50 YIL SONRA “BİZİM” DİYEBİLECEĞİMİZ BİR ÜLKEMİZ OLACAK MI?

Matematik, bir düşünme becerisidir.
Matematik, neden ve sonuç çizgisinin hatasız işleyen mantıksal yaklaşımıdır.
Matematik, herhangi bir konuyu farklı açılardan gözlemlemek, farklı açılardan yüzde yüze yakın doğru kararlar alma aracıdır.

Şimdi siz vatansever dostlarımı çok uzun, çok karmaşık demeden sonuna kadar bu yazıyı okumaya, matematiğin bir dalı olan istatistiksel olasılıkları çok basit ve anlaşılır bir şekilde kullanarak incelemeye davet ediyorum.

Tüm gerçekler matematiksel metodlarda…
Lütfen bundan sonrasını çok daha dikkatle okuyalım ve nasıl bir felakete doğru süratle yol aldığımızı hep birlikte görelim.

Makyajlı çok güvenilir (!) TÜİK rakamlarına göre:
Türkiye’de Geçici Koruma Statüsü ile bulunan yabancı sayısı: 3.115.000 (Üç Milyon Yüz On Beş Bin)
İkamet izni verilen verilen yabancı sayısı: 1.130.000 (Bir Milyon Yüz Otuz Beş Bin)
Kaçak göçmen sayısı: 2.661.000 (İki Milyon Altı Yüz Altmış Bir Bin)
Vatandaşlık verilen yabancı sayısı: 250.000 (İki Yüz Elli Bin)
TOPLAM: 7.156.000

Bağımsız kaynaklara göre toplam yabancı sayısı: 12.500.000

  • (Biz bu resmi ve gayriresmi verilerin ortalaması olan 9.562.000 /Dokuz Milyon Beşyüz Altmış İki Bin/olduğunu kabul ederek hesaplamaya devam edelim.)

Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2024 yılı genel nüfusu: 85.372.000

Türkiye Cumhuriyeti yerli vatandaşlarında 1 yıllık kaba doğum oranı: %1.62
Türkiye Cumhuriyeti yabancılarda 1 yıllık kaba doğum oranı: %5.30
*(Aslan payı Suriyeli sığınmacı ve kaçak Afganistan uyruklu göçmenler de)

Türkiye Cumhuriyeti yerli vatandaşlarında 10 yıllık kaba doğum oranı: %16.20
Türkiye Cumhuriyetinde ki yabancılarda 10 yıllık kaba doğum oranı: %53

Türkiyede ki sığınmacı ve kaçak göçmenlerin yaş ortalaması 23 (Yirmi Üç)
Türkiyede ki yerli vatandaşların yaş ortalaması ise 34 (Otuz Dört)
Türkiyede ki yerli vatandaşlarda yıllık ölüm oranı ‰5.50 (Binde Beş buçuk)

  • (İstatiksel hesaplama yaparken sığınmacı ve kaçak göçmenlerden ortalama 10 yıl yaşlı olan yerli vatandaşlarının ölüm oranının daha fazla olacağını unutmayalım.)

Yıl: 2024 (Günümüz)
Mevcut yabancı nüfus: 9.502.000
Yabancıların genel nüfusa oranı: %11.25

  • (Bundan sonra her 10 yıl için kabaca hesaplanmış olan nüfus artışı yukarıda elde edilen 10 yıllık artış yüzdesi rakamına göre hesaplanmıştır.İstatiksel rakamlara 49 yıl içinde ki ölümler dahil edilmemiştir.)

Yıl: 2034
Yabancı nüfus: 16.033.000
Yabancıların genel nüfusa oranı: %18

Yıl: 2044
Yabancı nüfus:26.854.000
Yabancıların genel nüfusa oranı: %26

Yıl: 2054
Yabancı nüfus: 44.980.000
Yabancıların genel nüfusa oranı: %33

Yıl: 2064
Yabancı nüfus: 75.330.000
Yabancıların genel nüfusa oranı: %42

Yıl: 2069 (49 Yıl Sonra)
Yabancı nüfus: 85.750.000
Yabancıların genel nüfusa oranı: %52

Görüldüğü üzere 45 yıl sonra Türkiye’de yaşayan yabancı nüfus %52 çoğunluğa erişerek tek başına iktidara, mecliste çoğunluğu sağlayarak anayasayı ve tüm kanunları değiştirme çoğunluğuna sahip olmaktadır.

Bu kadar mı?
Elbette değil
TÜİK rakamlarına göre;
Nüfusa göre TC vatandaşlarının suç işleme oranı 0.32
Nüfusa göre sığınmacı, kaçak göçmen ve yabancı uyruklu kişilerin suç işleme oranı 0.68

Bu ne demek?
Türkiye Cumhuriyetine sığınan yabancıların suç işleme oranı Türk vatandaşlarının suç işleme oranının iki katından daha fazla… (Birinci sırada Suriye uyruklular yer alırken ikinci sırada Afganistan uyruklular bulunmaktadır. Bu suçların neredeyse tamamı yüz kızartıcı suçlar olan taciz, tecavüz, pedofili, hırsızlık dolandırıcılık,sahtekarlık, evrakta sahtecilik, cinayet, gasp ve yaralamadan oluşmaktadır.)

Bu ne demek?
Bir ulus kendi yavrularının cehenneme dönüşecek yarınlarına elleriyle odun taşımaktadır demek.

Bu ne demek?
Potansiyel Afganistan, Suriye, Irak olma yolunda çok istikrarlı bir şekilde yol alıyoruz demek.

Bu insanları iyilik ve güzellikle ülkelerine geri göndermenin vakti gelmiş ve hatta geçmektedir.
Kendi ikbal ve menfaatleri için bu insanları kontrolsüz bir şekilde ülkeye sokup, kendi halkından çok onlara değer verenlere gereken cevabı vermek ise yavrularımıza olan namus ve boyun borcumuzdur.

Gerçek beka sorunu bu yanlış ve sonu felakete gidecek olan sığınmacı politikasıdır.
Dünyada böylesine akıl ve mantık dışı bir sığınmacı politikası uygulayan ilk ve tek ülke Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.
Gerçek vatana ihanet suçu budur.
Bu politikaları görmemezlikten gelmek, aynı suça iştirak etmektir.

Bir defa daha altını çizerek tekrar ediyorum.
iyilik ve güzellikle sığınmacıların ivedilikle kendi vatanlarına dönüşünün sağlanması Türkiye Cumhuriyeti Devleti için hayatı bir önem arz etmektedir.


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir