YURT DIŞINDAKİ KAYBEDİLMİŞ TÜRKLER

Son Bir Aydaki 40 tane Yurtdışı Esnafı İçindeki Yaptığım Antropolojik Gözlem ve Değerlendirmem: Büyük ölçüde, Laik TC’nin Düşüncesi Dışında Örgütlü Ve Kaybedilmiş bir İnsan Toplumu Oluşmuş Durumda.

Yurt dışında esnaflar, büyük ölçüde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinden uzak örgütlenmiş durumdalar.

Dün bir mağazadan pantolon almak için içeri girdim. Pantolonu aldıktan sonra mağaza sahibi bana İngilizce olarak hangi milletten olduğumu sordu. “Türk’üm,” dedim. O da “Ben de Türk’üm,” dedi. Bir süre sonra bana, “FETÖ’cü dediler, Türkiye’ye gidemiyorum,” dedi. “Ben sapına kadar Türk’üm,” diye ekledi. “Peki, sen gerçekten FETÖ’cü müsün?” diye sordum. “Evet, küçüklüğümden beri bu cemaatin içinde abilerim tarafından yetiştirildim,” dedi. Ancak konuşması ve ifadeleri, iyi bir esnaf olduğunu anlatıyordu. Ama yetiştirilmiş birine benzemiyordu; şartlandırılmış, kandırılmış ve kötüye kullanılmış birine benziyordu.

Geçenlerde başka bir yerden sebze aldım. Birden dükkanda ilahiler çalmaya başladı. Biraz sohbet edince dükkan sahibinin AKP’li ve Nakşi olduğunu anladım.

İki gün önce bir pastaneye girdim, kahve içmek için. Sohbet ettiğim pastane sahibinin de AKP’li ve Nakşi olduğunu öğrendim.

Üç gün önce tıraş olmak için bir berbere gittim. Tıraş olurken berberin Süleymancı olduğunu söylediğini duydum.

Bir ay önce bir pizzacı ve dönerciye girdim. Şivesinden doğu kökenli olduğunu anladım ve bir süre sonra çalışanların ve sahibinin PKK’lı olduğunu fark ettim.

Bu insanların genel olarak bilgi birikimi anlamında yetkin olmadıklarını, hep aynı retorikleri kullandıklarını, ezberledikleri kıt kelimelerle kendilerini ifade etmeye çalıştıklarını, bir topluluk içinde olma arzusuyla hareket ettiklerini gözlemledim. Yabancı bir ülkede yaşamanın getirdiği yalnızlık korkusuyla kendilerine benzeyenlerin arasında kalmak istediklerini fark ettim. Bu durumun, medya propagandası ve örgütlü oldukları yerlerdeki etkili faaliyetler sonucu sorgulamadan kabul edilen fikirler ve propagandalar yoluyla oluştuğunu anladım.

Bu gözlemlerim, yurtdışında yaşayan Türk çocuklarının, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinden bu örgütlenmeler aracılığıyla nasıl koparıldığını ve yeniden formatlandığını gösteriyor.

Sadece son bir ayda yaşadığım alışveriş tecrübelerimden, Türk olarak bilinen esnafın dini ya da etnik bölücü güçler tarafından örgütlendiğini; Atatürkçü ya da çağdaş düşünceli bir güç tarafından örgütlenmediğini fark ettim. Bu tür bir gözlemi yurtdışında yaşayan Türkler arasında bilimsel bir araştırma ve gözlemci olarak gerçekleştirirseniz, muhtemelen benzer sonuçlara ulaşabilirsiniz.

Benim ziyaret ettiğim ülkelerde alışveriş yaptığım çeşitli esnaf türleri üzerinde yaptığım gözlemler bu doğrultuda oldu. Bu gözlemler, bilinçli olarak sohbet sırasında sorduğum sorulara aldığım yanıtlar ve kişilerin konuşma ile davranışlarından elde ettiğim sonuçlara dayanıyor. Yani yurtdışındaki esnafların büyük bir kısmı, bu örgütlenmeler çerçevesinde organize olmuş durumda. Bunun dışında, MHP kökenli olup ülkücülüğü bırakmış veya çok az sayıda CHP’li esnafla da karşılaşıyorsunuz.

Buradan çıkardığım sonuç şu: Türkiye Cumhuriyeti’ne laik olarak bağlı esnaf sayısı oldukça az. Bu durumu, yurtdışında yaptığım diğer araştırmalarımda da gözlemledim. Bu nedenle esnafların yaratmış olduğu maddi olanakların örgütlü kullanımı, (ki bu örgütlenmede çok gerekli önemli bir konu), laik ve demokratik olmayanlar kadar, laik ve demokratik düşünenler arasında güçlü değil.

