The Muslim Skeptic
İsrail’in füze savunma sistemi (Demir Kubbe, David’s Sling, vs.) neden İran’ın füze saldırısına karşı başarısız oldu?
İsrail ne kadar hasar kontrolü yapmaya ve medya oyununu oynamaya çalışsa da—“Oh, saldırı etkisizdi, falan filan”—buna değineceğiz. Buna değineceğiz. Ancak önce hipersonik füzelerle ilgili bir şeyleri netleştirelim çünkü bu konuda kafa karışıklığı var. İran’ın geliştirdiği bu füze teknolojisi Demir Kubbe’yi nasıl delip geçti? İnsanlar bunu tam olarak anlamıyor. Bazı kişilerin, “Bu hipersonik füzeler çok hızlı, bu yüzden Demir Kubbe’yi geçiyorlar,” dediğini veya varsaydığını gördüm. Bu doğru değil. Bu doğru değil.
Bu konuda dün oldukça araştırma yaptım. Hipersonik füze nedir? Farklı tanımları var, ancak genellikle ses hızının beş katından (Mach 5) daha hızlı seyreden bir füzeyi ifade eder. Ses hızının beş katından daha hızlı seyreden her füze hipersonik füze olarak adlandırılır. Buradaki ayrım hızla ilgili değil, çünkü konvansiyonel balistik füzeler bile çoğu zaman ses hızının beş katından (Mach 5) daha hızlı gidiyor. Özellikle İran veya Irak gibi başka bir ülkeden fırlatılan balistik füzeler, kıtalararası olmasa bile, Mach 5’ten daha hızlı hareket eder. Yani bu hız açısından hipersonik sayılır, ancak İran’ın son saldırısında kullandığı hipersonik füze bu şekilde değil.
Ayrımı açıklayayım. İşte size farkı tam olarak gösteren bir grafik. Balistik füze ile hipersonik füze arasındaki fark şudur: Balistik füze, parabolik bir yörünge izler. Bu, belki matematik dersinde ya da fizik dersinde parabolik bir yörüngeyi incelemişsinizdir. Balistik füze, bu parabolik yörüngeyi izler. Neden parabolik bir yörünge? Çünkü bu füzelerin bir fırlatma aşaması vardır. En gelişmiş balistik füzeler bile, savaş başlıkları taşımak için kullanılan kıtalararası balistik füzeler (ICBM’ler) gibi, fırlatma aşamasında roketle yukarı çıkar. Fırlatma aşamasından sonra savaş başlığı serbest bırakılır ve bu savaş başlığı geri kalan yolculuğu yapar. Ancak bu parabolik bir yörüngede gerçekleşir. Fırlatma aşamasından sonra bu yörüngeyi kontrol edemezsiniz; esas olarak yerçekimi tarafından yönlendirilir ve parabolik bir yol izler.
Ne kadar uzak bir hedefe ateşlenirse, parabola o kadar dik olur. Bazı füzeler hedeflerine ulaşmadan önce uzaya bile çıkar. Kıtalararası balistik füzeler (ICBM’ler) başka bir kıtayı vurmak için uzaya çıkar. Bu balistik füzedir.
Ayrım hızla ilgili değildir. Eğer o kadar yükseğe çıkıyorsanız, Mach 5’ten daha hızlı gidiyor olursunuz. Mach 5, saniyede yaklaşık bir mil veya saniyede bir kilometreyi aşan bir hız demektir, bu da ses hızının beş katı kadar hızlıdır. Çin, Rusya ve şimdi İran tarafından geliştirilen hipersonik füzeler ise kırmızı bir çizgi gibi yere daha yakın uçar ve çok daha manevra kabiliyetine sahiptir. Fırlatma aşamasından çok sonra bile yönlendirilebilirler, bu da onları nereye vuracaklarını tahmin etmeyi zorlaştırır.
Anlamaya başladınız mı? Eğer balistik füzeler parabolik bir yörünge izliyorsa—mavi çizgide olduğu gibi—bu basit bir hesaplamadır. Eğer lise seviyesinde matematik biliyorsanız bu hesaplamayı yapabilirsiniz. Radar tarafından balistik füze tespit edildiğinde, karşı füze, Demir Kubbe veya ABD’nin THAAD hava savunma sistemleri gibi sistemler bu hesaplamayı yapar ve balistik füzeyi vurmak için karşı bir füze gönderir.
Ancak hipersonik füzeler yere daha yakın uçar ve daha geç tespit edilir. Üstelik yön değiştirebilirler, bu yüzden nereye gideceklerini tahmin edemezsiniz. Son anda yörüngelerini değiştirebilirler, bu da bir karşı füze gönderirseniz kendi topraklarınıza düşmesine neden olabilir. İşte bu yüzden bu tür hipersonik füzeler engellenemez.
Bu nedenle Demir Kubbe ve THAAD sistemleri bu teknolojiye karşı işe yaramaz. Çin ve Rusya bu teknolojiyi geliştirdi, çünkü ABD’nin savunmalarından kaçmak istediler. Şaşırtıcı olan ise ABD’nin bu tür hipersonik füzeleri olmaması. ABD bu teknolojiyi geliştirmeyi gerekli görmedi, çünkü Afganistan’da köylüleri bombalıyor ve Irak, Libya ve Yemen’de insansız hava araçlarıyla saldırı düzenliyordu.
Ancak Rusya, Çin ve İran bu hipersonik füzeleri geliştirdi ve İran, İsrail’in en güvenli hava üslerine ve MAD (Askeri Karşı İstihbarat Karargahı) karargahına bile ulaşabileceğini gösterdi. Bu, İsrail’in teknolojik olarak geri kalması ve stratejik dengeyi kaybetmesi anlamına geliyor.
Bir yanıt yazın