YURT-DIŞI SEYAHATLARINDA SALTANAT, BİR GEÇMİŞE VURGU, VE DÜŞÜNCELER
Dr. Ferruh Demirmen
Sn. Cumhurbaşkanı T. Erdoğan’ın yurt-dışı gezilerinde bir saltanat havası süre-gelmektedir.
Bunun Türkiye için ne anlama geldiğini mercek altıa alalım, ve bu vesile ile bir geçmişe atıf yapalım.
Almanya futbol maçları
Salatanat havasının bir göstergesi, 2 Temmuz Salı günü Euro 2024 Türkiye-Avusturya maçında gerçekleşti. Almanya’da Leipzig Stadyumu’nda oynanan maçta Türkiye’nin 2-1 galip gelmesi ile Türkiye çeyrek finale yükselmişti. Erdoğan ve devlet şürekası, bu maçı seyretmek için Leipzig’de akşam saatlarında çok büyük bir konvoy ile dolaştı. Erdoğan’ın onayı ile olacak, bir habere göre Türkiye Futbol Federasyonu 3 milyon euro’yu aşan bir masrafla 613 kişiyi bu maç için Almanya’ya davet etti. Federasyon daha sonra bu haberi tekzip ederek sadece 197 kişinin özel olarak davet edildiğini belirtti.
Buna benzer bir olay, 6 Temmuz Cumartesi günü saat 22:00 de Berlin’de oynanan Türkiye-Hollanda futbol maçınde gerçekleşti. T. Erdoğan, aceleyle aldığı bir kararla “TUR” uçağıyla Berlin’e gidiyor, kalabalık şürekası ile gecenin erken saatlarında Berlin caddelerini renklendiriyor, vızır vızır dolaşıyordu (foto-1). Ancak tribünde büyük bir umutla yer alan Erdoğan, Türkiye’nin Hollanda’ya 2-1 yenilmesiyle aradığını bulamadı.
Seyahat giderleri Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hazinesi’nden ödendi. Bu masraflar Türkiye medyasında söz konusu olmadıysa da, yabancı medyada eleştiri konusu oldu. Büyük bütçe sıkıntısı olan ve tasarrufa gitmesi beklenen Türkiye’nin, bu tarzda davranması ne anlam taşıyordu? https://turkishminute.com/2024/07/08/erdogan-oversized-convoy-berlin-criticized-amid-austerity-measure/
Son ABD gezisi
Yukarıdaki tasarrufsuzluğa benzer olaylar Erdoğan’ın NATO 75.ci zirve toplantısında da gerçekleşti. 12 Temmuz 2024’de Washington D.C.’de yapılan toplantıdan 3 gün önce Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, beraberindeki heyetle birlikte özel uçakla ABD’ye gitti. Anlaşılan CB’nı heyetiyle ABD karşılamak için. CB Erdoğan ise toplantıya Airbus 330-200 tipi özel uçakla giderken geziye 4 uçak daha eşlik etti. Biri kendisi için, biri heyeti için, biri kadrosu için (yolcu uçakları), diğerleri makam arabaları, ekipmanlar ve zırhlı araçlar için (askeri kargo uçakları).
Böylece toplam 5 uçakla gidildi. Erdoğan ile birlikte ABD’ye giden heyette Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın, ve diğer yetkililer vardı. Sanki bir güç gösterisi!
Evet, 5 uçak! Öte yandan NATO’nun yeni iki üyesi “fakir” İsveç ve Finlandiya’nın liderleri ise daha az masraf yapmak için küçük bir uçakla ABD’ye gitti.
Makam arabalarının, ekipmanların ve zırhlı araçların askeri kargo uçakları ile ABD’ye sevki başlı başına bir soru işareti. Anlaşılan CB Erdoğan, ev sahipliği yapan ABD’nin güvenlik tedbirlerine inanmıyor, kendisine yapılabilecek bir saldırıya karşı koruyacağından emin değil, ve kendisi ve kadrosu için makam arabalarını, ve onlara ilişik ekipmanlarını ve zırhlı araçlarını da askeri kargo uçağı ile beraberinde götürüyor! Başka bir deyişle, uzak bir ülkeye yapılacak uçak seyahatında kendi güvenliğini beraberinde getiriyor.
Şüphesiz diğer NATO ülkeleri liderleri böyle bir yönteme başvurmadılar. Bu durumun psikoljik yönünü okuyucuların takdirine bırakalım.
Olayın başka bir yönü de, Erdoğan ve eşi Emine Hanım, NATO resmi akşam yemeğine katılmış ise de, tercümanlara ihtiyaç olmaları nedeniyle sohbet ve fikir alışverişi konusunda zorluk içinde idiler. Ve ne yazık ki, yemek sofrasında sadece davetli NATO liderleri yer alıyor, tercümanlar için bu olanak tanınmıyordu.
Erdoğan’ın 5 uçak içeren ABD gezisi diğer parti liderleri tarafından eleştiri konusu oldu. Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Erdoğan ve heyetinin, geceliği 30 bin Euro olan otelde kaldığını iddia etti; buna benzer eleştiriler Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan tarafından geldi.
Kayda değer ki, bütün bu masraflar Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 13 Mayıs 2024’te açıkladığı, kamuda tasarruf tedbirlerine ters düşüyordu. Yapılan son bir ankette Türkiye’nin en büybük sorunu nedir sorusuna cevap verenlerin % 64.6’sı, ekonomi ve pahalılık olduğunu belirtti. Ve Türk-İş verilerine göre, Temmuz’da açlık sınırı yaklaşik 19 bin TL’ye yükseldi. Bu gerçekler … ve bir saltanat havası!
2017 ABD gezisi
Yedi yıl önceki bir ABD ziyaretine göz attığımızda da saltanat görüntüleri vardı; örneğin, CB Erdoğan’ın zırhlı Mercedes makam arabasını ve özel korumalarını beraberinde ABD’ye getirmesi, ve ziyaretten önce üst kademedeki devlet erkȃnının ABD’ye gitmesi.
Ancak bu diplomatik ziyarette dikkati çeken gelişme, Erdoğan’ın beraberinde getirdiği korumaları ile ilgili idi. 16 Mayıs 2017’de Erdoğan, ekibi ve korumaları Türkiye Washington B. Elçisi Serdar Kılıç’ın rezidansının önüne geldiğinde, elinde PYD (Demokratik Birlik Partisi) bayrağı ve “Demirtaş’a özgürlük” pankartları olan birtakım protestocular rezidansın önünde toplanmıştı. Aniden protestocular ve Erdoğan’ın destekçileri arasında bir arbede yaşandı; her iki tarafta da kanlar aktı (foto-2). Kavgaya ABD vatandaşı küçük bir grup ta katıldı. Erdoğan arbedeyi bir süre arabasından izledi.
Beyaz Saray’dan sadece 1.6 km. uzaklıkta oluşan bu olay, ABD basınında ve Kongre’de güncel konu oldu ve kınandı. ABD yetkilileri protestoculara olan saldırıyı “tahrik-dışı” ve gereksiz olduğunu, barışçıl gösterişlerin ABD Anayasa’sında garanti altına alındığını belirtiyor, Türkiye ise karşı girişimi meşru müdafaa olarak savunuyordu. Erdoğan’ın 24 kişilik korumalarının 15’ü aleyhine cezai kavuştırma açıldı; daha sonra kavuşturmadan vazgeçildi.
Tanınmış ABD Senatörü John McCain, Türkiye’nin Washington B. Elçisi’nin ABD’den sınır dışı edilmesini ileri sürdü.
Bu olaylar ABD’de gündem konusu olurken 3 gün sonra, 19 Mayıs’da, Texas Temsilciler Meclisi, bir papaz kökenli milletvekili tarafından 4 ay önce gündeme getirilen ve askıda olan “Ermeni Soykırımı”nı tanıma tasarısını (“Texas HR-191”) alel-acele onayladı. Türkiye’nin prestiji darbe yerken, Ermeni sorununda yeni bir rezalete fırsat verilmiş oldu.
Düşünceler
2017’de Parlamenter sistemden Başkanlık rejimine geçiş, ve Siyasi İslam ve “Tek Adam” otokrasiyi de beraberinde getiren değişiklik, Atatürk Türkiye’si için geriye dönüşü olmayan bir gelişme olmuştur. Siyasi İslam’a geçişle ülke bir anlamda sığınmacılar tarafından işgȃl edilmiştir.
CB Erdoğan’ın 2014’e kadar Cumhurbaşkanlığı rezidansı olarak kullanılan ”ikonik” Çankaya Köşkü’nden vazgeçip kendisine Ak Saray Külliyesi’nde yaklaşık 1000 oda içeren yeni bir “Saray” inşa ettirmesi de, bir saltanat dönemine yol açmıştır. Bu vesile ile Türk halkından “tasarruf” istemleri, bu Dünya Lideri için geçersiz kalmıştır.
Bütün bu gelişmelerin Türkiye’nin gidişatını ve uluslararası prestijini nasıl etkilediği konusunun daha fazla irdelenesi, okuyucuların takdirine bırakılmıştır.
Dr. Ferruh Demirmen, 9 Ağustos 2024.
Bir yanıt yazın