Önerim şu: Yurtdışında laik, ilerici ve demokratik yurtsever Türkler de esnaf arasında örgütlenmeli, maddi imkanlar yaratmalı ve bu imkanlarla örgütlerini güçlendirmeliler. Aksi takdirde, kıyıda köşede kalan cılız olanaklarla bu kesimin güçlü bir şekilde örgütlenmesi mümkün değil.

Bu durum, yurtdışındaki esnaf Türklerin doğru bir şekilde örgütlenemediğini ve Türkiye’yi çağdaş bir biçimde temsil etmekte etkin olmadıklarını; dolayısıylada esnaflar arasında büyük ölçüde Türk kimliğinden uzaklaşmış ve kaybedilmiş bir kitlenin var olduğunu gösteriyor.

Sefa Yürükel

Son Bir Aydaki 40 tane Yurtdışı Esnafı İçindeki Yaptığım Antropolojik Gözlem ve Değerlendirmem: Büyük ölçüde, Laik TC’nin Düşüncesi Dışında Örgütlü Ve Kaybedilmiş bir İnsan Toplumu Oluşmuş Durumda. - sefa yurukel

Yorumlar

  1. Erdoğan Özgenç avatarı
    Erdoğan Özgenç

    Allah insanoğluna bir beyin vermiş ve almış onu,
    Bedeninin en tepesine koymuş ve etrafına bir duvar örmüş..,
    Neden?
    Aklını, zekasını ve vicdanını kullansın diye…
    ***
    Bunları kullananlara da iki göz vermiş, olan biteni görsün diye…
    Yetinmemiş;
    Olan bitenleri anlatılanları söylenenleri
    Duysun diye iki kulak vermiş…
    ***
    Sonra!
    ***
    Bütün bunları tartsın en iyisine en doğrusuna karar versinsin diye de vicdan duygusunu
    Sevgiyi saygıyı ve merhameti vermiş…
    ***
    Aklı başında olmak, bu demektir. Bu bağlamda;
    Aklını zekasını beynini kullanan bir tek Allah’ın kulu
    Hırsıza…
    Dolandırıcıya…
    Ahlaksıza…
    Kalpazana ve din tüccarlarına oy vermez…
    ***
    Destek hele hele parasını malını mülkünü
    Kimliğini kişiliğini vermez…
    Bugün;
    Türkiye’deki bir üst bölümde yazdığım vasıflara sahip bir yönetim var…
    ***
    Bu yönetimin büyük oranda maddi manevi
    Çok daha acısı koşulsuz destekçileri,
    Maalesef yurt dışındaki dinini, tarihini,
    geldiği yeri, atalarını tanımayan gurbetçi vatandaşlardır…
    ***
    Ülkeye verdikleri zararları gördüler…
    Ne mal olduklarını anladılar…
    Ama!
    Hiçbir insanoğlunda görülmeyen bir akıl yapısı ile,
    Desteklemeye ve savunmaya devam ediyorlar…
    ***
    Eşek bile düştüğü kuyuya bir daha düşmezken,
    12 kez aynı kişiye aynı partiye oy veriyorlar…
    ***
    Bugün ülkedeki yolsuzluğun rüşvet ilişkilerinin
    Siyasi ve sosyal ahlaksızlığın
    Uyuşturucu çetelerinin mafya babalarının
    Kadın ve çocuk ölümlerinin tacizlerin
    Tecavüzlerin müsebbibi oldular…
    ***
    Ülkede yaklaşık 15 milyon mülteci ve sığınmacı var…
    Din kardeşlerimiz diyerek kapılar sonuna kadar açıldı…
    Bu bir işgaldir…
    Yurt içi ve dışında yaşayan halktan tık yok…
    ***
    Yazacak çok şey var…
    ***
    Özetle; bu işgale ve yönetenlerdeki gaflet ve delalete
    Sessiz, duyarsız kalanlar istediği kadar örgütlensinler,
    Bu ülkenin en az 15 yıl daha çürümesine,
    Soyulmasına ve satılmasına engel olamazlar…
    ***
    Daha da acısı; davet ettiğiniz Kuruluş ayarlarına asla ve asla dönemezler…
    Çünkü;
    Ağacı kurdu yer der ya atalarımız, öyle oldu…
    Ülkeyi el ele yedik bitirdik…

    Umarım UYANIRIZ…

    Erdoğan Özgenç
    19,42

  2. […] YURT DIŞINDAKİ KAYBEDİLMİŞ TÜRKLER […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir