AVRUPA BİRLİĞİ ve BRICS ÜYELİĞİ

21 Eylül 2024

AVRUPA BİRLİĞİ ve BRICS ÜYELİĞİ

      Önce kısa olarak BRICS nedir?

Gelişmekte olan ülkelerin uluslararası konularda daha çok söz sahibi olmasını isteyen Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin 2006’da, “BRIC” grubunu kurdu. Grup adını, bu ülkelerin İngilizce baş harflerinden alıyor. 2011’de Güney Afrika’nın da katılmasıyla grubun adı “BRICS” oldu. Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri de 1 Ocak’ta BRICS’e katıldı.

      BRICS’e üye ülkeler; Brezilya, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin Halk Cumhuriyeti,  Etiyopya, Güney Afrika, Hindistan, İran, Mısır, Rusya ve Suudi Arabistan’ken Türkiye de BRICS’e üye olacakmış…

      Çin ve Rusya’nın amacı, bu kuruluşla, ABD’nin küresel düzendeki hâkimiyetini önlemek için böyle bir girişimle, herhalde ilk adımlarını mı atmış oluyorlar? Türkiye’nin başvurusunu ise Rus kaynaklarından öğreniyoruz…

      Anadolu’nun, bu toprakların stratejik öneminin hâla farkında olmayanların beraber olmak istedikleri ülkelere bir bakalım.

            Brezilya’nın 2016 yılında, Rusya’nın ise 1995-2005 ve 2015 yıllarında SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMINI tanımış olduğunu unutmayalım.

       Çin Halk Cumhuriyeti’nin, uyguladığı UYGUR SOYKIRIMIN dan acaba kimlerin haberi yok ki!

      Bildiğiniz gibi adı; İslam İşbirliği Teşkilatı olan bir kuruluş var. Bu kuruluşa; Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İran, Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin asil üye, Rusya’nın ise gözlemci üye olarak katılıyor.

      Birleşik Arap Emirlikleri ile Türkiye arasındaki artan gerginlikler, Birleşik Arap Emirlikleri’ni Ermenistan ile daha yakın bağlar kurmaya yöneltiyor ve bunun sonucunda Birleşik Arap Emirlikleri Nisan 2019’da Ermeni Soykırımını  yavaş yavaş tanımaya başlayacağına dair resmi bir açıklama yapıyor…

            Ermenistan’ın son dönemde Fransa ve Hindistan’ın askeri ilgi alanında olduğunu daha önce yazmıştım.

      Ermenistan, bu günlerde Su-30 savaş uçaklarının modernizasyonu için Hindistan’la görüşüyor. Hindistan’dan almış olduğu roket sistemleri, topçu silahları ve silah radarlarını, Su-30 ların modernizasyonu yanında, aviyonik elektronik harp sistemleri ve silahların iyileştirmesini kapsayan ilişkiler HİNDİSTAN ile Ermenistan arasında devam ediyor.

            Etiyopya hakkında o kadar ilginç Ermeni hikâyesi var ki anlatmakla belki de bitmez. Hatta her alanda etkinliklerinin yanında, Etiyopya’nın Hıristiyanlığı Ermenilerden önce tanıdığı dahi iddia edilmektedir. Kaldı ki Hıristiyanlığı ilk kabul eden Ermeniler değil, Albanlardır.

          Mısır, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’den sonra, Mısır parlamentosuna Ermeni soykırımının tanınması hakkında bir karar tasarı sunulmuştu. Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el-SİSİ, 2019 Münih Güvenlik Konferansı’ndaki konuşmasında dolaylı da olsa Ermeni Soykırımı’nı tanıdı. Mısır’ın yüz yıl önce “soykırımdan sonra” Ermeni mültecilere ev sahipliği yaptığını belirtti.

      Tarih Boyunca Mısır Arap Toplumunda Ermeniler kendilerine daima yer bulmuşlardır. Kimi zaman Arap toplumuyla kaynaşmış, hizmetine girdikleri Mısır Devletinde, kimi zaman vezirlik, kimi zaman valilik, hatta ordu komutanlığı gibi üst düzey görevlere yükselmişlerdir. Mısır sultanlarının özel hazinelerini, devletin mali ve gümrük sistemlerini yönetmişlerdir. İsterseniz Osmanlı da ki konumlarına hiç girmeyelim…

            Rusya ile İran arasında yaşanmış ve yaşanan gerginliklerin üzerine şu günlerde eklenen Zengezur Koridoru, Buşehr Nükleer tesislerinin engellenmesini de görmezden gelmeyelim.

      Ayrıca BRICS’ üye olmak isteyen ülkelere baktığımızda,  Bahreyn, Bangladeş, Beyaz Rusya, Cezayir, Endonezya, Fas, Honduras, Kuveyt, Küba, Meksika, Nijerya, Suriye, Tacikistan, Tayland, Tunus, Vietnam ve Yunanistan ve de Azerbaycan gibi pek çok ülkenin olduğunu görmekteyiz. Ermenistan Başbakanı Paşiyan’ında Ekim ayında yapılacak toplantıya katılacağını açıkladığını bilelim…

      Kuşkusuz bir ülkenin uluslararası ilişkilerinde ne kadar çok alternatifi olursa, o kadar başarılı olur. Yukarıda ki ülkeler yanına, aşağıdaki ülkelerden sadece Suriye ve Yunanistan’ı irdelediğinizde birazcık olsun düşünülmesi gerekmez mi? Üyeliğin bir de maddi boyutu var ki, o da başlı başına soru ve sorunlar barındırıyor. Alacak mıyız, verecek miyiz?

      Avrupa Birliği serüvenimize gelince; 27 Avrupa Birliği ülkesinden; Almanya, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çekya, Danimarka, Fransa, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Hollanda, İsveç, İtalya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Polonya, Portekiz, Slovakya ve Yunanistan SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMINI tanıyan ON SEKİZ ülkedir.

      Bu serüven de türlü gerekçelerle, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Gürcistan, Karadağ, Kuzey Makedonya, Moldova, Sırbistan ile birlikte Türkiye’de aday ülke olarak bekletilmektedir. AB’ye tam üyelik için farklı çalışmalara rağmen 31 Temmuz 1959 da başlayan başvurumuz (AET) tam altmış beş yıldır sonuçlanmamıştır.

      Türkiye-AB ilişkileri 1970 li yıllardan 1980’lerin ikinci yarısına kadar, siyasi ve ekonomik nedenlerle istikrasızlık yaşarken, KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi aşılmış adımları askıya aldırmıştır. Maalesef, “ekonomik, sosyal ve siyasal alanda gelişmeni sağlada gel” denilmiştir.

      10-11 Aralık 1999 Helsinki AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde Türkiye’nin adaylığı resmen (Merhum Bülent Ecevit’in resti unutulmamalı) onaylanmıştır. AB, 2003-2005-2006 ve 2008 de Katılım Ortaklığı Belgesini gözden geçirerek güncelleştirmiştir. Bu arada AB’nin talebi doğrultusunda Türkiye; siyasi kriterlerin karşılanmasına yönelik UYUM YASASI paketleri, Temel hak ve özgürlüklerin kapsamının genişletilmesi, demokrasi, hukukun üstünlüğü, düşünce, ifade özgürlüğü ve insan hakları gibi alanlarda mevcut düzenlemeleri güçlendiren ve güvence altına alan reformlara devam edilerek, bu çerçevede, 2001-2004 yıllarında İKİ ANAYASA PAKETİ,  2002-2004 yılları arasında da SEKİZ UYUM PAKETİ, TBMM’de kabul edilmiştir.

      17 Aralık 2004 Brüksel Zirvesi’nde, Türkiye’nin siyasi kriterleri yeteri ölçüde karşıladığı belirtilerek, 3 Ekim 2005 de müzakerelere başlanması kararı alınmıştır.

      3 Ekim 2005 Lüksemburg zirvesinde, AB katılım müzakerelerine başlanmışken, bazı ülkelerin KIBRIS SORUNU ’nu ileri sürerek süreç İPOTEK altına alınmıştır. 2006-2013 döneminde 13 fasıldan yalnızca 1 fasıl müzakereye açılabilmiştir. Diğer fasıllar yine aynı gerekçelerle üye ülkelerin siyasi engellerine takılmıştır.

      17 Mayıs 2012 de Türkiye-Avrupa Komisyonu arasındaki pozitif gündem, görev değişikliği gerekçesiyle 2014 de sonlandırılmıştır.

       Türkiye-AB ilişkilerinde, 2015 de Suriye’den düzensiz göçe yol açması nedeniyle önemli gelişmeler yaşanmıştır. 29 Kasım 2015 – 7 Mart 2016 ve 18 Mart 2016 Türkiye-AB zirveleri, katılım müzakereleri, üst düzey diyalog, vize serbestisi, GÖÇ yönetimi yük paylaşımı, terörle mücadele ve Gümrük Birliği çalışmaları hakkında kararlar alınmıştır.

      Türkiye 20. Yüzyılda yaşadıklarını hesaplayarak, AB. İle göç anlaşmasının maddi boyutu yanında, üstlendiği risk karşılığında AB ÜYELİĞİNİ neden dayatmadığını, dayatamadığını sormamız ve düşünmemiz gerekmektedir.

       15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında, AB’nin Türkiye’ye karşı dayanışma eksikliğini doğururken, 13 Aralık 2016 AB zirvesinde “mevcut koşullar altında yeni fasılların müzakereye açılmasının DÜŞÜNÜLMEDİĞİ” belirtilmiştir.

       26 Mart 2018 Varna Zirvesinde sadece Türkiye’nin adaylığına vurgu yapılmakla yetinilmiştir. Buna rağmen 26 Haziran 2018 de AB Genel İşler Konseyi; “Türkiye’nin AB’den uzaklaşmakta olduğu, katılım müzakerelerinin fiiliyatta durma noktasına geldiği, yeni fasılların açılmasının ve kapatılmasının DÜŞÜNÜLMEDİĞİ ve Gümrük Birliği güncellemesi müzakerelerinin başlatılmasının ÖNGÖRÜLMEDİĞİNİ” belirtmiştir. AB metinlerinde katılım müzakerelerinin “durma noktasına” geldiği ifade edilmiştir.

      Türkiye AB Ortaklık Konseyi, 15 Ocak 2019 da Yüksek Düzeyli Ulaştırma Diyaloğu Toplantısı, 31 Ocak 2019 de Bükreş’te yapılan GAYRİRESMİ Dışişleri Bakanları Toplantısı, 28 Şubat 2019 da Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog Toplantısı, sonrasında 15 Mart 2019 da toplanmıştır.

      2019 Yılı, DOĞU AKDENİZ ve Suriye konularında artan GERGİNLİK, derinleşen GÜVENSİZLİKLE başlamış, 15 Temmuz 2019 AB Dış İlişkiler Konseyi, Türkiye’nin DOĞU AKDENİZ Hidrokarbon faaliyetlerine karşı bazı adımlar atılması, Kapsamlı Hava Taşımacılığı Anlaşması müzakerelerinin askıya alınması, ORTAKLIK KONSEYİ ve ÜST DÜZEY diyalog toplantılarının GERÇEKLEŞTİRİLMEMESİ ve 2020 “KATILIM ÖNCESİ MALİ YARDIM ARACI” kapsamında ki fonlarda kesintiye gidilmesini kararlaştırmıştır. Böylece Türkiye-AB işbirliği ve istişare mekanizmaları askıya alınmıştır.

      2020 sonunda, Doğu Akdeniz de gerginliğin DÜŞÜK tutulması şartıyla; Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, halktan halka temas, hareketlilik, kamu sağlığı, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ve terörle mücadele SURİYELİLERE yardımda bunulmaya DEVAM edilmesi, göç alanında işbirliğinin güçlendirilmesi gibi unsurlar dile getirilmiştir. SURİYELİLERE yardımın maddi boyutu 6 MİLYAR Euro’nun üzerinde olup, birçok şarta bağlanmıştır.

      2021 ve 2022 de bazı konularda AB ile Yüksek Düzeyli diyaloglar tesis edilmiş olsa da Gümrük Birliği güncellenmesi dâhil gündemi hayata geçirmeye yönelik somut kararlar ALMAMAYA AB devam etmiştir.

