TARİH AFFETMEZ KAYIT EDER

Osmanlı, yükselme döneminde bir Avrupa kıtası büyüklüğünde topraklara sahipti.

Ne oldu da böylesine büyük bir Türk Devleti durakladı, geriledi ve yıkıldı?

Hepsinin nedeni liyakatsız yöneticiler ya da yeteneksiz padişahlar ve Anadolu Türküne Türk olduğunu unutturma siyaseti.

Azınlıklar alınmasın, onlar gücenmesin gerekçesiyle ülkenin asli unsuru Türklere “TÜRKÜM” demeyi adeta yasaklayan yönetim, er ya da geç kaçınılmaz sonuç, yıkılmaya mahkûmdur.

Ne tekimde öyle oldu?    

Padişahların pek çoğunun hanımının, analarının Türk olmaması da bir başka etkendi.

Bizdeki bir kesimin büyük çoğunluğunun“ Osmanlı Torunuyum” demesi tarih bilmediklerindendir.

Osmanlı elbette benim de atam, soyum ve tarihim. Övünülecek yerleriyle övünmek hakkım olduğu kadar, yerilecek yerlerini de bilmem hakkımdır.

Siz ne kadar aksaklıkları görmeseniz de, görmezden gelseniz de tarih affetmez, unutmaz ve kayıt eder.

Bu çirkinliklerden birisi de III. Mehmet olayıdır.

Nedir bu olay?

III. Murat 1595’de ölür. Yerine oğlu III. Mehmet tahta geçer. III. Murat’ın cesedi saraydan çıkarken arkasından 39 tabut daha çıkar.

Ayasofya Camisi avlusundaki türbede dikkatinizi çekti mi?

Burada defnedilmişlerin 20’si oğlu, 23’ü kızıdır III: Murat’ın. Hepsinin de ölüm tarihi: 1595’dir.

İlginç değil mi?

Soralım öyleyse, 1595’de ne oldu?

Saraya salgın mı, kıran mı geldi, deprem mi oldu?

Keşke bunlardan birisi olsaydı.

Hayır ne salgın, ne kıran neden deprem oldu.

III: Murat öldükten sonra yerine oğlu III: Mehmet tahta çıktı.

Gayet normal değil mi, geleneklere de uygun.

Gel gör ki III: Mehmet’in ilk işi kardeşlerinin hepsini boğdurmak oldu.

Ne acı ki babasının tabutu çıkarken arkasından 39 tabut daha çıkıyordu. Utanç verici bir manzara!

Tam tamına 19 erkek, 20 kız kardeşini öldürtmüştü.

Öldürmeye alışan III: Mehmet bunlarla yetinmemiş, babasının gebe eşlerini, ergenlik çağındaki kardeşlerinden gebe kalmış 7 cariyeyi de denize attırarak öldürtmüş.

İş o kadar insanlık dışı bir vahşetti ki, genç şehzadelerden birisi, “Ne olur beni, kestanelerimi yedikten sonra boğun” diye yalvarıyormuş.

Mekânı cennet olsun Evliya Çelebi biraz abartır ama. “Bir şehzadenin annesinin memesinden sökülüp alındığını, boğulurken emdiği sütün burnundan geldiğini” yazmış.

Anasından emdiği süt, burnundan geldi” deyimi oradan gelmiş olmalı.

Yine E. Çelebi’ye göre, bu vahşet karşısında, “İstanbul halkının feryatlarını gökteki melekler” bile duymuş.

Nasıl bir ruh hali ise III. Mehmet bunlarla da yetinmemiş, 16 yaşındaki kendi öz oğlunu da öldürtmüş.

Kanlı bir vahşetle tahta oturan III. Mehmet ölür. Yerine I. Ahmet tahta geçer. III. Mehmet’in cenaze namazı Ayasofya’da kılınacaktır. Fakat genç padişah I. Ahmet törene katılmammış ve “Taht sahibi olmak için 39 kardeşini ve bir oğlunu öldüren adam babam da olsa katildir. Ben katil bir adamın cenazesini kılmam! Varın siz kılın!” diyerek namaza daveti reddetmiştir.

Demek ki tarih unutmuyor. Önemli olan okumak, araştırmak ve ders almaktır.

Siz, Osmanlı Torunuyuz diye geçinen çakma Osmanlı Torunları, okuduğunuz için teşekkürler.

Tarihimizi bilelim, ders alalım, hata yapmamaya özen gösterelim. Emperyalistlerin düzen kurduğu bu dünyada yıkılmadan yarınlara ulaşalım. Torunlarımıza güçlü, saygın ve medeni bir ülke ve gelecek bırakalım.

Esen kalınız.


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir