyanın takdir ettiği büyük bir devlet adamıdır.Atatürk’ün büyük eseri, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, sonsuza kadar bağımsız ve özgür yaşayacaktır.

Atatürk,dünyanın çok nadir yetiştirdiği dâhilerdendir.O,bütün bir tarihin sey rini değiştirmiştir.Türk Milletinin her bir ferdi Atatürk’ün getirdiği ilke ve dev rimlerin gönüllü,azimli birer koruyucusu olmaktan büyük bir onur duymak tadır.

Sen hiç unutulmazsın çünkü sen Atatürk’sün…10 Kasım sabahı bir yandan üzülürken,Atatürk’ü daha iyi anlayarak bu hüznümü yeniyorum.

Atatürk, tarihte, memleketinin en büyük adamlarından biri olarak kalacaktır. Atam bu vatan senin gibi bir kahramanı görmedi ve ebediyen bir daha görme yecek.Atatürk, Türk Milletinin ruhunda Türk bayrağı gibi dalgalanacak Büyük Atatürk! Seni seven ve anlayan bir gençlik her zaman var olacaktır.

Atatürk, şahsiyet ve yeteneğin dev gibi bir simgesiydi, o, yirminci yüzyılın en görkemli olayını yaratan adamdı.O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük önderdi.

Atatürk, dünyanın çok nadir yetiştirdiği dâhilerdendir. O, bütün bir tarihin seyrini değiştirmiştir. Atatürk, tarihte teşkilatçı bir dahi, bir milletin harikalar yaratan yöneticisi ve memleketinin kurtarıcısı olarak kalacaktır.

Türk milleti yıllar süren ve sürecek olan yastadır. Çünkü yeni Türkiye’nin yara tıcısı olan eşsiz şefini kaybetmiştir.Atatürk yalnız kahraman milletinin büyük bir şefi olmakla kalmamıştır.Çağımızda hiçbir isim Atatürk’ün adı kadar büyük saygı yaratmamıştır.

Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü; 84’nci yıldönümünde, içeriden ve dışarıdan ülkemize yönelik türlü entri kaların sergilenmekte olduğu çok zor bir dönemde anıyoruz.

Atatürk’ün büyük eseri, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, sonsuza kadar bağımsız ve özgür yaşayacaktır. Atatürk, dünyanın çok nadir yetiştirdiği dâhilerdendir. O, bütün bir tarihin seyrini değiştirmiştir. 

Büyük Atatürk! Tarih seni bağımsızlığın baş mimarı olarak yazmakta, bütün uluslar senin manevi şahsiyetin önünde saygıyla eğilmektedir.Sen yalnızca Türk milletinin değil dünya üzerindeki ezilmiş milletlerinde önderi oldun. Çünkü onlar, seni örnek alarak bağımsızlıklarını kazandılar.

10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü ve Atatürk Haftası’nda her yıl anma etkin likleri düzenlenir. 10 Kasım 1938’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, çok sevdiği ülkesine ve hayata veda etti.

Eğitime verdiği önem, kadına verdiği değer, hayvanlara karşı sevgisi ile herkese örnek olan Atatürk’ün ölümü halkı da derin yasa boğdu.Sadece Türk halkını değil farklı milletlerin de sık sık örnek aldığı ve sevdiği bir liderdi.

Atatürk’ün naaşının  Anıtkabir’e defnedilmesine şahit olmak isteyen binlerce kişinin başkente geldiğini söyleyen Demirer, yaklaşık 70 bin kişinin törene katıldığını ve o günün şartlarına göre bunun ciddi bir rakam olduğunu belirtti. Demirer, soğuk olmayan güneşli bir kasım gününde törenin gerçekleştiğini ifade ederek, “O gün Ankara’da Atatürk vardı. 7’den 70’e kadar herkes Atatürk’ü teneffüs ediyordu.İnsanlar o gün Ankara’da olabilmek için uzak yollardan, çok geri ulaşım imkanlarıyla gelmişti. Ankara’nın otelleri yeterli olmadığı için kaldırımlarda yattılar. Sadece o anı yaşayabilmek için buraya gelmişlerdi.” diye konuştu.

Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının hemen ardından dünya liderleri tarafın dan yapılan bütün açıklamaların ortak noktası,O’nun dünya üzerinde yetişmiş çok nadir bir dahi oluşu, büyük devlet adamlığı ve dünya milletlerine örnek olabilecek çalışmaları olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, yenilikçi ve ileriyi görebilen özellikleri yanında aynı zamanda büyük bir komutandır. Türk Kurtuluş Savaşı’na yön vermiş, milleti ile birlikte “ya istiklal ya ölüm” parolası ile hareket ederek, zaferin kazanıl masında en büyük pay sahibi olmuştur.

Büyük Önder Atatürk, Kurtuluş Savaşı sonrası elde edilen başarının yeterli olmadığını düşünerek yapılması çok zor olan birçok devrimler gerçekleş tirmiştir. O’nun Türk milletine en büyük armağanı Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmak olmuştur.Gerçekleştirdiği devrimler ile Türk milletine çağ atlatmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin dünya ülkeleri arasında saygın bir hale gelmesini sağlamıştır.

Atatürk”Benden sonra beni benimsemek isteyenler bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar” demiştir.

10 Kasım’lar bu yüzden milletçe tuttuğumuz yasa rağmen; Atatürk’ün fikir lerinin daha iyi anlaşılarak tatbik edileceği günler olmalıdır.Bu duygu ve düşüncelerle, Atamızın en büyük emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne her yönü ile sahip çıkacağımıza söz vererekUnutturamaz seni hiç kimse unutulsak da biz. Her yerde sen herşeyde sen bilmem ki nasıl söylesek ”şarkısını söylüyoruz.

Emanetlerine sahip çıkacağımıza söz verirken bir On Kasımı daha seni yâd ederek anıyoruz. Seni her geçen gün daha çok seviyor ve çok özlüyoruz.

Türk Milletinin her bir ferdi Atatürk’ün getirdiği ilke ve devrimlerin gönüllü ve azimli birer koruyucusu olmaktan büyük bir onur duymaktadır.

Her 10 Kasım’da olduğu gibi ve daha nice 10 Kasım’larda olacağı gibi,bu 10 Kasım’da da Atatürk’e olan bağlılığımızı,sevgimizi ortak düşünce ve duygular la bir kez daha özlemle anıyoruz.

Atatürk”Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin,vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız.Yükselen yeni nesil, istikbal sizsi niz.Cumhuriyeti biz kurduk,onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz”diyerek eserlerini gençliğe emanet etmiştir.

Eşi benzeri olmayan ve olmayacak olan Atatürk’ün adını okullardan, sokak lardan silerek onu unutturacağını sanan cahiller,ne büyük bir gaflet içinde olduğunu ve Türk Milletinin kalbinden asla silemeyecekllerini ne zaman anlayacaklar dersiniz!

Türk milletinin eşsiz Atası…Atam…Atatürk’üm…Sen rahat uyu. “En büyük eserim.” dediğin Türkiye Cumhuriyeti ve bizlere bıraktığın eserlerin,bu güzel ülke bizlere emanettir,emanetlerine canımız pahasına sahip çıkacağız…

TÜRK MİLLETİ


Yazıları posta kutunda oku


“10 KASIM 2024” için 2 yanıt

  1. Saygı değer güzel insan emeğinize engin yüreğinize sağlık olsun…
    Okurken duygulandım…
    Bilgilerimi tazeledim, düşüncelerimi gözden geçirdim…
    İyi ki varsınız…
    ***
    Sizinle, 10 Kasım’a özgü ve gerçekten çok bilinmeyen bir gerçeği paylaşmak istiyorum…
    Hoşgörünüze şimdiden teşekkür ediyorum…
    ***
    TRAMVAY…
    Genel olarak yerleşim yerleri içinde insan taşımacılığında kullanılan, kara yolunda tekerlekleri raylar üzerinde hareket eden toplu ulaşım araçları var.
    Tramvaylar…
    Trenlerin aksine rayları sokaklara döşenebildiği için de hayli kullanışlı…
    Dünyada ilk defa kullanılan tramvaylar atla çekilmiş ve 1807 yılında İngiltere’de toplu taşımada kullanılmış…
    İstanbul’un ilk atlı tramvay ile tanışması 64 yıl sonra, 1871 yılında olmuş.
    İlk elektrikli tramvay ise 1914 yılında kullanılmaya başlanmış…
    ***
    Bu kısa tramvay hatırlatmasını neden mi yaptım?
    Çünkü bugün yazacağım konuda tramvay var; ama bu çok özel bir tramvay.
    Gelin şimdi eski yıllara gidelim.
    Atamızın hastalandığı o zor günlere…
    ***
    Dolmabahçe Sarayı’nda hüzün kol gezerken; sarayın dışında insanın içini ürperten bir kış soğuğu hissedilir…
    İşlerine yetişmeye çalışanlar zamanla yarışırken; kimi yürüyerek kimi toplu taşıma araçları ile koşturma telaşında.
    İşte tam bu sıralarda her gün Karaköy’den Beşiktaş’a giden bir tramvay raylarda hızla ilerler.
    Tam Dolmabahçe Sarayı’nın önünden geçerken vatmanın telaşlı freni ile durdurulur.
    Yolcular sessiz sakin beklerken; vatman telaşla tramvaydan iner. Bir solukta Dolmabahçe Sarayının kapısına varır.
    Halkı bilgilendirmek amaçlı asılan Atamızın sağlık haberlerini dikkatle okur.
    Ardından tramvaya döner ve yoluna devam eder.
    Bu arada edindiği bilgi notunu oradaki yolcularla da paylaşır.
    ***
    Günler böyle hüzünle akıp geçerken; Türk ulusu kaçınılmaz sona doğru adım adım ilerlediğinin farkında olsa da umudunu hiç kaybetmez.
    Ta ki 10 Kasım gelinceye değin…
    O günün sabahı, yine yolunda olan tramvay tam Dolmabahçe önünde durur.
    Vatman koşarak Atamızın sağlık bilgilerinin asıldığı nota bakar, son kez baktığını bilmeden.
    Atanın geceyi rahatsız geçirdiğini, durumunun son derece ciddi olduğunu okuduğunda boğazına bir şeyler düğümlenir…
    Acı dolu yüz ifadesi ile başını öne eğer ve tramvaya geri döner.
    Merakla dönmesini bekleyen yolculara, nottaki hüzün dolu satırları aktarırken sesinin titremesine mani olamaz, gözyaşlarına da.
    Haberi duyan yolcular üzüntü içinde Ataları için dua ederken tramvay Dolmabahçe Sarayı’ nın önünden ayrılır…
    ***
    Biliyor musunuz?
    O tramvay ondan sonraki günlerde ve bugün bir daha o noktada hiç durmaz.
    ***
    Sevgi ve saygıyla…
    Atam rahat uyu…
    Emanetin her şeye rağmen emin ellerde…

    Erdoğan ÖZGENÇ
    İstanbul 12.11.2024 16.40

  2. Ümran Ünlü avatarı
    Ümran Ünlü

    Çok teşekkür ederim değerli dost…Çok duygulandım paylaşımınızı okurken,anılar…anılar…şimdi gözümde canlandılar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir