7 Mayıs 2024 tarihinde İstanbul’da bir özel lisede okul müdürü bir öğrenci tarafından tabanca ile ateş edilerek öldürülmüştü.
Bir öğretmenin öldürülmesi, Orhan Veli şiirinde “ Birdenbire,/Birdenbire;/Her şey birdenbire oldu” dese de yıllardan beri öğretmenlerin öldürülmesi birden bire olmadı!
Öldürülen öğretmenimize rahmet, acılı ailesine sabırlar diliyorum.
***
Öğretmenlerin düşünsel olarak çok parçalı hale getirilmesiyle Türkiye’de öğretmen sendikaları enflasyonu bulunmaktadır.
Mevcut sendikalardan bazılarının idarecileri bu elim, vahim vakıayı protesto etmek için Türkiye’de 10 Mayıs Cuma günü öğretmenlerin “bir gün iş bırakması “ ve eylem yapma kararı almışlardı.
Bu nedenle anılan tarihte öğretmenler işe gitmedi ve çeşitli kentlerde eylemlere katılmıştı.
Bu kara kapsamında:
· Ankara’da Eğitim-İş, Eğitim-Sen, Hürriyetçi Eğitim-Sen, Anadolu Eğitim-Sen, Öğretmenler Sendikası, TEÇ-Sen, Genç Eğitim-Sen ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenler İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanmış ve okulda şiddet protesto edilmiş.
· İstanbul’da da Türk Eğitim-Sen üyesi öğretmenler İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanılmış ve açıklama yapılmış.
· Anılan eylemlerde terör örgütü PKK’nın şehit ettiği Ayşenur Alkan, Arzu Özsoy, Necmettin Yılmaz, Şenay Aybüke Yalçın, Neşe Alten, Ayşe ve Numan Konakçı, Yasemin ve Bayram Tekin’in,Rabia Sevilay Durukan, Mehmet Aktaş, Ayhan Kökmen, Ceren Damar Şenel, Necmettin Kuyucu, İbrahim Oktugan öğretmenlerimiz ve adları zikredilmeyenler öğretmenler de anılmış.
Ya sonra!
Birçok milli acılarımızda ve meselede olduğu gibi olacak.
Unutulacak.
Sonra eski hamam eski tas!
Türk Eğitim dizgesi(sistem) ve öğretmenlerin sorunları bir başka neden ile gündeme gelinceye değin küllenip kalacak.
Bazı anımsatmalar:
1-SAKARYA SAVAŞININ EN BUNALIMLI GÜNLERİNDE ANKARA’DA MAARİF KONGRESİ TOLANIYOR.
· Tepe tepe kullandığımız bu topraklar üzerinde Cumhuriyet Devrimlerini gerçekleştiren kadroların önderi Meclis Başkanı ve Başkomutan Mustafa Kemal’in Sakarya Savaşı (10Tem./13 Eyl.) ‘nın en bunalımlı günlerinde verdiği direktifi ile Ankara’da 15/21 Temmuz 1921 tarihleri arasında Maarif Kongresi yapılmıştı.
· Hatta Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa “Paşam maarif kongresinin iptalini istiyorum” dediğinde O’nun ” En büyük savaş cehaletle yapılan savaştır” sözü eğitimin ne denli önemli olduğunu anlatır.
· Cepheden gelerek yaptığı açılış söylevinde öğretmenlere (Özet):
“ Saygıdeğer Hanımlar, Efendiler,
Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara özellikle varlığı ile, hakkı ile, birliği ile taarruz eden genel olarak yabancı unsurlarla mücadele gereğini ve millî düşünceleri boğmaya çalışan her karşı fikre şiddetle ve özveri ile savunmanın gereği öğretilmelidir….. Milletimizin temiz karakteri yetenek ile doludur. Ancak bu doğal yeteneği ortaya çıkarabilecek yöntemlerle donatılmış vatandaşlar gereklidir. Bu görev de sizlere düşüyor.” demişti. (1 )
· Hata ve hatta 25 Kasım 1920’de TBMM’de alınan bir kararla öğretmen ve öğrencilerin askerlik yükümlülükleri de ertelenir.
2-ABD VE TÜRKİYE “MÜŞTEREK EĞİTİM KOMİSYONU” KURUYOR
· CHP iktidarı dönemiminde,27 Aralık 1949 tarihinde, ABD ve Türkiye “Müşterek eğitim komisyonu” kurulması için bir anlaşma imzalar.
· Anlaşmayı yasalaştıran TBMM 13 Mart 1950 tarihinde çıkardığı 5596 sayılı yasa,18 Mart 1950 tarihinde de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girer.
· Bu anlaşma, 45 yıl sonra,1994 yılında güncellenir.
· Komisyon’un adı “Milli Eğitimi Geliştirme Komisyonu” olur ve üye sayısı 60 kişiye çıkarılır.
· Komisyonda 40 kişi ABD vatandaşı ve Komisyon Başkanı da Amerikalı olarak devam eder.
· Bu anlaşma gerçekte CIA Projesi olan FETÖ projesinin de, eğitim dünyasında yer almasını sağlayan sömürge projesidir.
· Anlaşma ile, 2008 ile 2010 yılları arasında Türkiye’nin geleceğinin liderleri olarak 100’den fazla kişiyi eğitip yetiştirdiği de iddia edilmektedir.(2)
Görüldüğü üzere 1946’da başlayan süreçte her alanda olduğu gibi Türk eğitimde nitelik ve nicelik (kalite, kantite ) erozyonu süregelmekte.
Günümüzde hala ikili öğretim yapan okullar bulunmakta. Eğitimin son basamağı olan üniversitelerin nitelik sorunu , durumu malum.
NE YAPILMALI?
Sorunun yanıtı Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözlerinde yer almaktadır :
· “Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.”
· “Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.”
· “Öğretmenler; Cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesli sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin beceriniz ve fedakarlığınızın derecesiyle orantılı olacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister.”
· “Ben, manevî miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır.” sözlerinin anlamını gerçekleştirmek için millet olarak, başta da öğretmenler ezberlerini sorgulamaya başlaması ilk adımdır.
Atatürk, zihnin eylemsizleştirilerek, ulusun yaşadığı çağın dışına sürükleyen saplantıların yaratacağı tehlikeye dikkat çekmektedir. Manevi miras olarak da insanı aklın yoluna yönelten bilimi bıraktığını söylemesine karşın Türk milli eğitimin durumu malum.
15 Aralık 1968’de 4 günlük bir grevi başarı ile gerçekleştiren
TÖS(Türkiye Öğretmen Sendikası)’nın kurucu başkanı Fakir Baykurt ve köy enstitülü yönetim kurulu üyesi öğretmenlerimizi saygı ve sevgiyle anıyorum.
Çünkü: Onlar Cumhuriyet devrimlerini bayrak yapmış olanlardı.
(1 ) https://www.atam.gov.tr/ataturkun-soylev-ve-demecleri/egitim-kongresini-acarken
(2 ) https://www.aydinlik.com.tr/haber/milli-egemenligimiz-amerikanin-ipotegi-altinda-138424
Bir yanıt yazın