      29-30 Haziran 2023 AB Zirve sonuçlarında “DOĞU AKDENİZ” başlığı önceki kararlar doğrultusunda ve Türkiye’de yapılacak seçimler sonrasında bir rapor hazırlanmasına karar verilmiştir. Söz konusu rapor 29 Kasım 2023 de AB Komiserler Kurulunda kabul edilmiştir. 17-18 Nisan 2024 de AB Devlet ve Hükümet Başkanları Özel Zirvesi’nde Ortak Bildirim ele alınmıştır.

      Zirve Sonuçları; KIBRIS ’ta çözüm görüşmelerinin yeniden başlatılması, Türkiye-AB işbirliğinin daha da güçlendirilmesi, DOĞU AKDENİZ de istikrarlı ve güvenli bir ortam ile Türkiye ile karşılıklı çıkara dayanan bir ilişkinin GELİŞTİRİLMESİNİN AB’nin çıkarına olduğu, Türkiye’nin Ortak Bildirim de tanımlanan işbirliği alanlarında ilerleme sağlanması için yararlı olacağı, AB Daimi Temsilciler Komitesi’nin, ilgili kurumların yetkinliklerine saygı duyularak daha önceki ZİRVE kararları doğrultusunda ve AB Konseyi’nin REHBERLİĞİNDE, aşamalı, orantılı ve geri döndürülebilir şekilde ORTAK BİLDİRİM’ in tavsiyeleri üzerinde çalışmak üzere AB Konseyi tarafından görevlendirildiği belirtilmiştir. Diğer tarafta Ermenistan’ın Avrupa Birliği’ne üye olmasının ayak sesleri gelmektedir.

      Hiç düşündünüz mü? 1981 de Yunanistan’ın, 2004 de Güney Kıbrıs Rumları ’nın, 2007 de Bulgaristan ve Romanya’nın AB’ye nasıl üye yapıldıklarını. Bu Hıristiyan Dünyası’nın TÜRK ve TÜRKLÜĞE karşı yürüttüğü kin ve nefretin sonucu değil midir?  SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI iddiaları Avrupa Adalet Divanı Kararı ile HUKUKEN geçersiz olduğu ortada iken, SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMINI tanıyan AVRUPA BİRLİĞİ ülkeleri ile neden HUKUKİ yoldan mücadele edilmemektedir?

      TÜRK DÜNYASININ 250.000.000 Nüfusu neden dikkate alınmamaktadır? Ki, TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI  toplantısı 23-25 Ekim 2024’de KIRGIZİSTAN’ın başkenti BİŞKEK’te yapılacaktır. Türkiye, Teşkilatın “2040 TÜRK DÜNYASI VİZYONU ”nun neresinde yer almaktadır? Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan’ın yanında Azerbaycan’da adımlarını atarken, Türkiye’nin ismi neden yoktur?

      TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI ’nın çalışmaları en çok Rusya ve Çin tarafından dikkatle izlenmektedir. Fakat Türkiye Dışişleri Bakanı bugün ki açıklamasında “Türkiye sadece BRICS’i değil, ayrıca ASEAN’ı (Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği) da değerlendiyor” “AB ile bizim ekonomik entegrasyonnumuz üyelikle taçlansaydı, belki biz birçok konuda bu türden bir arayışta olmayacaktık” ifadelerini kullanmıştır. BRICS üyeliği hakkında sürecin devam ettiğini açıklayan bakan, “Çünkü BRICS’in kendisi de evriliyor. O da bir kimlik arayışı içerisinde, kurumsallaşma içerisinde” demiştir.

     Yine yazım uzadı. Ancak şu Türkiye’nin değerlendirdiği ASEAN nedir? Kısaca bakalım; AB de olduğu gibi bilgiyi yine Dışişleri Bakanlığı sayfasından alarak;

      ASEAN: Kuruluş Tarihi: 1967, Merkezi Cakarta,

Üye Ülkeler, Endonezya, Malezya, Tayland, Filipinler, Singapur, Bruney, Vietnam, Laos, Myanmar ve Kamboçya.

Diyalog Ortakları; AB, ABD, Kanada, Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Japonya, Güney Kore, Hindistan, Avustralya ve Yeni Zelanda dır.

Sektörel Diyalog Ortakları; İsviçre, Norveç, Pakistan, TÜRKİYE

      2005 yılı Aralık KUALA LUMPUR’da 11. ASEAN Zirvesi, Örgütün gelişiminde önemli bir aşama teşkil etmiştir. Söz konusu zirve sırasında ele alınan konular arasında ASEAN Topluluğunun teşkili, 2015 sonrası ASEAN Vizyonu, Güney Çin Denizi üzerindeki hak iddiaları, “Küresel Ilımlılık Hareketi” ve aşırılık ve terörizmle mücadeleye dikkat çekilmiştir.

      Türkiye, ASEAN ile kurumsal ilişkilerini geliştirme kararını 1999 yılında almış, bu çerçevede diyalog veya SEKTÖREL DİYALOG ORTAĞI olmak için niyetini beyan etmiştir. Temmuz 2010 da yapılan 43. ASEAN Dışişleri Bakanları Toplantısı sırasında taraf olmuştur. Ayrıca ülkemiz ASEAN üye ülkelerinin oluşturduğu polis teşkilatı olan ASEANPOL’e 2014 yılında gözlemci üye olmuştur.

      BÖLGE DIŞI ÜLKELERİN ASEAN’a tam üye OLMALARI MÜMKÜN DEĞİLDİR. Örgütün bölge dışı ülkelerle yürüttüğü kurumsal ilişkilerde en ileri statü olan DİYALOG ORTAKLIĞI konusunda ise ASEAN tarafından moratoryum ilan edilmiş bulunmaktadır.

      Türkiye’nin ASEAN ile KURUMSAL ilişkiler tesis etme hedefi çerçevesinde nihai hedefi DİYALOG ORTAKLIĞIDIR. Ancak mevcut moraturyumun kaldırılmasına yönelik herhangi bir eğilimin BULUNMAMASINDAN dolayı TÜRKİYE-ASEAN ilişkilerinde ivme kaybedilmemesini teminen 2015 yılında ASEAN ile SEKTÖREL DİYALOG ORTAKLIĞI (SDO) tesis edilmesine yönelik çalışmalar başlatılmıştır.

      ASEAN ile SEKTÖREL DİYALOG ORTAKLIĞIMIZ çerçevesinde 2019-2023 yılları arasında işbirliği yapılacak alanları içerir “PRATİK İŞBİRLİĞİ ALANLARI” belgesi 18 Temmuz 2019 tarihinde CAKARTA’da yapılan ASEAN-TÜRKİYE ORTAK SEKTÖREL İŞBİRLİĞİ KOMİTESİ ikinci toplantısında kabul edilmiştir.

      Sayın Bakanımız, 30 Temmuz 2019 tarihinde o tarihteki Dönem Başkanı Tayland Dışişleri Bakanı ve ASEAN Genel Sekreteri ile yaptığı ÜÇLÜ TOPLANTIDA, anılan belge kapsamında düzenlenecek olan PROJELERİN FİNANSMANI için kurulan fona BİR MİLYON ABD DOLARI tutarında bütçe tahsis ettiğimizi açıklamıştır. Söz konusu KATKIMIZ 2019 Aralık ayında ASEAN Sekretaryasına iletilmiştir.

      Önümüzdeki dönemde, ASEAN ile TESİS EDİLEN kurumsal işbirliğimizin geliştirilmesine yönelik olarak söz konusu fondan istifadeyle düzenlenen işbirliği projelerinin artırılması başta olmak üzere birçok alanda çalışmalar yürütülmesi öngörülmektedir.”

      Anlayacağımız ASEAN ile yapılacak her şey zaten yapılmıştır…

      Bekleyelim 22-24 Ekim 2024 BRICS Tataristan’ın Başkenti Kazan’da – TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI 23-25 Ekim 2024’de KIRGIZİSTAN’ın başkenti BİŞKEK’te yapılacaktır. ASEAN’da ki çizgimizin nereye gideceğini de elbet bir gün göreceğiz…


Yazıları posta kutunda oku


“AVRUPA BİRLİĞİ ve BRICS ÜYELİĞİ” için bir yanıt

  1. Sonderece önemli bir yazi, tesekkürkler. Kaynak vererk kullandim. Selamlarimla.
    Hakki Keskin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir